Çevre

Nature dergisinden COP26 derlemesi: “Türkiye'nin de aralarında bulunduğu altı ülke, iklim krizine karşı 'kritik derecede yetersiz' noktada“

COP26, uzmanlar tarafından Paris İklim Anlaşması’nın test edileceği ilk zirve olarak tanımlanıyor

02 Kasım 2021 11:02

T24 Dış Haberler

196 ülkeden yaklaşık 20 bin kişi, bu hafta Glasgow’da Birleşmiş Milletler COP26 iklim zirvesi için bir araya geldi. Zirvede ülkeler, iklim krizine karşı mücadelede bugüne kadar attıkları adımları raporlayacak ve küresel ısınmanın 1.5 derecenin altında tutulması için eylem planını görüşecek. Çok sayıda ülkenin iklim krizine karşı verdiği taahhütlerin gerisinde kaldığı belirtilirken, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu altı ülkenin iklim taahhütlerinin 'kritik derecede yetersiz' olduğu tespit edildi. 

Nature dergisi, iklim kriziyle mücadelede kritik bir öneme sahip olduğu bilinen COP26’nın önemini, neler beklenmesi gerektiğini ve ülkelerin şu an krizle mücadelede hangi noktada durduğunu derledi.

Almanya’daki Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü’nden iklim bilimci Johan Rockstorm, ülkelerin Paris İklim Anlaşması altında COP26’da bilimsel çalışmalarla uyumlu eylem planlarını sunma yükümlülüğü olduğunu hatırlattı. 

COP26 neden önemli?

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, 1992 yılında 100’den fazla ülke tarafından küresel emisyonları düşürmek ve Dünya’nın iklimini korumak için imzalandı. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, iklim değişikliğiyle mücadelede farklı sorumlulukları olduğunu ancak birlikte hareket edilmesi gerektiği konusunda anlaşmaya vardı.

2015 yılında Paris’te gerçekleşen COP21, bütün ülkelerin küresel ısınmayı 1.5-2 dereceyle sınırlama konusunda resmen anlaştığı ilk zirve oldu.

COP26, uzmanlar tarafından Paris İklim Anlaşması’nın test edileceği ilk zirve olarak tanımlanıyor. Öte yandan bilimsel çalışmalar bugüne kadar verilen ulusal taahhütlerin bu hedefin gerisinde kaldığını belirtiyor.

“Paris Anlaşması önemli ancak yeterince hızlı değil“

Paris İklim Anlaşması çerçevesinde, 196 ülke düzenli olarak ulusal ve kolektif gelişmeleri raporlayacak. 2020’de ilk kez planlanan raporlama, Covid salgını nedeniyle bu yıl COP26 yılında gerçekleşecek.

Berlin merkezli kâr amacı gütmeyen kuruluş Climate Analytics’ten iklim politikaları analisti Claire Stockwell, “Paris’in harekete geçiren eylem olduğu çok açık ancak yeterince hızlı değil“ dedi. Atmosferdeki karbondioksit miktarının, bilim insanlarının dünya için tehlikeli sonuçlar doğuracak kadar hızlı ilerlediği belirtildi.

Türkiye'nin aralarında bulunduğu altı ülke iklim konusunda neredeyse 'eylemsiz'

Bilim insanları ve politika uzmanlarından oluşan “İklim Eylemleri Takip“(CAT) grubu, ülkelerin iklim taahhütleri ve politikalarının potansiyel etkilerini takip ediyor. CAT’ın verilerine göre ülkelerin çoğu, şu an Paris İklim Anlaşması’ndaki hedefe ulaşma konusunda taahhütlerinin gerisinde kalmış durumda.

CAT, 40 ülkenin taahhütlerini inceleyerek, yeterlilik durumlarını sıraladı. CAT’ın iklim taahhütleri ve politikalarını ‘kritik derecede yetersiz’ bulduğu altı ülke arasında Türkiye de yer aldı. CAT’ın iklim konusunda ‘eylemsizliğe yakın’ boyutta olduğunu tespit ettiği ülkeler şöyle: Türkiye, Rusya, Suudi Arabistan, İran, Tayland, Singapur.

CAT’ın politikaları ve taahhütlerini küresel ısınmayı 1.5 dereceyle sınırlama konusunda uyumlu olduğunu tespit ettiği ülke ise yalnızca Batı Afrika ülkesi Gambiya oldu.

CAT’ın hazırladığı tabloda, yeterli ve yetersiz durumdaki ülkelerin kalanı şöyle sıralandı:

Yüksek derecede yetersiz ülkeler: Kanada, Meksika, Kolombiya, Brezilya, Arjantin, Ukrayna, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, Çin, Güney Kore, Vietnam, Endonezya, Avustralya, Yeni Zelanda

Yetersiz ülkeler: ABD, Peru, Şili, Güney Afrika, Japonya, Avrupa Birliği, Norveç, İsviçre

Neredeyse yeterli: Kosta Rika, Birleşik Krallık, Nepal, Fas, Nijerya, Etiyopya, Kenya

Paris Anlaşması’ndan bu yana uygulanan iklim politikaları, 2100 yılında öngörülen küresel sıcaklığı 0.7 derece düşürerek 2.9 dereceye indirdi. COP26 öncesi taahhüt edilen yeni önlemler tamamen uygulansa bile küresel ısınmanın 1.5 derecenin altında tutulması için yeterli olmayacağı öngörülüyor.