DİĞER
"Kemal Bilbaşar’ın son romanı Zühre Ninem’in yazarın en 'usta' romanı olduğu söylenebilir. Şaşırtıcı biçimde, Kemal Bilbaşar’ı övgüye boğanlar dahil hiç kimse bu romana dikkat çekmemiştir. 1981’de ilk baskısı yapılan kitap 2015’te ikinci baskısını ancak Bilbaşar’ın külliyatının toplu basımı sayesinde görmüş, yazarın diğer kitapları gibi geçen yedi yıl içinde yeniden yayımlanmamıştır."
"Andığım üç yazarın yapıtlarındaki ortak konu, sakat birer genç kadın olan anlatıcıların diğer insanlarla ilişkilerinde olup bitenlerdir. Anlatıcılar bu ilişkileri herhangi bir genelleme üzerinden değil, temsil ettikleri genç kadının özgül deneyimleri üzerinden, onun bakış açısıyla ortaya koyuyor, ne eksik ne fazla."
"Âşina Yüzler’in Babamın Arkadaşları’ndan farklı bir yanı da, daha haşin, bazen de hırçın bir havada olmasıdır. Sadece iki edebiyatçıya, Orhan Veli ve Sait Faik’e şefkatle yaklaşır. İtiraf etmek lazım ve Orhan Koçak sevinecektir; Âşina Yüzler’de kendini duyuran geçimsizlik, kem göz, izlenimci enerjiyi artırmış, edebi lezzetin lehine çalışmıştır."
"Bu yazıda, bana ara sıra hadi bakalım diyerek kendilerini hatırlatan biri gölgede kalan, diğeri saklı duran, sonuncusu erken giden üç isme değineceğim. Amacım paylaşacağım metinlerin işe yaraması, üç kişinin unutulmaları müebbet’e dönüşmeden –her birinin– okuma, ulaşma mesafesine inmesidir."
"...anladığım kadarıyla, Yedi Meşale aslında Sabri Esat’tır; baştan sona esasen Sabri Esat’ın yaratmaya çalışıp başarılı olamadığı bir akımdır. Ama bu kolektiflik örtüsü, Cemal Süreya’nın vurguladığı gibi, bireyselliğinin ve farklılığının yeterince anlaşılmasını ve değerlendirilmesini önlemiş gibi görünüyor, hatta belki de bu akım yaratma başarısızlığının kendi şiirinin başarısızlığına atfedildiği de söylenebilir."
"Birkaç kişinin, bir kurulun ya da birkaç yazar veya editörün oturup yılın en’lerini seçmesi, sonra bu seçimleri nesnel bir listeymiş gibi sunması yerine, zaten halihazırda oluşmakta olan bir listenin eksik gediklerini tamir etmek – her bir öneriyi gerekçelendirerek, yani öznel seçimleri nesnel gerekçelerle temellendirerek…"
"Huysuzun Teki, yazarı tarafından da kadri bilinmemiş bir roman. Vivet Kanetti’nin yirmili yaşlarda yazdığı ilk roman; yazmış ve bir kenara atmış. Çünkü pek çok yazarın, kitabın izleriyle dolu olduğunu fark etmiş! Yirmilerinde insan çok acımasız olabiliyor."
"...Nâzım’ın harfiyen alıntıladığı deyimi Hilmi Bey almış, başkalaştırarak hem çarpıcı, unutulmaz bir imge yaratmış, hem de birkaç asırlık bir söyleme eklemlenmiş. (...) Bedreddin Üzerine Şiirler yayınlanalı neredeyse elli sene geçti. Çok daha iyi tanınması gerekirdi bana kalırsa. Umarım bundan sonra hak ettiği üne kavuşur."
"Kalburun üstünde kalanlara kanon diyoruz, bir de o kalbura hiç girmeyenler, giremeyecekler, girmesi teklif dahi edilemeyecekler var. Kanonun ne olduğunu ve olmadığını anlamak için onların bize ne söylediğine kulak vermek gerekiyor..."
"Kültürlü, iyi eğitim almış, Avrupa görmüş çok güzel bir kadının cinayet(ler) işleyebileceği düşüncesi karşısındaki şaşkınlık tefrikalarda uzun uzun tartışılırken romanda kısaca geçiştiriliverilir. Peki, biraz önce belirttiğim gibi, bu Selma’yı bir vampir romanının kahramanına çevirecek atmosferi yaratmakta etkili olduğu kadar, yazarını bir nebze ürkütmüş de olabilir mi? İntiharlardan bahis, seri cinayet işleyen bir kadın devri için fazla 'modern' kaçmış olabilir mi?"
"Zuhal Kuyaş sadece bir polisiye roman yazmamış, aynı zamanda Cumhuriyet sonrası değişen değer yargıları, bozulan konak ve mahalle hayatı, el değiştiren sermaye, yeni türedi zenginler, Amerikan hayranlığı meselelerini de işleyerek 'iyi polisiye-iyi roman' örneğini de vermiştir."
"Mithat Cemal Kuntay, Üç İstanbul romanıyla, benzer dönemi bambaşka bir yaklaşımla olumlayarak anlatan Abdülhak Şinasi Hisar’la ve yapıtlarıyla bir karşıtlık oluşturur aynı zamanda. Birinin yücelttiği dönem ve değerler ötekince yere batırılmıştır."
K24
+ Daha fazla goster
MACIEJ MIECHOWITA
JEREMY BRECHER
DOLUNAY AKER
OLYMPE DE GOUGES
JANG EUN-JIN
ANDREW BOWIE
+ Tüm Kitapları Göster
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık