26 Şubat 2023

10 soruda deprem sonrası enkaz çalışmaları ve asbest

Enkaz kaldırılması ve hafriyat aşamasında çalışanların asbeste maruz kalma riskinin çok yüksek olduğu bilinmektedir

Soru 1. Asbest nedir?

Asbest terimi, jeolojik olarak lifsi kristal yapıya sahip silikat (magnezyum silikat, kalsiyum-magnezyum silikat, demir-magnezyum silikat) bileşimindeki, ateşe, asitlere ve darbeye dayanıklı, iletkenlik özelliği olmayan, esnek, uzun ince lifler ve lif demetleri şeklini alan bir grup doğal mineral için kullanılır.

Mineralin adı antik Yunancada "suya doymaz" anlamına gelen "asbestos" kelimesinden gelir. Bazı Avrupa ülkelerinde "asbestos" yerine Latince "kirletilemeyen ya da lekesis" anlamındaki "Amiantos" (amyant) kelimesi de kullanılır.

Soru 2. Asbest günümüze kadar nasıl kullanılmıştır?

Asbest, çok eski dönemlerden beri kullanılmaktadır. Finlerin 4.000 yıl önce asbest karışımı kilden yapılmış çanak, çömlek gibi pişirme kapları kullandığı saptanmıştır. Çinlilerin 3.000 yıl önce bu lifleri hasır şeklinde dokudukları ve uzun lifli beyaz asbestten giysiler yaptıkları; tapınaklardaki kandillerin fitillerini de aynı malzemeden hazırladıkları bilinmektedir. Antik Mısır'da firavunların mumyalama işlemlerinde asbest kullanılırdı. Romalılar, ölüleri yakma işleminde amiantos dedikleri lifsel maddeden yapılmış bir örtü içinde bedenleri yakar ve böylece bu yanmamış örtü sayesinde, içindeki, ölene ait külü kolayca toplarlardı. Savaşlarda kalelerin savunulmasında düşman askerlerine atılan sıcak su ve yağlardan korunmak için asbestten yapılmış savaş giysileri kullanıldığı da kayıtlarda bulunmaktadır. 

Asbest, ülkemizde toprak ve kayaçlarda doğal olarak bulunmaktadır. Halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük, ceren toprağı veya kaya yünü gibi isimlerle de bilinmektedir. Asbest malzemesi, uzun yıllar boyunca özellikle kırsal yerleşim alanlarında konutların damlarının su geçirmez kılınmasında, kireç yerine sıva ve badanada, duvarlarda, dış zemin malzemesi olarak, çanak, çömlek yapılan malzemeye katkı maddesi olarak, çocuk pudrası, pekmez toprağı olarak çok değişik amaçlarla kullanılmıştır.

Yukarıda sayılan dayanıklılık özelliklerinden dolayı asbest, tüm dünyada, yapı ve yalıtım malzemelerinde yaygın olarak kullanılmıştır; endüstride üç binden fazla kullanım alanı vardır: çimento borusu; debriyaj, fren ve şanzıman bileşenleri; elektrik kablosu için borular; boru kaplaması; çatı ürünleri; kanal ve ev yalıtımı; yangın koruma panelleri; fırın yalıtım pedleri; boru veya kazan yalıtımı; levha vinil veya yer karoları ve levha döşeme için altlık, vb.

2010 yılına kadar Türkiye'de de kullanılan asbest; özellikle marley, boru, levha, fren ve debriyaj balatası, conta ve asbestli iplik üretiminde kullanılmıştır.

Soru 3. Asbeste nasıl maruz kalınır?

Asbest maruziyeti mesleki maruziyet ya da topluluk maruziyeti şeklinde olabilir. Mesleki maruziyet, tersane, madencilik, elektrikçiler, duvarcılar ve boyacılar gibi belirli çalışanlar arasında yaygındır.

Asbest maruziyetinin en yaygın şekli, yol yüzeyleri, oyun alanı malzemeleri, depolama alanları ve kimyasal boyalar için asbest kullanımı sonrasında buralardaki kişilerin maruziyeti, yani genel topluluk maruziyetidir.

Hastalık doza bağımlıdır; maruz kalma dozu birinci grupta daha yüksek ve ikinci maruz kalma biçiminde daha düşüktür. Asbest türlerine göre de hastalık riski değişebilir.

Soru 4. Asbest insan sağlığına nasıl zarar verir?

Asbest yüzyıllar boyu ve yaygın bir şekilde kullanıldığı halde, meydana getirdiği sağlık sorunları yirminci yüzyılın başında anlaşılmaya başlamıştır. Bunun sebebi, solunduktan sonra yaptığı hastalığın ortaya çıkması için çok uzun bir süreye gerek olması, o dönemdeki insanların çok daha kısa yaşaması ve izlemlerin yetersiz olmasıdır.

