Gündem
BBC Türkçe

Kuzey Kutbu'nda hayata yeniden başlamak

Kanadalı polis Clare Kines eşini kanserden kaybettikten sonra Kuzey Kutbu'nda yeni bir hayat kurmaya karar verdi. Şaşırtıcı bir şekilde aşkı da, yapmak istediği işi de burada keşfetti. Kutup ayıları komşusu oldu, bir aile kurdu, yerel dili öğrendi ve payl

29 Nisan 2018 20:30

Eşi Janice 1996'da kansere yakalanana kadar çift Kuzey Kutbu'na taşınmaktan bahsediyordu ancak teşhis konulduktan aylar sonra Janice kollarında öldü.

Clare Kines yıllar sonra günlüğüne Janice için "gülümsemesini düşünmediğim bir saniye bile yok" yazacaktı.

1999'da hayalindeki terfiyi aldı alan Clare, Kuzey Kutbu'ndaki Nanisivik adlı maden şehrine taşındı.

Tek başına geldiği şehirde 600 kadar insanın yaşadığı Ikpiarjuk isimli izbe köye yerleşti.

Clare yıllar sonra hikayesini "Her yönüyle burası başka bir ülkeye gelmek gibiydi" sözleriyle anlatacaktı:

"Burada konuşulan dil Inuktitut (İnüitlerin konuştuğu dil) ve sık sık tercümana ihtiyaç duyuyorsunuz. Yazları gökyüzü sürekli aydınlık. Gece saat 2'de yürüyüşe çıkabilirsiniz."

Ancak kışlar o kadar da keyifli değildi. Temmuz'da buraya taşındığında gündüz 7 derece olan hava, kışın -30 dereceye kadar düşecekti:

"Güneşi son kez bir Kasım ayında gördük, sonra Şubat'a kadar geri gelmek bilmedi."

Aslında Clare karanlık geçen mevsimden o kadar da şikayetçi değildi çünkü gün içinde zifiri karanlıktan çok alacakaranlığın farklı tonları gökte beliriyordu.

Clare eşinin ölümü sonrası yas tutmaktan vazgeçmiyor, bir yandan da yeni işiyle meşgul oluyordu.

Fakat Kanada hükümetinin sosyal yardım yapmayı reddettiği bölgede kaynaklar çok azdı.

"Orada sadece ben ve bir taşra polisi daha vardı. Kendi bulabildiğimiz kaynaklara güvenmek zorundaydık. On parmağımızda on marifet olmalıydı. Mesela kamyonumun ya da kar aracımın başına bir şey gelirse, bunu ben halletmek zorunda kalıyordum."

Günlük hayatın zorluklarına ve yerel dili bilmemesine rağmen Clare, bu yeri evi gibi benimsedi:

"Herkes çok arkadaş canlısıydı ve onlarla bir arada olmak çok kolaydı. Dünyanın hiçbir yerinde yöre halkının bu kadar sık beraber oyunlar oynadığını ve dans ettiğini sanmıyorum."

Clare Kuzey Kutbu'na taşındıktan bir sene sonra dükkanlardan birine pek sık uğradığını fark etti:

"Güzel bir kadının sık sık bana gülümsediğini görüyordum. Leah, hayatı boyunca burada yaşamıştı. Sonunda beraber bir çay içtik."

Clare ve Leah'nın ilişkisi ilerleyince 2000 yılında beraber yaşamaya başladılar ve bir yıl sonra da evlendiler.

Clare yeni bir aile kurduktan sonra da kaybettiği eşini hiç unutmadı. İlk eşinin ölüm yıldönümlerinde uzun yürüyüşlere çıkıp akarsu kenarından çiçekler topladı.

Leah ile çocuk sahibi olamadıklarında, Inuit halkı arasında evlat edinmenin çok yaygın olduğunu öğrendi. Bu geleneğe göre aile büyütmesi için başka bir aileye çocuklarını vermeyi kabul ediyordu.

Çift biri karısının yakın arkadaşının olan iki çocuğu evlat edindi.

Bu arada Clare artık sert iklim koşullarına alışmaya başlamıştı. Yerel halkın giydiği parka ve kot pantolonlarla soğuğa dayanabilecek duruma gelmişti.

Hatta bir süre sonra arada bir köye inen kutup ayılarıyla komşu olmaya alıştı.

Aile şimdi her Mayıs'ta 10 saat yol yürüyüp buzullarda balık tutarak vakit geçiriyor.

Haziran ayında okul kapanıyor ve köy büyük oranda boşalıyor. Burada yaşayanlar da alp alabalığı yakalamak ve fok avlamak için karaya gidiyor.

Kabile reisi Qapik Attagutsiak yörenin geleneksel kulübe tipi evinde yaşayan tek insanı. Evini yağ keçesi ile ısıtıyor. İnsanlar içme suyu olarak eritmesi için sık sık ona yontulmuş buzlardan getiriyor.

Clare "Qapik 97 yaşında ve tam bir neşe kaynağı. Yıllarca burada ebelik yaptı" diyor.

Fotoğrafçılığa ilgisi giderek artan Clare, Qapik'in fotoğrafını bir uluslarası yarışmaya yolladığında finale kalmış.

"Evimden çıktığım an doğanın tam içindeyim" diyen Clare için fotoğrafçılık büyük bir hobiye dönüşmüş.

Kuzey Işıklarını çektiği fotoğraf ve eşinin fotoğrafı, Clare'in sanatını Kanada'nın pullarının üzerine taşımış.

Fotoğrafları bazı gazeteler ve reklamlarda kullanılan Clare fotoğrafçılıktan çok kazanamıyor ama şikayetçi değil.

2003'te polislikten emekli olup, eşi Leah ile küçük bir otel açmışlar ancak Kuzey Kutbu'na uçak biletlerinin maliyetli olması nedeniyle iş yapamamış.

Son işi ekonomik gelişme memurluğu olmuş.

"Burada yaşamak çok pahalı. Yol sistemi yok ve her şeyin uçakla gönderilmesi gerekiyor" diyor.

Bir uçak her yıl bir kere, Ağustos ayında uçarak malzeme getiriyor. Aileler kasabadaki dükkandan alışveriş yapsa da gıdalarının önemli bir kısmını avladıkları hayvanlardan elde ediyor.

"Dört kişilik ailemizi ve bazı akrabalarımızı beslemek günlük 100 Kanada dolarına (yaklaşık 300 TL) maloluyor" diyor Kines.

İki litrelik kolanın fiyatı 20 Kanada doları (yaklaşık 60 TL).

Zorluklara rağmen Kime, parçası olduğu bu yeni topluluğu terk etmek istemiyor:

"Bu kültür tamamen paylaşım üzerine kurulu. Eğer bir evde yangın gibi bir trajedi olursa insanlar bir araya gelip yardım ediyor, kıyafet, mobilya ve yemek bağışlıyor.

"Arktik Körfezi'nde çok mutluyuz."

Flickr hesabında görebilirsiniz.
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir