FETÖ borsası tartışmalarının odağındaki Cumhuriyet Savcısı Okan Bato hakkında yapılan müfettiş soruşturmasına ait raporun ayrıntılarını geçtiğimiz günlerde Büyüteç'te duyurmuştum.
İzmir Cumhuriyet Başsavcı vekili iken, düz savcı olarak Antalya Adliyesi'ne görevlendirilen Bato hakkında Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) müfettişlerinin hazırladıkları rapor doğrultusunda HSK 2. Dairesi, 21 sayfalık karara imza attı.
Karar sonrasında Bato, mevzuat gereğince bu kez Yargıtay'da yargı önüne çıktı.
Bato, Yargıtay 7. Daire'de başlayan yargılamada Başkan Memiş Selçuk Güney'le birlikte altı kişilik heyet karşısında hakkındaki suçlamalara yanıt verdi.
Bato'nun savunması çok kısa oldu. Bu nedenle; Savcı Bato'nun neredeyse bir sayfa tutan savunmasının tamamına yer verdim bugün.
"Linç kampanyası başlatıldı"
Tecrübeli savcı, savunmasında şöyle dedi:
"Hakkımdaki suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Öncesinde başmüfettişlere verdiğim ifademi, HSK İkinci Dairesi'ne tarihlerini savunma dilekçelerimde belirttiğim, iki kere vermiş olduğum ifademi, disiplin cezası konusunda HSK İkinci Dairesi'nin ve HSK Genel Kurulu'na sunmuş olduğum itiraz dilekçelerindeki savunmalarımı ve en son olarak da Karşıyaka Birinci Ağır Ceza Mahkemesi talimat duruşmasında Sayın Dairenize hitaben yazılı savunmama aynen tekrar ediyorum.
2021 yılında HSK başmüfettişleri tarafından hakkımda düzenlenen rapor ve sonrasında 28 Şubat 2023 tarihinde HSK İkinci Dairesi tarafından hakkımda verilen disiplin kararı, aradan geçen mart, nisan, mayıs, haziran, temmuz, ağustos aylarında değil de neden yargılamanın başlayacağı eylül ayında sosyal medyaya sızdırılarak, ki 30 yılı aşkın, bunun 10 yılı ağırlıklı ceza hakimliği geri kalan yılları da Cumhuriyet Savcılığı ve başsavcı vekilliği olarak görev yaparak geçirmiş bir insan olarak bu raporun karara kesin olarak bağlanmadığından kamuoyu ile paylaşılmaması gerektiğini bilecek kadar mesleki tecrübem var iken birileri tarafından kasıtlı olarak eylül ayında sosyal medya sızdırılmış ve eylül ayı boyunca tarafıma linç kampanyası başlatılmıştır."
"İstihbarat tarafından takip edilirken mal edinecek kadar akıl yoksunu değilim"
"Madem ben iddia konusu eylemleri işledim neden böyle bir algı yaratılma ve karar mercilerini baskı altına alma kampanyası yürütülmektedir. Defalarca söylediğim gibi 4 yıl 10 ay boyunca yapmış olduğum terör örgütü suçlar soruşturma bürosu görevimde gerek yaptığım görev itibari ile devletin istihbarat kurumları tarafından, gerekse devletin ve milletin bekasına yönelik faaliyette bulunan terör örgütlerinin gayri resmi takibi altında iken, gerek kendi üzerime, gerekse birinci derece yakınlarım üzerine mal edinecek kadar akıl yoksunu olmadığımı takdir edersiniz."
"Kaynağı tespit edilemeyen mal varlığını kaynağı, kalan miras"
"Minareyi çalmadım ki kılıfını hazırlayayım. Yine defalarca belirttiğim gibi kaynağı tespit edilemeyen artışın kaynağı, kayınpederimin vefatından sonra eşime ve bizimle birlikte yaşayan kayınvalideme kalan nakdi mirastır. Disiplin soruşturması sırasında dosyada mevcut tanık beyanlarını incelediğinizde de göreceğiniz üzere bir Allah'ın kulu 'Okan Bato benden rüşvet istedi', 'Okan Bato neden maddi menfaat temin etti?' diyemez iken, maalesef şu anda olmayan bir şeyin olmadığını savunma durumunda bırakıldım."
