Konu sıcaklığını kaybetmesin diye aceleyle de olsa olay hakkındaki mevzuatı taradım.
İşin hukuksal boyutunda, otel sahibi ve işletmecisi ile otel personeli, yani özel hukuk boyutu hariç tutulacak olursa, bu yangının oluşması ve bu kadar can kaybından dolayı sorumlu ve yetkili idari makamlar benim yorumuma göre şöyle:
1. Anlaşılan o ki otel Turizm Bakanlığından alınmış turizm işletme belgesine sahip.
2. Otelin bulunduğu yer, Bolu merkez belediyesi ve ilçe belediyeleri dahil hiçbir belediyenin belediye sınırları ve mücavir alanı içinde değil. Bu durumda otelin bulunduğu yer Bolu İl Özel İdaresi sınırları içinde kalıyor. Bolu İl Özel İdaresinin yürütme organının başı ise Bolu Valisi.
3. Bolu ili büyükşehir statüsünde olmadığı için, Bolu il merkezi belediyesinin kendi merkez ilçe ve mücavir alanı dışında herhangi bir yetkisi ve görevi yok.
4. Kartalkaya kayak merkezi Bolu ili Seben ilçesi sınırları içinde. Ancak Seben ilçe belediyesinin ve mücavir alanının sınırları içinde değil. Bu nedenle Seben belediyesi de görevli ve yetkili değil. Yani büyükşehir statüsü dışındaki illerde bir yerin il veya ilçe sınırları içinde olması aynı zamanda ve mutlaka o il veya ilçe belediyesi yetkisinde olunduğu anlamına gelmiyor.
5. Belediye mevzuata göre her il ve ilçe belediyelerinde itfaiye teşkilatı kurulması zorunlu. Ancak İl Özel İdaresi Kanunu, il özel idareleri için itfaiye teşkilatı kurma zorunluluğu öngörmemiş. Bu durumda dünkü yangında olduğu gibi, akla gelen soru, belediye sınırları dışındaki ve il özel idaresi sınırları içindeki yerlerde yangın konusundaki görev ve yetkilerin hangi idarece yürütüleceği. Bu konuda mevzuatta açıklık yok. Yangın söndürme konusunda zaten yakınlardaki itfaiye birimlerinin kendi alanları dışındaki yangınlara da derhal müdahale görevi bulunuyor. Ama yangına hassas yerlerde ve işletmelerde mevzuattaki ayrıntılı yangın önlemlerinin alınıp alınmadığına dair “yangın raporu” belgesinin belediye sınırları dışında kalan yerler için hangi itfaiye teşkilatı tarafından verileceğine dair benim gördüğüm kadarıyla mevzuatta hüküm yok. Bu konuda Belediye İtfaiye Yönetmeliği Ek m.3 uyarınca valinin ildeki en yakın itfaiye teşkilatını istisnai bir görevlendirme ile açıkça görevlendirmesi dışında bir seçenek görünmüyor. Ama bu yetki bile aslında hukuken sorunlu. Çünkü yasal dayanağı yok gibi görünüyor.
6. Diğer bir ifadeyle Kartalkaya gibi belediye (ve mücavir alanları) sınırları dışında yangın konusunda yetki belediyelerde değil il özel idaresinde. Ancak il özel idaresinin itfaiye teşkilatı yok.
7. Turizm işletme belgesi verilen otel ve diğer konaklama tesisleri için imar yetkileri ve ruhsat yetkileri, bulundukları belediye veya il özel idaresi yönetiminde olmayıp, Turizm Bakanlığına geçiyor. Bu yetki hem bu ruhsatları ve belgeleri verme hem de bunların denetimlerini yapma yetkisini içeriyor. Hatta önceden alınmış turizm işletme belgesi varsa bu belge aynı zamanda “işyeri açma ruhsatı” yerine geçiyor. Ancak bu durumda olan işletmelerin 4.2024 tarihine kadar ilgili kurumdan yangına uygunluk belgesi alması gerekiyordu. Bu tarihe kadar bu belge alınmadıysa Turizm Bakanlığınca turizm işletme belgesinin iptali mevzuata göre zorunlu (Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik, Geçici m.1/3). Ayrıca her odasında yangın dedektörü bulunmayan otellerin de 31.12.2023 tarihine kadar bu dedektörleri kurmaları zorunlu idi (Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik, Geçici m.1/5).
