15 Aralık 2019

Fırsat bulsalar Aleyna'yı 'Cadı' diye yakar bunlar!

Türkiye'de gençlerin, dindar-muhafazakâr olanlar da dâhil, Aleyna Tilki'ye Satanist yakıştırmasında bulunan Abdurrahman Dilipak'ın bu zehirli mi zehirli dilinden rahatsızlıkla, sırf o diline doladığı için Satanizme meyletmesine ben hiç şaşırmam!..

Gesi bağlarında dolanıyorum
Yitirdim yârimi, aman aranıyorum
Bir çift selâmına güveniyorum
Gel otur yanıma, hallarımı söyleyim
Halımdan bilmiyor, ben o yâri neyleyim?

Selda Bağcan'la özdeşleşmiş Gesi Bağları'nı bundan aylar önce "hayırsız" bir vesile ile ve 19 yaşındaki Aleyna Tilki'yle bağlantılı olarak yine bir T24 yazımızda gündeme getirmiştik. Sebep, Özdemir Erdoğan'ın, Aleyna'nın bir konserine "sürpriz" olarak katılan Selda Bağcan'ın, 19 yaşındaki çiçeği burnunda pop starla bu efsane türkünün düetinde sahne almasına yönelik kıyıcı eleştirisiydi.

Aleyna, yaş itibarıyla torunu konumunda olduğu 70 yaşındaki Selda Bağcan'ı çok sevmekte, ona sesi-yorumu-sanatçılığıyla büyük saygı duymaktaydı ve bir keresinde rüyasında görüp de uyanınca bundan çok etkilenip ağlamıştı. Selda da torunu yaşındaki Aleyna'nın bu hassasiyetini sosyal medya mesajından öğrendiğinde onu hemen aramış ve "Ağlama, bak karşındayım" demişti. İşte şimdi de yan yana onunla düet yapmaktaydı.

Özdemir Erdoğan ise Selda'ya "Yazıklar olsun" diyerek hem onun "sosyal-demokrat"lığını Aleyna'ya bu yaklaşımı üzerinden sorguluyor, hem de Aleyna'yı "seks-satmak"la itham eden sözler sarf ediyordu. Şöyle:

"Aleyna Tilki diye bir kız var, plak yapmış. 'O sen olsan bari' diyor. Seksten bahsediyor. 'Ben nasılsa bunu yapacağım biriyle, o sen ol bari' diyor bu kız. Böyle bir şarkı yapmış. Bu kızı 12-20 yaş arasındaki kızlarımıza rol model olarak gösteriyorlar."

Aleyna'nın "O Sen Olsan Bari" şarkısında taş çatlasa tutkulu bir aşka çağrı bulunabileceğini; bu şarkının seks koktuğunu ileri süren Erdoğan'ın ise "İkinci Bahar"ı yorumlarken, "Mevsimi geldi susadım aşka//Benimle bir bütün oluver şimdi" dediğinde Aleyna'yı nasıl "solda-sıfır" bıraktığını belirterek geliştirmiştik tartışmayı o yazıda.

* * *

Özdemir Erdoğan'ın Aleyna'nın "rol model"liğini adeta tel'ine yönelik siftahı bugünlerde semeresini Abdurrahman Dilipak'ın yazısıyla verdi. Ama bu yazıya da zemin oluşturan hadiseden söz edelim önce.

Gençlik ve Spor Bakanlığı sponsorluğunda Forbes dergisi tarafından 30 yaş altı ilham veren gençlerin ödüllendirildiği "30 Altı 30" listesinde Aleyna Tilki'ye de yer verilince kıyamet koptu. Neden, çünkü Aleyna işte yukarıda Özdemir Erdoğan referansıyla aktardığımız üzere "sekse davet"te bulunan bir "kız"dı.

Neden, çünkü Aleyna, kliplerinde "pedofilik unsurlar" (ne demekse artık!) kullanmak, sosyal medyada provokatif davranışlarda bulunmakla malûldü.

Neden, çünkü bir başka etkinlikte, fantastik ve de belli ki matrak mı matrak mahiyette kırmızı elbise ve başında boynuz motifleriyle "Şeytan"ı resmetmiş, başarısını da "Büyük Güç"e borçlu olduğunu söyleyerek "Satanist" emareler sergileyerek şeamet tellallarının diline dolanmıştı.


Aleyna Tilki

* * *

Şimdi yukarıda art arda sıralanan bu ifadelerin benzerlerini bütünleşik halde insanlık tarihinde bolca bulabileceğimiz zaman-mekân dilimi, 15'nci yüzyıldan 18'inci yüzyıla kadar Avrupa havasını yanık et kokulu dumanlara bürüyen cadı-avcılığıdır.

Katolik kilisesinin engizisyon yargıçları, "engizitörler", kahir ekseriyeti kadın olmak üzere yüz binlerce insanı, seksle iştigal, Şeytanla iş birliği, buna ek olarak ("pedofili" değilse) bebek ve çocuk kurbanı ile suçlayıp, yargısız infazlarla yaktırdılar.

Pardon, "yargısız infaz" demeyelim! Yargıladılar ama işkencelerle yargıladılar. Bir cadı şüphelisine "suç"unu itiraf ettirmek için burada tarif etmenin ne yürek ne de mide kaldırabileceği işkenceler yapıldı. Dolayısıyla "suçunu itiraf eden" (!) cadılar, tepeleme odunlar üzerindeki direklere bağlanıp oturtularak yakıldı.


Avrupa'da cadı-avcılığı

İşte bize bu korkunç tarihsel pratiği hatırlatacak mahiyette bir ahir zaman engizitörü olarak öne çıkan Abdurrahman Dilipak, Aleyna Tilki'ye ödülü, Sırp katliamcılarını aklayan yazar Handke'ye verilen Nobel ödülü ile de kıyasa sokarak 19 yaşında bir genç kadını maddeten değilse de manen cayır cayır yakacak ithamlarda bulunuyor:

"Aleyna Tilki. Hani şu Satanist şarkıcı kız. Daha 19'unda. Çocuk yaşta verdiği pozları, mesajları biliyorsunuz. Kimlerin onu star yaptığını da. Onlar star yaptı, biz örnek/rol model ilan ediyoruz. (…) Bakan, Aleyna Tilki'yi tanımıyor mu idi? Bakanlık bürokratının hiçbir itirazı olmadı mı? Turkuaz Media [Forbes'in içinde yer aldığı grup] nasıl bu yanlışın farkına varmadı. (…) Neyse, Aleyna yurt dışında olduğu için törene katılmadı. Katılsaydı ödülünü alırken Şeytanını selamlama için Şeytan boynuzları işareti yapabilirdi. (…) Özgür bir sanatçı muzipliği işte. Ama siyaset, ama Media, hem de bizim 'Muhafazakâr Demokratlar' niye bu pis işlere, rezilliklere bu kadar kolay alet olur ve bu tuzaklara düşerler. (…) Madem Aleyna'ya ödül verecektiniz, FETÖ'den rol mü çalıyorsunuz. Adnan Oktar'ı da hemen bırakın."

Görüyor musunuz şu hamarat ve dili nasıl da "pâk" cadı-avcısını?!..


Abdurrahman Dilipak

* * *

Yukarıda kaydettik, bu "Satanist" yaftasının kaynağı, Aleyna'nın 2018 Pantene Altın Kelebek ödül töreninde "en iyi pop-kadın" ödülü alırken yaptığı konuşmadaki görüntüsü… Bütününü dinlediğinizde içinizi cayır cayır yakacak, duygu tellerinizi titretecek, göz yaşlarınızı zapt edilmez kılacak bir "kaybolmuş çocukluğa âh"ın paylaşıldığı o konuşmada dinbaz-taassup Aleyna'nın görüntüsüne takılıp bir satanist ritüel-performans çıkarsadı; Dilipak da şimdi bunu tekrar "kanırtıyor".

Üstelik "ceza" zaten kesilmiş, Forbes listesi "30 altı 30, eksi 1" olmuş, Bakanlık kendini titizlikle bu "şeytani leke"den ari kılmak için ne gerekiyorsa yapmış, ama bunların hiçbiri dili pâk mı pâk cadı-avcımızı kesmiyor.

Demeye getiriyor ki Aleyna, eşittir, Handke; Aleyna, eşittir, FETÖ; Aleyna, eşittir, Adnan Oktar…

Sevsinler sizin dininizi-imanınızı!..

İmam-Hatipliler neden deizme sığınıyor, anlıyorsunuz değil mi?!

Bu zihniyet oldukça ateizme kaçmadıklarına şükredin!

İnadına Satanizme koşmadıklarına dua edin!..

Şaka değil, Batı'da Satanizme meylin en önemli dinamiklerinden biri de Tanrı'yı diline dolayıp Şeytan'ı lanetlemeyi takıntı yapmış Ruhban ve engizitörlerin farkına varmadan kendi iticilikleri üzerinden Şeytan'ı çekici kılmış olmalarıdır (Marcello Truzzi'den akt. Gary Ferraro, Cultural Anthropology – An Applied Perspective, 2008, s. 343).

