01 Ocak 2025

2025 bütçesi konteynırda  

Madem ekonomi politikasını sağda solda anlatırken kemerlerin biraz da deprem harcamalarından dolayı sıkıldığını söyleyip duruyorsunuz, o zaman neden 100 binin üzerinde vatandaş, tahammülü giderek zorlaşan konteynırlarda yaşamaya mahkûm ediliyor

Yeni yılınız kutlu olsun. Bütün okurlara sağlıklı, adaletli, yaşama sevincinin çoğalacağı bir yeni yıl diliyorum.

2024, hayat pahalılığının yaşamayı çok zorlaştırdığı, özellikle gıda ve hizmet enflasyonu kaynaklı olarak geçim sıkıntısının arttığı bir yıl oldu. Geçen bir ay boyunca, ekonomide ağırlıklı olarak asgari ücreti konuştuk.

Apar topar bir usulle açıklanan 22 bin 104 TL’lik tutar küfür gibiydi. Kelimenin tam anlamıyla haysiyet kırıcı oldu.

Cuma günü aralık ayı enflasyon verisi açıklanıyor. Bu veri de hem emekli hem de kamu sektörü maaş artış oranlarını doğrudan etkileyecek. O nedenle merakla bekleniyor. Bu arada dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması da belli oldu.

Yoksulluk sınırı asgari ücrete yakın

Dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması, işçinin eline henüz geçmeyen asgari ücrete yetişti: 20 bin 561,65 TL'den 21 bin 83,28 TL’ye çıktı. Yoksulluk sınırı ise 69 bin liraya yaklaştı. Yoksulluk sınırı 66 bin 976, 06 TL’ydi.

 Giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı olan yoksulluk sınırı, Türk-İş’e göre 68 bin 675,17 TL’ye ulaştı.

Birleşik Kamu İş Federasyonu’nun yaptığı araştırmaya göre ise açlık sınırı 23 bin 256, yoksulluk sınırı da 71 bin 48 liraya yükseldi.

Deprem harcamaları

Hâlâ çalışanların enflasyona ezdirilmediğini iddia ederek vatandaşla adeta alay eden iktidar, isim vermeden uyguladığı kemer sıkma politikasına gerekçe üretirken, deprem harcamaları başlığını sık kullanıyor. Son olarak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, birkaç gün önce açıkladı: “Son iki yılda deprem için, 2,6 trilyon TL harcadık.”

Şimdi öyle bir tutar ki bu; 2025 bütçesinin neredeyse altıda biri. Ekonomi yönetimine dair söz söyleme yetkisi olanlar deprem harcamalarına değinirken “Bu kadar büyük harcama olmasa, iki yakamız bir araya gelebilirdi” minvalinde konuşuyor. Deprem harcamalarının bütçedeki manevra alanını nasıl daralttığını anlatmaya çalışıyor millete.

İyi tamam. Depreme çok harcama yaptınız, anladık. O zaman neden Hatay’da on binlerce vatandaş hâlâ konteynırlarda sefalet koşullarında yaşıyor? Bu sorunun cevabı var mı? Yok.

Depremden sadece iki gün sonra beşer onar başlayarak, TOKİ, Çevre Bakanlığı üzerinden yüzlerce ihale yaptınız. Bu ihaleleri yaparken de bir yılda teslim edileceğini bir değil birkaç kez söylediniz.

Aradan geçti iki yıl. Hâlâ konutlar bitmiş değil.

Madem ekonomi politikasını sağda solda anlatırken kemerlerin biraz da deprem harcamalarından dolayı sıkıldığını söyleyip duruyorsunuz, o zaman neden 100 binin üzerinde vatandaş, tahammülü giderek zorlaşan konteynırlarda yaşamaya mahkûm ediliyor? Neden, korozyona uğrayıp çürümeye yüz tutan konteynırlarda ağır sağlık koşulları, su, elektrik kesintilerinde her geçen gün artan bir mağduriyet altında yaşamak zorunda bırakılıyor?

Ücret artışlarının enflasyonu arttırdığını söyleyen hiçbir yetki ve sorumluluk sahibinden, bu sorulara verilmiş doğru düzgün cevap duymadık, okumadık.

Düştüğünü söylediğiniz enflasyon, rekor seviyeye yükseldiğini açıkladığınız uluslararası rezervlerin; depremzedeliğin üzerine ağırlaştırılmış bir ceza gibi boca edilen konteynır sorunu altında yaşayan yorgun vatandaşlar için bir anlamı yok biliyorsunuz değil mi?

Hesap verilmeli

2025 yılı bütçe kanunu 1 Ocak’ta yani bugün yürürlüğe girdi. Ekonomi yönetimi, çalışanları ve emeklileri enflasyona ezdirmesine gerekçe olarak gösterdiği deprem harcamaları konusunda hesap vermelidir. Deprem için yapılan harcamaların kaynakları, hangi kaleme ne kadar harcandığı, ihalelerde belirlenen yaklaşık maliyetlerin kamu kaynaklarında tasarrufla sonuçlanıp sonuçlanmadığını ve Şimşek’in ilan ettiği tasarruf tedbirlerinin sonuçlarını saydam bir şekilde kamuoyuna açıklamalıdır. Her şeyden önce bu, yani hesap verme Anayasal ve yasal bir sorumluluğun gereği. Dahası, sadece “dışarıya” değil, kendi vatandaşına da sorumluluk hisseden, inandırıcılık gibi bir derdi olan ekonomi yönetimi bunu yapmalıdır. Yapmıyorsa, o bütçe de onbinlerce depremzede vatandaşın temel altyapı hizmetlerinden mahrum kalarak yaşamaya çalıştığı konteynırlardan çıkamamış demektir.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Hayret uyandıran her adım Anayasa’ya ayarlı

Bütçeyi tahrip eden onca yolsuzluk ve savurganlık örnekleri ortadayken, ağır nepotizm gençlerin intiharlarıyla sonuçlanırken, asgari ücretin haysiyet kırıcı bir tutarda ilan edilip bu tutarın savunulurken, kapalı kapılar ardındaki hangi müzakere eşitsizliği giderip daha fazla demokrasi getirecek?

Alamos Gold gitmeyecek gibi sermaye artırıyor

Alamos Gold; 2024 yılı üçüncü çeyrek raporunu kasım ayında açıkladı, Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı aleyhine açtığı tahkim davasında ruhsat süresini uzatmamanın hukuksuz olduğu ifade ediliyor

Hayat pahalılığı ciddi bir sorunmuş

Yapısal politikalar ve reformların gerekliliğini her toplantıda tekrar eden Şimşek, yolsuzluk, usulsüzlük, kamu ihalelerindeki kayırmacılık, denetim sonuçlarını yerine getirmeme gibi konulara ısrarla değinmiyor. Türkiye’nin, yolsuzluk sorunu yokmuş gibi bir tutum sergiliyor

"
"