05 Şubat 2011 02:00
T24 - Hüsnü Mübarek'in 30 yıllık iktidarına son vermek isteyen yüzbinlerce Mısırlı, taleplerini duyurmak için bugün bir kez daha başkent Kahire'de Tahrir Meydanı’nda toplandı. Cuma namazına yetişemeyenlerin, meydana akın etmeye devam ettiği, kimilerinin uzun kordonu geçip meydana girmesinin iki saati bulduğu söyleniyor. Mübarek istifa mı etti? Yürüyüş başladı iddiası
El Cezire, Tahrir Meydanı'nı dolduran milyonlarca kişinin bir anda sevinç çığlıkları atmaya başladığını gösterdi. Önce sebebi anlaşılmayan bu sevincin, Hüsnü Mübarek'in istifa ettiği iddiasından kaynaklandığı öğrenildi. Ancak Mısır'dan gelişmeleri aktaran muhabirler, bu iddianın gerçeği yansıtmadığını bildiriyorlar.
Tahrir Meydanı'nı dolduran kalabalıktan yavaş yavaş kopmalar ve ayrılmalar olduğu bildirilirken, meydanda Başkanlık Sarayı'na yürüyüşün başlaması için çağrıların yapıldığı duyuluyor. Ancak basın mensupları yürüyüşün başlayıp başlamadığı konusunda kesin bir bilgi alamıyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ardından ABD ve AB, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'e 'acil değişim' çağrısı yaparken, Mısır'ın 'işimize burnunuzu sokmayın' yanıtı dünyayı daha da sertleştirdi.
Mübarek'e hafta başında 'halkının meşru şikayetlerine cevap ver' çağrısı yapan AB tutumunu önceki geceki açıklama sonrasında sertleştirdi. AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, 'Acilen, somut ve kararlı önlemlerle Mısır halkının demokratik özlemlerini karşılayın' dedi. Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya liderleri, Mübarek'e siyasi geçiş sürecinin 'hemen başlaması' çağrısında bulundular. Mısır hükümeti önceki gece, uluslararası toplumdan gelen iktidarın değişimine yönelik çağrıları reddetmiş, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüsam Zeki, 'ABD, İngiltere, Fransa gibi Batılı ülkelerin, hatta Türkiye'nin her durumda rol oynamaya çalışmasını, Mısır'daki gelişmelere burunlarını sokmasını görmek üzücü' diyerek, bu ülkelerin kendi işleriyle uğraşmasını istemişti.
Öte yandan, Kanada Dışişleri Bakanı Lawrence Cannon, Mısır ordusundan ülkedeki gösteri ve çatışmaları izleyen gazetecilerin güvenliğini sağlamasını istedi.
'Oğlum halefim olmayacak'
30 yıldır iktidarda olan Mübarek demecinde, Eylül ayından yapılacak seçimlerde yeniden aday olmayacağını yineledi ve oğlu Gamal Mübarek'in, halefi olmayacağını kaydetti.
'Obama iyi bir insan ama Mısır'ı anlamıyor'
Ömer Süleyman, protestoculara Mübarek yanlılarının saldırmadığını söyledi.
Mısır lideri, ABD Başkanı Barack Obama'nın kendisinden derhal istifa etmesini istemediğini söyledi. Mübarek, "Obama iyi bir insan ama Mısır kültürünü anlamıyor" dedi.
Christian Amanpour, Mübarek'in Dubai'ye ya da Londra'ya kaçtığı öne sürülen oğlu Gamal Mübarek'le Başkanlık Sarayı'nda karşılaştıklarını söyledi.
Bu arada, Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman, Müslüman Kardeşler'e görüşme çağrısında bulundu.
25 Ocak'tan bu yana Mübarek'in istifası talebiyle gösteri yapan binlerce Mısırlı, hükümet yanlılarının saldırısına uğramasına rağmen, Kahire'deki Tahrir meydanından ayrılmıyor. Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Joe Biden, Ömer Süleyman'dan şiddete son verilmesini istedi. Biden ayrıca, gözaltına alınan protestocuların serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Mısır Başbakanı Ahmet Şefik ise, birçok kişinin ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlanan çatışmalar nedeniyle özür diledi ve soruşturma başlatma sözü verdi.
Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa Almanya, İtalya ve İspanya Mısır'daki olayları izleyen gazetecilere yönelik saldırları kınadı. Onlarca gazeteci gözaltına alındı ya da dövüldü. Bazı medya mensuplarının da kamera ve fotoğraf makinalarına el konuldu. Askeri birlikler de bir dizi baskınla, bazı yerel ve uluslararası insan hakları grubu çalışanlarını gözaltına aldı.
Clinton: Derhal müzakereler başlamalı
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, "Mısır'da barışçıl ve düzenli dönüşüm için, ülke muhalefetinin, sivil toplumunun ve politik gruplarının en geniş ve temsil açısından en yeterli yetkilileriyle hükümet arasında acilen ve ciddi müzakereler yapılması konusunda uyarıyorum" dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Clinton, gazetecilere ve protestoculara yapılan saldırıları şiddetle kınadığını kaydetti.
Bu arada, Kahire'deki olayları izleyen İsveç devlet televizyonunun (SVT) muhabiri Bert Sundstroem'in bıçakla ağır yaralandığı bildirildi.
SVT'den yapılan açıklamada, Kahire'de hastaneye kaldırılan ve ameliyata alınan gazeteciden gün ortasından beri haber alınamadığı belirtildi.
Mübarek'e iktidarı devret çağrısı
ABD Senatosu, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i iktidarı geçici bir hükümete devretmeye çağıran karar tasarısını onayladı.
Kongre'deki etkili isimlerden olan, Cumhuriyetçi Senatör John McCain ve Demokrat Senatör John Kerry tarafından hazırlanan tasarı, Senato'da sesli oylama yöntemiyle kabul edildi.
Bağlayıcılığı olmayan kararda, Mübarek'e, "demokratik bir siyasi sisteme düzenli ve barışçıl geçişi" derhal başlatması çağrısında bulunuluyor.
Kararda, bunun, bu yıl özgür ve adil seçimlerin yapılabilmesi için gerekli reformların hayata geçirilmesi amacıyla "Mısır'daki muhalefet liderleri, sivil toplum ve orduyla koordinasyon halinde, iktidarın kapsayıcı bir geçici hükümete devredilmesini" de içermesi gerektiği belirtiliyor.
Kerry, Senato oturumunda yaptığı açıklamada, Mısır yönetiminin "birkaç gün içinde" geçici hükümetin kurulması yönünde harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Amerikan istihbaratı Obama yönetimini uyarmış
Öte yandan, Reuters ajansının haberine göre, Amerikalı üst düzey bir istihbarat yetkilisi, istihbarat yetkililerinin geçen yılın sonunda ABD yönetimini, Mısır'da istikrarsızlığa dair uyardığını söyledi.
ABD Ulusal İstihbarat Direktör Başyardımcılığı görevine aday gösterilen, CIA görevlisi Stephanie O'Sullivan, Senato'da katıldığı oturumda yaptığı açıklamada, geçen yılın sonunda Mısır'da istikrarsızlığa dair ABD Başkanı Barack Obama yönetimini uyardıklarını, ancak o tarihte, bu istikrarsızlığın isyanı başlatacağını öngöremediklerini belirtti.
Müslüman Kardeşler diyalog teklifini reddetti
Mısır'daki Müslüman Kardeşler hükümetin diyalog önerisini reddetti.
Müslüman Kardeşler sözcüsü internet sayfasından, rejimle diyaloğu reddettiklerini açıkladı.
Mısır'ın en büyük muhalif hareketi Müslüman Kardeşler, hükümetle görüşmeye davet edilmişti.
Mısır Devlet Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman, tüm taraflarla diyalog arayışının bir parçası olarak Müslüman Kardeşler'in yeni hükümetle görüşmeye davet ettiklerini belirtmişti.
Müslüman Kardeşler: Aday olmaya hevesli değiliz
El Cezire televizyonunun haberine göre, Müslüman Kardeşler'in üyesi olan eski milletvekili Muhammed el Beltagi, 'Mübarek rejiminin bitmesinin ardından müzakereye hazırız.
Cumhurbaşkanlığına aday olmaya veya bir koalisyon hükümetinde görevlendirilmeye hevesli değiliz'' dedi ve hükümetin örgütle ''flört ettiğini'' ifade etti.
Görüşmeleri askıya aldılar
Vefd Partisi Başkan Yardımcısı Yasin Tageldin, "daha önce hükümetle ilkesel olarak diyaloğa girmeyi kabul ettiklerini, ancak Ulusal Demokratik Parti'nin milislerinin protestoculara şiddetli saldırılarının ardından, hükümetin protestocuları koruyacağı yönündeki sözünde durmaması nedeniyle görüşmeleri askıya aldıklarını" açıkladı.
Kaosa çağrı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Süleyman ulusal televizyondaki röportajında, Cumhurbaşkanı Mübarek'in hemen gitmesi için yapılan çağrının kaosa çağrı olduğunu belirterek, göstericilerin Tahrir meydanını terk etmelerini istedi.
Eski bakanlara seyahat yasağı
Mısır Başsavcısı, bazı eski bakanlara seyahat yasağı koydu.
Resmi MENA ajansının haberinde, Başsavcının seyahat yasağı koyduğu eski bakanların sırasıyla eski İçişleri Bakanı Habib El Adli, eski İskan Bakanı Ahmed El Megrabi ve eski Turizm Bakanı Züheyr Grana olduğu, Ulusal Demokratik Parti'nin eski bir üyesi olan Ahmed Ezz'in de ülkeden ayrılmasının yasaklandığı bildirildi.
Haberde, başsavcının, eski bakanlar ve parti yetkilisinin banka hesaplarını dondurduğu da belirtildi.
Batı Müslüman Kardeşler'den korkmalı mı?
İngiliz Guardian gazetesi, iki Orta Doğu uzmanına "İslamcı Müslüman Kardeşler'in Mübarek sonrası dönemde rol oynaması Batı'yı kaygılandırmalı mı?" sorusunu yöneltti.
Müslüman Kardeşler, ülkedeki en büyük muhalefet grubu olmasına karşın protestolarda öne çıkmadı
ABD'deki Columbia Üniversitesi'nden Prof. Richard Bulliet, bu soruya şu yanıtı verdi:
"Müslüman Kardeşler'in baskısıyla, Mısır hükümetinin İsrail'le uzun zamandır sürdürdüğü işbirliğini sona erdirmesinden kaygı duyuluyor. Bu gerçekçi olmayan bir korku değil. Fakat Amerikan yönetimi, yeni Mısır hükümetine İsrail'le iyi ilişkiler kurma ve Filistinli militanlara sırtını dönme şartını koyamaz. İsrail ve Amerika her zaman dost olacak. Ama Mısır'ın dostluğunun kaydebilmesi, ABD'nin yarım asırlık Orta Doğu politikasının çözülmeye başlamasına neden olur."
Prof. Richard Bulliet: Hayır
Arap dünyasının onlarca yıl sonra büyük bir çaplı yeniden yapılanmanın eşiğinde olduğunu belirten Richard Bulliet şöyle devam etti:
"Ama geleceğe ilişkin kaygılar, parçalanmakta olan statükoyu sürdürmeyi denemeyi haklı kılmaz. Artık Mübarek'e gitmesi için yardımcı olmanın, Mısırlı generalleri demokratik bir sivil hükümetin işbaşına gelmesine izin vermesi için ikna etmenin ve Müslüman Kardeşler'le ilgili kaygılarımızdan bir süreliğine kurtulmanın zamanı geldi. Amerika'nın ideolojik tercihleri ve yaygın İslam karşıtlığını bir kenera bırakarak, İslamcı siyasi partilerin demokrasiye geçişte önemli bir rol oynayacağını teslim etmeliyiz. Çoğulcu bir seçim sisteminde nasıl yarışabileceklerini ve belki de iktidar olabileceklerini göstermeleri için onlara bir fırsat verilmeli."
Prof. Benny Morris: Evet
İsrail'deki Ben Gurion Üniversitesi'nden Prof. Benny Morris ise Müslüman Kardeşler hareketinin yüzde 30 ile yüzde 60 arasında bir halk desteğine sahip olmasına rağmen, hükümet karşıtı gösterilerde öne çıkmamayı tercih ettiğini belirtti:
"Müslüman Kardeşler'in geride kalmasının nedenlerinden biri, kendilerinden hoşlanmayan orduyla çatışmaya girmekten kaçınmak ve lider kadrosunun tutuklanmasını engellemek olabilir. Seküler orta sınıfı ürkütmek istememiş de olabilirler. Şimdilik, Müslüman Kardeşler, birçok üyesini tutuklayan, işkence eden Mübarek'in devrilmesiyle tatmin olabilir. Ama seçim kampanyası başladığında ortalık Müslüman Kardeşler'in destekçileri, pankartları, yayınları ve vaazlarından geçilmeyecek. Belki bir ölçüde şiddete başvuracak ve insanları yıldırmaya çalışacaklar."
'Türkiye'deki İslamcılar gibi de olabilirler'
"Müslüman Kardeşler'in amacı iktidarı demokratik yollarla ele geçirmektir ve muhtemelen ilk icraatları İsrail'le 1979'da imzalanan barış anlaşmasını ortadan kaldırmak olacak" diyen yazar şöyle devam etti:
"Müslüman Kardeşler'in Türkiye'deki İslamcılar gibi demokratik normlara uymaları ve İran ile batı arasında tarafsız bir takınmaları da bir olasılık. Ama Mısır'ın ve hareketin geçmişini gözönüne alınca Müslüman Kardeşler'in İran ve Hamas modelini benimsemesi daha yüksek bir olasılık. Hareket, 1928'de Hasan el Banna tarafından kurulduğundan bu yana Mısır'ı ele geçirmek istiyor. Devlet kurumları ve düşmanlarının gücü nedeniyle liderleri iktidara giden yolda şiddet karşıtı bir politika izledi. Ama Batı'daki gözlemciler boş hayallere kapılmamalı. Bu, demokrasiye değer veren bir hareket değil. Liderleri demokrasiyi sadece, demokrasiyi ortadan kaldırmayı da içeren amaçları için bir araç olarak görüyor."
AB liderleri: Mısır'da geçiş süreci başlamalı
Avrupa Birliği'ne üye 5 ülkenin liderleri, Mısır'da siyasi geçiş sürecinin hemen başlaması gerektiği uyarısında bulundu.
Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya liderleri, yayınladıkları ortak bildiride, Mısır'daki gelişmeleri "büyük bir kaygıyla" izlediklerini belirtti.
Bildiride liderler, şiddeti teşvik edenleri ya da şiddete başvuranları kınadıklarını, bunun ülkede siyasi krizin sadece daha da şiddetlenmesiyle sonuçlanacağını dile getirdi.
Avrupalı liderler, Mısırlıların barış içinde eylem düzenleme hakkının saklı olduğunu ayrıca güvenlik güçleri tarafından da korunmayı hakettikleri yorumunu yaptı.
Bildiride ayrıca gazetecilere yönelik saldırıların da kesinlikle kabul edilemeyeceği ifade edildi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü'ne göre Mübarek yanlısı ve karşıtları arasındaki çatışmaları yayın kuruluşlarına bildiren bazı yabancı basın çalışanları, şiddete maruz kaldı.
AB liderlerinin açıklaması, Mısır'ın başkenti Kahire'deki Tahrir Meydanı'nda dün hükümet karşıtı göstericilere yönelik örgütlü gibi duran saldırılarda beş kişinin ölmesini izliyor.
Sağlık ekipleri, Mübarek yanlısı grupların, protestoculara gerçek mermiyle ateş açtıklarını bildirmişti.
Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek yanlılarının baskını sırasında 600'den fazla kişi yaralandı.
Filistin'den Mübarek'e destek
Dünya Mısır halkının yanında yer alırken, İsrail ile işbirliği yaparak Gazze halkını açlığa mahkum eden Mübarek'e Filistin'den destek geldi. Filistin yönetimi Mübarek karşıtı bir gösteriyi dağıtıp, Mübarek yanlısı gösteriye izin vererek çifte standart uyguladı. Mısır'da muhalefetin protesto gösterileri 11'inci gününe girerken, iktidarı eylül ayına kadar bırakmayacağını açıklayan Mübarek'in taraftarları ile yandaşları arasındaki çatışmalar dün de sürdü. 2 günde 10 kişi öldü, 900 kişi yaralandı. Muhalefet, Mübarek'i devirmek için bugün Tahrir Meydanı'nda toplanıp Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na yürüyürek 'Hemen git Mübarek' diyecekleri dev gösteriye hazırlanıyor. Bu nedenle dünkü gösteriler muhalif güçlerle, Mübarek taraftarları arasında Tahrir'i ele geçirme savaşına döndü. Ordu çatışmayı önlemek için iki grup arasına 80 metrelik tampon bölge kurdu ancak Mübarek yanlıları bıçak ve sopalarla barikatı aşıp muhaliflere saldırdı. Havaya ateş açan asker iki taraftan çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.
Tahrir usulü kafa koruma
Tahrir Meydanı'nda Mübarek yanlılarının taşlı-sopalı saldırısına uğrayan muhalifler kendilerini korumak için pet şişe, tencere, kaldırım taşı, saç tava ve çamaşır sepetinden miğfer yaptı. Ancak kendini koruyamayanlar kafalarından ağır yaralar aldı. Mısır Başbakanı Ahmed Şefik dün devlet televizyonundan yaptığı açıklamada muhaliflerden özür diledi. Şefik, 'Olanlar için özür diliyorum, çünkü yapılanlar ne mantıklı ne de akla yakın' dedi. Şiddet olaylarıyla ilgili soruşturma başlatılacağını açıklayan Şefik, protestocularla görüşmek için Tahrir'e gitmeye hazır olduğunu söyledi. Başbakan gece de muhaliflerle telefonda görüştü.
Yabancı medyaya baskı
Mısır'daki gelişmeleri dünyaya aktarmaya çalışan yabancı basın mensupları üzerinde baskılar artıyor.
El Cezire televizyonu, iki çalışanının gözaltına alındığını, bazı çalışanlarına da Mübarek yandaşları tarafından saldırıldığını duyundu.
Fransız haber kanalları TF1 ve France 24 ile İsveç kanalı SVT de muhabirlerinin Mısırlı güvenlik birimlerince gözaltına alındığını açıklayarak, baskıları kınadı. BBC muhabiri, Mısır istihbarat birimleri tarafından elleri kelepçelenerek gözaltına alındığını ve 3 saat sorgulandıktan sonra serbest bırakıldığını açıkladı. Brezilyalı bir gazeteci ve kameraman ise Mısır makamları tarafından gözaltına alındıktan sonra sınırdışı edildi.
Vodafone: Mısır bize, hükümet yanlısı kısa mesaj gönderme talimatı verebiliyor
İngiliz telefon operatörü şirketi Vodafone, Mısırlı yetkililerin kendilerine hükümet yanlısı kısa mesajlar gönderme talimatı verebildiğini açıkladı.
Vodafone'dan yapılan açıklamada, "Mısırlı yetkililer, Mobinil, Etisalat ve Vodafone telefon operatörlerini Mısır halkına mesaj göndermek için kullanıyor. Bunu, protestoların başlangıcından bu yana yaptılar" denildi.
Bu durumun "kabul edilemez" olduğunu bildiren Vodafone, gönderilen mesajların içeriğini değiştiremediklerini ve kontrol edemediklerini kaydetti.
İngiliz basını Vodafone aracılığıyla gönderilen mesajlardan örnekler de veriyor. Örneğin, dün abonelere gönderilen bir mesajda Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i desteklemek için yapılacak protestonun saatinin ve yerinin duyurulduğu belirtiliyor.
Bu arada Mısır'da aralarında Vodafone, Rolls-Royce gibi şirketlerin de yer aldığı 900'e yakın İngiliz şirketi bulunuyor. 2009 yılında İngiltere ile Mısır arasındaki toplam ticaret 3 milyar sterlindi.
2 bin 870 kişi Türkiye'ye getirildi
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) Mısır'daki olaylar dolayısıyla 2 bin 870 kişiyi Türkiye'ye getirdiği bildirildi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Mehmet Ersoy, yaptığı yazılı açıklamada, dün saat 09.30 itibarıyla, 29 Ocaktan itibaren Mısır'a gönderilen 9 tarifeli uçakla bin 192, tahliye amaçlı görevlendirilen 8 uçakla da bin 678 olmak üzere toplam 2 bin 870 kişinin Türkiye'ye getirildiğini belirtti.
Tarifeli uçaklarla getirilen bin 192 kişiden yaklaşık 500'ünün yabancı uyruklu olduğunu ifade eden Ersoy, ayrıca özel olarak tahliye amaçlı görevlendirilen uçaklarla getirilen bin 678 kişi arasında Bosna Hersek, Azerbaycan, Kosova, Makedonya, Malezya, ABD, Almanya, Hindistan ve İspanya uyruklu kişilerin de bulunduğunu kaydetti.
Dün 281 yolcu kapasiteli bir özel tahliye uçağının daha Kahire'ye gönderileceğini, uçağın gün içinde İstanbul'a döneceğini belirten Ersoy, ayrıca dün Mısır'a THY tarafından 2 tarifeli uçak seferinin yapılacağını bildirdi.
© Tüm hakları saklıdır.