03 Mart 2020

Yurttaş Aydın'dan CHP'ye ev ödevi…

Ev ödevini yapmayanlara karne verileciği zaman da bunu hatırlayacağız. Haberiniz olsun, sonra demedi demeyin…

Bugün, İdlib'de 34 askerin ölümü ekseninde, Suriye toprağında "Türk Silahlı Kuvvetleri"nin yapıp ettikleri üstüne bir gizli oturum var.

Konu da soru da belli: Suriye toprağında Türkiye Cumhuriyet ordusu neden ve ne elde etmek için savaşıyor?

Savaş için anayasal bir zorunluk olan Meclis kararı filan yok. Yani karar yok, ama savaş var.

Bir zamanlar "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" deniyordu. Şimdilerde yine öyle deniyor galiba ama artık içi boş bir lâf kümesi bu.

İşte bu Meclis, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bugün İdlib'de süren savaşı ele alacak.

Bir gizli oturumda

Gerçi "gizli" sözcüğü itici, sorunlu bulanacağından yine diplomasinin kuş diline başvuruluyor ve "kapalı oturum" deniyor ve Meclis içtüzüğüne de bu konuda sert yasaklar konuyor.

TBMM İçtüzüğü'ne göre, kapalı oturumların içeriğinin açıklanması, yayınlanması yasak. Milletvekillerinin de kapalı oturumlarda konuşulanları açıklaması içtüzükle yasaklanmış durumda. İçtüzüğe göre, kapalı oturumun tamamlanmasının ardından tutanaklar zarfa konuluyor. Mumla kapatılan zarf, arşive konuluyor. Bu zarfın 10 yıl boyunca açılması yasak. 10 yıldan önce tutanakların açıklanabilmesi ise ancak Genel Kurul kararıyla mümkün olabiliyor.

Neden diye sormayın.

Yıllar önce yine bir gizli oturum vardı ve ünlü bir milletvekiline "neden gizli" diye sormuştum. Kaşarlı bir siyasetçiydi; omuz silkmiş, "bu da soru mu yani" dercesine dudak büzmüş ve "Devlet sırrı Engin bey, hiç duymadınız mı, devlet sırrı" demişti.

Oldum bittim bu devlet sırrı denen gizli kapaklı işlere kafayı takmış bir gazeteciyim.

Sır nedir?

Devleti boş verin. Sizin, benim, eşimizin, dostumuzun, tanıdığımız, tanımadığımız insanların sırrı var mıdır?

Tabii vardır.

Peki neden "sır"dır?

Başkalarının bilmesini istemedikleri için.

Bu kadar. Bu kadar yalın ve kısa ve kesin.

Peki devlet sırrı denilen sırrı kimlerin bilmesi istenmez?

Palavra cevap belli: "Yabancıların, düşmanlarımızın, milli çıkarlarımıza zarar verecek olanların".

Dedim ya palavra. Bilmek isteyen gizli servisler o sırrı daha Meclis oturumu kapanmadan öğrenirler.

Aslında devlet sırrı yurttaşların bilmesi istenmeyen bilgilerdir.

* * *

Başında berbat ve kanlı bir yönetici klik bulunan komşu ülke Suriye'de egemen bir devlet var ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu o ülkenin topraklarında savaşıyor. Son olarak 34 gencecik askerimiz o topraklarda can verdi.

Bugün TBMM'de o topraklarda TC'nin ne aradığı ve neden aradığı konuşulacak.

Buradan açıkça, halkın haber alma hakkını ete kemiğe büründürmekle görevli ve yükümlü bir gazeteci olarak, ama çok çok daha önceliklisi ve önemlisi bir yurttaş olarak ülkenin ana muhalefet partisine bir ev ödevi veriyorum:

Gizli oturumda kim ne dediyse, kim ne anlattıysa açıklayın.

Harbiden, açık açık, adını koyarak, "Halkımızdan hiçbir gizlimiz saklımız yoktur ve halkımızdan hiç sbir şeyin gizlenmesine iznimiz yoktur" diye ilan ederek açıklayın.

Yasağı kırın.

"Ama, fakat, lakin…" diye başlayacak gibi laf ebeliklerine katlanmaya niyetim ve niyetimiz yok.

Yabancı bir ülke toprağında neden savaşa girildiğini açık seçik bilmek istiyoruz.

Ev ödeviniz de bu. Eğer ödevinizi yapmazsanız bizlerden bir şeyler sakladığınıza karar vereceğiz.

Ev ödevini yapmayanlara karne verileciği zaman da bunu hatırlayacağız.

Haberiniz olsun, sonra demedi demeyin…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"