16 Eylül 2019

CHP’nin “büyük çadır” politikası

CHP’nin esnek ittifak politikası; eşitlik, özgürlük, adalet konusundan rahatsız olan ancak CHP’ye mesafeli duran kesimleri de ulaşabilmeli

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, son genel ve yerel seçimler öncesinde muhalefet cephesinde kurduğu ittifaklarla çok başarılı sonuçlar aldı.

Yerel seçimlerde 25 yıldır AK Parti ve öncülü partilerin elinde olan büyükşehir belediyelerini kazandı. İktidarın değişebileceği yönünde toplumda büyük umut yarattı.

İyi Parti ile kurduğu ittifak Saadet Partisi’nin ve HDP seçmeninin desteği CHP çatısı altında büyük bir muhalefet cephesi oluşturdu. Kılıçdaroğlu’nun izlediği bu politika bir zamanlar Avrupa solunun, özellikle İngiliz İşçi Partisi’nin neo-liberal Thatcher iktidarına karşı izlediği “büyük çadır” politikasını anımsatıyor. Bugün CHP’nin de “büyük çadır” politikası izlediğini söyleyebiliriz.

2020 yılında yapılacak kurultay hazırlıklarına başlayan CHP’nin ittifak tabanını daha da genişletip çadırı daha da büyütmesi iktidar iddiasını güçlendirecektir.

Esnek ittifaklar

Avrupa sosyal demokrat partileri gibi CHP de günümüz koşullarında ortaya çıkan yeni siyaset alanlarında “esnek ittifaklar” kurarak muhalefet çadırını büyütebilir. “Herkesin partisi”, "halkın partisi”, "herkese hitap eden parti” gibi tanımlamalarla 90’lı yıllarda başarılı olan Avrupa sosyal demokrat partilerinin yaptığı gibi en geniş ortak payda üzerinde muhalefeti aynı çadırda birleştirebilir.

Sosyal demokrat karakterde bir parti olarak toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı sorunlara aktif biçimde sahip çıkarak kadın desteğini, feminist sivil toplum kuruluşlarının dinamik gücünü seferber edebilir. Kadın cinayetlerinden, kız çocukların okula gönderilmemesine, çalıştırılmamasına, çalışanların erkeklere göre karın tokluğuna çalıştırılmasına kadar birçok sorun yaşayan kadınlar için güvenli bir çatı ve çözüm adresi olabilir.

Özellikle yönetimini devraldığı güçlü belediyelerde bu sorunlara çözüm üretebilir.

Aynı şekilde çevreci duyarlılığı gündeminin üst sırasına alabilir, almalıdır.

Kırsal kesimde de yükselen çevreci-yeşil muhalefeti de büyük çadıra davet edebilir.

Çevre sorunlarıyla ilgili yine iktidarda olduğu belediyelerde somut çözümler bulabilir.

Keza, tarihinin en yüksek işsizliğini yaşayan Türkiye’de CHP, belediyeler üzerinde yeni istihdam modelleri geliştirebilir. Özellikle büyük kentlerde yüksek öğrenimli gençler arasında işsizliğin yüzde 25’e vardığı bu ortamda, CHP işsiz gençliğin sorunlarına çözüm geliştirerek de gençler için umut kapısı olabilir.

Partili olup olmadıklarına bakmaksızın, yeni siyaset alanlarında yeni iletişim araçları ve yöntemleriyle mücadele eden kadın ve gençlik kesimleri, CHP çadırında mutlaka yer bulmalı. Esnek toplumsal ittifaklarla ortak paydayı büyütmelidir.

Yeni partiler

Türkiye’nin işsizlik, enflasyon, geçim sıkıntısı, gelirlerin giderek düşmesi gibi önemli ekonomik sorunlarının yanı sıra çok ciddi eşitlik, özgürlük ve adalet sorunları var. Bu sorunların tümünü “demokrasi sorunu” olarak da tanımlamak mümkün.

AK Parti’den ayrılan ve yeni parti çalışmalarını yürüten Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun eski partilerine yönelttikleri en önemli eleştirilerin başında da bu konular yer alıyor.

Bu da gösteriyor ki, AK Parti içinde de bu sorunların yarattığı bir rahatsızlık var. Yargıya güvenin azaldığı, ifade ve basın özgürlüğünün ciddi biçimde daraltıldığı ve keyfi uygulamalarla cezalandırıldığı; düşünce açıklamanın, gösteri veya yürüyüş yapmanın büyük risk haline geldiği bir ortamda, CHP’nin kurduğu ittifakı daha geniş tabanlı bir demokrasi ittifakına dönüştürebilecek bir ortamın oluştuğu gözleniyor.

CHP’nin esnek ittifak politikası; eşitlik, özgürlük, adalet konusundan rahatsız olan ancak CHP’ye mesafeli duran kesimleri de ulaşabilmeli.

CHP muhalefet çadırı, sağ partilerin tabanında iktidarın politikalarından rahatsız olan, haksızlığı, hukuksuzluğu, baskıyı içine sindiremeyen kesimleri de, CHP’yi yeterince solda bulmayan muhalefet kesimlerini de kapsamalı.

Bu sistemi değiştirmek, kuvvetler ayrılığına dayalı demokratik bir sistemi dönüştürmek veya parlamenter sisteme dönmek için geniş tabanlı desteğe sahip bir şekilde iktidar olmak gerekiyor.

Bunun yolu da CHP’nin yerel seçim öncesinde kurduğu çadırı daha da büyütmekten geçiyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ten kaçış nereye kadar?

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’ndan sonra görev yapan Diyanet İşleri Başkanları da mümkün olduğunda Atatürk’ün adını ağızlarına almıyorlar. İktidarın Atatürk’ü yok saymaya çalışan çabasında ısrar etmesi Türkiye için zaman kaybıdır.

Önünü göremeyen Türkiye

Türkiye, Afganistan konusundaki politikasını Kabil Havaalanı politikasına indirgememelidir.

Türkiye’nin Aşil topuğu

Türkiye’de iktidarın laikliği korumak gibi bir derdi olmadığı sır değil. Koç Üniversitesi’nden değerli bilim insanı Murat Somer’in önerdiği gibi muhalefet, güçlendirilmiş parlamenter sistem programı gibi güçlendirilmiş laik sistem programı üzerinde de çalışmalıdır.

"
"