14 Temmuz 2024

Adı final

Futbol dönüştükçe oyunda yaratıcılığın yeri azalıyor, dünyanın en yetenekli ayakları hata yapma korkusuyla hep en basitini düşünüyor

Total futbolun babası, günümüz futbolu üzerinde hâlâ etkisi açıkça anlaşılan Hollandalı futbol efsanesi Johan Cruyff, ‘’Futbol bir hatalar oyunudur. En az hatayı yapan kazanır’’ demiş. Dünyanın en sevilen oyunu olan futbol, yıllar içinde onlarca kez şekil değiştirdi. Futbolun modern dahileri Pep Guardiola, Carlo Ancelotti, Jose Mourinho, Jürgen Klopp; onlardan önce gelen Cruyff, Sir Alex Ferguson ve Ernst Happel, hepsi futbolda hatayı en aza indirmeye çalıştı. 

Hata riskini azaltmak için yıllarca dahilerin attığı adımlar sevdiğimiz bu oyunu değiştirdi. Ronaldinho’nun topu şık çalımlarla içeri sokması, alanının dışında hareket etmesi kanattan gelecek bir kontra ihtimalini artırıyordu. Alex de Souza gibi oyun kurucuların savunmada kendini rölantiye alması, defansta eksik kalmak anlamına geliyordu. 

ABD uzun senelerdir beyzbola bilimin dahil olmasının sporu ne kadar değiştirdiğini, bunun olumlu mu olumsuz mu olduğunu tartışıyor. Bir topun sopadan ne kadar hızlı çıktığı, bir oyuncunun sopayı nasıl ideal şekilde savurduğu en ince detayına kadar inceleniyor. Halbuki Amerikalılar favori sporunu, çoğunlukla oyuncuların topu şiddetle oyun alanının dışına savurması için izliyordu. Uzmanlar, topa olanca şiddetle vurmak yerine daha yavaş bir darbeyle boşluğu bulmanın sayı ihtimalini artırdığını gördü. 

2024 Avrupa Futbol Şampiyonası, futbolda da yaşadığımız benzer değişimin zirve noktası oldu. Aslında uzun zamandır bu değişimi konuşuyorduk. En son ne zaman dev bir eşleşmenin beni ‘çok’ heyecanlandırdığını hatırlamıyorum. 2019’daki Barcelona-PSG eşleşmesinden bu yana çok fazla eşleşmenin kağıt üzerindeki ismine sahada yakıştığını hatırlamıyorum.

Finalin en unutulmaz anı, İspanyol Olmo topu çizgiden çıkarıp skorun 2-2'ye gelmesini önlüyor

Gareth Southgate’in İngilteresi, bu turnuvada yaratıcılığın hata yapılmaması adına sınırlandırıldığı ekolün en öne çıkan örneği oldu. Bellingham, Foden, Kane; günümüz futbolunun en kaliteli ayaklarından bazılarına sahip olmasına rağmen Southgate, turnuvada Üç Aslanlar’a keyifli bir oyun oynatmadı. Evet, finale kadar gelmeyi başardı hatayı sınırlayarak, ama Bellingham’ın gösterdiği anlık yetenek parıltıları dışında hiç sandalyenizde sıçramanıza sebep oldu mu?

Finalde de 45 dakika tatsız tuzsuz, hata yapmaktan korkan iki takımı izledik. Yazıişleri müdürüm Ozan Darıcı’nın ‘’Şu maç yerine bir kokoreççi izlesem daha iyiydi; en azından aksiyon var, kesiyor, ateşe atıyor, pul biber filan koyuyor’’ yorumu hislerime tercüman oldu. İlk isabetli şutu İngiltere seken topta ilk yarının uzatmalarında buldu. 

İkinci yarının başında ise İspanya golü Nico Williams’la bulunca maçın rengi tamamen değişti. İngiltere risk almak zorunda kaldı. İngiltere risk alınca İspanya daha çok alan buldu, saldırdı. Oyun kaosa sürüklendikçe iki teknik direktörün de planları bozuldu. Oyuncular, planlar işlemeyince yaratıcılıklarını öne çıkarmaya çalıştı. İspanya plandan uzaklaşınca sonunda açığı verdi ve Cole Palmer affetmedi. Setler ve geçişlerin yavanlıktan çıktığını gördük. Sonuç olarak iki yarı arasında geceyle gündüz gibi  bir fark vardı.

İngiltere rahatlıkla bu aralıkta gol bulmadan ikinci golü yiyebilirdi, o zaman Southgate’in ve birçok modern teknik adamın neden haklı olduğunu düşünecektik. Günümüz futbolunun açmazı da bu. Futbol kazanmak için mi, yoksa bizim seyir zevkimiz için mi var?

İngiltere golden sonra yine normal oyununa dönmeye çalıştı, 87’de yine yedi. Çekirge bu kez zıplamadı. Her ne kadar zaman zaman eleştirilseler de, bu turnuvada ‘büyüklerin’ en keyif vereni İspanya idi. Turnuvadan önce favori değillerdi, ama kupayı sonuna kadar hak ettiler. Kağıt üzerinde açık favori olması gereken İngiltere, planına aşık bir teknik direktörün kurbanı oldu. Carlo Ancelotti, bu sene Real Madrid’le Şampiyonlar Ligi’ni kazanırken bize Los Galacticos izletmedi, ancak kontraya dayalı planıyla inanılmaz oyun okuma yeteneğini harmanlayarak kupayı aldı. Southgate, ödün vermeyecek kadar oyun zekasına sahip olan bir isim olmadığını bir kez daha gösterdi. 

Sonuç olarak Iniestalı, Xavili hanedandan sonra İspanya’nın yeni bir jenerasyonunun gümbür gümbür geldiğini gördük.

Bu turnuvanın en keyifli maçlarını düşündüğümüzde aklımıza hep grup aşamasında oynanan kaotik, mücadelenin tepede olduğu, gollerin en beklemediğimiz açıdan geldiği karşılaşmalar olacak. Fakat geçen yıllar gösteriyor ki bu maçlar giderek azalacak. Zaman içinde hep bu finalde olduğu gibi oyun açılsın diye 1 gol beklediğimiz maçların sayısı artacak. 

Öte yandan bazı maçlarda oyunu eleştirsek de, Almanya Avrupa Futbol Şampiyonası’na, Katar’daki Dünya Kupası felaketinden sonra dev bir teşekkür borçluyuz. Futbol, onu sevenlerle güzel. Sokakları boyayan taraftarlar, şarkılar ve fazlası. Uluslararası turnuvalar bir festivaldir; ve biz oyun stillerini zaman zaman eleştirsek de her zaman dünyanın en güzel oyunu olacak futbolu iliklerimize kadar yaşadık.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Koç, Mourinho, taraftar, medya: Her duyguyu en ucunda yaşama cumhuriyeti!

Fenerbahçe taraftarının maç başlarken stada alınmaması, çocukların da olduğu bir bölgede biber gazı kullanılması kabul edilemez. Fenerbahçe Başkanı’nın herhangi bir insan tarafından iterek düşürülmesi, kafasına sayısız madde atılması kabul edilemez.

Trump'ın "sürekli devrim"i: Ülkesi ve partisini nasıl dönüştürdü, dünyayı da değiştirecek mi?

Trump, Cumhuriyetçi Parti'yi pişen kurbağa gibi yavaş yavaş dönüştürdü, partinin elitleri gerçeği fark ettiğinde artık çok geçti. Trump 2024'te dünyayı da kendi vizyonunda dönüştürme hayaliyle Beyaz Saray'a yürümeye çalışıyor

Papazın Çayırı’nda bir Aziz

Fenerbahçe tarihi Yıldırım’ı iyi yazacak; kulüp içi muhalefetle yüzleşen Koç’un 2018’de Fener taraftarının hayal ettiği başkan olması için çok geç değil

"
"