30 Ekim 2024

Yaz saati işkencesi

Vatandaşın elektrik faturalarının bir de kalıcı yaz saati yüzünden yükselecek olması da ücret artışlarının enflasyonist etki doğuracağını vaaz edenlerin umurunda değil. Niye olsun? Değil mi ki söz konusu olan vatandaş?

Avrupa’nın büyük bölümünde geçen pazar sabahı, saatler bir saat geriye alınarak yaz saati uygulaması sona erdirildi, kış saatine geçildi.

Türkiye’de ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Enerji Bakanı olduğu dönemde geçilen kalıcı yaz saati uygulaması, 8 yıldır yürürlükte.

Milyonlarca vatandaşın hayatını aksatan, çocukların güvenliğini tehdit eden, öğrenme zorluklarına yol açan bu politika katılığı, rıza üretmek için tasarruf sosuna bulanmış bir kayırmacılık hikayesidir. 

Adını elbette açıklamayacağım bir öğretmen tanıdığım, günlerin hızla kısaldığı, günün geç aydınlandığı bu haftalarda birçok okulda öğretmenlerin, çocukların okula geldiğinde hala tam açılamamış olması nedeniyle ilk derse matematik koymamaya çalıştığını söyledi.

Bu, meselenin eğitimle ilgili yönü.

Bir de güvenlik boyutu var.

Ancak küçük çocuklarını sabahları okula göndermek zorunda olan anne babaların yaşayıp hissedebileceği güvenlik endişesi, bu kararı alanların, bu kararı sürdürenlerin ve bu karar “sayesinde” kasalarını dolduran elektrik dağıtım şirketlerinin sahiplerinin ve onları yönetenlerin umurunda değildir.

Yataklarında uyumaları gereken saatte okul için kaldırılan çocukların uykusuzluğu, bu uykusuzluk nedeniyle, sabahları ilk derste derse odaklanamadıkları için kafalarını sıraya koyup uyumaları da öyle.

Elektrik tüketimi artıyor

Tasarruf sağlayacağı iddiasıyla başlatılan bu uygulamanın, tasarruf bir yana, ülkenin 21 bölgeye ayrılmış elektrik dağıtımını yapan ve çoğu kamuoyunca bilinen şirketlerin gelirini arttırdığı artık bilinen bir gerçek.  

Kış saati uygulamasına geçilse, konutlarda açılmayacak aydınlatma düğmelerine, yaz saati sürdüğü için basılıp lambalar açılıyor. Çalıştırılmayacak elektrikli ev aletleri o bir saatin geriye alınmaması nedeniyle fazladan çalıştırılıyor.

Biyolojik saat bozuluyor

Kalıcı yaz saati, çalışma hayatında da olumsuz etkiler doğuruyor. Türkiye’nin batısında sanayi kentlerinde yaşayan ve çalışan işçiler, mesai başlangıcına yetişmek için güne karanlıkta başlayıp yollara dökülüyor.

Güne karanlıkta başlamanın sokağa karanlıkta çıkmanın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri de yıllardır dile getirilmesine rağmen, bu da aynı kararda değişiklik yapmaya yetkili olanların umurunda olmadı.

Enerij Bakanı Alpaslan Bayraktar geçen yıl bakanlık bütçesinin görüşüldüğü TBMM’de, kış saati uygulamasına geçilmeyeceğini söylemiş, ısrarlı sorular üzerine, şu enteresan açıklamayı yapmıştı:

Türkiye’de, İstanbul’da güneş saat 08.20’de ağarıyor, Paris’te saat 08.34’te, Berlin’de yine sekiz buçukta güneş ağarıyor; oralarda hiçbir problem olmuyor, bizde neden problem oluyor, anlamakta güçlük çekiyorum."

Enerji Bakanlığı, kalıcı yaz saati uygulamasına dayanak olarak, 20 Kasım 2015 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi ile yapılan protokolü gösteriyor. Bu protokol kapsamında yaz saati uygulamasının enerji verimliliğine etkisinin araştırıldığını içinde psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümü uzmanları, sosyologlar ve diğer teknik ekibin yer aldığını bildiriyor. Ama ne hikmetse Albayrak ve ondan sonra gelen hiçbir Enerji Bakanı, hepimizin hayrına olduğunu iddia ettikleri bu raporu ve heyetteki isimleri kamuoyuna açıklamadı.

Hatta önceki Enerji Bakanı Fatih Dönmez, bu konuda CHP’li yerel yönetimlerden yükselen eleştirilere “Herkes kendi işiyle meşgul olsun” diyecek kadar da vatandaşa tepeden bir bakış sergilemişti.

Kimler

Kalıcı yaz saatinde inat eden karar vericilerin, bu karar ile kayırdığı şirketlerin bir kısmı (Cengiz Limak, Kolin, Türkerler) aynı zamanda büyük ulaştırma ve altyapı projelerini gerçekleştiren müteahhitlik şirketlerinin grubunda yer alan şirketlerden oluşuyor. Yanı sıra, Sabancı, Zorlu, Aksa gibi sanayi grupları ile Çalık, Aydem şirketleri de Türkiye’nin birkaç ili içine alacak biçimde gruplanmış bölgelerin elektrik dağıtımı yapıyor.

Vatandaşın elektrik faturalarının bir de kalıcı yaz saati yüzünden yükselecek olması da ücret artışlarının enflasyonist etki doğuracağını vaaz edenlerin umurunda değil. Niye olsun? Değil mi ki söz konusu olan vatandaş? Yaz saati işkencesine de müstahaktır. Hem ne diyordu o şarkı, ‘Her şey sermaye için sevgilim.’

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Nakkaş-Başakşehir’de şirket operasyonları

Türkiye’de kurulmuş bir şirketin sermaye paylarının Hollanda’da kurulu bir şirkete devrinin sebebi, Türkiye ile Hollanda arasında 1986 yılında imzalanmış ikili yatırım anlaşması olabilir mi?

IMF raporundan öğrendiğimiz

Her yıl bütçeden, bir grup şirkete şehir hastaneleri için kira ve hizmet bedeli altında ödenen milyarlarca lira yetmezmiş gibi, bu şirketlerin bütçeden para kazanabilmesi için Türkiye’nin dört bir yanında kapatılan onlarca kamu hastanesinin boşluğu doldurulamıyor

Atatürk Havalimanı ve bitmeyen kamu zararı

İki buçuk yıl önce yapılan ilk ihalede Yapı ve Yapı’nın verdiği yaklaşık 2 milyar 175 milyon TL’nin ne kadarının harcandığı şu anda bilinmiyor. Yeni ihaledeki teklif kabul edilirse, bir Millet Bahçesi için harcanan ve şirketlere giden 5 milyar TL’nin, neye değip değmediğini, ihaleyi yapanlar ile ekonomiyi yönetenler herhalde bizden iyi biliyordur

"
"