20 Mayıs 2022

Reyhanlı katliamında "üç milyonluk ödül" kavgası

Bugünkü Büyüteç'in konusu Bayat'ın Suriye'de yakalanarak Türkiye getirilmesinden sonra yaşanan bir dizi gelişme

Suriye'deki iç savaşın başlamasının üzerinden iki yıl geçmişti. Ülkesini terk eden Suriyeliler'in sınırlardan sorgusuz sualsiz hatta kayıtsız biçimde Türkiye'ye girdiği günlerdi. 

Ankara ile Şam arasında bahar havasında giden ancak aniden fırtınalı hale dönüşen günlerde Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde yaşanan katliam aradan dokuz yıl geçmesine karşın halen belleklerde. 

IŞİD'in 2015'te Ankara'daki canlı bomba eylemi Gar katliamından sonra ülke tarihinin en kanlı terör saldırısında 53 yurttaş yaşamını yitirdi, onlarcası yaralandı. 

İlçe merkezinde 11 Mayıs 2013 günü üç dakika arayla patlatılan iki bombalı aracına yarattığı hasar maddi olarak düzelse de manevi açıdan uzun yıllar düzelmeyecek. 

Saldırının ardından başlatılan soruşturmada, olayın Suriye Gizli Haber Alma Servisi El - Muhaberat'ça hazırlandığı anlaşıldı. El – Muhaberat'ın söz konusu eylemde bölge insanı bazı Türkleri kullandığı ortaya çıkarıldı. Eylem grubunun liderliğini yapan Nasır Eskiocak yakalandıktan sonra yaşananları anlatırken El – Muhaberat'ın organizasyonu hakkında bilgiler verdi.

Saldırının adli yargı boyutu devam ederken güvenlik birimleri sınırın öte yakasında Suriye'de yaşadıkları belirlenen failleri yakalamak için uzun soluklu çalışmalara başladı. 

İçişleri Bakanlığı'nca, yakalanması halinde yakalatana ödül verileceği ilan edilen zanlılardan Yusuf Nazik, saldırıdan beş yıl sonra Suriye'de yakalanarak Türkiye'ye getirildi. 

Nazik'ten iki yıl sonra da 2020'de olayın önemli faillerinden ve "yakalatana üç milyon lira ödül" verileceği açıklanan zanlılardan Ercan Bayat, Suriye'de yakalanarak Hatay'da polise teslim edildi. 

Bayat'la ilgili adli yargı süreci halen devam ediyor. 

* * *

Bugünkü Büyüteç'in konusu Bayat'ın Suriye'de yakalanarak Türkiye getirilmesinden sonra yaşanan bir dizi gelişme. 

Yine hatırlayalım; Bayat'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilmesini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bizzat açıklamıştı. Hem de Polis Akademisi mezuniyet töreninde. 

Soylu, "Reyhanlı'da canımız yanmıştı. 53 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. O saldırının sorumlularından bir tanesi, terörden aranlar listesinde mavi kategoride yer alan Ercan Bayat'ı aldılar, getirdiler. Şimdi Hatay Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne teslim ettiler" dedi, konuşmasında. Ancak aradan geçen sürede ilginç gelişmelerin yaşandığı gün ışığına çıktı. 

Şöyle ki, İçişleri Bakanlığı saldırının faillerinden Ercan Bayat'ı "mavi listeyle" arıyordu ve yakalatana üç milyon lira ödül verilecekti. 

İşin ilginçliği; Hatay'da yaşayan ve bölgeyi çok iyi bilen Antakyalı A.K. Bayat'ı kendisinin Suriye'de yakaladığını ve sınıra getirip güvenlik güçlerine teslim ettiğini, sonrasından devletin üç milyon liralık ödül yerine sadece 150 bin lira ödeme yaptığından dolayı İçişleri Bakanlığı'nı dava etti! 

Avukatı aracılığıyla devlete karşı ödül parası davası açan A.K. yaşananları şöyle özetliyor:

"2020 yılında kendilerini emniyet görevlisi istihbarat birimi çalışanı olarak tanıtan kolluk görevlilerinin yaklaşık bir yıllık teklif ve ısrarları üzerine bir operasyona katıldım. 2020 yılının başlarından itibaren sürekli sınırda bir hareketlilik olduğundan ve infiale sebep olabilecek bir terör saldırından bahisle benden yardım istendi. 

