27 Haziran 2021

"Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek…"

Şarkılar, ömür yolculuğumuzun bu en kritik anlarının eşlikçileridir. Bir ömür sürsün istenen beraberliklerin nüfus kayıtlarında resmiyete dökülüşünün beste beste duyuruları olurlar

Dünyada pek az şey, bir santimlik çapıyla değerli madenlerden işlenmiş bir metal halkacığın parmağa geçişi kadar büyük gürültü çıkarabilir. Nikâh yüzüklerinin yerine yerleşene kadar çıkardığı gümbürtü, çoluk çocuğun ortada zıpladığı aile arası söz kesmelerden başlayıp, aynaları havlulu konvoy arabalarının kornalarıyla uzayarak nikâh salonuna kadar devam eder. Salonda yerini alan davetlilerin rabarbasıyla son saatlerini yaşayan bu baş döndürücü sürecin finalini ise bir şarkı yapar. Evlenecek çiftlerin aylarca maruz kaldıkları hengâmenin sonunda salonda uğuldayan o son sesleri de bir şarkı susturur: Gelin ve damadın salona giriş şarkısı…

Milletçe zor bir dönemden geçtiğimiz şu pandemi sürecinde, kimse sabrımızı test etmeye kalkmasın! Pandemi kısıtlamalarının 1 Temmuz'dan itibaren kalkacak olmasıyla artık düğün dernek evlenebileceğizdir. Patlayan konfetiler altında salona giriş yapan gelin ve damadın düğün şarkısı da ayaklı hoparlörlerden konfeti gibi patlayarak yayılacaktır etrafa.

Çiftlerin salona giriş şarkısı, nikâhta atılan resmi imzalar hükmündedir neredeyse. Davetliler üzerinde sivil bir otorite etkisi yapar. Yakını oldukları, tanıdıkları gelin ya da damadın birbirlerine evlilik bağıyla bağlandıkları, giriş şarkısı duyulduğunda artık iyice idrak edilmiş olunur. Şarkılar eş olma durumunun yarı resmi irade beyanıdırlar bir nevi. Evlilik cüzdanlarına yazılsalar yeridir: Adı, soyadı, doğum tarihi, uyruğu, giriş şarkısı…

Eşim Cihan'ın harika seçimiyle 'Söyle Canım' ile girmiştik biz de salona. Çiğdem Talu sözlerine Melih Kibar bestesi olan, Erol Evgin'in 1980 tarihli 45'liğiyle ilk kez duyduğumuz 'Söyle Canım'; 'Bir tanem söyle canım, ne istersen iste benden' diye başlayan nakaratıyla benim de bundan sonra eşimin tüm dileklerini yerine getireceğimi davetliler huzurunda ilan etmiş olmam anlamına geliyordu. Çiğdem Talu - Melih Kibar birlikteliğinden kazandığımız eserler, birçok mutlu başlangıçların şarkısı oldu ve olacaktır. İyi ki vardılar… Melih Kibar'ın bir başka bestesi de düğün giriş müzikleri listesinin üst sıralarında yer aldı hep: Mesaj. Enstrümantal bir eser olan Mesaj, altta çok güçlü şekilde duyulan oryantal motiflerle bezeli akışının Batılı avazlarla yükseldiği, tam da Türkiye'nin jeopolitik konumuna uygun, doğu-batı harmanının çok başarılı bir ezgisi. Büyük ve önemli bir olayın başlangıcını haber veren müzikal hissiyle, düğün için çok etkileyici, sansasyonel bir giriş.  

MFÖ'nün uzun bir aradan sonra 2006 yılında yayınladığı albümün çıkış parçası olarak ikna edici sakinliği ve samimi bir arzuhalin akıcı sahiciliğiyle çok sevilen 'Sarı Laleler', sanki şarkıdaki gibi basit ama içten bir itirafla başlayan ilişkilerinin sonunda nikâh masasına gelmişlerin şarkısı gibiydi.

Duygusal yükü ağır bir parça olan, Sezen Aksu-Ara Dinkjian ortaklığının can verdiği 'Hoş Geldin', evlenen çiftlere dair kimi ihtimallerin sözlerinde saklı olduğu izlenimini uyandıran bir başka düğün giriş şarkısı: "Hiç ummazdım oldu -Sonbaharda hediye gibi geldin -Hoş geldin -Seyirlik değil, ömürlük olsun- Dilerim bu defa bu son olsun". Sonunun nereye varacağına dair umutsuzca başlanan bir beraberliğin şaşırtıcı biçimde nikâh memurunun karşısına gelmesiyle seçilmiş olabilir bu şarkı. Belki de başından evlilik deneyimi geçmişlerin artık yoruldukları sırada karşılarına çıkan ve birbirleri için hayatta son şans olduklarını düşünenlerin seçimi gibidir. Aşkın yaşı yokun şarkısıdır hatta. Güzel şey geç de olsa birbirini bulmak…

