Mehmet Y. Yılmaz | Hafta Sonu

[email protected]

TARİH

22 Mart 2025

Pusu kültürünün trafikteki sonucu

Bizim trafik yönetimimiz vatandaşa pusu kurmaya odaklı. Polis ya çevirme yapıp belgelere bakıyor ya da radar kurup hızlı sürücü avlıyor. Ama pusu kurulan yerlerin birkaç adım ötesinde kural tanımaz sürücüler şehir eşkıyalığının tadını çıkarıyor. Öyle bir görüntü ki sanki trafik polisimiz, trafiğin akışından hiç sorumlu değilmiş gibi!

Devamını Oku

TARİH

15 Mart 2025

Mehmet Hoca ile Ramazan sohbeti

Amerikalı bazı Müslümanlar tarafından kurulan bir vakfın hazırladığı İslamilik Endeksi Müslümanlar açısından acı verici. Listedeki ilk Müslüman ülke kendine ancak 43’üncü sırada yer bulabiliyor, Türkiye 100’üncü. Endeksin alt sıralarında yer alması, o ülkenin ekonomi, hukuk ve yönetim, insani ve siyasal haklar ile uluslararası ilişkiler alanlarında başarılı olmadığını gösteriyor. Bu başarısızlığın sebepleri ise belli...

Devamını Oku

TARİH

08 Mart 2025

Sev ki mutlu olasın

“Mutluluk” diye tanımladığımız “şey” esasen genetik kodlarımızda var. Yemek yerken bile bir süre daha açlıktan ölmeyeceğimizi düşünüp mutlu oluyoruz. Ama düşünün bakalım son yıllarda yapmaktan zevk aldığınız neleri asla yapmamanız gerektiğini öğrendiniz?

Devamını Oku

TARİH

01 Mart 2025

Kendi kendine söylenen insanlar ülkesi

Söyleniyoruz ama buna yol açan sorunlara karşı sesimizi yükseltmek için herhangi bir şey yapmıyoruz. “Çıkın bir protesto edin ya” diyen adama “hadi gel” desek, “şu anda hastam var” yanıtını almamız kuvvetle muhtemel. Siz de sokağa çıkarak hak aramak bizim millete göre değil diye düşünenlerden misiniz?

Devamını Oku

TARİH

22 Şubat 2025

Haberler iyi değilse gazeteci ne yapsın?

Gazeteci denilen insan tipi esasen kötü gidenin peşindedir. Halk adına denetim görevi böyle yerine getirilir. Demokrasilerde basından dördüncü güç diye söz edilmesinin nedeni budur. Ve dünyanın her yerinde basının “felaket tellallığı” ile suçlanmasının nedeni de budur. Ama hep kötü olayların olmasının sorumlusu gazeteciler değildir

Devamını Oku

TARİH

15 Şubat 2025

Hadi gir ruhuma sar beni!

O gece bu şarkıya çığlık çığlığa eşlik eden küçücük kızların, delikanlıların sayısı da biz dinozorlardan az değildi. Hadi diyelim ki bizler artık o fırtınalı aşkları yaşayacak ortamı bulabilecek durumda değiliz, ruhumuz yorgun. Peki size o yaşta ne oluyor? Madem böyle deli divane bir aşk istiyorsun, o zaman ne bekliyorsun?

Devamını Oku

TARİH

08 Şubat 2025

Evlenelim ki seni ihmal edebileyim!

Sorun neredeyse bütün evlilikler için genel geçerliliği olan bir sorun. Dünyanın neresinde olursa olsun değişmiyor

Devamını Oku

TARİH

01 Şubat 2025

Akışta kalalım!

Aşk diye tanımladığımız duyguyu, vücudumuzda salgılanan birtakım hormonlardaki iniş-çıkışlarla açıklayanlar da var, biliyorsunuz. Eğer bu yaklaşım doğru olsaydı dünyanın her yerinde, her koşulda, her tür insanın aşk öyküsü birbirinin aynı olurdu. Ama böyle olmadığını biliyoruz...

Devamını Oku

TARİH

25 Ocak 2025

Hayatımız sorulara verdiğimiz yanıtlardır

Hayatımız ikilemlerden ve onlar arasında verdiğimiz ya da veremediğimiz kararlardan oluşur. Arada sırada çoktan seçmeli yanıtları olan sorunları da karşımıza çıkarır ama biraz düşünürsek onları da sonunda sadece iki seçeneğe indirgeriz: O mu, bu mu? Hayatımızın bütünü de bu yanıtlardan oluşur aslında

Devamını Oku

TARİH

18 Ocak 2025

Yeni yıl kararlarınızı çöpe attınız mı?

“1 Ocak’tan sonra spora başlayacağım, her gün beş bardak su içeceğim, İtalyanca kursuna yazılacağım, bir ay sadece sebze yiyeceğim, son kadehimi 31 Aralık’ta bırakacağım” gibi sözler verdiyseniz üzülmeyin, yalnız değilsiniz. Hem bu sözleri vermek, hem de tutamamak konusunda yalnızlık çekmeyeceksiniz...

Devamını Oku

TARİH

11 Ocak 2025

Sabretmeyen belalarına aşkın adını anmasın!

Franz Kafka’nın yaşamı boyunca dört kere aşık olduğunu biliyoruz. Kısacık bir yaşama dört gerçek aşkı sığdırabilmiş olmak, gerçekten muazzam bir şey. İlişkileri “tutku-korku-acı-ayrılık” kısır döngüsünde yürüyordu. Tutkuyla bağlanıyor, bu bağlanmadan korkuyor ve ayrılıyordu. Bir tür “ıssız adam” yani...

Devamını Oku

TARİH

04 Ocak 2025

Yalnız ama 100 yıl yaşamak ister misiniz?

Aşk insanın yaşam çakralarını açtığı gibi hayatınızın sondan beş on yılını da götürüyor olabilir. Ama yine de sorum şu: Hangisi iyi? Tek başınıza 100 yıl mı? Yoksa sizi görünce heyecandan eli ayağına dolaşan, isminizi söylerken içi titreyen biriyle daha kısa bir süre mi?

Devamını Oku