Gündem

Şebnem Korur Fincancı: Şiddeti meşrulaştıran, daha da kötüsü üstümüze salan bu iktidarın partisi kurulalı 23 yıl olmuş, hayatlarımızı rehin alalı ise 21 yıl

Fincancı, şiddetin toplumsal hayatta nasıl bir norm haline geldiğini ele aldı

15 Ağustos 2024 10:19

Türk Tabipleri Birliği Başkanı ve Evrensel yazarı Şebnem Korur Fincancı, toplumda artan şiddet ve baskılara karşı umutlu bir çözüm olarak gülümsemeyi önerdi. İktidarın 23 yıl önce kurulduğunu ve 21 yıldır hayatları rehin aldığını belirten Fincancı, şiddeti çözüm aracı olarak benimsetilen nesillerin büyüdüğü bir dünyada, gülümseyerek, özür dileyerek ve dayanışma içinde daha iyi bir dünya yaratılabileceğini vurguladı. "Kötülük yorucu, iyilik ise sağaltıcıdır" diyerek, toplumda iyiliği yaymanın şiddeti sonlandırabileceğini ifade etti.

Fincancı, son yazısında toplumda artan şiddetin ve bu şiddetin normalleştirilmesinin altını çizdi. Yunanistan'da Anavyssos'un renkli pazar yerinde geçirdiği bir günün ayrıntılarını paylaşarak yazısına başlayan Fincancı, buradaki deneyimlerini Türkiye'deki şiddet olaylarına bağladı. Pazarın canlı atmosferinden, Türkiye'ye dönüşte karşılaştığı şiddet yüklü haberlere geçiş yaparak, iki farklı dünyanın tezatını gözler önüne serdi.

Yazısında şiddeti meşrulaştırma ve toplum üzerine salma politikaları yürüten iktidarın, 23 yıl önce kurulduğunu ve 21 yıldır hayatlarımızı rehin aldığını belirtti. Fincancı, "Çocuklukları ve gençlikleri bu iktidar döneminde geçen, şiddeti çözüm aracı olarak öğrenen nesillerin ülkesine dönüşüyoruz," dedi ve bu sürecin hızlandığını vurguladı. Ancak kötülüklere karşı mücadelenin yollarından biri olarak gülmenin devrimci niteliğini öne çıkardı ve "Hep birlikte daha iyi bir dünya yaratabiliriz," dedi. Fincancı, insanların birbirlerine tanımadan bile gülümseyerek, iyilikle ve anlayışla yaklaşmalarının önemine değindi ve "Kötülük yorucu, iyilik ise sağaltıcıdır," diyerek toplumda şiddetin serbest bırakılmasına izin verilmemesi gerektiğini ifade etti.

Fincancı, şiddetin toplumsal hayatta nasıl bir norm haline geldiğini ele aldı. Türk Tabipleri Birliği tarafından düzenlenen Şiddet Çalıştayı'nda Nilgün Toker'in sözlerini anımsatarak, siyasi otoritenin şiddeti nasıl serbest bıraktığını ve bunun toplum üzerindeki etkilerini şöyle detaylandırdı:

"Sevgili Nilgün Toker Türk Tabipleri Birliği olarak düzenlediğimiz Şiddet Çalıştayında, yaşanan şiddeti anlamlandırırken “Şiddeti serbest bırakma” ediminden söz etmişti. Siyasi otoritenin şiddeti serbest bırakmasından... Bir sokak röportajında edilen iki çift söz, sosyal medyada yöneltilen en basit eleştiri, sorulan sorular gözaltına alma, hatta tutuklama nedeniyken, tehditler, küfürler, havada uçuşan yumruklar, kırılıp dökülen camlar, yerlere saçılan tıbbi malzeme en fazla usulen bir yakalama, karakoldan serbest bırakmanın ötesine geçmiyor. Hakaret, tehdit, fiziksel saldırı siyasi otoriteyi besliyor."

Fincancı, şiddetin yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda sözlü ve psikolojik boyutlarının da olduğunu vurguladı. Sosyal medya üzerinden yapılan tehditlerin ve saldırıların çoğu zaman cezasız kaldığını, ancak küçük eleştirilerin bile büyük yaptırımlarla karşılandığını belirtti. Bu durumun, toplumda bir öfke kültürünün ve düşmanlık hissinin güçlenmesine neden olduğunu söyledi.

Fincancı, yazısında ayrıca toplumsal şiddeti ve baskıyı yenmenin yollarını ararken, gülümsemenin ve birbirimize iyilik yapmanın devrimci bir nitelik taşıdığını yazdı. Günlük etkileşimlerde gösterilen nezaketin ve empatinin, toplumsal iyileşmeye katkı sağlayacağını ve şiddet döngüsünü kırabileceğini ifade etti. Toplumun bu zor zamanları, daha fazla dayanışma ve anlayışla aşabileceğine olan inancını dile getirdi.

Şebnem Korur Fincancı'nın "Şiddeti Serbest Bırakmak" başlıklı yazısını okumak için tıklayın.