DİĞER
"Bugün 21. yüzyılın mottosu olan, 'ânı yaşamak' deyimi bir yanılsamadan başka bir şey değildir. İnsan ânı yaşamaz, sadece hatırlayabilir. Hatırlayarak yaşayabilir."
“David Foster Wallace insanın varoluşunun temelinde acı olduğunu söyler ve bir sanat yapıtı acıyı asla azaltmaz, olsa olsa genelleştirebilir, gerçek empati diye bir şey yoktur, diye de ekler. Ona göre insanlar acıdan kaçarken aslında kendilerinden kaçtıklarını bilmezler.”
"Saramago, peşinen doğru kabul ettiğimiz bütün olguları titiz bir cerrah gibi parçalara ayırmayı ve sonra da onları bambaşka bir şekilde bir araya getirmeyi sever. Böylece bizlere her şeyin –hem de ilkine hiç benzemeyen– bir alternatifinin kurulabileceğini gösterir. Her olay, durum, vaka farklı bir şekilde cereyan edebilir. Onu her okuyuşumuzda buna iyimserlikle ikna oluruz."
"Edebiyat çalışmalarında ünlü kurgu kahramanları ortak bazı özellikleri nedeniyle belirli sınıflara sokulmuşlardır hep. En iyi âşıklar, en kıskanç olanlar, iyi yürekli katiller gibi… Peki kurgu kahramanları çok konuşup da bir türlü eyleme geçemeyenler ya da geç kalanlar diye tasnif edilecek olursa, bu kümenin en ünlü kahramanları kimler olurdu acaba?"
"Moravia’nın romanlarında her unsur temelde cinsel bir metafor işlevi görmektedir. Bu metinlerde birçok eylemin ana motivasyonu olan cinsellik çoğunlukla stilize edilmez, cinselliğin epik ya da erotik bir yönü yoktur, hayatta nasılsa öyledir. Bazen estetik, bazen yavan, bazen düpedüz bayağı ve acınası."
"Oidipus’un yani oğulun trajedisi aynı zamanda babanın trajedisi olarak da okunamaz mı? Oidipus’un trajedisi belki de gerçekte Laios’un trajedisidir. Oğul babanın günahını ödemektedir. Zira bir trajedi kahramanı olarak kaderine hiçbir dahli yoktur."
"Charles Dickens’ın yaşarken kazandığı ün ve itibar, gördüğü sevgi ve ilgi belki de edebiyat tarihinde hiçbir yazara nasip olmamıştır. Peki, 151. ölüm yıldönümünde Dickens okumak nasıl bir deneyim olabilir?"
"Veba Geceleri’nde Pamuk tarihî olayları romandaki iç dengeyi bozacak kadar uzun uzadıya anlatıyor. Anlatıcının tarihçi ve “amatör” bir romancı olması ise ne yazık ki durumu kurtaramıyor."
"Süper kahramanlar bugün aramızda yaşasalardı nasıl olurlardı? Sorumuz onlarla hayatın nasıl olacağı ya da onların hayatı nasıl dönüştürecekleri değil. Yaşadığımız hayatın onları neye dönüştüreceğiyle ilgili."
"Hız ve yavaşlık olgusu modern çağda daha fazla görünür olsa da, sadece bu çağın sorunsalı değildir. Uygarlığın her kademesinde bu konu üzerine düşünülmüştür. Ruh ve beden yavaşlığı ve bunların birliği Doğu mistisizminin önemli bileşenidir."
"1960’lardan itibaren bu topraklarda, hikâyenin ya da filmin sonunda anne ve babasını kurtaran büyümüş de küçülmüş çocuklar, eziyet edilen beslemeler, bir yetişkinin tevekkülüyle konuşan boynu bükükler ve toplumdan şefkat talep eden bahtsız delikanlılar acıların çocuğu kategorisi içine girerek aslında bize bir şeyler söylüyorlardı. Emrah’ın reklamıyla en sonunda bir şeyi anlamış oluyorduk. Kendimize anlattığımız hikâyede doğru olmayan bir şeyler vardı."
"O’Brien’ın izini sürdüğü temanın merkezinde cinsellik var: Joyce’un aşk ve şehvet arasına çizdiği sınır. Kitaptaki temel tez, her ne kadar her türlü dini dogmatizmi reddetmiş olsa da, sıkı Katolik eğitim alan Joyce’un hayatında ve eserlerinde bu Katolik eğitimin izlerinin görülebildiği yönünde."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık