04 Kasım 2014 15:48
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Esenler'de esnaf ziyareti sırasında bir kafede sigara içen gençleri "terbiyesizler" diyerek azarlamasına ilişkin olarak, "Sigara içen gençlere kızıyorlar, ceza kesiyorlar. Eyvallah kızın. Peki o bakanların çocukları kapalı mekânlarda rüşvet alırken neden itiraz etmiyorsun?" diye sordu.
Kılıçdaroğlu, "Ne 74 krizinde, ne 2001 krizinde hiçbir zaman bu kadar işsizlik olmadı" dedi. "Türkiye'de 'sosyal devlet' anayışının zorunlu olduğunu" dile getiren Kılıçdaroğlu, eski başbakanlardan Bülent Ecevit'i referans göstererek, "Sosyal devletten yana politikalar benimsedik. Sosyal devleti yeniden inşa edeceğiz. İşsizliği, yoksulluğu bu ülkenin kaderi olmaktan çıkaracağız" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında milletvekillerine ve toplantıyı izlemeye gelenlere seslendi.
Kılıçdaroğlu konuşması sırasında Ermenek'te mahsur kalan işçilerin acılı ailelerinin yaptığı açıklamaları izletti. Bu sırada salondaki CHP'lilerin gözyaşlarını tutamadığı görüldü.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
Ne zaman ki sosyal demokrat bir Başbakan iktidar olmuştur. sosyal devlet o zaman daha güçlü olmuştur. İşsizlik yolsuzluk üretim bunların çaresi sosyal devlettir.
Sosyal devlet nedir? Anayasa Mahkemesi kararına göre: Sosyal devlet ferdin huzur ve refahını gerçekleştiren yapıdır.
Bülent Ecevit örneği
Sosyal devlet denen bir kavram var. Sosyal devlet devletin insanileştirilmesidir aslında. Sosyal devlet devletin vatandaşı dinlemesidir.
Sosyal devlet deyince aklımıza rahmetli Bülent Ecevit geliyor.
Sosyal devlet anayasının değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddelerinden biridir. Bu maddenin gereği yerine getirilmek zorundadır. Sosyal devleti ayağa kaldırmak bizim görevimizdir.
Mevcut hükümet 12 yıldır iktidarda, işsizliği, uyuşturucuyu, adaletsizliği, haksızlığı önlediler mi? Peki kim bunu yapacak?
Şimdiye ve tarihimize de bakın, rahmetli Bülent Ecevit'e bakın. Sosyal devletten yana politikalar benimsedik. Sosyal devleti yeniden inşa edeceğiz. İşsizliği, yoksulluğu bu ülkenin kaderi olmaktan çıkaracağız. Herkese iş, bütün işsizlere söylüyorum, iş mi istiyorsun, yerin ve adresin belli geleceksin CHP'ye oy vereceksin. Eğer parti olarak sana iş bulamazsak sen hesabını benden soracaksın.
Türkiye'nin daha güçlü olması lazım, işsizlik bizim gücümüzü kolumuzu kanadımızı kırıyor.
Sözüm söz. CHP’nin sözü. İşsizliği tarihe gömeceğiz, işsizlik olmayacak. Üniversite mezunu çocuğu işsiz olan anne babalara sesleniyorum. Eğer siz bu ülkede işsizlik denen beladan kurtulmak istiyorsanız, sosyal devleti ayağı kaldırmak isteyen CHP’ye geleceksiniz. Başka seçeneğiniz yok.
İşsizlik varsa, kadına şiddet vardır. Her türlü haksızlık işsizlikten kaynaklanır. Bir kişi nasıl işsiz kalabilir? İşsiz kalan toplum, baskıcı rejimlerin arka bahçesi haline gelir. Herkesin işi, aşı olacak. Bunu söylemiyorlar. Dillendirmiyorlar. Toplumu ayrıştırıp, bölüyorlar. İnanç eksenli bölüyorlar. Etnik eksenli, yaşam tarzı eksenli bölüyorlar. Etnik kökenin, yaşam tarzın, inancın ne olursa olsun. Benim görevim sana iş bulmak. Senin evinde aş olmalı aş.
