17 Mayıs 2024

Bir "kaçış rampası" olarak Dışişleri Vakfı

Şimdiden "Paralel Dışişleri" diye nitelenmeye başlanan Vakıf girişiminin, üç yıllık tasarruf genelgesinden bir kaçış olduğu açık

Tasarruf Paketi açıklandı. Kamunun araç edinmesine kiralamasına, yeni kurum kurma faaliyetlerine de birçok kısıtla birlikte sınır geldi. Derken iki gün sonra Meclis'te Dışişleri Teşkilatı Güçlendirme Vakfı kurulmasına dair kanun teklif görüşüldü. "Nasıl bir bağlantı" derseniz şöyle: Bu Vakıf, Hazine'nin aktaracağı 10 milyon TL ile kurulacak ve sonra hem ticaret yapacak, hem arsa arazi, araç kiralayabilecek hem de üniversite kuracak.

Vakfın amacı, "daha donanımlı uzman diplomat yetiştirmeye katkıda bulunmak diye açıklanıyor ama araç kiralamanın, ipotek tesisinin, hisse senedi alıp satmanın uzman diplomat yetiştirme amacıyla nasıl bir alakası var sorusuna tutarlı ve doyurucu bir yanıt verilemiyor.

Tıpkı, "Madem amaç uzman ve donanımlı diplomat yetiştirmek. Yine sizin kurduğunuz bir Diplomasi Akademisi zaten var. Yeterli mi gelmedi?" sorusuna tutarlı bir yanıt verilemediği gibi. Şimdiden "Paralel Dışişleri" diye nitelenmeye başlanan Vakıf girişiminin, üç yıllık tasarruf genelgesinden bir kaçış olduğu açık. Ama bu kadarla kalmıyor tabii. Vakfın faaliyet alanlarına bakılacak olursa, köklü bir geleneğe sahip temel bir devlet kurumunun kalıcı biçimde bütçe birliğinden uzaklaşması, Sayıştay denetiminden çıkması için için kanun görünümünde nasıl ince bir "mühendislik" yapıldığı da net olarak görülebilir.  

Vakıf ticaret yapıp üniversite açacak

Geçen Çarşamba TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen kanun teklifi, muhalefetin yoğun itiraz ve eleştirileri altında kabul edildi. (Zaten başka bir ihtimal yok bildiğiniz gibi. Saray mutfağında hazırlanan ancak TBMM üyesi vekillerin imzalarını taşıyan bir kanun teklifi, Cumhur İttifakı aritmetiği gereği el mahkûm kabul edilecek.)

"Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı" yasasının getirenler ve savunanlar, bunun, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı, Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı gibi vakıflarla benzer özellikler gösterdiğini ifade ediyor. Amacın bakanlık mensuplarına kişisel imkanlar sunmak olmadığını söylüyor. Ancak taşınmaz alım satımı, takas, trampa yapmanın, bina inşa etmenin kira sertifikası alıp satmanın, ticari şirket kurmanın Dışişleri Bakanlığı'na ve ülkeye nasıl yararlar sağlayacağını net olarak anlatamıyor. En azından okuduğum, kanun teklifinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu tutanaklarında Dışişleri Vakfı'na yüklenene ticari faaliyetlerin kamu yararı bağlantısını kuramadım.

Sayıştay denetimi dışı

Vakfın Sayıştay denetimi dışında olmasının, hiç denetlenmeyeceği anlamına gelmediği de ifade edildi görüşmelerde. Bunun anlamı ise şu: Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne tabi olacağı için yine denetlenecek. Bu noktada biraz durmak gerekiyor. Siz bir vatandaş olarak hesaplarını, bilançosunu, gelir kaynaklarını ve neyi nasıl harcandığını merak ettiğiniz hangi vakfın güncel faaliyet raporlarına ulaşabilirsiniz? İlgili makamlara sorsanız bunu saydam biçimde açıklarlar mı? Dolayısıyla -kuruluşu eli kulağında olan- Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı'nı Sayıştay'ın denetleyemeyeceği biçimde kurgulamak, o vakfı diğer pek çok vakıf gibi bir kapalı kutu haline getirmek anlamına gelir.

Gerçi, Vakfın mütevilli heyetinin başkanlığına Dışişleri Bakanı getirileceği ve diğer üyeleri de Bakan seçeceği için, Bakan'ın bu denetimi "her zaman denetleme yetkisin sahip olacağı" da ifade edilmiş Komisyon görüşmelerinde. Siyasi bir pozisyona sahip bir bakanın bu denetimi, kariyer esasından gelen bir denetçi gibi yapabileceği söyleniyorsa ne âlâ. Kamu kaynağından yana kimsenin endişesi olmasın o zaman.

2024 yılı bütçesinden Dışişleri için ayrılan bütçe yaklaşık 31,4 milyar TL. Komisyon'un CHP'li üyesi Aşkın Türeli, "İhtiyaç varsa, hepimiz Parlamento olarak yurt içi veya yurt dışına bütçeye o rakamları koyalım. Koymalıyız" diyerek yeni bir Vakıf kurulmasına dair soru işaretlerini netleştiriyor. Ama sonucu değiştirmeye yetmiyor. Sonuç ne derseniz, yasa teklifi kabul edildi. Yakında Genel Kurul'dan da geçerek yasalaşır.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Tasarruf Paketi'nin "dostlar alışverişte görsün" planı olduğu bir kez de Dışişleri Vakfı yasasıyla tescil edilmiş olur.

Odağına ticareti koyan bir vakfın diplomasiye ve kamu yararına yüksek katkılarını herhalde ileri zamanlarda daha iyi görürüz.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sağlık çıkmazı ve bütçe

Vatandaşın sağlığı, 20 yılda kamu sektörüne göre iki kattan fazla büyüyen bir özel sağlık sektörüne emanet. Yani şirketlerin çıkarlarına...

Denetim açığı öldürür

Kamuda 4 bin yatak varken, özel sektörde 8 bin yenidoğan yoğun bakım yatağı var mı? Özel hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakım üniteleri etkili denetimden geçiyor mu? SGK, anlaşmaları gözden geçiriyor mu?

Ağaç katliamı ile sponsorluk bir arada

Truva Maden'in hisseleri borsada işlem görseydi, sponsorluğun miktarını öğrenebilirdik. Çünkü ancak o zaman kendisini “halka” sorumlu hissederdi

"
"