09 Mayıs 2022

Samuel ve Crespo olmayınca - 2

Eninde sonunda yine kör dövüşünü andıran bir derbi daha oldu ve puanlar paylaşıldı. Daha doğrusu güya kimse kaybetmemiş oldu.

Fenerbahçe, yedi maçlık galibiyet serisinden sonra geldiği Beşiktaş deplasmanından bir puanla ayrıldı ve görünen o ki maç öncesi hedefine ulaştı. Şampiyonluk iddiasının kalmadığı, ikincilik için ise mağlup olmaması gereken maçta Konya’nın zorlu Antalya deplasmanından çıkacak aleyhine sonuçta bile son iki haftaya bir beraberlik kredisi ile girmeyi başardı. İsmail Kartal için ise çıkışla gelen fiyakasının ve artan kredisinin yok olmaması gereken maçtı ve o da en azından günü kurtarmış oldu.

Maçtan enstantaneler anlatacak olsak herhalde biraz Novak, biraz da Larin yeterli olacaktır. Her ne kadar stoper olmasa da bir defans oyuncusu olarak her iki penaltıda da Novak son derece acemi hatalar yaptı. Dahası ikinci yarıda Tisserand, Batshuayi ile kucak kucağa güreşirken arkadan Larin’i kaçırma gafletinde bulundu. Karambolden attığı golü bir kenara bırakalım ama sahada tüm takımın güven dengesini bozan ve herkesin risk almadan gereksiz top şişirmesine sebep olan oyuncuydu. Larin ise biri direkten dönmüş olsa da iki pozisyonu gole çeviremeyerek Beşiktaş’ın alıp götürebileceği maçı koparamadı.

Fenerbahçe yeni yeni rayına oturmakta olan bir takım ve bunu da sınırlı bir kadroyla yapıyordu. Olası sakatlıklar ve cezalar da bu düzene son verebilirdi. Szalai, Kim ve Serdar kadroda olmayınca elden kalan tek stoper Tisserand ve sol bekten devşirme Novak zaten savunma göbeği için alarm zillerini çalıyordu. Bir de orta sahanın neferi ve yükselişin önemli mimarlarından Crespo olmayınca sahaya statik Gustavo sürüldü ve takımın orta sahadaki dinamizmi sıkıntıya girdi. İrfan Can’ın yerine 70.dakikada oyuna sürülecek Arda Güler de sakatlanınca o değişiklik için Samuel de kenarda bekletildi ve yine atlet özelliği zayıf Nazım tercih edildi ve baskıyı gördüğü her maçta olduğu gibi sürekli pas hataları ve top kayıpları yaptı. Yanında sahayı paylaşacağı Crespo olmayınca geçen hafta olduğu gibi Zajc yine sıradanlığa sürüklendi. Crespo ve Zajc’ın orta sahayı tam kaplamasıyla kendine alan bulan ve kanatlara üçgene giden Mert Hakan sınırlı becerisiyle ortada kaldı. Rossi zaten hayalet adam, önüne, defansın arkasına top atman lazım ve bunu sahada atabilecek tek adam İrfan Can da kanada saklanıp yokları oynadı. Hiçbir şekilde destek alamayan Serdar da haliyle eski günlerine nazire yaparcasına kaval kemiğini devreye soktu. Beşiktaş’ın da sallantılı olan defansına karşı hiçbir hücum etkinliği üretemeyen Fenerbahçe sürekli uzun top şişirmek zorunda kaldı. Beşiktaş ise taraftarının da etkisiyle anlamsız bir şekilde gergin de olsa maçın kontrolünü aldı, ısrarlı presiyle Fenerbahçe’yi yaslanmaya ve uzun top atmaya mecbur bıraktı ama onun da çözüm üretecek çok bir durumu yoktu. Eninde sonunda yine kör dövüşünü andıran bir derbi daha oldu ve puanlar paylaşıldı. Daha doğrusu güya kimse kaybetmemiş oldu.

Muhtemelen haftaya Fenerbahçe için de lig bitecek. Nasıl bir teknik kadro tercihi olacağını da herhalde bu zaman diliminde göreceğiz. Ancak Fenerbahçe açısından hele ki İsmail Kartal kalacak olursa orta sahada box-to-box üçlünün ne kadar kritik olduğu açıkça görüldü. İsmail Kartal açısından sonuç olumlu olabilir ama daha maçın başında öne geçmiş ve penaltı da rakip tarafından gole çevrilememişken deplasman atmosferine kapılıp kör dövüşüne yazılan takımı sakinleştirip top yaptırtamaması, rakip defans bu kadar sallantılıyken ve hele Umut Meraş sol stoper oynuyorken Samuel’i kenarda bekletmesi, 70 dakika oyuna hiç müdahale etmemesi hiç de olumlu değildi. 70.dakika müdahalesi Valencia veya Burak ile olabilirdi ama zaten buradaki temel sorun o müdahalenin İrfan Can bu kadar yokken 70 dakika beklemesiydi. Her ne kadar ligin son dönemecinde takımı toplasa da ve hatta son 12 maçta 32 puan gibi iddialı bir sonuç ortaya koysa da İsmail Kartal’ın önümüzdeki sezonki durumu için bu maç ciddi çekinceleri haykırıyordu.

Yazarın Diğer Yazıları

Ana plana dair net sinyaller

Genelde futbolu sistemler üzerinden anlatmayı seviyoruz ama benim Fenerbahçe'de esasen beğendiğim zaten kalıplara uyan bir sistemin ve hatta bu sisteme ileri seviyede takıntının olmaması

Bu takım zamanla olacak

Camia evladı meraklıları yüksek sesle homurdanmaya başlamadan doğru kararlar ve alınacak birkaç güzel sonuç her şeyi rayına koyar. Endişe etmeye gerek yok

Kurtların düellosu

Maçın ilk yarısını, hatta ilk 60 dakikasını birbirlerinin planlarını iyi bilen ve birbirine iyi çalışmış iki kurt hocanın birbirini yoklaması şeklinde özetlemek mümkün; deplasmanda olan da Fenerbahçe olduğundan planın tuttuğunu da söyleyebiliriz

"
"