06 Mart 2024

Çocuklar okula aç gitmemeli

Bütün mesele bir iktidarın bütçede tercihlerinin ne olduğudur. Bu ülkenin okula aç giden milyonlarca çocuğa, örgün eğitimde bir öğün sağlıklı yemek sunacak kaynağı fazlasıyla vardır

Çocukların aç kalmaması, en temel sorunumuz olmalı. Çünkü öyle, en temel sorun aslında. Ama bu önemlinin önemlisi konu, gürültülü bir gündemin görünmez dişlileri arasında ezilip sesi duyulmaz halde.

Tekrar edeyim: Çocukların okula aç gitmemesi hepimizin derdi olmalı. Bu, bizim ülkemizde biraz da çocukların beslenmesi, sağlıklı büyümesi konusunda birinci derecede sorumlu olan devlet üzerine düşeni yapmadığı için böyle. Devlet derken de daha çok merkezi yönetimi kastediyorum. Siyasi iktidarı yani. (Sorunun önemini bilen, bu konuyu çalışan bazı yerel yönetimlerin olanakları zorlayarak çaba gösterdiğine tanığız.)

Programa girdi çıktı

Aslında bazı sivil toplum kuruluşları, platform ve demokratik kitle örgütleri, okullarda bir öğün ücretsiz yemeğin çocukları sağlanması konusunda ısrarlı bir kampanya yürütmüş ve konunun kamuoyu gündemine girmesini sağlamıştı.

Bu konunun bir numaralı muhatabı olan iktidar da okul öncesi çocuklara bir öğün ücretsiz yemek sağlamayı 2023-2024 programına almış ancak sonra uygulamadı.

Dün şubat ayı enflasyon verileri açıklandı. TÜİK'e göre TÜFE geçen ay yüzde 4,53 oranında arttı. Yıllık enflasyon yüzde 67,07'ye yükseldi. Resmi gıda enflasyonu yüzde 7,1. Gıda fiyatlarındaki artışın, şubat ayındaki aylık artışta önemli rol oynadığı belirtiliyor.

Gıda fiyatları, 2021'e göre yaklaşık dört beş kat arasında artmış durumda. Toplumun en yoksul, güvenceden yoksun kesimlerini daha sert etkileyen gıda enflasyonu, milyonlarca vatandaşın gıdaya erişemememe, çocukların beslenememesiyle sonuçlanıyor. Üstelik bu sonuç, sürekli bir nitelik kazanmaya başladı. Çocuklarsa bu krizden payını en fazla alan kesim.

Gıda Mühendisi Dr. Bülent Şık, bu konu üzerinde uzun zamandır farkındalık oluşturmaya yönelik bir çaba içinde. Çabanın yaygınlaşıp yeniden sonuç doğuracak şekilde kamuoyu ve siyasi iktidarın gündemine girmesi amacıyla da "Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu" kurdular. Koalisyon'a ilgi duyabilecek meslek örgütü, platformlarla genişlemeyi planlıyorlar.

Aslında bu koalisyon dünya ölçeğinde 2020 yılında kuruldu. Bütün çocukların beslenmesi, sağlıklı gelişebilmesi için kurulan Uluslararası Okul Yemekleri Koalisyonu'nun hedefi, 2030'a kadar her çocuğa dünya çapında günde sağlıklı bir öğün yemek sağlayabilmek. Bu Koalisyon'u, Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı da destekliyor.

Peki Türkiye, 96 üye ülkenin yer aldığı bu koalisyonun bir üyesi mi?

Tabii ki hayır.

Türkiye okul yemeği koalisyonu

Dr. Şık, bianet'te kaleme aldığı (2 Mart 2024) yazıda, "Gıda krizi çocukların sağlıklı büyüme ve gelişme hakkının bir ihlali olarak görülmelidir" diyor. Haklı. "Çocuklar geleceğimiz" ifadesini bu kadar sık tekrarlayıp milyonlarca çocuğun okula aç gidebilmesine tepkisiz, seyirci kalan bir ülkede yaşıyoruz. Dr. Bülent Şık, çocuklara iyi bir hayat sağlamanın kamusal bir görev olduğunu hatırlatıyor. Ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin katılımıyla kurulan Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu'na tüm sivil toplum örgütlerini ve her kesimden duyarlı vatandaşları destek olmaya davet ediyor.

