"Çocuklarla iletişimde görselliğin önemi düşünüldüğünde, içerisinde cümleleri olmayan bir kitap da derdini gayet güzel anlatabiliyor. Sıkıcı, didaktik bir yapıyla kaleme alınmış metinler yerine, görselliğin adım adım duygulara dokunduğu bir sessizlik kuşkusuz her çocuğu özgürleştirir."
07 Haziran 2021 09:00
İçerisinde yazılı metinleri olmayan, sadece görsellerden oluşan kitaplara sessiz, sözsüz ya da yazısız kitaplar deniyor. Sessiz kitaplar aslında çocuk edebiyatı için yeni bir kategori değil. Çocuklarla iletişimde görselliğin önemi düşünüldüğünde, içerisinde cümleleri olmayan bir kitap da derdini gayet güzel anlatıyor. Hatta belki çocuk için daha da verimli olabiliyor.
Biz yetişkinler yazısız kitapları farklı bir kategori olarak görüyoruz ama çocuklar için durum bizimkiyle aynı değil. Hangi ebeveyn ile konuşsam, çocuklarına kitap seçerken sessiz kitaplar karşısında bocaladıklarını söylüyor. Çocuklar ise sessiz kitaplara bizim kadar önyargıyla yaklaşmıyor. Kitap içerisindeki görsel akış onları cezbediyor. Kelimelerle sınırlandırılmadıkları için başrole kendileri geçiyor ve neyi hayal ediyorlarsa kitabı o şekilde okuyorlar. Buradan baktığımızda, sessiz kitaplar büyüdükçe hayal gücümüzün nasıl zayıfladığını kolaylıkla yüzümüze çarpıyor.
Büyüdükçe zayıflayan sadece hayal gücümüz değil. Yaratıcılığımız da yıpranıyor. Hayaller azalıyor ve yerini gerçekler alıyor. Çocukların doğası gereği sahip oldukları hayal kurma yetenekleri onları biz yetişkinlerden ayıran en kıymetli özellikleri. İşte tam bu noktada çocukları bir an evvel büyütmeye çalışmayan, onlara bilgi yüklemek amacıyla düşlerini öldürmeyen kitapların önemiyle yüzleşiyoruz. Sıkıcı, didaktik bir yapıyla kaleme alınmış metinler yerine, görselliğin adım adım duygulara dokunduğu bir sessizlik kuşkusuz her çocuğu özgürleştiriyor.
Sessiz kitaplar çocukla birlikte hareket eder
Sessiz kitapların en önemli özelliği çocukla birlikte hareket etmesi. Bu tür kitapların görselleriyle yarattığı bir akış elbette var. Ama asıl olarak kitabın nereye sürükleneceği tamamen okuyucusuna bağlı. Söz konusu çocuk edebiyatı olduğu için çoğu zaman okuyucu koltuğuna ebeveynler oturuyor. Sessiz kitaplar her ne kadar yaşsız kategorinin en temel üyesi olsa da çocuk edebiyatında okul öncesi diye bir gerçek var ve aslında biz buna okuma öncesi diyoruz. Okuma bilmeyen çocuk ebeveyn desteğine ihtiyaç duyuyor. Sessiz kitaplarda yazı olmadığı için okuryazarlık o kadar ön planda değil. Ancak yine de çocuğun kitaba hâkimiyeti ve dil becerisi söz konusu olduğu için, 4 yaş altındaki çocuklarda (ki bu en iyimser alt sınır) ebeveynin kitabı yorumlaması önemli. Elimizin ayağımızın dolaştığı nokta işte tam da burası. Çocukluktan çıkıp hayal gücü hızla yıpratılmış, hazıra alışmış yetişkinler olarak kitaba kendi cümlelerimizi yerleştirmek ilk bakışta korkutucu gelebiliyor. Zaten bu yüzden çoğu ebeveyn sessiz kitapları tercih etmiyor.
Peki, küçük çocuklara sessiz kitapları okumanın bir yöntemi var mı?
Elbette yaratıcı okuma formülle yapılabilen bir aktivite değil. Ancak değerlendirilebilecek bazı ipuçları da var. Bunlar neler olabilir?
Henüz bebek dediğimiz, anlamlı kelimeler kullanamayan grup için görseldeki basit nesneleri işaret ederek yine basit cümlelerle okuma başlatılabilir: “Bak bu bir kedi. Bu bir araba” gibi. Kitap boyunca sadece bu söz edilen nesne üzerinden okuma devam ettirilebilir. “Şimdi kedi zıpladı. Kedinin şapkası var. Kedi uyumuş” gibi. Görsellerde olup biten her şeyi bir kenara bırakıp sadece tek bir nesneye odaklanmak ve hikâyeyi onun üzerine kurmak 3 yaş altı çocuklar için kolaylaştırıcı olacaktır. Böylece yarattığınız basit hikâyeyi çocuğunuz kolaylıkla takip edebilir.
