03 Şubat 2023

“Gri liste” ayıbı nasıl biter?

Bir devletin gri listede olması, o devletin kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı konularında yeterli mücadeleyi göstermediği ve bu nedenle, ilgili devletin “gözetim altında” olduğu anlamına geliyor

Türkiye’nin “gri liste” ayıbından kurtarılması, Millet İttifakı’nı oluşturan altı siyasi parti genel başkanının altına imza attığı taahhütlerden biri. Önemi dolayısıyla ayrıca ele alınıp tartışılmayı hak ediyor.

Öncelikle şu notu düşelim; bir ülkenin “gri liste”de bulunması ile aynı ülkenin Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki yeri, sırası arasında kaçınılmaz bir bağ mevcut. İki ayrı raporlamayı yapan kurumların birbirinden farklı oluşu buna engel değil. Meraklısı bakıp görebilir: Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki yeri üst sıralar olan yani iyi durumda bulunan bir ülkenin, Gri Liste’ye alınması epeyce zor bir ihtimal.

Kısa bir hatırlatma gerekirse; bir devletin gri listede olması, o devletin kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı konularında yeterli mücadeleyi göstermediği ve bu nedenle, ilgili devletin “gözetim altında” olduğu anlamına geliyor. “Yeterli mücadele” nedir denildiğinde de bu alanda uluslararası standartları koyan, bu standartlara uyulması konusunda girişimlerde bulunup üye ülkeleri raporlayan ve kısaltılmış adı FATF olan Mali Eylem Görev Grubu’na (Financial Task Force) bakmak gerekiyor. FATF’in bir ülkeyi gri listeye almasının, mali güç ve kredibilite açısından bir çok olumsuz sonuçları bulunuyor. Para biriminin değersizleşmesinde olduğu gibi bu etkilerin bir kısmını vatandaş olarak zaten hissedip yaşıyoruz.

AKP iktidarı sürerken

Türkiye’nin AKP iktidarı sürerken “gri liste”den çıkması çok kolay görünmüyor. En azından orta vadede. Sebebi ise açık: Türkiye, hangi nedenlerle o listeye girdiyse, güçlü bir siyasi irade sergilenerek  o nedenlerin ortadan kaldırılması gerekiyor. AKP bu iradeyi gösterir mi sorusuna verilecek yanıt, Türkiye’nin gri listedeki akıbetini anlamayı sağlayacaktır.

Bu haftanın başında altı siyasi partinin altına imza attığı “gri liste”den , ülkemizin çıkarılabilmesi taahhüdünün hayata geçebilmesi, FATF’in Türkiye için listelediği şu durumların ortadan kalkmasına bağlı:  

  • Kara para aklama mücadelesinde risklerin ortadan kaldırılması için bütün sektörlerde yerinde denetimlerin arttırılması,
  • Kara para aklamayla mücadele soruşturmalarını desteklemek üzere mali istihbarat kullanımının arttırılması,
  • Daha karmaşık nitelikteki kara para aklama soruşturma ve kovuşturmaları üstlenmek,
  • Terörizmin finansmanı ve suç kaynaklı varlıkların takibi konusunda riskleri güncellemek, bu alanda istatistik kullanan kurumlar için açık sorumluluk ölçülebilir nitelikte performans hedefleri koymak,
  • Terör vakalarında daha fazla mali soruşturma yürütmek, BM’nin belirlediği gruplarla ilgili soruşturmaları finansman ve destek ağlarını belirleyecek şekilde genişletilmesini sağlamak,
  • Hedeflenen mali yaptırımlara ilişkin olarak, Türkiye'nin risk profiline uygun olarak, BM tarafından belirlenen gruplarla ilgili olarak üçüncü ülkelere giden taleplerin takibi;
  • Kâr amacı gütmeyen kuruluşların terörün finansmanı için suistimal edilmesini önlemek üzere riske dayalı bir yaklaşımı tam olarak uygulamak. Bağış toplama işlemlerine, yaptırım hukuku açısından özel bir dikkat de talep ediliyor. Bu bağlamda FATF’nin kar amacı gütmeyen kuruluşlar üzerindeki gözetimini sürdüreceği ilan edildi. (Burada tek tek isim anılmasa da gözetim altında olacağı altı çiziler “kar amacı gütmeyen kuruluşlar” arasında bazı vakıfların yer aldığı belirtiliyor.)

***

Türkiye gri listeye 2021 yılı ekim ayında alındı. FATF Türkiye’nin gri listeye alınma gerekçelerinin de yer aldığı ve “şu adımları atmalı” ifadesiyle yaptığı değerlendirmeyi ise 2022 Ekim ayında yapmıştı. Bu uyarılar, Türkiye’nin 12 ay boyunca kara para mücadelesi ve terörizmin finansmanı konularında denetim, soruşturma etkinliği gibi adımları atmadığı olarak okunabilir.

FATF’in bu ay yapması beklenen toplantısında listelerin güncellenip güncellenmeyeceği merak ediliyor.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında ‘küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.


Kitapları

Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

"Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Sağlık çıkmazı ve bütçe

Vatandaşın sağlığı, 20 yılda kamu sektörüne göre iki kattan fazla büyüyen bir özel sağlık sektörüne emanet. Yani şirketlerin çıkarlarına...

Denetim açığı öldürür

Kamuda 4 bin yatak varken, özel sektörde 8 bin yenidoğan yoğun bakım yatağı var mı? Özel hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakım üniteleri etkili denetimden geçiyor mu? SGK, anlaşmaları gözden geçiriyor mu?

Ağaç katliamı ile sponsorluk bir arada

Truva Maden'in hisseleri borsada işlem görseydi, sponsorluğun miktarını öğrenebilirdik. Çünkü ancak o zaman kendisini “halka” sorumlu hissederdi

"
"