Gerçekten de 20 milyon öğrencinin örgün eğitim aldığı Türkiye'de (Milli Eğitim İstatistikleri-Örgün Eğitim 2022-2023 verileri) milyonlarca çocuğun okula aç gittiği tespitinin bir dayanağı var.

Eğitim Reformu Girişimi'nin 2020 yılı Eğitim İzleme Raporu, Türkiye'de 5. sınıf öğrencilerinin yüzde 40'ının, 8. sınıf öğrencilerinin ise yüzde 46'sının okula "her gün veya neredeyse her gün" aç gittiğini belirtmiş.

İktidarın gündemine girmeli

Bu sayılar dehşet verici. Çocukların açlığını dert etmeyen, dikkate almayan, bunun için bütçe ayırmayan bir iktidarın tercihlerini yeniden gözden geçirmesini sağlamak zorunlu.

Bakın tam da bu satırları yazarken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yeni yaptığı bir konuşmadan başlıklar düştü ekrana. Şimşek, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) Araştırma Merkezi ile DEİK işbirliğince düzenlenen "İstanbul KÖİ Haftası"nda ekonomik programı katılımcılara anlatmış. Fiyat istikrarını sağlamak, mali disiplini yeniden tesis etmek, cari açığı azaltmak, büyümede yeniden dengelenmek, verimlilik ve rekabet gücünü arttıracak yapısal reformmlar" diye uzayan bir liste. Bu kelimelerin hiçbirinde insan ve aç kalan çocuklar yok. Hadi o kadar haksızlık etmeyelim ve diyelim ki "bütün bunlar sağlandığında zaten gelir dağılım düzelecek"? Acaba? Büyük bir soru işaretiyle karşı karşıyayız. Yabancı yatırımcı ve karar alıcıların bulunduğu bir salonda konuşan Şimşek'in konuşma metninde okula aç giden çocukları görmek belki fazlaca iyimser bir beklenti.

Bütün mesele bütçedeki tercihler

Ama sonuçta Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesine, çocuklara günde bir öğün ücretsiz yemek sunulmasını mümkün kılacak bir ödeneğin konulmasında Şimşek'in ne diyeceği, kararının ne olacağı büsbütün de önemsiz değildir. Günün sonunda bütün işler dönüp dolaşıp Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ne diyeceğinde kilitlenmiş olsa da böyledir.

Bütün mesele bir iktidarın bütçede tercihlerinin ne olduğudur. Bu ülkenin okula aç giden milyonlarca çocuğa, örgün eğitimde bir öğün sağlıklı yemek sunacak kaynağı fazlasıyla vardır.

Bu kaynaklardan birinin ne olabileceğine bir sonraki yazımda değineceğim.

Yazının başlığı olan Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu'nun çağrısını tekrarlayarak bitiriyorum:

Çocuklar okula aç gitmemeli.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Alamos Gold gitmeyecek gibi sermaye artırıyor

Alamos Gold; 2024 yılı üçüncü çeyrek raporunu kasım ayında açıkladı, Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı aleyhine açtığı tahkim davasında ruhsat süresini uzatmamanın hukuksuz olduğu ifade ediliyor

Hayat pahalılığı ciddi bir sorunmuş

Yapısal politikalar ve reformların gerekliliğini her toplantıda tekrar eden Şimşek, yolsuzluk, usulsüzlük, kamu ihalelerindeki kayırmacılık, denetim sonuçlarını yerine getirmeme gibi konulara ısrarla değinmiyor. Türkiye’nin, yolsuzluk sorunu yokmuş gibi bir tutum sergiliyor

Trump görev süresinde Erdoğan’a özenir mi?

Nasıl, Erdoğan’ın, 2017 Anayasa referandumu gerekçe gösterilerek, üçüncü kez adaylığı mümkün kılındıysa (!), öngörülemezliğiyle tanınan Trump’ın da benzer bir yol/yöntem bulup bulmayacağı merak konusuymuş

"
"