Geçmişte geçim sıkıntısı nedeniyle kaçakçılık yaptım, bu nedenle bölgeyi iyi bilmekteyim. Ancak kayıtlara bakılırsa son 14 yıldır hiçbir suça iştirak etmediğim açık bir şekilde görülecektir. Benden yardım isteyen istihbarat görevlileri, eğer sürece müdahale edilmezse birçok kişinin zarar görebileceği bir terör girişimi olacağını, yardım etmem halinde zarar görmemem için elzem olan maddi ve manevi bütün desteğin sağlanacağını söylediler. 

Bana yapılan teklifi çok uzun süre düşündüm. Her defasında bana yeni vaatlerde bulunuldu. Şöyle ki bana üç milyon lira ödül parası verileceğini, deşifre olmam durumumda daha güvenli bir başka yere ailemle birlikte götürülebileceğim söylendi. Sonunda hem ülkemin güvenliği, hem de ailemin maddi sıkıntıları nedeniyle teklifi kabul ettim. 

Yapılacak operasyonla ilgili planlamayı ben yaptım. Günler boyunca bölgeyi bilen birkaç arkadaşımla işi şansa bırakmamak için gözlem yaptım. Oluşabilecek bütün ihtimalleri değerlendirdim. Çünkü yaşanabilecek en ufak aksaklık hepimizin canına mal olabilirdi. Dahası rejim güçlerinin bölgeye yakın olması nedeniyle uluslararası bir krize sebep olabilirdi. 

8 Ağustos 2020 günü ailemle helalleşerek evden ayrıldım. O gün içerisinde operasyon gerçekleşti. Orada olan kolluk kuvvetleri sınırı geçerlerse problem yaşanacağını belirterek suçluyu benim getirmem gerektiğini söylediler. Sınırı geçerek suçluyu yakaladım. Operasyon başarıyla sonuçlandı. Ancak operasyon sırasında tam dağlık bölgeyi geçerken rejim kuvvetlerinin bizi fark etmesinden ötürü can güvenliğimiz tehlikeye düştü. Ben de yol kenarındaki büyük kayaları rejim askerlerine doğru yuvarlayarak gelmelerini ve bizi yakalamalarını engelledim. 

Operasyon bitiminde bütün televizyonlarda, internet haberlerinde mavi kategoride aranan, Reyhanlı saldırısı faillerinden ve 53 kişinin ölümüne sebep olan bir teröristin yakalandığı haberi yayımlanıyordu. Hatta açıklamayı bizzat İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu yaptı. Günün sonunda birçok emniyet yetkilisi tarafından arandım. Arayan herkes devlet adına çok büyük bir görevi yerine getirdiğimi söylüyor, beni tebrik ediyordu."

* * *

Yayladağlı A.K., kendi hazırladığı operasyonla Ercan Bayat'ı yakalayıp Türkiye'ye getirdi. 

Bundan sonra sıra Bayat için devletin koyduğu üç milyon liralık ödülü almadaydı. 

Ama her zaman işler yolunda gitmiyordu. Bayat, Türkiye'ye getirildi ancak ödül konusu adeta arap saçına döndü.

A.K. anlatmaya devam ediyor:

"Süreç bitiminde ödül alabilmem için benden dilekçe alındı. Çok kısa süre içinde bana dönüleceği belirtildi. Yıl sonuna yakın olması nedeniyle 2020 yılı içinde bir beklentim olmadı. Ancak zaman geçtikçe başvurduğum hiç kimse, hiçbir kurum beni muhatap almadı. Etraftan devamlı olarak yakalanan kişinin beni sorduğunu duymaya başladım. Ailem ve sevdiklerim için endişelendim, psikolojim bozuldu. 

Bunun üzerine ekim ayında CİMER'e mağduriyetimi anlatan bir dilekçe yazdım. 17 Aralık 2021 tarihinde İl Emniyet Müdürlüğü'nden arandım ve kuruma gelmem istendi. Öğleden sonra çağırıldığım saatte gittim. Komisyon kararı neticesinde takdir edilen miktarın ödeneceği bildirildi. 