Asbest içeren malzemenin hasar görmesi, havaya karışan ve kolaylıkla solunabilen küçük asbest liflerinin salınmasına neden olabilir; solunan lifler akciğerlerde birikerek zarar verir.

Bu zararın ortaya çıkması öncesinde çok uzun bir sessiz dönem vardır; belirtiler çok sonraları ortaya çıkar.

Soru 5. Asbest maruziyetine bağlı kişide hangi belirtiler ya da hastalıklar oluşur?

Uzun yıllar boyunca asbest liflerini solumak, sonunda akciğerlerde yaralanmaya neden olur. Asbestozis adını alan bu hastalıkta kişiler genelde aşağıdaki yakınmalar ile sağlık kurumlarına başvururlar:

  • nefes darlığı
  • sürekli öksürük
  • hırıltı
  • aşırı yorgunluk (yorgunluk)
  • göğüs veya omuzda ağrı
  • daha ileri vakalarda, sopayla (şişmiş) parmak uçları

Bu belirtilerin ortaya çıkması 20 ila 30 yıl alabilir.

Asbest, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı [The International Agency for Research on Cancer (IARC)] sınıflamasına göre insanlar üzerinde kesin kanserojen (Grup 1) sınıfında yer almakta ve yaşam boyu akciğer kanseri riskini önemli ölçüde artırmaktadır. Malign mezotelyoma, akciğer kanseri ile mide-bağırsak, böbrek, yutak vb kanserlerine de neden olmaktadır.

Kanserojen olmasının yanında asbestozis, akciğer zarında (plevral) plaklar, benign asbest plörezisi, diffüz plevral kalınlaşma, atelektazi gibi akciğer hastalıklarının da etkenidir.

Akciğerlerdeki hasarı tersine çevirmek mümkün olmadığından, geliştikten sonra asbestozun tedavisi yoktur; ancak bazı tedaviler (oksijen tedavisi, fizik tedavi gibi) yardımcı olabilir.

Soru 6: Enkazlarda asbest bulunma riski nedir?

Dünyadaki asbest işletmelerinin çoğu, asbestin insan sağlığına olumsuz etkileri nedeniyle faaliyetlerine doksanlı yılların sonlarından itibaren son vermişlerdir. Günümüzde tüm dünyada asbestin işletilmesi ve ticareti yasaklanmıştır.

Ülkemizde de 2010 yılındaki bir yönetmelik ile ülkemizde de beyaz asbest üretim, kullanım ve satışı yasaklanmıştır. Ancak, kullanımının yasaklanmasının öncesinde inşa edilen binalarda yaygın şekilde asbest kullanıldığı bilinmektedir. Asbest eski binalarda fayanslarda, yer kaplamalarında, su tanklarında, çatı kaplamalarında sıvalarda, kazan dairelerinde elektik kabloları ve panellerinde yalıtım malzemesi olarak uzun yıllar boyunca kullanılmıştır.

Bu nedenle, deprem bölgesindeki mevzuat öncesi dönemde yapılmış binaların bir bölümünde asbestli malzeme kullanılmış olması muhtemeldir. Yeni binalar için ise binanın birçok bölümünde yalıtım, ısıtma ve soğutma sistemleri, izolasyon ve kaplama malzemeleri, yalıtım malzemeleri ve kiremitler gibi asbest içeren ürün ve malzemeler bulunabilmektedir.

Ayrıca, Türkiye Asbest Yatakları Haritasına göre depremden etkilenen bölge ülkemizde çevresel asbestin yoğun olduğu alanlardır. Bu bölgelerde geleneksel olarak özellikle kırsal kesimdeki evlerde asbest kullanımı bulunmaktadır.

Dolayısıyla deprem bölgesinde "asbest maruziyeti riski" önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle enkaz kaldırılması ve hafriyat aşamasında çalışanların asbeste maruz kalma riskinin çok yüksek olduğu bilinmektedir. Bu nedenle bu yapıların yıkımı ve tadilatı gündeme geldiğinde, faaliyete başlamadan önce asbestin bulunup bulunmadığına ilişkin gerekli analizlerin yapılması ve asbest maruziyetinin önlenmesi gerekmektedir.



Soru 7: Enkaz kaldırılırken alınması gereken genel önlemler neler olmalıdır?

  • Bölgede yaşayanlar asbest riski ve alınması gereken tedbirler konusunda bilgilendirilmelidir.
  • Bina enkazı yığınlarının olduğu alanlara ve yıkım alanlarına ve atık alanlarına erişim kısıtlanmalı, özellikle çocuklar uzak tutulmalıdır. Bu sayede maruziyet riski azaltılmalıdır.
  • Bölgede asbest içeren malzemelerin yerleri belirlenmeli ve bir risk değerlendirmesi yapılmalıdır. 

