Yaşam

Rıfat Ilgaz, 22 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı

'Düşünememişler aydınları bir otel odasına konup da yakarak bitiremeyeceklerini'

07 Temmuz 2015 19:36

Türkiye edebiyatının efsane isimlerinden Rıfat Ilgaz’ın, aramızdan ayrılmasının üzerinden 22 yıl geçti. Yazın hayatımıza, şiirden, mizah öykülerine, romandan, çocuk kitaplarına kadar birçok farklı alanda eser kazandıran Ilgaz, algımızda Hababam Sınıfı'nın yazarı yer etti. Oysa ki ustanın 60 adet yayımlanmış kitabı bulunuyor.

Toplumcu gerçekçi edebiyatın önemli temsilcileri arasında yer alan yazar, dostlarını kaybettiği ve çok etkilendiği Madımak Katliamı’nın ardından 5 gün sonra, 7 Temmuz 1993'te evinde yaşamını yitirdi.

Ilgaz, Zincirlikuyu Mezarlığı'na, Asım Bezirci'nin yanına defnedilmişti.

Madımak Katliamı’nda katledilen Asım Bezirci’nin ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen anmada konuşan Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz, yazarın şu sözlerini aktarmıştı: “Babam, Asım’ın yakıldığını duyunca söylemişti, ‘Firavunlar tabletleri kütüphanede kırdı, Hitler orduları Avrupa’da tüm kütüphaneleri yaktı. Dünya tarihinde ilk kez aydınları bir binaya koyup yaktılar. Düşünememişler aydınları bir otel odasına konup da yakarak bitiremeyeceklerini.”

7 Mayıs 1911'de Kastamonu'nun Cide ilçesinde dünyaya gelen Rıfat Ilgaz, 1930 yılında Kastamonu Muallim Mektebi’ni bitirdikten sonra 6 yıl ilkokul öğretmenliği yaptı. 1938'de Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nden mezun oldu. Bir süre Türkçe öğretmeni olarak çalıştı. Sık sık kapatılan “Markopaşa” başta olmak üzere çeşitli dergilerde çıkan yazıları ve kitapları nedeniyle hayatının çeşitli evrelerinde gözaltına alındı veya farklı sürelerle tutuklu kaldı.

1950'li yıllarda llgaz, gazetecilik yapmaya başladı. Turhan Selçuk ve İlhan Selçuk'un çıkardığı Dolmuş Dergisi'nde "Stepne" takma adıyla yazılar yazdı. Hababam Sınıfı, Pijamalılar (Bizim Koğuş), Don Kişot İstanbul'da bu dergide dizi olarak yayınlandı.

 

Hababam Sınıfı’nın senaryosunu beğenmemişti

 

İlk haliyle sansüre takılan Hababam Sınıfı, Umur Bugay'ın senaryosuyla sansürden geçti ve Ertem Eğilmez'in yönetmenliğinde çekildi. Fakat yazar bu durumdan hoşnut değildi. Çünkü sansürden geçmeyi başaran senaryo, bütün toplumsal eleştirilerinden arıtılmış ve sadece eğlencelik bir komedi haline getirilmişti. Fakat film halk tarafından çok sevilmişti. Filmin başarısından sonra 6 yeni film daha yapıldı.