17 Haziran 2021

Bunca yoksulluğa rağmen AKP nasıl hâlâ yüzde 35 alıyor? Dünya Bankası'nın yanıtı

Dünya Bankası'na göre 2003 ile 2018 arasında Türkiye'de yoksulluk oranı yüzde 77 gerileyerek yüzde 37.5'ten yüzde 8.5'e düşmüş

Geçtiğimiz günlerde yoksullukta yaşanan büyük artışı ortaya koyan iki araştırma açıklandı. İlki Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK), diğeri Dünya Bankası'na ait. TÜİK'in "Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması"na göre Türkiye'de "ciddi maddi yoksunluk" çekenlerin oranı 2020 yılında 1.1 puan artarak yüzde 27.4'e çıktı. TÜİK, "maddi yoksunluk" çekenleri aşağıdakilerden bir kısmını yapamayanlar olarak tanımlıyor:

-Kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme,

-İki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme,

-Evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme,

-Ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme,

-Evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme,

-Çamaşır makinesi, televizyon, telefon sahipliği.

Fark etmiş olabileceğiniz gibi TÜİK'in ciddi maddi yoksunluk tanımı, gündelik Türkçedeki "dar gelirli" kavramına karşılık geliyor. Son verilere göre Türkiye'nin yaklaşık üçte biri dar gelirli…

En düşük gelirli grubun toplam gelirden aldığı pay da düşüyor. En düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun payı 2020'de 0.3 puan azalarak yüzde 5.9'a indi. En çok kazanan yüzde 20'lik grubun payı ise 1.2 puan artarak yüzde 47.5'e çıktı. Bu arada gelir eşitsizliğini gösteren "Gini Katsayısı" son 10 yılın en kötü seviyesine geldi...

Yoksulluktaki artışa dair Dünya Bankası'nın verileri bence daha çarpıcı. Dünya Bankası'nın Türkiye izleme raporu geçen ay yayımlandı. Raporda yoksulluğun seyrine dair geniş bir bölüm ayrılmış.

Dünya Bankası'na göre 2018-2019 yıllarında Türkiye'de 1.5 milyon insan daha yoksulluğa sürüklendi ve yoksul sayısı 8.4 milyona yükseldi; yoksulluk oranı yüzde 10.2'ye çıktı.

Bununla birlikte raporda ilginç bir veri var: Dünya Bankası'na göre 2003 ile 2018 arasında Türkiye'de yoksulluk oranı yüzde 77 gerileyerek yüzde 37.5'ten yüzde 8.5'e düşmüş.

Yoksulluktaki iyileşme 2018'e dek sürmüş. O yıl (Başkanlık seçiminden bir ay sonra) yaşanan kur kriziyle Türkiye yeniden yoksullaşmaya başladı. Yoksullaşma pandemide hızlanarak sürdü. Dünya Bankası'nın simülasyonuna göre yoksulluk oranı 2020'de yüzde 2.1 daha arttı, 1.6 milyon insan daha yoksullara eklendi, yoksul sayısı 10 milyona yükseldi...

Dünya Bankası'nın 2003-2018 arasında yoksullukta büyük düşüş yaşandığı, 2018'den sonra ise önceki 15 yılın kazançlarının erimeye başladığı yönündeki tespiti önemli, bunun üzerinde biraz duralım.

Bazı okurlar Dünya Bankası'nın "2003-2018 arasında yoksullukta yüzde 77 düşüş yaşandı" tezine itiraz edecektir. Dünya Bankası'nın bu görüşü, Türkiye'nin içinde bulunduğu orta-üst gelir grubundaki ülkeler için yoksulluk sınırını satın alma gücü paritesine göre günlük 5.5 dolar olarak hesaplamasından kaynaklanıyor.

Doların düşük olduğu dönemde yoksulluk sınırının TL karşılığı da düşüktü. Unutmayalım ki, bir dönem 1 dolar 1.5 TL'ye, hatta altına inmişti. Bunun etkisiyle sahte bir zenginlik hissi doğmuştu. Orta üst gelir grubundaki beyaz yakalıların tatil yapmaya akın akın Yunanistan'a gittiği günler hâlâ hatırlarda... İşte bu dönemde beyaz yakalılar Yunan adalarına giderken yoksullar arasında çok sayıda insan da bir üst lige terfi etti.

Dünya Bankası'nın raporunda görüyoruz ki, hormonlu zenginleşme 2018'de sona erdi. "Peynir ekmek gibi BMW satılan ülke eşekten nasıl düştü?" başlıklı yazımda anlatmaya çalıştığım gibi beyaz yakalılar için Yunanistan tatilleri bir seraba dönüşürken düşük gelir gruplarından çok sayıda insan da yeniden yoksulluğa düştü. Dünya Bankası sayıyı da vermiş: 3 milyon insan, 2018-2021 arasında yoksullar arasına katıldı.

Dünya Bankası'nın verileri her ne kadar son iki yılda yoksullukta büyük bir artış yaşandığını, yoksul sayısının 7 milyondan 10 milyona çıktığını gösteriyor olsa da, 2003 ile 2018 arasında yoksulluktan kurtulanların bir kısmının yeni toplumsal sınıflarında kalmaya devam ettiğine de işaret ediyor. 

Grafik: Yoksulluk oranı (Günlük geliri satın alma gücü paritesine göre
5.5 doların altında olan mutlak yoksullar ve nüfusa oranları)

Bunca yoksulluğa rağmen AKP'nin anketlerde hâlâ yüzde 35 almasının sırrı bence işte burada. 2003-2018 arasında yoksulluktan bir kol mesafesi de olsa uzaklaşmış olanların bir kısmı bunun hatrına Erdoğan ve AKP'nin yanında durmaya devam ediyor. Yoksulluk korkusu yolsuzlukları görmelerini engelliyor.

Nereye kadar? Yeniden yoksulluğa düşene kadar. Son iki yılda 3 milyon kişinin yoksulluğa sürüklenmesiyle AKP'nin oylarının yüzde 30'lara gerilemesi arasında elbette güçlü bir ilişki var.

Deniz bitti, AKP'nin sıcak para ve inşaata dayalı büyüme modeli tıkandı, önümüzdeki dönemde yoksullaşma sürecek. İktidar partisinin oylarındaki erime de.

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?

"
"