Hayatımı ve ailemi risk altında bırakmamın bedeli olarak takdir edilen miktar 150 bin liradan ibaretti. Kaldı ki bu paradan operasyon sırasında canı pahasına bize yardım eden 6 kişiye daha ödeme yapmam gerekmekteydi. Ödeme yapmak içim görüşmem durumunda takdir edilen tutara inanmayacakları ve yeni hasımlar sahibi olacağım aşikârdır."

Bayat'ı yakalayıp rejim güçlerinin elinden alarak Türkiye'ye getiren A.K.nin hikâyesi bununla bitmiyor. 

A.K.'nin avukatı Orhan Gür'le görüştüm. Gür, yaşanan ciddi bir gelişmeyi paylaşırken şunları anlattı:

"A.K., üç milyonluk ödül için Suriye'ye gidip Ercan Bayat'ı getirdi. Öncesinde Suriye'ye girip çıkabiliyordu. Bu olaydan sonra Esad'ın A.K. için beş milyon lira ödül koyduğunu duyduk. Artık Suriye'ye giremiyor. Ayrıca Bayat'ın yakalanması için Suriye'deki arkadaşlarıyla çalıştı. Şimdi Suriye'dekiler A.K.'nın üç milyon lirayı cebine attığını düşünüyorlar. A.K.'nın 150 bin lira aldığını kabullenmiyorlar. Paralarını istiyorlar. Şimdi A.K.'nin bu kez paketlenip Esad'a teslim edilme olasılığı var." 

* * *

Yaşananlardan olumlu yanıt alamayan A.K., avukatı Orhan Gür aracılığıyla İçişleri Bakanlığı aleyhine dava açtı. Gür, açtığı davayla İçişleri Bakanlığı'ndan eksik kalan 2 milyon 850 bin liranın ödenmesini talep ediyor. Dava süreci devam ediyor. 

Kamuoyunda büyük infial yaratan Reyhanlı katliamı çerçevesinde yaşananlar böyle. 

Türkiye, yıllardır terörle mücadele ediyor. Bu yolda zaman zaman kamuoyunda tartışılan farklı uygulamalar yaşama geçiriliyor. 

Kaldı ki terörle mücadele ciddi bir konudur. A.K.'nin olayında olduğu gibi konular kurallar, yürütülen uygulamalar taraflara göre değişkenlik göstermez. Ayrıca, A.K.'ye yönelik yaklaşım ileride terörle mücadele konusunda devletin beklediği faydayı doğrudan etkiler. 

Bunu da akıldan çıkarmamak gerekir. 

Yazarın Diğer Yazıları

Dorukhan Büyükışık cinayetinde polislere yargı yolu

Soruşturmayı yürüten müfettişler, adları geçen 24 personelden dokuzu hakkında meslekten ihraç, maaş kesim cezaları ile kınama cezaları talep etti. Dönemin Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü İsmail Köksal ve Komiser Yardımcısı Hüseyin Vurucu’ya “meslekten çıkarma cezası” verilmesi teklif edildi. Ancak polis müdürü Köksal’ın cezası, olayın işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmesini gerektiren mevzuat nedeniyle zaman aşımına uğradı!

7,5 yıl sonra yapılan keşif ve sıfırlanan telefonlar

"Resmi keşif raporuna göre; Onur muhtemelen bilinci yerinde değilken, birden fazla kişi tarafından balkondan bırakılmış, hafif sol tarafına doğru yere çarpması sonucu balkon altına doğru yönelmiş. Sanıkların beyanları, Onur’un aktif atlama yaptığı şeklinde olmasına karşın, resmi rapor diğer düşme analizleri gibi Onur’un kontrolsüz / serbest ve ilk hızsız düştüğünü tasdik etti"

Adaletin merhem ol(a)madığı yine bir evlat acısı dosyası mı?

Baba Levent Özkan’ın ihmal iddiaları var; olaydan hemen sonra, soruşturmanın ilk günlerinde dosyaya konulması gereken, oğlu Onur Özkan’ın hastaneye götürülmesini sağlamak amacıyla irtibat kurulan 112 Acil Hattı’nın telefon görüşme kayıtlarına 8 ay sonra ulaşabildiklerini söyledi

"
"