Adana Adliyesi'nde görevli Gül A. adlı hâkimenin Edirne'de başlayıp Adana'ya uzanan skandalları geçen haftanın en dikkat çekici başlıklarındandı.
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nca (HSK) yürütülen idari soruşturma sırasında hâkimenin gerek özel yaşamı, gerekse mesleki kariyeriyle ilgili yapılan tespitler durak uçuklatan cinsten.
Burada tekrarlamak istememekle birlikte yargı sisteminde su yüzüne çıkan olaylar ve gelişmeler, karar alma ve uygulama mekanizmasında bulunanların müdahale etmesini gerektirir hale evrildi, maalesef.
Bu ortam geceden sabaha oluşmadı, şüphesiz.
Kaldı ki, yargıda yaşanan böylesi travmaların, çoğunlukla söylendiği şekliyle "kişisel" gibi görünse de zaman içinde sistematik hale dönüştüğünü görmek ülkenin geleceği adına fazlasıyla üzücü.
İki kez ihraç istenilen hâkim
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, yargıda yaşanan yolsuzluk ve usulsüzlüklerle ilgili HSK'ya özel bir yazı göndermişti, hatırlarsınız.
Şimdilerde Yargıtay üyesi olarak yargıda görevine devam eden Uçar'ın, Ekim 2023 tarihini taşıyan dört sayfalık yazısını o günlerde Gazeteci Timur Soykan duyurmuştu kamuoyuna.
Muhataplarıyla ilgili ağır iddialar vardı yazıda. Dönemin Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Uçar, bizzat kendi adliyesinde olanı biteni tespitleriyle beraber Ankara'ya gönderdi.
Uçar'ın, hakkında şikayette bulunduğu yargı mensupları arasında Anadolu Adliyesi'nde görev yapan Hâkim Sidar Demiroğlu var.
Adliye'de sulh ceza hakimliklerinden, erişimin engellenmesi konusunda para karşılığında kararlar verildiği ve usulsüz tahliyelerin yapıldığı bilgisinin alındığını vurguladı.
Yazısında Başsavcı Uçar, gelişmelerle birlikte komisyon üyesi Nihat Zincirli ile yaptığı değerlendirmeler sırasında, aynı zamanda Zincirli'nin 4. Sulh Ceza Hakimliği müdiresi olan eşinden gelen bilgiler doğrultusunda 4. Sulh Ceza Hâkimi olarak görev yapan Demiroğlu hakkında tespitlerde bulunduğunu açıkladı.
Demiroğlu'nun nöbetçi olmadığı günlerde dosyaları incelediği ve bazı dosyaların kendi mahkemesine gönderilmesi konusunda katiplere baskı yaptığı iddiasına yer verdi.
Hatta Uçar, eşinden gelen bilgileri Zincirli'nin önceki Anadolu Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı'na iletmesine karşın, Başkan'ın durumu önemsemediğini, buna karşın Demiroğlu'nun Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı yapılmak istendiği bilgisini paylaştı.
Peki, mektubun ulaşması sonrasında HSK ne yaptı?
İddialarla ilgili müfettiş soruşturması başlatıldı. Müfettişler, bilgileri ve belgeleri topladı.
Yargı kaynaklarından edindiğim bilgilere göre; HSK müfettişleri, Hâkim Sidar Demiroğlu ile ilgili bölümü tamamladı.
Hakkında hazırlanan müfettiş raporunda Demiroğlu hakkında iki ayrı dosyadan "meslekten ihraç" teklifinde bulunuldu.
Demiroğlu'na yönelik meslekten ihraç teklifinde "rüşvet" iddiasına yönelik bir tespit bulunmamakla birlikte mesleğin saygınlığı küçük düşürme gerekçesinin bulunduğu kaynaklarca ifade edildi.
Tabi, süreç Demiroğlu hakkında hazırlanan müfettiş raporuyla bitmeyecek. Müfettiş raporu, HSK'nın İkinci Dairesi'nde görüşülecek. Bu görüşme büyük olasılıkla adli tatil sonrasında gerçekleşecek.
Sonrasında; İkinci Daire'nin vereceği görüş, Adalet Bakanı'nın başkanlığındaki genel kurulda görüşülüp karara bağlanacak. Bu süreç için kısıtlayıcı takvim yok.