Senin evinde tencere kaynamalı. Bir evde huzur olmazsa memlekette olur mu? Huzurun yolu iş bulmaktan geçiyor. Söz veremiyorlar, veremezler. Ne 74 krizinde, ne 2001 krizinde hiçbir zaman bu kadar işsizlik olmadı bu memlekette. Herkes işsiz. Kimin çocukları işsiz. Huzurunda kendisine sorsun bütün vatandaşlarım. Senin çocuğun işsiz. Onların çocukları değil, çalışmıyorlar. Onların çocukları yatak odalarına dolar koyuyorlar. Milyarlar koyuyorlar. Onların çocuklarının gemileri var, paraları var, vakıfları var, rüşvet merkezleri var. Senin çocuğunun nesi var? Senin çocuğunun CHP’si var.
İş bulanlar da bin bir belayla taşeronda iş buluyor. Kahramanmaraş Orman İdaresi 11 işçi alıyor. Kaç kişi başvuruyor. 2 bin 305 kişi başvuruyor. Her partide gittiniz, AKP’ye oy verdiniz. Doğru mu doğru. Şimdi düşünme zamanı sevgili kardeşim. Üstündeki ölü toprağını atma zamanı. Senin çocuklarının yatak odalarında boy boy kasalar yok. Senin çocuklarının yandaşları yok. CHP olarak biz yandaşa değil vatandaşa hizmet edeceğiz.
İş bulanlar taşeronda iş buluyor. Sendikasız, iş güvencesiz. Asgari ücret lafını bile ağzına alamıyor, ertesi gün kapının önüne bırakılır çünkü. Böyle midir sosyal devlet? Alın terini sömüren devlet sosyal devlet olabilir mi?
Dönüp bu soruyu kendinize soracaksınız. Kim iktidar. Devleti kim yönetiyor. AKP. Ne adaleti var ne kalkınması var. Adalet olsaydı Türkiye başka bir yerdeydi. Kalkınma olsaydı 2,5 milyon insan işsiz olmazdı. Adı var, kendisi yok.
Şimdi size Ermenek’ten bir kadının konuşmasını dinleteceğim. Gerçekten de bunu dinleyince bu ülkede sosyal devletin olmadığını görüyorsunuz. Çaresizliği görüyorsunuz, umutsuzluğu görüyorsunuz. Bir kadının dramını görüyorsunuz.
Hazırsak dinleyelim arkadaşlar. (Teknik bir arızadan dolayı video gösterimi yapılamadı)
Maden faciası bize özgü bir faciadır arkadaşlar. Neden sadece Türkiye’de? Değerli arkadaşlarım, Almanya’da son 30 yılda yeraltında ölen işçi sayısı 3. Türkiye’de 2003-2004 arasında 1075 işçi hayatını kaybetti.
Bizim kaderimiz mi bu arkadaşlar? Amerika’da olmuyor da bizde oluyor. İngiltere’de olmuyor da bizde oluyor. Neden?
“Devlet akılla yönetilir” dedim. Eğer aklı egemen kılmazsanız bu tür tablolar ortaya çıkmış olur. Bunun önüne geçmemiz lazım. Devlete aklı egemen kılmamız lazım. Nedir biliyor musunuz? Önce insana saygı duymak, ona iş güvenliği, iş güvencesi sağlamak demektir. Yeraltına indiği zaman iş güvenliğini dünya standartlarında sağlayacaksınız.
ILO 176 var. 1995’te kabul edilmiş. Zimbabve bile imzalamış ama Türkiye imzalamıyor, neden?
Hazır mıyız? (Ermenek’te oğlu madende mahsur kalan işçilerinin yakınlarının feryatlarının yer aldığı haber videoları CHP grubunda izletildi.)
Ermenek’teki madenci arkadaşlarımız 124 kez mektup yazmış. Ses? Duvara yazıyorlar. İnsanlar toprak altında kalıyor. Onlar korumalarıyla oraya gidiyor. Sizin orada ne işiniz var? O ölenlerin kanları sizin yakanızdadır, bunu unutmayın.
Bakın yine yeraltında çalışan maden işçilerinin eşlerine sesleniyorum. Değerli arkadaşlarım. Yaşam odası denen bir şey var. Yeraltında yaşam odası denen bir bölge var. İşçiler oraya gittiğinde uzun süre sağ kalabiliyor ve herhangi bir ölüm olmuyor. Kanun geldi Meclis’e. Gelin yaşam odası yapalım dedik, teklifi verdik. Sizin partiniz, halkın partisi olarak bu madenlerde ölüm olmasın dedik.
Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleriyle reddedildi. Kalkmışlar kendilerine saray yapıyorlar. 1 katrilyon 370 trilyon liraya saray yapıyorlar. Senin eşinin yaşam odası için 100 milyon lira ayırmıyor, kendisine beyefendi 1000 odalı saray yaptırıyor. Hala uyanmayacak mısın değerli kardeşim?
Yeraltında tamam. Düzelteceğiz, insanlar güven içinde inecekler. Aklı kullanacağız, sosyal devleti ayağa kaldıracağız. Yeraltında çalışan akşam huzur içinde evine gitsin.
Yer üstündekiler çok mu rahat. Mevsimlik işçilik de dramdır. Aile boyu kadın, çoluk, çocuk hep beraber giderler. Zeytin, pamuk, fındık, elma toplamaya giderler. Tek güvenceleri dayıbaşı. Onun iki dudağına bakarlar. Sosyal devlet nerede? Sosyal devleti kim ayağa kaldıracak? Bunlar neden bu insanların sorunlarıyla ilgilenmezler. İnsanı sevmiyor musun sen? İnsanı ancak sana rüşvet verdiği zaman mı seversin?
Sigara içen gençlere kızıyorlar, ceza kesiyorlar. Eyvallah kızın. Peki o bakanların çocukları kapalı mekanlarda rüşvet alırken neden itiraz etmiyorsun?
76 milyon insanın son ferdi uyanana kadar bunları anlatmaya devam edeceğim. Kendine saray inşa etmiş. Dedim ki bu saraya gitmeyin kirlenirsiniz Çünkü kaçak saray. 3 milyon insan işsizken padişah bozuntusu birisi kendisine saray yapmaz. TOKİ’nin dergisinde yazı yazmıştı: ‘’Sonuna kadar sorumluluk bilinciyle çalıyoruz…’’
Baktılar ki bu var apar topar dergiyi topladılar ama var o sayı… Atatürk Orman Çiftliği’nde yüzlerce ağacı katlettiniz ‘kendime saray yapacağım’ diye. Kaçak sarayda yapılan yolsuzluk rakamlarını vereceğim. Bu rakamlar TBMM adına kamu hesaplarını denetleyen Sayıştay denetçilerinin raporlarındaki rakamlar.
Hırsız var diye bağırın onlar zaten memnun itiraz etmiyorlar ki. Afyonluları da kutluyorum. Hafta sonu toplantı yaptılar malum. Afyonlulara çağrı yapmışlar ‘Dikkatli olun hırsızlar bölgeye geldi’ diye.
Düz yüzeyli betonarme kalıbı yüzde 264 fazla ile veriliyor. Neden gitmeyin kirlenmeyin diyoruz. Bunun hesabı verildi mi? Verilmedi. Bakın İngiltere Başbakanı nerede oturuyor? Almanya Başbakanı nerede oturuyor? Bülent Ecevit nerede oturuyordu?
Kul hakkı yememek zorunda devleti yönetenler. En büyük günah diyoruz. En büyük günahı işleyene neden oy veriyorsun kardeşim. Çalıyor ama iş de yapıyor. Müslümanlıkta böyle bir kural yok. Çalmayacaksın adam gibi iş yapacaksın.
O yoksul insanların vergileri ile kendine 1000 odalı saray yapıyorsunÇ O sarayı CHP iktidarında ODTÜ’ye tahsis edeceğiz. Bu iktidar bitmiştir. Lüks içinde yaşıyorlar. Gırtlaklarına kadar dolara boğulmuş durumdalar. Benim derdim onlar değil. Bu ülkedeki işsiz insan. Her evde tencere kaynayacak.
Niye ayrışıyoruz, kavga ediyoruz. Bölünürsek birileri gelir yutar. Bölünmezsek hep beraber kazanırız. Vatandaşlar diyor ki Hadi AKP böyle ama oyumuzu kime vereceğiz? Bu soruyu kendinize ve vicdanınıza sorun. Kimsenin inancıyla uğraşmayan, yaşam tarzına müdahale etmeyen bir siyasal oluşum var. Adı CHP. Daha ne söyleyeyim ben size. Türkiye’nin demokratik yollardan bu iktidardan kurtulması lazım. Bu terazi bu sıkleti çekmiyor. Yeter dememiz lazım. İktidarda ilk yapacağımız iş siyasetçiler için ahlak kanunu çıkarmak.
© Tüm hakları saklıdır.