Dört ismi tanık gösterdi
Bato savunmasında, Ergenekon soruşturmasının gizli tanığı eski Savcı Bayram Bozkurt'la ilgili yaptığı çalışma sırasında dönemin Adalet Bakanları Bekir Bozdağ ve Kenan İpek'in yanı sıra eski HSK . Başkanvekili Mehmet Yılmaz ile mevcut HSK Başkanvekili Halili Koç'u tanık olarak gösterdi:
"Hakkımdaki iddialar tamamen kurgu olup özellikle her aşaması ama altını özellikle çiziyorum her aşaması, başta Sayın Bekir Bozdağ, Sayın Kenan İpek, Sayın Halil Koç ve Sayın Mehmet Yılmaz'a bilgi verilerek alınan Bayram Bozkurt ifadesi sonrası birilerinin şahsi kin ve intikam duygularının tatmini amacıyla cezalandırmamın istenmesinin hangi terör örgütünün ekmeğine yağ süreceğini de takdirlerini size bırakıyorum."
"Suç işlemedim, müsterihim"
"Ben kesinlikle herhangi bir suç işlemedim, onurumla, şerefimle, namusumla bana tevdi edilen görevi tüm üst amirlerimle istişare ederek, yetkimin alındığı güne kadar yerine getirdim. Bu bakımdan müsterihim. Nasıl bir kumpasın içine ne sebeplerden dolayı çekildiğim konusunda halihazırda Çanakkale ili Gökçeada ilçesi yazı işleri müdürü Özlem Can'ın yüce dairenin huzurunda bizzat yüz yüze tanık olarak dinlenmesini talep ederim."
"Beraatimi talep ediyorum"
"Ayrıca konunun sıradan bir isim olan Okan Bato değil, Okan Bato üzerinden bazı terör örgütü üyelerinin mevcut soruşturmaları bahane edip yargılamanın yenilenmesi yolunu kendilerine açmaları, milletimizin bir kahramanlık destanı olan 15 Temmuz hain darbe girişiminin tarafımdan kurgulandığı, ki malum muhalif ve FETÖ sosyal medya kanallarında çok rahat işlendiğini görebilirsiniz. Bu olgunun ve fotoğrafa geniş açıdan bakılması gerektiği düşüncesiyle yüce dairenizden atılı suçtan beraat talep ederim."
Okan Bato
HSK'da dikkat çeken sessiz değişim
Yargıda ortaya çıkan istismar ve menfaat iddiaları kamuoyunda tartışılmaya devam ederken, HSK'da sessiz sedasız önemli değişim yaşandı.
Kamuoyunun gündeminde fazlaca yer bulmamakla birlikte HSK Genel Sekreteri ve iki genel sekreter yardımcısının değişmesi, yargı kulislerinde sıkça konuşulan konu başlıklarından.
Eski Genel Sekreter Seyfi Han'ın Yargıtay üyesi seçilmesinin ardından İstanbul Bakırköy Adalet Komisyonu Başkanı Atilla Öztürk'ü genel sekreter olarak atadı.
Geçen eylülde ise, iki genel sekreter yardımcısı atandı. Bakırköy Adalet Komisyonu Üyesi Cem Karaca ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ramazan Akın yeni genel sekreter yardımcısı oldu.
Karaca ve Akın'ın göreve gelmesiyle birlikte Reşat Sağlık ile Harun Karakuş, Adalet Bakanlığı bünyesine alındı.
Yargı çevrelerinde, özellikle Sağlık'ın görevden alınması, mevcut HSK Başkan Vekili Halil Koç'a yönelik hareket olarak değerlendiriliyor. Yeni genel sekreterlerden Karaca'nın atamalardan sorumlu olmasının, eylülde yayımlanması beklenen ancak henüz çalışmaları devam eden mazeret kararnamesinin genişletileceği beklentisini doğurdu.
Son düzenlemeleri yapıldığı ifade edilen kararnamede, bir süredir kamuoyunda tartışılan yargıdaki menfaat iddiaları çerçevesinde görevlendirmeler yapılacağı, yargı çevrelerinde seslendirilen diğer bir konu başlığı.
Kararnamenin yayımlanmasıyla Adalet Bakanlığı ve HSK'nın "temiz yargı"yı yaratmak için ne kadar çaba gösterdiğini hep birlikte göreceğiz.
Tolga Şardan kimdir?
Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı.
Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu.
Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu.
Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı.
2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.
|