Biraz daha büyük olan 3-5 yaş aralığı için ise bu basit teknik pek işe yaramaz. Çocuğunuz zaten artık konuşuyordur ve ardı arkası kesilmeyen sorularına başlamıştır. Diğer yandan çocuk artık basitlikten sıkılmış ve atraksiyon peşine düşecek yaşa gelmiştir. O zaman siz de bu sessiz kitaplarla ona istediğini verebilirsiniz. Zihni biraz daha zorlamak için görünmeyenlerden, yavaş yavaş soyutluktan bahsetmeye başlayabilirsiniz. Diyelim ki kitapta ağzında sopayla koşan bir köpek var. Köpeğin kulaklarının rüzgârla savrulduğunu görüyoruz. O zaman “Sence köpek nereye koşuyor? Bu ağzındakini ona kim vermiş olabilir? Sence köpek yorulmuş mudur? Nereye gittiğini tahmin edebilir misin?” gibi sorulara geçebilirsiniz. Böylece çocuk verdiği cevaplarla aslında hikâyeyi oluşturmaya başlamış olur.
Bir sessiz kitap her seferinde farklı bir kurguyla, yepyeni bir hikâyeyle yazılabilir. Çocuğunuzla oynadığınız bir oyuna dönüşebilir. Oyunu siz başlattığınızda, bir süre sonra çocuğunuzun nasıl bir istekle oyuna dahil olduğuna şahit olursunuz. Sizden daha çok cümle söylemeye, size aşıp daha fazlasını bildiğini göstermeye çalışacaktır.
Vanessa'nın Yanındayım adlı kitap için K24'te daha önce çıkmış olan bir yazı, bu sürecin nasıl işlediğini gösteren bir örnek niteliğinde...
Dil sınırı olmayan özgürlükçü kitaplar
Yazısız (sessiz) kitapların çocuk edebiyatındaki bir diğer önemli tarafı ise özgürlükçü tavırları. Sessiz kitaplar herhangi bir dilin boyunduruğunda yazılmazlar. Bu nedenle sessiz bir kitabı yorumlamak ya da paylaşmak için hangi dili kullandığınızın bir önemi yoktur. Sessiz kitapların özgürlükçü tavrı sadece dilsiz olmalarından kaynaklanmaz. Kitap içerisindeki karakterlere ya da nesnelere dilediğiniz kişiliği de atfedebilirsiniz. Gözlerini kocaman açıp ağzından salyalar akıtan bir dev için siz “korkunç bir canavar” derken, bir başkası “zavallı dev, nasıl da acıkmış” diyebilir. Bu yüzden çocuğun bilinçaltını aralamak isteyen pedagoji de sık sık sessiz kitaplardan yararlanır.
Sessiz kitaplar özgürlükçü tavırlarının yanı sıra birleştirici duruşlarıyla da çocuk edebiyatında önemli bir yere sahip. Öyle ki, İtalya’da göçmen ve yerli çocukları buluşturabilmenin bir yolu olarak sessiz kitaplardan oluşan bir kütüphane bile kurulmuş.
Lampedusa sessiz kitaplar kütüphanesi
Lampedusa İtalya’ya bağlı bir Akdeniz adası. Afrika ve Orta Doğu’dan gelen binlerce göçmen bu adada yaşıyor. Uluslararası Genç İnsanlar için Kitaplar Heyeti (IBBY) adadaki İtalyan ve göçmen çocukları birbirleriyle buluşturmanın yolu olarak sessiz kitapları seçmiş ve adaya tamamı sessiz kitaplardan oluşan bir kütüphane kurmuş. IBBY yerel ama uluslararası, normal ama sıra dışı, kapısı herkese açık olan bu kütüphane için şunları söylüyor:
“Kütüphaneye gelen her bir ziyaretçi göçmenlerle empati kurabileceği bir ortama dahil oluyor. Kütüphanede kelimeler yerine sessiz kitaplarla iletişim kurulması gerekiyor. Proje kapsamında geliştirilen bu iletişim modeline göre gönüllülerin bu kitapları okuması, neyle ilgili olduklarını çözmesi de proje gereklilikleri arasında.” (Kaynak: www.ibby.org)
Tüm dünyaya baktığımızda çocuk edebiyatında sadece sessiz kitap hazırlayan sanatçı sayısı fazla değil. Kitabın hazırlık sürecinde tüm yük çizerde olduğu için, çizerin yeteneğine kurguyla ilerleyen hayal gücünün de eşlik etmesi gerekiyor. Hiç kelime kullanmadan bir hikâyeyi alıp geliştirmek her çizerin altından kalkabileceği bir serüven değil. Batı ülkelerindeki kitapçılarda kendine ait rafları bulunan sessiz kitaplar ülkemiz için henüz yeni sayılabilecek bir kategori. Bu alanda belli başlı kitaplar var ama süreç yavaş ilerliyor. Aslında yayıncı açısından bakıldığında sessiz kitapların ne çeviri derdi var ne de editöryel desteğe ihtiyaç duyuyorlar. Birçok kitabın yayınına göre daha pratik ve ekonomik olma ihtimalleri yüksek. Ancak ülkemizde sessiz kitapların talep görür hale gelmesi zaman alıyor ve yayınevleri de bu sürece uyumlanmış durumda.
