DİĞER
"Modernleşmenin, görsel bilinci yaratan bir öğe olmanın ötesinde, egemen ideolojileri dönüştürücü etkisi ve onlarla kurduğu diyalektik ilişkiyi bir zihniyet öğesi olarak belirlemesi, Wendy Shaw’un kitabının en büyük başarısı. Bizde gerçek bir 19. yüzyıl çalışmaları alanı olsa, bu ilişkinin daha dramatik boyutlarının gösterilebileceğini bilmek gerek."
"Joyce, Homeros’un metnini gerçekten ‘devrimci’ bir kanavaya oturtur... Dil plastiğinin modern bilincin en önemli kurucu öğesi olduğunu o tarihte yakalamıştır. Eliot’un metni ise bugün bize muhafazakârlığın modern bir kavram olduğunu yeniden öğretiyor. Modern-muhafazakâr bir eser Çorak Ülke. Joyce’un delimsirek, ve metni de okuru da çıldırtan, hatta yıpratan ‘genç’ arayışlarına karşın Eliot ‘yaşlı’ bir sestir."
"Erkmen’in sergiyi özgülleştiren katkısı ‘korunan’ arşivi, ayıklama, seçme, nitelendirme yoluna hiç gitmeden, olduğu gibi sergileyerek belleğe dönüştürmesidir... Kuru, katı, donuk, belli bir kullanıcı çevreyle sınırlı ve kullanılma kapasitesi çok düşük arşiv belgesinin kamuya açık, görülebilir, hiyerarşisi olmayan bir anlayışla sergilenmesi sonuna kadar politik bir tercihtir, bir dönüştürme anlayışına tekabül eder."
“Komet, kendi resmine bulunabilecek en uzak ve aykırı adları bile dikkatle inceleyen bir sanatçıydı. Sanat dünyasındaki hiçbir yeniliğe kapalı değildi. Bu bile yanlış bir ifadedir. Komet yenilikle iç içe, yürek yüreğe, soluk soluğa yaşayan bir sanatçıydı.”
“Gelebilecek bütün itirazları göğüsleyerek son modernist öldü diyebiliriz; sinemayı öldüren adam öldü diyebiliriz... Ama Godard’ı ‘sinemacı’ olarak nitelendirmek insafsızlık ve eksiklik olur. Godard bize yeni bir bilinç, görsellik ve ifade getirdi. 20. yüzyıl bilincini onsuz düşünmek olanaksızdır.”
"Bir akademisyen ve aydın olarak görüşlerini ifade etmek, toplumsal oluşmalar hakkında düşünceleri dile getirmek onun için pozisyonu gereği doğal ve olağandı. Aydın Uğur nispeten popüler alanda veya daha geniş bir çevrede kültür üstüne düşünen ve yazan birisi olarak belirmişse de, onları aşacak biçimde bir toplumsal bilimci olarak davranmıştır."
"Portreler büyük, görkemli, iyi çalışılmış, derinlemesine çözümlemeler içeren yazılar değildir. Gelişigüzel yazıldığı bile söylenebilir. Onları keskin bir zekânın, külyutmaz bir kişiliğin, hırslı ve hayli öfkeli bir benliğin kalemi yazmıştır. Dünyayı tanıyan bir bilinç, geniş bir kültür etrafına bakmakta, kıvılcımlar çakmakta ve çoğu zaman da kırk birinci odanın kapısını aralamaktadır."
"Türk edebiyatı anı malulüdür. Yusuf Ziya sadece Yahya Kemal’in ibaresiyle ‘bu dar hendese’yi kırmakla kalmaz. Türkçenin en lezzetli sayfalarını yazar. Öte yandan ne kadar değinmese de arkada bir kuşağın çok kayda değer tablosunu, olaylarını kısa vurgularla aktarır geçer. Kitabı boydan boya okuyanlar gene de çok şey öğrenir. Unutulmuş, artık var olmayan bir Türkçenin kıvraklığı, çarpıcılığı cabasıdır."
"Ulaş Tosun’un Merhaba Canım isimli belgeselinde konu tamamen Arkadaş Z. Özger değil. Belgesel Özger’in her zaman incelenecek, üstünde konuşulacak şiirini aşıyor ve Türk solunun 1960’lar sonu, ‘70’ler başında, en devingen olduğu dönemdeki kültürel profilini çıkarıyor. 1968 kuşağının zihniyet dünyası, temel davranış kipleri, eğilimleri, tercihlerine dair önemli, değerli ve aydınlatıcı bilgiler sunuyor. Yani şiiri değil, Özger’in kendisi öznemiz."
"Dünyaya bildik gözlerle bakan ve bilmiş bir yazar değil Michon. Tersine, dünyayı bilmeye çalışan, anlamaya gayret eden bir yazar. Gerçeğin ele geçirilmez olduğunu biliyor. Bildiği tek şey bu. O zaman yazısını büyük bir deney (‘deneyim’ değil) olarak kurguluyor."
"Gerçekten çok değerli bir hazine bu mektuplar. İyi ki ele geçtiler ve yayınlandılar. Bu kitap Attilâ İlhan çalışmalarına yepyeni boyutlar getirecek... Yarın İlhan’ın gerçek biyografisini yazacaklar için olağanüstü ve dışı bir kaynak."
"Pamuk bireyin belirlediği tarihe ve tarihin belirlediği bireye yeniden dönerek modernleşmeye modern sonrasının çok odaklı açısından bakmakla kalmıyor; tarihi, kurduğu şahsiyetlerin sübjektif değerleri içinde bir kimlik olgusuna dönüştürmeyi başarıyor. VG, Minger adasının ‘tarihi’ni anlatırken tarihin bir benlik olgusu olduğunu yeniden düşünmemizi sağlıyor."
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık