AKP eski milletvekili Tayyar Altıkulaç, TCK değişikliği yapılırken kaçak Kuran kursu açanlara verilen cezanın azaltılmasına itiraz ettiğini söyledi. Altıkulaç "Böylece izinsiz faaliyetlerin yaygınlaşacağını biliyordum. Uyardım ama dinlemediler" dedi.
KONYA’da 17’si çocuk 18 kişinin ölümüne neden olan yurt binasıyla yeniden tartışılmaya başlanan, kaçak Kuran kurslarına cezayı hafifleten TCK değişikliğinin, dönemin TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı ve Diyanet İşleri eski Başkanı AKP’li Tayyar Altıkulaç’ı bile çileden çıkardığı anlaşıldı.
Hürriyet’e, bu değişikliğin yapılmaması için hiçbir konuda ısrar etmediği kadar ısrarcı olduğunu anlatan Altıkulaç, "Konya’daki olayı duyunca yüreğim cız etti. O dönem izinsiz faaliyetlerin olduğunu zaten biliyordum. Bu değişiklikle bu faaliyetlerin daha da yaygınlaşacağı ve önüne geçilmez hale geleceği endişemi paylaşarak arkadaşlarımı uyardım, dinlemediler" dedi. Yeni yasama döneminde bu konunun tekrar gündeme alınmasını isteyen Altıkulaç, "Konya bir olaydır. 18 can gitmiştir. Çok canlar gidiyor vatan millet için ama olay 18 canı katlayacak boyutta sakıncalı ve yanlış. Elinizi vicdanınıza koyarak gerekeni yapın" çağrısı yaptı.
Israrcıyım dedim
Altıkulaç, Konya olayının ardından tartışılmaya başlanan, yasaya aykırı eğitim kurumu açanlara verilmesi öngörülen 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasını, 3 aydan 1 yıla indiren TCK değişikliğinin perde arkasını Hürriyet ile paylaştı. Altıkulaç, şunları söyledi:
"Yeni TCK yürürlüğe girmeden bazı maddelerinde değişiklik yapılması hasıl oldu. Bu maddeler üzerinde değişiklik yaparken yasadışı eğitim kurumları maddesi de değiştirilmek istendi. İlla bir önergeyle bu cezayı hafifleştirmek istiyorsanız, yıllardan bu yana devam eden hükmüne döndürün, ’eski haline getirdik dersiniz’ dedim. Komisyonda geri çekilen önergenin Genel Kurul’da yeniden gündeme getirilmesini de siyaseten yakışıksız ve yanlış bulduğumu da söyledim. ’Ben bu konuda hiçbir konuda ısrarcı olmadığım kadar ısrarcıyım bunu bilin’ dedim, ’Bakalım, edelim’ dediler. Baktılar eylediler. Ağırlaştırılmış cezayı kaldırdılar.
Bu gizlilik niye
Türkiye’de Kuran kursu açmak ve öğretmek yasak bir eylem değil, devletin güvencesi altında Diyanet ve Milli Eğitimin denetimi altında bütün genişliğiyle yapılabilen bir faaliyettir. Bir kısım faaliyetler bu şemsiye dışında yapılmak isteniyorsa bunun başka nedenleri vardır. Bu nedenler üzerinde her vatandaş gibi devletin de tüm yetkililerin de durması gerekir. Bir kurs, bir pansiyon niçin izinsiz açılır? Mülki idare buna niçin göz yumar; siyasetçiler niçin bu insanlara göz kırparlar? Mezhep ve meşrebimiz, sempati duyduğumuz cemaat ya da tarikat ne olursa olsun, maksat masum bir çerçevede insanımıza din eğitimi vermekse bu örtülülüğün anlamı ne? Eğer illa örtüden yana isek cemai ve meşrebi örtülü bir amacınız var anlamına gelir.