Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) işsizlik verisinde değişiklik hazırlığı yaptığını duydunuz mu? Duymayanlar için TÜİK'in Nisan'dan itibaren işsizliği yeni bir yönteme göre hesaplayacağını belirteyim. Hangi yönteme göre? TÜİK'ten yapılan resmi açıklamaya göre Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) ve Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) yaptığı değişikliklere göre.
TÜİK'in açıklamasındaki en önemli bilgi, bugüne kadar üçer aylık ortalamalar şeklinde hesaplanan işsizlik verisinin bundan böyle aylık olarak hesaplanacağı. Başka? Açıklamada çok fazla detay yok. Bir sürpriz havası var...
TÜİK'in yapacağı değişikliğin perde arkasını biraz araştırdım. İki çok önemli değişiklik geliyor. İlk değişiklik, işsizlik oranında kaçınılmaz biçimde artışa yol açacak. İkincisi TÜİK verilerinin güvenilirliğiyle ilgili tartışmayı bitirmeyi hedefliyor. Ama bunu yapayım derken tartışmayı daha artırma potansiyeli var...
İşsizlik oranını artıracak değişiklik, istihdam tanımıyla ilgili. TÜİK bugüne kadar bir şirketle iş sözleşmesi olan ama işbaşında olmayanları işsiz kabul etmiyordu. Bunun yarattığı sakıncayı pandemide gördük: 2 milyondan fazla çalışan şirketleri tarafından zorunlu ücretsiz izne çıkarıldı. Bu dönemde devletten aldıkları aylık 1.168 TL ile ayakta durmaya çalıştılar. TÜİK onları çalışıyor saydı. O yüzden pandemiye rağmen işsizlik artmadı, azaldı. (Başka nedenleri de var elbette ama ana nedenlerden biri buydu.)
İşte bu saçmalık şimdi değişiyor. Uluslararası Çalışma Örgütü, üç aydır işbaşında olmayanların, iş sözleşmesi olsa bile istihdam dışında sayılmasını kararlaştırdı. TÜİK şimdi hesaplama yöntemini buna göre değiştirecek. Zorunlu ücretsiz ve benzeri durumda olanlar artık istihdama dahil edilmeyecek.
Peki bu işsizlik oranını nasıl değiştirecek? İşsizlik şöyle hesaplanıyor: İşsiz sayısı / istihdam + işsiz sayısı. İşbaşında olmayanlar istihdamdan çıkınca payda küçülecek. İşsiz sayısı artmasa bile (Ki yapılacak değişiklik işsiz sayısını değiştirmeyecek) işsizlik oranı kaçınılmaz biçimde büyüyecek.
İkinci önemli değişiklik, TÜİK'in Nisan'dan itibaren geniş işsizlik oranını açıklayacak olması. TÜİK'in işsizlik hesabına yönelik en büyük eleştirilerden biri, iş aramayan ama iş olsa koşa koşa gidip çalışacak insanları hesaba dahil etmiyor oluşu. İş bulmaktan ümidini kesen yaklaşık 1.5 milyon insan var. Bunlar işsiz mi? Tabii ki. Peki TÜİK'in işsiz sayısında yer alıyorlar mı? Hayır bittabi...
İş bulma ümidini kaybedenlerin yanı sıra bir de farklı nedenlerle iş aramayanlar var. Mesela evde hasta bakanlar… Mesela kocası, babası izin vermediği için çalışmayanlar… TÜİK Nisan'dan itibaren açıklayacağı geniş işsizlik oranına ümidini kaybedenlerin yanı sıra "diğer" kategorisinin bir bölümünü dahil edecek. Yani Nisan'dan itibaren ortaya bir "resmi" işsizlik oranı, bir de geniş işsizlik oranı çıkacak.
Peki bu tartışmayı bitirecek mi? Orası tartışmalı. Başta DİSK-AR olmak üzere TÜİK'in işsizlik verisine alternatif geniş işsizlik oranını hesaplayıp açıklayanlar var. Onlar geniş işsizlik kategorisine sadece ümidini yitirenleri değil, işbaşında olmayanları da dahil ediyor. DİSK-AR'a göre Türkiye'de (geniş tanımlı) işsizlik yüzde 28.8'e ulaşmış durumda. Korkunç bir oran…
TÜİK'in geniş işsizliği, DİSK-AR'ınki kadar geniş olmayacak. Kamuoyu hangisine inanacak, TÜİK'e mi, DİSK-AR'a mı? Bu biraz da TÜİK'in geniş tanımlı işsiz kategorisini oluştururken hangi grupları kattığı, hangilerini dışarıda bıraktığını ikna edici bir şekilde anlatabilmesine bağlı. Bunu yapıp yapamayacağını hep birlikte göreceğiz…
İki çok önemli değişiklik böyle. Bir de kamuoyunun çok ilgisini çekmeyecek ama konunun uzmanları ve akademisyenler için önemli bir değişiklik daha var: TÜİK bugüne kadar işsizliği 3 aylık ortalamalar şeklinde hesaplayıp açıklıyordu. Şimdi aylık ortalamalar şeklinde açıklayacak. Üç ay boyunca yapılan anketlerle, ayda bir yapılacak anketlerin sayısının aynı olması beklenemez. TÜİK bugüne kadar 3 ayda yaklaşık 55 bin anket yapıyordu. Aylığa dönünce bu sayı 18 bine düşecek. İşgücünün eğitimi gibi bazı alt kırılımlar aylık verilerde yer almayacak. TÜİK bunları üç ayda bir yayınlayacağı istatistiklerde açıklayacak.
TÜİK'in işsizlikle ilgili hazırlıkları böyle... Peki enflasyon cephesinde bir değişiklik var mı? Asıl tartışma ve "kalem oyunu" iddiaları orada.