Soru 8: Enkaz alanına yönelik önlemler nelerdir?

  • Hafriyat alanlarına giriş ve çıkışlar kontrollü olarak yapılmalıdır.
  • Enkaz alanında asbest sökümü uzmanları görevlendirilmelidir. Eğitimli personel, malzemelerin türünü, arz ettikleri tehlikeyi ve en güvenli eylem biçimini (örneğin, mühürlemek ve yerinde bırakmak veya kaldırmak) belirlemek için asbest içeren malzemelerin olabileceği sahaları incelemelidir.
  • Ufalanabilir malzemeler özel bir tehlike oluşturduğu için eğitimli personel tarafından kabul edilen prosedürler izlenerek ve yeterli kişisel koruma ekipmanıyla çıkarılmalıdır.
  • İş makinelerinin çalıştırılma şekli, etrafa yayılan asbesti azaltabilir. Bu nedenle, uygunsuz ve aşırı toz çıkmasına yol açacak biçimde yapılan enkaz kaldırma çalışmaları engellenmelidir.
  • Aşırı toz çıkışının önlenmesi için sulama yapılmalı; enkaz kaldırma sırasında ıslak çalışılmalıdır.
  • Asbest içeren malzemelerle yapılan her türlü işlem en az düzeyde olmalıdır. Ufalanan malzemelere özellikle dikkat edilmelidir.
  • Asbest yapıları mümkün olduğunca nazikçe sökülmelidir. Bu tür malzemeleri taşımak, kesmek veya parçalamak gerekirse, havadaki lif ve toz miktarını azaltmak için bunları tamamen ıslak tutulmalıdır.

Soru 9: Enkazda çalışanlara yönelik önlemler nelerdir?

  • Enkaz alanında çalışanlar asbest riski ve alınması gereken tedbirler konusunda bilgilendirilmelidir.
  • Çalışma süresince mümkünse uygun filtreli tam yüz maskesi, eldiven, tulum, göz koruyucu gibi kişisel koruyucu donanım kullanılmalıdır.
  • Enkaz kaldırma ve hafriyat çalışmaları esnasında ortamda bulunanların ve çalışanların FFP2/N95 ya da FFP3/N99 tipi, en yüksek koruyucu maske kullanması sağlanmalıdır.
  • İşçiler tek kullanımlık tulum ve tek kullanımlık eldiven kullanmalıdır.
  • Kullanım sonrası yıkanabilir çizme giymeli ve her kullanım sonrası çizmeler yıkanmalıdır.
  • Çalışanlara duş imkanı ve uygun temizlik ortamı sağlanmalıdır. Asbest liflerinin şantiye dışına yayılma riskini en aza indirmek için, işçilerin yemek yemeden, içmeden veya sigara içmeden önce ve eve dönmeden önce yıkanmaları gerektiğinin farkında olduklarından emin olunmalıdır.
  • Çalışanların tüm donanımı ayrı bir yerde muhafaza edilmelidir.
  • Kirlenmiş giysiler ve koruyucu donanım, diğer asbest içeren malzemelerle aynı şekilde imha edilmelidir.

Soru 10: Asbestli malzemede atık yönetimi nasıl yapılmalıdır?

  • Asbest içeren malzeme yığınlarını, güvenli bir şekilde depolonana veya imha edilene kadar, branda veya plastik tabakalarla örtülü tutulmalıdır.
  • Malzemeler taşımadan önce iyice ıslatılmalıdır.
  • Asbest atıkları yakarak atılmamalıdır.
  • Asbest atıkları bertaraf edilmeden önce diğer atıklarla karıştırılmamalıdır.
  • Kaldırılan enkazın döküleceği yerler doğru ve merkezi bir planlama ile belirlenmeli, rastgele hafriyat dökülmesi engellenmelidir.
  • Hafriyatların döküleceği yerler yaşama alanlarından uzakta ve toz dağılımı önlenecek biçimde belirlenmeli ve düzenlenmelidir.
  • Düzenli depolama alanlarının olmaması veya depremden zarar görmesi durumunda, asbest atıklarının geçici olarak depolanacağı yerler belirlenmeli ve hazırlanmalıdır.
  • İleride maruz kalmayı önlemek için, tasarlanmış atık depolama sahası içinde, sızıntı suyu üst kuyuları ve gaz çıkarma kuyuları gibi gelecekte inşaatların olabileceği bir yere asbest atığını atmamaya özen gösterilmelidir.
  • Kesin coğrafi koordinatlar da dâhil olmak üzere, asbest atıklarının bertaraf edildiği konumların bir kaydı tutulmalı ve etiketlenmelidir.