8. Diğer yandan, yangın konusunu düzenleyen ana mevzuat olan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, hem tüm binalarda yangın önlemlerinin nasıl alınacağının, plan, proje, ruhsat aşamalarında yangın işinin nasıl düzenleneceğinin, hem bunların denetiminin nasıl yapılacağının, hem de yangın esnasında kurtarma ve söndürme konularının nasıl yapılacağının ayrıntılarını düzenliyor. Oldukça ciddi ve ayrıntılı bir mevzuat.
9. Yönetmeliğe göre, “bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasından; Yapı ruhsatı vermeye yetkili idareler, kusurlarına göre sorumludur.” (Madde 6/1). “Yapı ruhsatı vermeye yetkili merciler; yangın söndürme, algılama ve tahliye projelerinin ve uygulamalarının bu Yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığını denetler.” (Madde 6/5). Burada turizm işletme belgeli işletmelerde aslında imar ruhsat yetkileri de Turizm Bakanlığına geçtiği, yani turizm işletme belgesi aslında bir anlamda yapı kullanma ruhsatını ikame ettiği için, bu hüküm kapsamındaki sorumlu idare Turizm Bakanlığı sayılmalıdır.
10. O halde Kartalkaya’daki otel yangınında ruhsat vermeye yetkili idare Turizm Bakanlığı olduğuna göre, yangın mevzuatının uygulanmasından ve denetlenmesinden dolayı görev ve sorumluluk da mevzuata göre bu bakanlıktadır.
11. Anılan Yönetmelikte ayrıca, bu yönetmeliğin uygulanması konusunda “mahalli itfaiye teşkilatına” da görev verilmekle birlikte (Madde 131/1), yukarıda açıklandığı üzere, yangın mahalli belediye değil il özel idaresi sınırları içinde olduğundan ve il özel idarelerinin de mevzuat uyarınca “itfaiye teşkilatı” bulunmadığından, bu konuda Turizm Bakanlığı ile birlikte Bolu yerel makamlarını (il özel idaresi ve belediyeler) da sorumlu tutmak hukuken mümkün görünmemektedir.
12. Öte yandan, eğer yanan otel, turizm işletme belgesine sahip olduğu için önceki mevzuat uyarınca ayrıca bir işyeri açma ruhsatı almaktan muaf tutulmuşsa, yukarıda açıklandığı üzere, 4.2024 tarihine kadar “ilgili kurumdan” yangına uygunluk belgesi almak zorundaydı. Bu belge için de “ilgili kurum” olarak Bolu valiliğine başvurması ve bu belgeyi vermesi için yakın bir belediye itfaiye teşkilatını görevlendirmesini talep etmesi gerekiyordu. Ayrıca otelin 31.12.2023 tarihine kadar tüm odalara yangın dedektörü koyması zorunluydu. Bunları yapmadıysa turizm işletme belgesinin zaten Turizm Bakanlığınca iptali gerekiyordu. Bunların denetimini yapmak da Turizm Bakanlığının göreviydi. Basında çıkan bazı haberlere göre anılan Otel bu belgeyi almak istemiş, ancak alamamıştır.
13. Bu bağlamda bir an için yukarıda değinilen Yangın Yönetmeliği m.6/1 ve m.6/5 kapsamında “ruhsat vermeye yetkili idare” Turizm Bakanlığı olarak görülmese bile, işbu bakanlığın bu kendi Yönetmeliğinin Geçici 1. Maddesi uyarınca öngörülen görevini yerine getirmemesi nedeniyle, yani yangına maruz kalan otelin 30.4.2024 tarihine kadar yangına uygunluk raporunu sunmamasının gereğini yapmaması nedeniyle de aynı Bakanlığın ayrıca açıkça hizmet kusuru bulunmaktadır.
14. Eğer otelin işyeri açma ruhsatı varsa (yukarıda açıklandığı üzere, eski turizm belgeli oteller için bu ruhsat ayrıca gerekmiyor, ama ayrıca yangına uygunluk raporu gerekiyor) bu ruhsatı vermeye Bolu İl Özel İdaresi yetkili olup, Bolu Valisinin başkanlığındaki bir heyetin bu ruhsat için yangın raporları dahil tüm belgelerin varlığını teyit etmesi gerekiyordu. Bu ruhsatın denetimini yapmak da yine Bolu Valisinin göreviydi.