90'ların sonlarına doğru yazılıp bestelense de ilk kez 2000 yılında Grup Gündoğarken'in 'İstanbul Atina İstanbul' albümünde yer verdiği 'Ellerimde Çiçekler' de evlilik cüzdanlarına yazılsa yeridir denilecek düğün giriş şarkılarından biri. 'Ellerimde Çiçekler', sadece nikâh salonlarında değil, dinleyene dengeli ve sağlıklı bir mutluluk saçan melodisiyle açılışlara, her türlü başlangıçlara uygun. Zira Ata Demirer de pandemi öncesi son konserlerinden birinde Harbiye Açıkhava'da sahneye, dumanlar arasında ilerleyen bir kayığın içinde 'Ellerimde Çiçekler'i söyleyerek girmişti… "Bu şarkı, kalbimin tek sahibine, Ömürlük yarime gönül eşime" sözleriyle günün anlam ve önemini doğrudan yansıtan ve ayrıca giriş müziğinin seçiminde karar mekanizmalarının gelinler olduğunun açıkça ispatı olan bir şarkı: Kalbimin Tek Sahibine… Sözleri ve müziği Hüseyin Boncuk'a ait olan bu şarkıyı İrem Derici seslendirmiş, çıktığı 2014 yılında bol bol ödül almıştı. Aşk yoğun temasıyla giriş şarkısı için ideal…

Aynı adlı 45'likle neredeyse yarım asır önce çıkan ama asırlar da geçse yediden yetmişe söylenecek efsane bir şarkı daha: 'Senden Başka'. Türk popunun çılgın kızı Füsun Önal'ın 1973 çıkışlı bu aranjmanı, 'Olamam senden başkasıylaaaaa' diyerek son a'nın uzayışıyla biter ve evlilik akdinin kesin ve temyiz yolu kapalı bir bağlayıcılıkla imzalandığını ilan eder gibidir.

Ve elbette Samanyolu… Türkiye'nin Love Story'si… "Sen kalbimin mehtabısın, güneşisin- Sen ruhumun vazgeçilmez bir eşisin- Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek- Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek" Sadece düğün girişinde söylenmekle kalmayan, bayi toplantılarından dost meclislerine her ortamda söylenen, 40 yıllık evliliklere de nikâhı geçen hafta kıyılanlara da yakışan, sözlerini Teoman Alpay'ın yazdığı tam 54 yıllık bir Metin Bükey bestesi…

Şarkılar, ömür yolculuğumuzun bu en kritik anlarının eşlikçileridir. Bir ömür sürsün istenen beraberliklerin nüfus kayıtlarında resmiyete dökülüşünün beste beste duyuruları olurlar. Herkes kendi şarkısını istediği zaman söylesin. Kusura baksın! Mutlu olsun. Şarkılar gibi dillerden düşmeyecek evlilikler yaşasın. Şarkılar bize imzayı attığımız o günkü gibi mutluluk getirsin hep…

Yazarın Diğer Yazıları

Az kuru pilav yanında “Nenni de Feridem”

“Gidiyorum işte gör, Hayalde gör düşte gör, Gıymatımı bilmedin, Bir kötüye düş de gör, Nenni de Feridem nenni” Mesela Ürgüp yöresine ait bu muhteşem türkü, tam esnaf lokantalarında dinlenesidir. Ağır aksak ritmiyle, içindeki kaşık şıkırdatmalarıyla, mekândaki çatal kaşık seslerinin içine bir güzel karışır, dinlenmez de sanki adeta yenilir yutulur. Hatta ‘dadından yinmez’

İyi miyiz değil miyiz?

Bugün Türkiye pop müziğinin güncel örnekleri üzerinden bir dinleme yapınca, Demirel’e atfedilen bir vecize aklıma geldi. Efendim kendisine sormuşlar, “Bana Türkiye’nin durumunu bir kelimeyle anlatın derseniz, iyi derim. İki kelimeyle anlatın derseniz, iyi değildir derim” demiş

"Aman Avni, bunlar ne güzel şeyler"

Onun "Bir kadeh şarap gibi içilmiş şarkılar"ıyla gönlümüzü eğlendirebilme, hayatta kendimizi eyleme, oyalayabilme becerisini kazandık; "Bu Akşam Bütün Meyhânelerini Dolaştım İstanbul'un" ve "Kader Kime Şikâyet Edeyim Seni" ile öğrendik yaşamayı. Ruhumuzun boşluklarını onun nağmeleriyle bir güzel sıvadık, kapattık

"
"