İstanbul Büyükşehir Belediyesi 23 milyar 800 milyon liralık dev bir bütçeye sahip. Bağlı kuruluşlar (İSKİ ve İETT) ve bağlı şirketlerle (İGDAŞ, İSPARK vb.) “konsolide ciro” 58 milyar liraya ulaşıyor. Bu, Türkiye için çok büyük bir rakam. 2018’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi, 18 bakanlıktan fazlaydı. O yıl sadece Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden daha fazla para kullanabilmişti.
Bu kadar para nereden geliyor? Elbette devletten. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gelirlerinin yüzde 75-80’i merkezi hükümetin topladığı vergilerden oluşuyor. İmamoğlu’nun önündeki en büyük risk işte bu: Ankara’nın musluğu kapatma ihtimali.
Tabii bir de ağır borç yükü var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve belediye işletmelerinin Eylül 2018 itibarıyla 3 milyar 276 milyon dolar borcu bulunuyordu.
Kredi derecelendirme kuruluşları Fitch ve Moodys’in raporlarına göre borçların yüzde 80’i döviz, yani dolar-Euro cinsinden. 2016 yılında bu oran yüzde 98'miş.
En kötüsü İstanbul’un borcunun “hedge” edilmemiş, yani dolar-Euro’da yaşanabilecek oynaklıklara karşı korumaya alınmamış olması. Bu durum, Büyükşehir Belediyesi’ni dolar-Euro’da yaşanabilecek dalgalanmalara karşı duyarlı hale getiriyor. Nitekim TL’nin değerinde yaşanan sert düşüş, geçen yıl borçların durduk yerde katlanmasına yol açtı. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch, sonbaharda yayınladığı raporda TL’deki erime nedeniyle İstanbul’un borçlarının yüzde 40 arttığını tahmin ediyordu.
Neyse ki, borçların ortalama vadesi çok kısa değil: 6 yıl. Ama borçtaki artış, İstanbul’un borç geri ödeme oranını (direkt borçlar / cari hesap) 2.1 yıldan 3.3 yıla çıkardı.
Bu rakamları başka bir belediyeyle, İzmir'le kıyaslayalım: İzmir’de de döviz cinsinden borçların toplam borçlara oranı İstanbul gibi yüzde 80 civarında. (Yüzde 84.) İzmir’le ilgili endişelendirici gelişme, borçların faaliyet gelirlerine oranının çok hızlı artması. Bu oran 2013 sonunda yüzde 41’di. 2017 yılı sonunda yüzde 59’a yükseldi. İstanbul'da ise borçların faaliyet gelirlerine oranı yüzde 68.
İstanbul'un 3 milyar dolarlık borcu nereden çıktı peki? Maliyetli metro yatırımlarının borçta payı büyük. Ama kötü yönetimin payı da az değil. Fitch, Büyükşehir Belediyesi’nin mali disiplininin, hızla artan sermaye giderleri (Kur giderleri, faiz vs.) nedeniyle bozulduğunu söylüyor. Diğer yandan yerel seçimler öncesinde yapılan harcamalar da İstanbul’un mali dengesini bozmuş durumda.
Öyleyse İmamoğlu AKP’den borç krizi mi devralıyor? Şimdilik hayır. TL’nin değerinde olağanüstü düşüşler olmadığı sürece borçları çevirmek mümkün. Moody’s, borçların yüksek olduğunu, ancak iki belediyenin de kasasında TL cinsinden yeterli nakdin bulunduğunu söylüyor.
Ama ya korkulan olur ve dolar gemi azıya alırsa?
Bunu düşünmeden önce İmamoğlu hele bir mazbatasını alsın da...