Takvime bir örnek vereyim; geçen hafta gündeme gelen Adana Adliyesi Hâkimesi Gül. A.'nın dosyası 2022 tarihini taşıyor. İki yıldır bekleyen dosya, "hangi dengeler" sebebiyle iki yıl bekledi? Ya da ihraç kararı geçen hafta uygulama konuldu?
Dolayısıyla, Demiroğlu'nun dosyanın hazırlanıp karara bağlanması aylar veya yıllar bile sürebilir. Siyaset ve bürokrasideki dengeye bağlı olarak!
Bu konuda yeni bilgiler edindikçe aktaracağım.
HSK kararnamesinde dikkat çekmeyen atamalar!
HSK, yaz kararnamesini geçen hafta yayımladı. Ülke genelinde adli ve idari yargıda 4 bin 500'e yakın hâkim ve savcı kararname çerçevesinde yer değiştirdi.
Kararnamenin yayımlanmasıyla beraber önemli dosyalara imza koyan savcılar ile yargılamalara bakan hâkimler haber oldu.
Buna karşın aynı kararnamede basit gibi görünse de dikkat çekici tayinler var kuşkusuz.
İsim üzerinden gitmek yerine tayinlerin adreslerini ortaya koymanın daha anlamlı olduğunu düşünüyorum.
Örneğin; İstanbul Çağlayan Adliyesi'ne yönelik tayinlerde 98 hâkim ve savcı karşılıklı yer değiştirdi.
Bir başka örnek, Eski Başsavcı Uçar'ın yazısına konu olan İstanbul Anadolu Adliyesi'nde gelenler ve gidenlerle toplam 118 hâkim ve savcı yer değiştirdi.
Eleştiri iddialarının odağındaki Bakırköy Adliyesi'nde 31 hâkim ile 24 savcının yer değiştirdiği kararnamede görülüyor.
Yine İstanbul Gaziosman Paşa Adliyesi'nde toplam 22 hâkim ve savcı, Küçükçekmece Adliyesi'nde 12 hâkim ve 27 savcı olmak üzere 39 yargı mensubu, Büyükçekmece Adliyesi'nde ise 17 savcı tayine konu oldu.
Ankara'daki durum da İstanbul'a benzer. Ankara Adliyesi'ne yönelik 36 hâkim ve 48 savcı olmak üzere toplam 84 atama yapıldı. Batı Adliyesi olarak bilinen Sincan Adliyesi'nde ise toplam 20 hâkim ve savcının kararnamede olduğunu görmek mümkün.
Bu arada biraz da su kenarı olan ünlü turizm beldelerine bakalım.
HSK, gelişler ve gidişler çerçevesinde Bodrum Adliyesi'nde 45, Fethiye Adliyesi'nde 54, Marmaris Adliyesi'nde ise 17 hâkim ve savcıyı kararnameye aldı. Buna karşın Muğla Adliyesi'ne gelen ve kentten ayrılan hâkim ile savcı sayısı sadece 8 oldu!
İzmir'in Çeşme Adliyesi'nde değişen yargı mensubu 18, Aydın'ın Kuşadası Adliyesi'nde ise 18 hakim ve savcının tayin işlemi kararnamede yer aldı. Antalya'nın Alanya ilçesindeki adliyede toplam 66, Mersin Adliyesi'nde toplam 70 hâkim ve savcı kararnamede yer aldı.
Ankara Adliyesi'nde dikkat çeken durum
Bu arada tayin edilmesine kesin gözüyle bakılan Başsavcı Vekili Veysel Kaçmaz'ın kararname dışında kalması dikkati çekti.
Kaçmaz'la Başsavcı Gökhan Karaköse arasında yaşanan sıkıntıyı TİP Milletvekili Ahmet Şık, TBMM'de yaptığı konuşmada konu etti geçtiğimiz günlerde.
Başsavcı ve yardımcısı arasında yaşandığı öne sürülen sıkıntıya rağmen Kaçmaz'ın yerinde kalmayı başarması yargı kulislerinde konuşulan konular arasında.
Tolga Şardan kimdir?
Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı.
Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu.
Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu.
Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı.
2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.
|