Hikâye eskidir. Hayvanlarla iletişim kurmayı ve onlarla konuşmayı başaran eksantrik bir doktorun yazar Hugh Lofting tarafından yazılmış öyküsü önce 1967'de bir müzikal olarak perdeye gelmiş, Richard Fleischer'in yönettiği film eleştirmenlerce hiç beğenilmese de şarkı (Talk to the Animals) ve özel efekt dallarında Oscar almıştır. Ayrıca ünlü İngiliz oyuncusu Rex Harrison da hiç fena değildi.

1998'de hikaye bu kez kadın yönetmen Betty Thomas'a emanet edildi ve doktoru da Eddie Murphy oynadı. 'Aristokrat' İngiliz'den siyahi Amerikalıya ilginç bir geçiş!.. İş yapmış olmalı ki, 2001'de yine Murphy ile bir Doktor Dollitle-2 geldi. Yine biz eleştirmenleri hiç heyecanlandırmadan...

Bu yeni girişim biraz farklı. Ne ilki gibi müzikal, ne de sonrakiler gibi Amerikanlaştırılmış ve daha popüler kılmaya çalışılmış bir deneme. Tersine, İngilizliği arttırılıyor: işin içine kraliyet ailesini de katarak... Ve de film, günümüzün teknolojisine yaslanarak, gerçek oyuncularla canlandırma tekniğinin tam bir bir eşimine ulaşıyor. Hem de hayli başarıyla...

Hikâye bu kez 19. yüzyıla taşınıyor. Doktor yine türlü-çeşitli hayvanlarla diyalog kurmayı başarmıştır: hepsinin dilini öğrenerek... Gerçi biz tüm konuşmaları İngilizce duyarız, o kadarı olacak artık!..

Ama doktor mutsuzdur. Çünkü sevgili eşi Lily bir deniz kazasında ölmüş ve onu yapayalnız bırakmıştır. Ve doktor içine içine kapanmıştır; malikanesini çeviren ormandaki hayvanların yaşamını tehdit eden bir girişime bile karşı duramayacak kadar...

Ama Londra'dan gelen haberler kötüdür. Genç kraliçe Victoria hastadır ve öte yana geçmek üzeredir. Onu ancak Dolittle kurtarabilir, elbette tüm hayvanlarının da işbirliğiyle...

Film dur durak bilmeyen hızlı temposuyla zaman zaman yoruculaşsa da, genelde akıp gidiyor. Birkaç yıldır sadece Marvel maceralarında gözüken değerli oyuncu Robert Downey Jr. doktorda ilgiye değer bir karakter çiziyor. Şu günlerde Dijitürk'ün ürkünç Prodigal Son dizisinde izlediğimiz Michael Sheen, azılı düşman Blair Müdfly rolünde, deneyimli Jim Broadbent kraliçeye suikastin ardındaki Lord Thomas Badgley'de çok iyiler.

Lily'nin öfkeli babasının Antonio Banderas olduğunu kendi adıma çıkaramadım! Öylesine değişmiş... Doktorun çıraklığına sıvanan genç Tommy Stubbins'teyse Harry Collett gerçekten çok sempatik...

Ya hayvanlar? Tüm o türünü temsil eden kutup ayısı, orangutan, kaplan, zürafa, papağan, ördek, sincap vb. birbirinden sevimli yaratıklar? Ve onlara seslerini verenler: Emma Thompson, Ralph Fiennes, Selena Gomez, Marion Cotillard, Rami Malek... John Cena, Kumail Nanjiani, Octavia Spencer, Tom Holland, Craig Robinson gibi isimler...

Yönetmen Stephen Gaghan en çok yazarlığıyla tanınıyor. Traffic filmiyle bir Oscar'ı da var. Yönettiği bir avuç filmden de en çok Syriana ve Gold- Altın hatırlanıyor. Tanınmış besteci Danny Elfman'ın filmi kavrayıcı müziğini de analım...