Fakat sessiz kitap dünyasında öyle bir isim var ki, tüm dünya ona sessiz kitapların kraliçesi diyor. Bu isim Suzy Lee.
Lee’nin Türkiye’de de yayınlanmış kitapları var ve her bir kitabındaki yalın çizimler okurunda farklı bir insani duyguyu harekete geçiriyor. Lee’nin dünyaca meşhur Eşsiz Sınır Üçlemesi (The Border Trilogy) bulunuyor. Kitapların ortasındaki dikiş çizgisini her zaman bir çukur olarak gören Lee bu çizgiden hareketle bir üçleme çalışmış. Bu üçlemenin kitapları Ayna, Dalga ve Gölge. Suzy Lee genellikle karakalem ve suluboya çalışıyor. Sanatçı Türkiye’deki yayıncısına verdiği bir röportajında neden sessiz kitapları tercih ettiğini şöyle açıklamış:
“Bazı hikâyelerin kelimesiz daha iyi anlaşılabileceğine inanıyorum. Okuyacak bir metin olmadığı zaman okur görsel işaretlerden anlatılanı çözmeye çalışıyor. Tüm ihtimalleri deniyor ve kendi hikâyelerini yaratıyor. Bir kitabı okumanın doğru ya da yanlış yolu yok. Bence bu, sessiz kitabın bize verebileceği en güzel şey.” (Suzy Lee Röportajı)
Latin Amerika’nın en başarılı yazarı Eduardo Galeano’nun Sessizlik Lütfen adlı denemesinde de dediği gibi, galiba “susarak konuşan sessizlik sözü söylemeyi öğretiyor”.
Biz de sizler için susarak konuşan bu sessizliğin içerisinden dikkatleri çekmiş ve Türkiye’de yayıncısını bulmuş bu azınlık kitapları derledik. Kitapların yayın bilgileri ve kapakları burada, ancak konuları hakkında detay yok. Çünkü her biri sizin hayal gücünüz, sizin sözcükleriniz…
Yazan ve Resimleyen: Suzy Lee
çev. Dila Altındiş Balcı
Meav Yayıncılık
Yazan ve Resimleyen: Suzy Lee
çev. Sima Özkan
Meav Yayıncılık
Yazan ve Resimleyen: Suzy Lee
Meav Yayıncılık
Yazan ve Resimleyen: Anna Llenas
çev. Sanem Öge
Nesin Yayınevi
Yazan ve Resimleyen: Ingrid Schubert
Kuraldışı Yayınevi
Vanessa'nın Yanındayım: Bir İyiliğin Öyküsü
Yazan ve Resimleyen: Kerascoet
Redhouse Kidz Yayınları
Yazan ve Resimleyen: Shunghee Shin
abm Yayınevi
Yazan ve Resimleyen: Giuliano Ferri
Meav Yayıncılık
Yazan ve Resimleyen: Dennis Nolan
abm Yayınevi
Yazan ve Resimleyen: Marie Nimier
Redhouse Kidz Yayınları
Yazan ve Resimleyen: Stephane Barroux
Redhouse Kidz Yayınları
Yazan ve Resimleyen: Behiç Ak
Can Çocuk Yayınları
Yazan ve Resimleyen: Geraldo Valerio
Bilgi Yayınevi
Yazan ve Resimleyen: Guojing
Hippo
Yazan ve Resimleyen: Pete Oswald
Küçük Bir Yayınevi
Evvel zaman İçinde Bir Kar Fırtınasında
Yazan ve Resimleyen: Richard Johnson
Bilgi Yayınevi
•