Son söz olarak, bütün bunlar bu kadar büyük bir alandan nasıl yapılabilir diye soranlar için düşüncelerimi paylaşmak isterim.

İş Sağlığı çok farklı disiplinlerin birlikte uğraş verdiği bir alan; bu alanın uzmanlarına danışıldığında bilimsel bir yol mutlaka bulunacaktır. Ancak, çalışmalarda kişisel koruma donanımının hemen, tam ve yeterli sağlanmasının önünde hiçbir özür kabul edilemez. Bu alanda görev yapan her çalışanın kayıt altına alınması, hastalık açısından belli aralıklarla değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu izleme hem hastalık durumunda erken dönemdeki müdahale ile hastanın daha konforlu bir hastalık dönemi geçirmesini sağlayacak hem de yasal haklarına ulaşımı kolaylaştıracaktır.


Kaynaklar

  1. https://cdn.who.int/media/docs/default-source/chemical-safety/asbestos/asbestos-after-earthquake.pdf?sfvrsn=1e7e60d_2&download=true
  2. HASUDER İş Sağlığı Çalışma Grubu. Asbest Bilgi Notu.

https://hasuder.org/Dokumanlar/Detay/asbest-bilgi-notu/64a39da4-2b24-bf04-5881-3a0987932a97

  1. Ayabey E. Türkiye asbest haritası (Çevresel asbest maruziyetiakciğer kanseri-mezotelyoma) http://asta.org.tr/wp-content/uploads/sites/919/2020/04/2-T%C3%BCrkiye-asbest-da%C4%9F%C4%B1l%C4%B1m%C4%B1-haritas%C4%B1-E%C5%9Fref-Atabey.pdf
  2. Asbestosis. https://www.nhs.uk/conditions/asbestosis/
  3. https://www.mesotheliomahelp.org/asbestos/history/#asbestos-discovery
  4. https://historycooperative.org/the-history-of-asbestos/
  5. https://www.csgb.gov.tr/isgum/contents/asbest/

Pınar Okyay kimdir?

Prof. Dr. Pınar Okyay, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı başkanıdır. 

Pınar Okyay, 1983'te Bornova Anadolu Lisesinden, 1989'da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden ve 1993'te Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Bölümünden mezun oldu. 

Halk sağlığında epidemiyoloji, sağlık araştırma yöntemleri, araştırma ve yayın etiği, biyoistatistik, kadın sağlığı ve afet ağırlıklı çalışmaktadır. 

Üniversite hastanesi başhekim yardımcılığı, Özdeğerlendirme Kurulu başkanlığı; 2016-18 döneminde Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Yönetim Kurulu üyesi; 2018 Kasım 2021 Temmuz döneminde HASUDER'in Yönetim Kurulu başkanlığı yaptı.

Halen HASUDER Toplumsal Cinsiyet ve Üreme Sağlığı ile Afetler Çalışma Gruplarında çalışmaktadır. Sağlık Bakanlığı Tıpta Uzmanlık Kurulu TUKMOS ve Halk Sağlığı Yeterlilik Kurulu Denetleme Komisyonu üyesi. 

2020 Nisan -2021 Mayıs tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı COVID-19 Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği görevini yürüttü. 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) bünyesinde TTB Halk Sağlığı Kolu başta olmak üzere çeşitli görev gruplarında yer almaktadır. 

Aydın Tabip Odası üyesidir; yönetim kurulu üyeliği yapmıştır; halen TTB Delegesidir. 

Bir kitapsever, gezgin ve T24 İnternet Gazetesi haftalık köşe yazarıdır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sokak hayvanları ile birlikte yaşamak...

Hayvanların bakımı herkesin sorumluluğundadır İnsanlık olarak hadi gelin, gücümüzü kullanıp küçük küçük değişiklikler yapalım. Nazım'ın dediği gibi "yüz bin eli" ile bize dokunan, gölgesinde en güzel klimadan daha çok sıcaktan koruyan güzelim ağaçlarını koruyalım. 1183 yıllık porsuk ağacını kesmemekle başlayalım. Sokağımızdaki bir hayvanın sorumluluğunu üstlenelim. Su ve yemek vermekten öteye onunla bir aile bireyimiz gibi ilgilenelim

Demografik dayanıklılık

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2023 neden hâlâ yapılamadı? Bu büyük araştırma her beş yılda bir bildim bileli yapılır. Daha fazla gecikmeden, hemen gerçekleştirilmelidir

1 Mayıs ve çocuk işçiliği

Dünya çapında her 10 çocuktan birinin çocuk işçiliği yaptığını biliyoruz. Hemen hemen yarısı ise sağlık ve güvenliklerini doğrudan tehlikeye atan tehlikeli işlerde çalıştırılıyorlar. Ülkemizde de halen 700 binden fazla çocuk ekonomik faaliyetlere katılıyor

"
"