DİĞER
“Kimseyi bulamazsa kendisiyle bile kapışmaya hazır haliyle bu adam tartışma seviyor dedirtmiştir bana/bize çoğu zaman. Hep biliyordum ama yine de varlığının ne kadar önemli olduğunu şimdi, yokluğuyla oluşan boşluğu yaşayınca çok daha iyi anladım…”
"İhsan'ın eksikliğini hem biz daha önce tanıyanlar hissedeceğiz, hem de onun yazdıklarını sonradan okuyanlar. Eminim bundan."
"Bugün 21. yüzyılın mottosu olan, 'ânı yaşamak' deyimi bir yanılsamadan başka bir şey değildir. İnsan ânı yaşamaz, sadece hatırlayabilir. Hatırlayarak yaşayabilir."
"Mark Lanegan’ın müzik dünyasına mirası sadece inanılmaz sesiyle sınırlı değil. Aşağı yukarı beş sene üzerinde çalıştığı ve 2020’de yayınlanan otobiyografisi Sing Backwards and Weep, sözünü en az esirgeyen müzik otobiyografilerinden biri – hele hele yazarın kendi yaptıklarına dair."
"Jean Genet’yle aynı kan grubundan olan Réal’in edebiyatı, fahişelik yapan kız kardeşlerine, tüm o yalnızlıktan kaybolmuş, ölüme terk edilmiş, çok fazla sevgi vermiş ancak hiç almamış dostlara, Eleni Varikas’ın ifadesiyle 'dünyanın kırıntıları, döküntüleri olan ayaktakımına' övgü niteliğindedir."
"Katman katman acıyla şekillenen bu güzeller güzeli memleket, onu çok seven, onun hamuruyla yoğrulan, onu bir arada eşit ve özgürce yaşayacağımız bir cennet haline getirmek isteyen çok değerli bir evladını daha yitirdi. Bir devir onunla kapandı, eski memleketle bağımızı sağlayan son tel koptu."
“Sessizce ve yavaşça, ince ince, dil ve üslubun sabırlı terbiyesiyle, hiçbir acıyı ve kederi göze sokmadan bir anıt yaratmıştır Margosyan Türkçede. Tatlı, oyunlu, neşeli üslubunda var ettiği ve okuru getirip dibine bıraktığı bu anıt bir yokluk, bir felaket anıtından başka bir şey değildir.”
"Bizcileyin kimileri, şimdi bulabildiği her olanakla, var olduğu her yerde savaşı sürdürmekle yükümlü" diyordu 1983'te Türkiye Postası'nda; "boyun eğmeden, sinmeden, yılgınlığa kapılmadan… Mahpushanede, işkence masasında, kaçakta, göçekte, sürgünde… Her olanağı cimrice değerlendirerek, her zaman dilimini sonuna kadar kullanarak savaşmak… Ötesi boş laf, gevezelik.”
"Dün eşim Jülide seni anarken, 'Aydın’ın konuşurken karşısındakini rahatlatan bir üslubu vardı, bence en önemli özelliği de buydu' dedi. Bu mektubu, biraz da senin üslubunu taklit ederek yazmaya çalıştım. Becerebildiğimi sanmıyorum, zinhar yanına bile yaklaşamadım, bu nedenle affet."
"Onca modernliğine, koşulsuz Fransız tutkusuna karşın şaşırtıcı bir yerli motif bolluğu vardır Hacivat Şair’de. Eski türkülerin, ünlü şarkıların nakaratlarına tutkundur; 'Haydar Haydar', 'hudey hudey' gibi ara nağmelerine, yerleşik ritimlerine… Türkçede makamsal karşılığı da vardır bu havanın: Köçekçe."
“David Foster Wallace insanın varoluşunun temelinde acı olduğunu söyler ve bir sanat yapıtı acıyı asla azaltmaz, olsa olsa genelleştirebilir, gerçek empati diye bir şey yoktur, diye de ekler. Ona göre insanlar acıdan kaçarken aslında kendilerinden kaçtıklarını bilmezler.”
"Foster’ın ayrıksı yönü, sanat tarihi içinde öne çıkan birçok eğilim, avangardı salt iki dünya savaşı arasındaki dönem içinde konumlandırırken, onun avangardın farklı bir şekilde devam eden bir tavır olduğuna dair ısrarı..."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık