06 Eylül 2019

Kadın, yaş, cinsellik... Özellikle hanım seyirciler için…

Eğlendirdiği kadar düşündüren, özellikle finaldeki sürprizleriyle şaşırtan, en iyi anlamıyla tipik Fransız bir film

HANGİ KADIN?
(Celle que vous croyez)
X  X  X  ½

Yönetmen: Safy Nebbou
Senaryo: S. Nebbou, Julie Peyr
Görüntü: Gilles Porte
Müzik: İbrahim Maalouf
Oyuncular: Juliette Binoche, Nicole Garcia, François Civil, Charles Berling, Marie-Ange Casta, Guillaume Gouix

Fransız filmi.

Hemen söyleyelim: Bir güncel kadın-erkek ilişkileri irdelemesi; kusursuz bir kadın portresi; çağdaş iletişim teknolojisinin özel hayatlarımızı nasıl etkilediği üzerine de alaycı, sarkastik bir parabol. Yetmez mi?

50 yaşında, saygın bir akademisyen ve hoca, boşanmış ve iki çocuk annesi Claire, kendisinden daha genç bir erkekle cinselliğe dayalı bir ilişki yaşamaktadır. Onu daha iyi gözetlemek için Facebook’ta açtığı özel site, ondan çok yakın arkadaşı yakışıklı ve tanınmış fotoğrafçı Alex’i etkiler. Ve ikili sürekli yazışmaya, hatta telefonda konuşmaya başlar.

Öte yandan, Claire yıllanmış psikiyatrının yerini alan doktor Catherine Bormans’dan da büyük destek almaktadır ve iki kadın tam bir ruhsal işbirliği içindedir. Ama bu yardım bile onun temel sorununu çözemez.

Çünkü Claire bu yeni ‘ilişki’yi çok ciddiye almış ve erkeğin ısrarla istediği resmi olarak, 20’li yaşlarındaki pek görüp konuşmadığı yeğeninin fotoğraflarını yollamıştır. Yalana dolana dayanan ve giderek ciddileşen bu ilişkinin sürme şansı var mıdır?

Kadın yazar Camille Laurens’ın sükse yapmış romanına dayanan bu film, mütevazi görünümü ardında gayet ilginç ve doyurucu. 2004’lerden itibaren Le Coup de la Girafe- Zürafa Darbesi, Comme un Homme- Bir Erkek Gibi, Dans les Forêts de Sibérie- Sibirya Ormanlarında gibi ilginç filmler imzalamış olan Fransız yazar-yönetmeni Safy Nebbou, hep olduğu gibi yine edebiyata sırtını dayamış. Ve buna gayet rahat, akıcı ve görsel anlatımını eklemiş.   

Filmin en büyük kozlarından biri, kuşkusuz  oyuncuları.  Özellikle de Juliette Binoche. Sanatçı geçen İstanbul Festivali’nde ikisi de iddialı iki filmle karşımıza gelmişti. Diğeri olan High Life’ı kendi adıma hiç tutmamıştım. Ama onun da hayranları var!...

Rastlantı sonucu ikisinde de cinselliğin büyük yer tuttuğu, cesur sahnelerin birbirini izlediği ve Binoche’un ‘mecburen’ bedenini bol bol sergilediği filmlerde, sanatçı bence en çok bu filmle seçkinleşiyor. Ve bu fedakârlığı boşuna yapmamış izlenimine ulaşıyor!..

Onun yanı sıra doktor Catherine’de deneyimli Nicole Garcia ve Alex’de tam günümüz gençliğini temsil eden, Fransa’nın yükselen aktörü François Civil de süper.        

Eğlendirdiği kadar düşündüren, özellikle finaldeki sürprizleriyle şaşırtan, en iyi anlamıyla tipik Fransız bir film. 

Son dönemde Binoche’u en ünlü Fransız kadını titrine yeniden kavuşturabilecek bir adım...Ve özellikle kadın seyirciler için...


Yarın:  O- Bölüm İki

Not: Haftanın bir diğer ilginç filmi olan ve özellikle ‘tacizci’ Kevin Spacey nedeniyle tartışılan Düzenbazlar Kulübü bu hafta ortakoltuk.com sitesinde. 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Aksiyon sinemasında çekici ve modern bir zirve

'Avcı Kraven'de pek uyum sağlamayan, karmaşık ve biraz zıt motifler olduğunu biliyorum. Ama belki bu filmin gücünü oluşturan asıl öge. Bunca tema içinde böylesine çekici bir filme ulaşmak... Kolay olabilir mi?

Son dönemin en büyük düş kırklığı getiren filmi

Her şeyin sonuç olarak bir özenti gibi durduğu "Hain"de, cesetler birbiri ardına geliyor. Sonu yok sanki... Sonunda bir tek başkan, yani Haldun Dormen sağ kalıyor. Acaba ona olan saygıdan mı dersiniz?

Kadın özgürlüğüne adanmış çok özgün bir komedi

Mukadderat; bir yandan yalnız bizde değil, tüm dünyada da var olan aile kurumunun miras denen olayla boğuşmasını ele alır. Öte yandan bu yaşlanmayı kabul etmeyen bir kadının portresidir

"
"