Türkiye'de gençlerin, özellikle Z-Kuşağı'nın, dindar-muhafazakâr olanlar da dâhil, Dilipak'ın (soyadıyla mütenâkız) bu zehirli mi zehirli, linçlere davetiye çıkaran dilinden rahatsızlıkla, sırf o diline doladığı için Satanizme meyletmesine ben hiç mi hiç şaşırmam!..

* * *

Aleyna Tilki'nin bu gencecik yaşında gelen muazzam başarıyı yönetmekte zorlandığı; bunun kendi hayatında türbülanslara yol açmış olabileceği; ve onun kamuoyuna da yansıyan, eleştirilecek-sorgulanabilecek tutum ve davranışlar sergilediği elbette düşünülebilir, söylenebilir. Ama, efendiler, sizler çok mu mükemmel, sağlıklı ve sorunsuzsunuz?..

"Dilipak"lığınız zaten ortada da ne kadar pirüpaksınız?..

Ayrıca, Aleyna sorunlu olsa bile ona böyle mi yaklaşılmalı?

Niçin Selda'yı örnek almıyorsunuz?!..

Türkiye'nin yüz akı, müziğimizin yaşayan efsanesi Selda Bağcan, torunu yaşındaki pop starla, belki de ona bir "panzehir" olmak için aynı sahneyi paylaştı, birlikte düet yaptı.

Yine torunu yaşındaki ve Aleyna olmasa onun varlığından dahi haberi olmayabilecek yeni yetme çocuklar tarafından o sahnede bir alkış tufanı ile karşılandı.

Böylece bu memleketin kültürel bağlamda geçmişini bugünüyle, "T-kuşağı"nı (yaşarken T'arih olmuş kuşak!) Z-kuşağı ile, geleneğini geleceğiyle buluşturdu.

Ve bakın neler dedi o buluşmada:

"Aleyna beni çok seviyor. Ben de onu çok seviyorum. O, dünya çapında bir sanatçı olacak. Türkiye'nin Madonna'sı olacak. Görürsünüz! Türkçe söyleyerek olacak Türkçe! Zaten çok güzel şarkıları var. Amerika'da yeniden harmanlanacak Türkçe olarak, yeniden aranje edilecek ve yeniden klipler çekilecek. İşte karşınızda Aleyna!.."

* * *

Ne diyelim, bir tarafta Dilipak gibi engizisyoncular, diğer tarafta Selda Bağcan gibi "wiccan"lar…* 

Dünyanın hali gibi halimiz!..

Gesi Bağları'yla başladık, Selda ve Aleyna'nın dilinden, yine onunla bitirelim. Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz engizitörlere gelsin!..

Gesi bağlarında üç top gülüm var
Hey Allah'tan korkmaz, sana, bana ölüm var
Hey Allah'tan korkmaz, sana, bana ölüm var…


(* "Wiccan", Eski İngilizcede "cadı" (witch) anlamına gelen bir sözcük. Avrupa'nın Hristiyanlık-öncesi ve büyücülükle bağlaşık paganik, yani doğa-tapımına dayalı inanç sisteminin çoğu kadın olan pratisyenlerini tanımlamakta. Bugünün dünyasında da özellikle Avrupa-Amerika'da kadın hareketi ve çevreci hareketle de bağlantılı şekilde hayli popülerleşmiş Neo-Paganizm bünyesinde önder konumda olan kadınlara atıfla kullanılıyor.)

Yazarın Diğer Yazıları

Kitabın ölümü

Artık 'bestseller' değil, 'fastseller' kitaplardan bahsedilebilir; tıpkı fastfood gibi. Ama bizde 'fastseller' kitap olgusuna başka boyutlar eklemek mümkün: Kitabın 'tılsım' ya da 'oyuncak' olarak da ayırt edilir hale gelmesi…

'O Ses Türkiye'de Kürt realitesi ve halklara selâm!

O Ses Türkiye yarı finalinde Kürtçe ninni okuyup "Türkiye halklarına selâm olsun" diyen genç müzisyene yönelik alkışlar, aynı evrende 20 yıl önce benzeri eylem ve söylemi hayatı pahasına sergilemiş Ahmet Kaya’nın ruhuna bir ferahlık olmuştur!..

Diziler ve reytingler

Yıllanmış dizi 'Reis'te irtifa kaybı ortada olunca yeni bir ruh, coşku ve umutla sahneye konan bir başka 'dizi'ye seyirci ilgisinin önüne geçilemedi. 2009 Davos'unda reyting doruğuna çıkmış 'Reis', 2019 İstanbul'unda bir Haziran gecesi zirvedeki yerini 'İmam'ın Oğlu'na kaptırdı!