İSTANBUL, (DHA)-GENEL Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Bedirli, mide kanserinin yüzde 95\'inin mide mukozasından gelişen adeno kanserler olduğunu söyledi. Prof. Dr. Bedirli, kanserin yerleşim yeri olarak yüzde 30’u midenin üst kısmında, yüzde 30’u mide orta kısmında ve kalan yüzde 40’ının ise midenin alt kısmında olduğunu belirtti.
Ulusal Kanser Enstitülerinin verilerine göre yılda 760 bin kişiye mide kanseri tanısı konulduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bedirli, mide kanserinin sıklıkla Japonya, Kore gibi Uzakdoğu ülkelerinde, Güney Amerika, Doğu Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinde daha sık görüldüğünün altını çizdi.
Türkiye’de mide kanserinin sık görüldüğü ülkeler arasında olduğunu ve yılda yaklaşık 20 bin kişiye mide kanseri tanısı konulduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bedirli, mide kanserinin erkeklerde iki kat ve 55 yaş üstü insanlarda daha fazla görüldüğünü dile getirdi. Diyet ve yeme alışkanlıkları neticesinde yıllar içerisinde alt mide kanserlerinde azalma, üst mide kanserlerinde ise artış gözlendiğini belirten Prof. Dr. Bedirli, Reflü hastalığının yaygınlaşmasının da bu değişiklikte ciddi rol oynadığını ifade etti.
\"MİDE KANSERİNİN NEDENİ BİLİNMİYOR’’
Mide kanserinin nedenlerinden bahseden Prof. Dr. Bedirli, bu kanser türünün nedenlerinin net olarak bilinmediğini, ancak bazı durumlarda mide kanseri görülme sıklığının arttığını belirterek şöyle konuştu:
\"Tuz ve nitratlardan zengin, A ve C vitaminlerinden fakir diyet, tuzlama, tütsülenmeyle hazırlanmış gıdalar mide kanseri gelişiminde önemli role sahiptirler. Buna karşın meyve ve sebzeden bol diyetler, narenciye ve fiber içeren diyetlerin ise koruyucu rolü var. Vitamin B 12 eksikliği ile giden pernisiyöz anemi, atrofik gastrit ve intestinal poliplerde mide kanseri için önemli risk faktörleridir. Bazı herediter hastalıklar, A kan grubuna sahip olma, kauçuk ve kömür işinde çalışmak, sigara, HP enfeksiyon pozitifliği, obezite mide kanseri için risk teşkil eden durumlardır.\"
\"KARIN AĞRISI VE ŞİŞKİNLİĞİ HAFİFE ALMAYIN’’
Erken mide kanserlerinin genellikle semptom yaratmadığını ve belirti vermediklerini söyleyen Bedirli, tanının ancak endoskopi sayesinde konulabileceğini, semptomlar ve belirtilerin genellikle ileri bir hastalığa işaret ettiğini vurgulayarak şunları söyledi:
\"Bu şikayetler arasında karın ağrısı, şişkinlik, yorgunluk-halsizlik, iştah azalması, mide bulantısı-kusma ve kilo kaybı gibi belirtilerin önemlidir. Mide kanseri teşhisi öncelikle öykü alma ve detaylı fizik muayene ile başlar, ardından laboratuar testlerinin, özellikle kan değerlerinde düşüklük çok önemlidir. Büyük abdestte gizli kan testi, hem mide, hem de kalın bağırsak kanseri için önemli bir faktör. Mide kanseri tanısında endoskopi en önemli aşamadır. Bu şekilde kitle görülüyor, kitlenin boyutu ve yerleşim yeri gibi özellikleri kaydediliyor ve şüphesiz kitleden birden çok biyopsi alınıyor.Tanı kanser gelmesinden sonra,ultrasonografi, endosonografi,bilgisayarlı tomografi, pet gibi ileri tetkikleryapılarak hastalığın evresini ve tedavi protokolünü belirlemek için kullanılıyor.\"
‘’MİDE KANSERİNDE GELİNEN SON NOKTA; ROBOTİK CERRAHİ’’
Mide kanserinin tüm dünyada kansere bağlı ölümler arasında sıklık olarak ikinci sırada olduğunu dile getiren Prof. Dr. Bedirli, tedavinin en önemli aşamasının cerrahi işlemler olduğunu ifade etti. Cerrahi tedavide asıl amacın tümörün sağlam doku sınırları içerisinde ve beraberinde geniş lenf bezleri ile alınması olduğunun altını çizen Bedirli, yıllardır açık yöntemlerle uygulanan mide kanseri ameliyatlarının, teknolojik ilerlemelerin ve cerrahların kapalı ameliyatlar konusunda artan tecrübeleri sayesinde artık küçük deliklerden girilerek kapalı bir şekilde yapılabildiğini vurguladı.
Kapalı ameliyatların teknolojik olarak en son geldiği noktanın robotik cerrahisi olduğunu belirten Prof. Dr. Bedirli şöyle konuştu:
\"Günümüzde robotik yöntemle mide kanseri ameliyatları onkolojik prensipler çerçevesinde başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Robotik cerrahi sayesinde açık cerrahiye kıyasla hastalarda daha az yara izi, ameliyat esnasında daha az kanama, ameliyat sonrası daha az ağrı ve daha az enfeksiyon görülmektedir. Ortaya çıkan bu avantajlar, klasik kapalı ameliyat yöntemi olan laparoskopik cerrahi ile elde edilebilir. Ancak laparoskopik mide kanseri ameliyatları zorluk derecesi yüksek ameliyatlardır. Oysa robotik cerrahinin sunmuş olduğu 3-boyutlu, yüksek çözünürlüklü görüntü sistemi ile robotik enstrümanların laparoskopik aletlere göre daha üstün işlev ve kapasiteleri sayesinde,robotik yöntemle daha etkin ve güvenli mide kanseri ameliyatları yapılabilmektedir.\"
(FOTOĞRAF)