DİĞER
“Seri penaltıların zalimce olduğu açık. Turnuva boyu sarf edilen emek, 'maç performansı' heder olmuş oluyor. Ama yine de bir olağanüstü hal uygulaması olarak penaltı çözümü, futbol anayasasına uygundur. O kalkık kaşlı futbol bilgeliğini hatırlayalım: 'Futbolun içinde bu da var.' Adı üstünde, penaltı=ceza.”
“Yoğun ve huzursuz edici bir politik analiz. Büyük harfle Devlet’in tarihsel oluşumunda ve kapitalizmde, ekonomi-dışı zorun, güvence-karşılığı-haraç 'ilkesi' ile işleyen ilişki ağlarının ehemmiyetine dikkatimizi çekiyor. Bunu, rüşeym halindeki bir kavramı besleyip büyüterek yapıyor; verimli bir tefekkür performansı… Zamanımızı anlamak ve hayretini kaybetmiş 'böyle bir şey olabilir mi!' şaşkınlığının rutininden sıyrılmak için etkili bir uyarıcı..."
“Demek istediğim, Katar'la ilgili bariz sakilliklerin, 'büyük şeytan'ın FIFA sistemi olduğunu gözden kaçırtmaması gerektiği. Mesele, FIFA 'sistemi.' Dünya futbol rejiminin, futbolu iliğine kadar ticarileştiren oligarşik yapısı. (Bu yapıda son yıllarda Körfez sermayesinin baskın bir konum edindiğini de gözden kaçırmamalı.) Rüşvet, iltimas, bu sistem içinde bir 'olay' teşkil etmiyor.”
"0-1-2’lere tutkun, rakamlarla kafayı yemiş, galibin-mağlubun belli olmasına koşullanmış spor âleminin non-binerlere gösterdiği direnç, şaşırtıcı değil. Trans kadın sporcular etrafındaki tartışma, her koşulda, genel olarak erkekliği-kadınlığı ve sporda (belki genel olarak da!) 'performans baskısını' yeniden düşünmek için bir vesile."
"Bütün dünyada deniz seviyesinin yükselmesi sonucunda, 2050 yılında İngiltere’de Hull, Portsmouth, Avrupa’da Almanya’da Bremen, Hollanda’da Amsterdam, Rotterdam, Alkmaar, İtalya’da Venedik statlarının sular altına kalacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bengladeş’in tamamen sular altında kalması karşısında, Feyenoord’un De Kuip, Ajax’ın Johan Cruijff arenalarının batıp gitmesinin cirmi nedir?"
"Âşina Yüzler’in Babamın Arkadaşları’ndan farklı bir yanı da, daha haşin, bazen de hırçın bir havada olmasıdır. Sadece iki edebiyatçıya, Orhan Veli ve Sait Faik’e şefkatle yaklaşır. İtiraf etmek lazım ve Orhan Koçak sevinecektir; Âşina Yüzler’de kendini duyuran geçimsizlik, kem göz, izlenimci enerjiyi artırmış, edebi lezzetin lehine çalışmıştır."
"Yarım kiloya yakın ağırlıktaki futbol topu, bazen saatte 100 kilometreyi aşan bir hızla kafaya çarptığında beyin az çok sarsılıyor. Sinir hücrelerini birbirine bağlayan lifler (aksonlar) sadmeleniyor, geriliyor. Kafa topu mücadelesindeki çarpışmalara hiç girmeyelim…"
"2014’te kulübün çoğunluk hisselerini alan İngiliz işadamı Tony Bloom, sahibi olduğu bilgi işlem ve bahis firması için geliştirilen algoritmalardan yararlanarak teknik direktörlere oyuncu tavsiyesinde bulunuyormuş! Bu tavsiyeleri dinlemeyen ilk teknik direktörün işine çok geçmeden son vermişler. Zamanla algoritmaların cidden iş gördüğü anlaşılmış!"
“Evvelce, nasıl da değerliydi bu takım fotoğrafları. Modası geçti artık. İrili ufaklı ekranlarda kesintisiz futbol görüntüsü akar dururken ve geniş kadrolar ve on birler sürekli değişirken, kimse ‘duvarında’ bir kadroyu sabitlemeyi düşünmüyor herhalde… İşte, gazeteci ve futbol mecnunu Koray Gürtaş, 2014’te başlattığı Ayaktakiler Oturanlar sitesiyle modası geçen bu protokolün, estetiğin bir nevi müzesini kurmaya girişti.”
"Kendine acımak. Dertleri zevk edinmek. Dertleri zevk edindiğini söylemek ve göstermek. Mazoşizm. Hiç şüphe yok, taraftar folklorunun favori motiflerinden biri. Taraftarlar mazoşizmlerini teşhir etmeyi ve onunla övünmeyi severler. Narsisizmin, taraftarlığın duygulanım haritasının merkezinde olduğu da kesin."
"Afganistan’da kadın futbolunu 'modernleşme-Batılılaşma' vitrinine indirgemek, haksızlık olur. Çünkü kadınların futbol oynama cehdi, onların kamusal alanda varolma mücadelesinin de bir vitriniydi. Bu mücadeleyi yürütenler de vitrin mankenleri değil, kanlı canlı insanlardı – kadınlardı. Ve o vitrinin ülkenin kadınları için eni konu yüreklendirici bir etki yarattığı anlaşılıyor."
"Galiba geçmiş zaman kipinde söz etmeliyiz, 'golcü'den. Kendisinden sadece gol atması beklenen, top sürmesi, pres yapması, uzvu olduğu takımın bedeniyle beraber devinmesi beklenmeyen, sadece olay yerinde hazır bulunarak 'golünü' atması istenen bir özel görevli olarak golcü istihdamına postmodern futbolun tahammülü yok."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık