Herkes Türkiye’yi konuşmaya başladı. Ancak birçok şey karanlıkta olduğu için çoğu bilmeden konuşuyor. Dostum Maksim dün bana gelirken bir şişe "Starij Melnik" birası da getirdi. "Zolotoja Boltschka" ve "Starij Melnik" Rusya’nın en sevilen bira markaları. Bu iki birayı da Rusya’da içilen toplam 25 yerli bira gibi Türk şirketi Efes üretiyor. Rusya’da içilen biranın yüzde 17’si Türkler tarafından üretiliyor.
Maksim, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in "Türk şirketlerinin Rusya’daki ticari faaliyetlerini kısıtlamaya karar verdiğini" duyduğunda ağız tadıyla birasını yudumlayamadığını ve Efes Rusya’da bira satamazsa işsiz kalacağını söylüyor.
Herkes bilmiyor ama Türk şirketleri başta Moskova olmak üzere Rusya’da büyük işler yapıyor. Birkaç yıl önce tamamlanan Moscow City gökdelenini Renaissance Construction adlı Türk şirketi inşa etmişti. Rusya’da yüzün üzerinde Türk inşaatçılık şirketi faaliyet gösteriyor. Birçok prestijli yapı ve aralarında Soçi’deki olimpiyat tesislerinin de bulunduğu binaların bir bölümü Türk şirketlerinin imzasını taşıyor. Tıpkı Duma’nın tadilatında, Moskova – St. Petersburg otoyolunun yenilenmesinde ve yeni St. Petersburg hava limanı terminalinde olduğu gibi.
Turizmde Türkiye’nin yeri doldurulabilir mi?
Maksim bundan böyle nasıl para kazanacağını, 4,5 milyon Rus ise parasını artık nerede harcayacağını düşünüyor. Geçen yıl 4,5 milyon Rus Türkiye’de tatil yapmıştı. Türkiye’ye hayran kalmayanına da rastlamadım. Ruslar Türkiye’yi çok seviyor. Ya da seviyorlardı. Peki ya şimdi? Moskova sokaklarında sorduğumuz genç bir Rus kadın, “Ne yapalım, biz de Kırım’ı deneriz. Türkiye tabii ki çok daha güzel ama elden ne gelir ki?” diyor.
İsrailli turizmciler Türkiye’den doğacak boşluğu doldurmak için kolları sıvamışlar. Moskova’nın bütün kavşakları Ölüdeniz meraklılarını cezbedici reklam panolarıyla dolu. Tel Aviv ve Kudüs cazibe merkezi olma yolunda. "İsrail’in Rusça konuştuğu" çoktandır herkesin malumu.
En büyük seyahat organizatörlerinden Tez Tour’un sözcüsü Larisa Akhanova ise Türkiye’ye gerçek alternatif bulmanın son derece zor olduğunu söylüyor. Akhanova DW mikrofonlarına şöyle konuşuyor: “Rusya’daki oteller yetmiyor. Bu kadar Rus’un aynı zamanda ülkesinde tatil yapabilmesini sağlayacak altyapıdan yoksunuz.”
Akhanova diğer seçeneklerinin Kıbrıs, Abu Dabi ve Tunus olabileceğini, Moskova ve St. Petersburg’da yaşayanların ise Almanya’yı tercih ettiklerini sözlerine ekliyor. Rus turistlerin seyahat ettikleri ülkeler arasında Mısır ve Türkiye’den sonra Almanya geliyor. Moskova ile Berlin arasındaki uçak yolculuğu 2,5 saat sürüyor. Biletler de oldukça ucuz.
Birçok branşı etkileyecek
Maksim ve onun durumda olanları rahatsız eden kararnameye dönelim. 1 Ocak’tan itibaren vizesiz yolculuk yapılamayacak. Charter seferleri de iptal edilecek. Tarifeli uçak seferleri (şimdilik) uygulama kapsamına girmiyor. Aksi takdirde Türk Hava Yolları her gün 88 seferi iptal etmek zorunda kalırdı. Türk mallarına da ambargo geliyor. Narenciye, domates, tekstil ürünleri ve otomobil parçaları Rusya’ya giremeyecek. Bazı yerel makamlar yaptırımları daha yasalaşmadan uygulamaya başlamış bile. Radyodan, Türk TIR’larının Beyaz Rusya sınırında bekletildiğini ya da Krasnodar’daki 39 Türk işadamının seyahat belgelerinde usulsüzlük olduğu gerekçesiyle kapı dışarı edildiğini öğreniyoruz.
İzvestia gibi devlet güdümlü Rus gazeteleri ise yatıştırmaya çalışıyor: "Sanıldığı kadar kötü değil. Zaten kimse fark etmiyor."
Rusya Tarım Bakanı da “Türkiye’nin Rusya pazarından çıkmasını vatandaşlarımız hissetmeyecek, bundan böyle Azerbaycan, Özbekistan, Fas ve İsrail’den ithalat yaparız” diyor.
Özbek üzümü daha tatlı, Fas domatesi de daha sulu olabilir. Ama Maksim işsiz kaldıktan sonra neye yarar? Maksim kaderci felsefesini şöyle dile getiriyor: “Efes yasaklanır ve Rusya’da yüzde 17 oranında daha az bira içilirse ne olur? Az buz şey değil. Yoksa yeniden daha fazla votka içmeye mi başlarız?”