Rusya'nın St. Petersburg şehir metrosunda düzenlenen ve 14 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırı patlayıcının yapılış şekline göne İslamcı terörün izlerini taşıyor. Rus medyasında eylemin İslamcılar tarafından düzenlendiği tezini güçlendirici isimler, hatta muhtemel saldırganların fotoğrafları yayınlandı. İntihar bombacısının kimliği neredeyse aydınlatılmış olsa da yanıt bekleyen daha bir sürü soru var.
Terör saldırılarından sonra güvenlik birimlerinin sağlam ipuçları bulmak için zamana ihtiyacı olur. Günümüz kamuoyunun eş zamanlı yanıtlar, görüşler ve ‘arka plânlar' istemesine artık alıştık. Son yıllarda Rusya'da ve Ruslara karşı, çoğu İslamcı olmak üzere bir dizi terör saldırısı düzenlenmiş olması maalesef üzücü bir gerçek. Rusya'nın Suriye politikası nedeniyle IŞİD'in hedeflerli arasına girdiği de aşikar. Ancak bütün bunlar St. Petersburg saldırısına kesin teşhis koymak için yeterli değil. Eldeki bilgilerden sonuç çıkarmakta acele edilmemeli.
Terör saldırılarını izleyen ritüeller yerinde mi?
Kamuoyu polise ve medyaya düzenli soruşturma yapılabilmesi ve gerçeklere dayalı haber hazırlanabilmesi için zaman tanımayıp en kısa zamanda karşısına açık seçik bir tablo konmasını istemesi ne yazık ki terör saldırılarının alışılmış ritüelleri arasına girdi.
Bu ritüeller arasında saldırıdan hemen sonra sosyal medyada dolaşmaya başlayan mesaj furyasını da saymak gerekir. Politikacılar da taziyelerini twitlemekte gecikmiyor. Önemli yapıların saldırıya hedef olan ülkenin renkleriyle ışıklandırılması da alışkanlık haline geldi.
Sözüm ona dert ortaklığı jestlerini yüzeysel ve ucuz sembolcülük olarak tanımlamak için yeterli neden bulunabilir. Ama buna başlanırsa, sonuna kadar da götürmek gerekir. Bunun aksi saldırı kurbanlarına değer vermemektir. Berlin'deki tarihi Brandenburg Kapısı'na Rusya'nın milli renklerinin yansıtılmamış olması hayret verici. St. Petersburg'un Almanya başkentinin kardeş şehri olmadığı şeklindeki gerekçe kabul edilemez. Florida eyaletinin Orlando kenti de bu kategoriye girmiyor ama 2016 yılında homoseksüellerin barına yapılan saldırının ardından Brandenburg Kapısı bu grubun sembolü yapılan gökkuşağının renklerine büründürülmüştü.
Rusya'nın teröre verdiği kurbanlar gibi Orlando, Paris, Brüksel, İstanbul, Londra, Berlin, Nice, Irak, Nijerya, Kenya ve Pakistan'da İslamcı terörün aldığı canları da unutamayız.
Ruslar terörün ve Kremlin'in kurbanıdır
Rusya'nın tartışmalı Suriye politikası, St. Petersburg'daki terör kurbanlarından saygıyı esirgemek için bir neden olamaz. Sivilleri hedef alan şiddet ve terör hiçbir gerekçeye bağlanamaz. Batı demokrasilerinin aksine vasati Rus seçmenine hiçbir zaman hür ve demokratik oylamayla ülkeyi yönetenlerden ne kadar memnun olduğu sorulmamıştır. Siviller hem terör saldırılarının kurbanı hem de söz söyleme hakkı olmayan tebaadır.
Batı, Ukrayna ve Kırım anlaşmazlıkları nedeniyle Rusya ile arasında patlak veren krizde Kremlin'in politikalarını reddettiğini, ancak Rus halkını Avrupa'nın eşit bir parçası olarak gördüğünü söylüyor. Batı gerçekten ciddiyse ve Rusya karşısında ikiyüzlü duruma düşmek istemiyorsa, hem ahlaki hem de siyasi sorumluluk almak ve Rusya'daki terör kurbanlarıyla dayanışma göstermek durumundadır. Bu nedenle saldırı akşamı Brandenburg Kapısı'nın Rusya'nın milli renkleriyle ışıklandırılmamış olması hem hata hem de ayıptı.
© Deutsche Welle Türkçe
Ingo Mannteufel