15. Son olarak, yangın mevzuatı benim gördüğüm kadarıyla aslında oldukça ayrıntılı ve yeterli. Sorun Ülkedeki her konuda olduğu gibi, bunun gereğince uygulanmamasında. Bu konuda TMMO ve EMO’nun “mevzuat yetersiz” eleştirileri bence abartılı. Sadece il özel idareleri için yangın yetkilerinde açıklık olmasa da, ilgili hükümlerin yorumuyla bunu aşmak zor değil. Her sorun için hemen mevzuatı suçlamak çok moda oldu. Ama burada olduğu gibi çoğu kez sorun mevzuatta değil, uygulamasını gereği gibi yapmayanlarda.
16. Nitekim bu konuda basında çıkan bir haberde, Yangın Yönetmeliğinde 2012’de yapılan değişiklikle “mevcut yapı” olarak görülen eski binalar için yangına uygunluk belgesi istenmesine son verildiği gibi iddialarda bulunuluyor. Bu iddia hukuken doğru değil. Açıkça hatalı bir yorum. Çünkü aynı Yönetmeliğin “mevcut yapı” olarak tanımlanan eski binalar için yangın konusundaki kurallarda bazı esnetmeler yaptığı doğru ise de, “mevcut yapılar” için bu esnetmelerin oteller gibi konaklama yerleri, okullar ve hastaneler vs. gibi hassas yerler için geçerli olmadığı açıkça vurgulanmış (Madde 138/1). Dolayısıyla bu konularda yapılan acele yorumlara ve uzman olmayanların sansasyonel açıklamalarına itibar etmemek lazım.
17. Sonuç olarak anılan otel aslında kaçak veya illegal olarak faaliyet gösteriyormuş demek yanlış olmaz. Çünkü yangına uygunluk belgesi alamadıysa (ki almaya çalıştığı ama alamadığı anlaşılıyor) otelin turizm işletme belgesi mevzuat uyarınca 30 Nisan 2024 itibarıyla geçersiz hale gelmiş görünüyor. Ayrıca halen geçerli bir işyeri açma ve çalışma ruhsatı da bulunmadığı anlaşılıyor.
18. Aslında sorun mevzuatta değil. Bilakis mevzuatın gereği yapılsaydı ve mevzuat gereği gibi uygulansaydı, bir otel yangınında bu kadar ölüm yaşanmazdı. Otel sahibi ve işletmecilerinin özel hukuk sorumluluğu dışında, İdare Hukuku açısından bu olaydaki sorumluluk benim gördüğüm kadarıyla ve sınırlı kısa sürede yaptığım incelemeye göre, Kültür ve Turizm Bakanlığının hizmet kusurundan kaynaklanıyor. Böylesine ağır sonuçları olan hizmet kusurunun ise muhatabı bellidir ve ilgili bakandır.
19. Eskiden demokratik ülkelerde “istifa” diye bir müessese vardı. Artık ülkede adı bile anılmaz oldu. Ama biz yine de hatırlatma görevimizi yapalım.
Ali D. Ulusoy kimdir?
Halen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Başkanı ve öğretim üyesi olan Prof. Dr. Ali D. Ulusoy, 1968 yılı Mersin Mut doğumludur.
Öğretim üyeliği yanında EPDK Hukuk Dairesi Başkanlığı, BDDK Hukuk Danışmanlığı, Başbakanlık Bilgi Edinme Kurulu Üyeliği, TOBB-ETÜ Hukuk Fakültesi kurucu dekanlığı ve İzmir Yaşar Üniversitesi rektör yardımcılığı gibi idari görevlerde bulunmuştur.
ABD Los Angeles California Üniversitesinde (UCLA) iki yıl (2006-2007; 2017-2018) misafir öğretim üyesi olarak kalmıştır. 2011-2014 arası üç yıl Danıştay Üyeliği yapmış ve kendi isteğiyle ayrılıp üniversiteye dönmüştür.
Uzmanlık alanları: İdare hukuku, İdari yargı, Ekonomik kamu hukuku, İdari yaptırımlar, İnsan hakları, Devlet-din ilişkileri.
Lisans: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Yüksek Lisans: Fransa Bordeaux Üniversitesi. Doktora: Fransa Bordeaux Üniversitesi. Doçentlik:2002, Profesörlük: 2008.
|