Gündem

Kılıçdaroğlu'na seçim raporu: Kürt seçmen CHP'ye neden küs?

Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Tüy’ün ​hazırladığı 6 sayfalık rapor...

04 Mart 2015 12:39

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun talebi üzerine, "Kürt seçmen neden CHP'ye küs?” başlıklı bir rapor hazırlandı. Kürt kökenli Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Tüy’ün ​hazırladığı 6 sayfalık raporda, 1990'ların özeleştirisinin verilmemesi, Kürt seçmenin çözüm süreci, ulusalcı kanadın baskın olması, dindarlar ile ilgili ön yargılar, mezhep politikası ve bölgeye sık ziyaretlerin yapılmamasının seçmenin tercihini etkilediği belirtildi.

Türkiye'de ezelden bu yana geri kalmışlık ve gelişmişlik sıralamasında çoğu kez son sıralarda yer alan Doğu ve Güneydoğu bölgesinin 12 Eylül öncesinde solun, özellikle de CHP'nin kalesi konumunda olduğu belirtilen raporda, "Bu dönemde Sayın Bülent Ecevit'in bölgedeki popülaritesi bir hayli yüksekti. Öyle ki, ‘Umudumuz Karaoğlan’ sloganları Kürtler arasında dilden dile dolaşıyordu. 12 Eylül askeri darbesi ile birlikte CHP kapatılınca, sol da kan kaybetmeye başladı" ifadelerine yer verildi.

T24’e konuşan Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Tüy, raporu geçen ay CHP Genel Merkezi’nde görüştüğü CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun talebi üzerine hazırladığını söyledi. Tüy, “Kürt meselesini konuşurken Kürtlerin CHP’ye oy vermediğini sordu ve bu yönde bir rapor hazırlamamı istedi. Ben de bunun üzerine bir çalışma yaptım. 3 ayrı görüşme yaptım Sayın Kılıçdaroğlu ile. Bu rapor gerçek anlamda parti politikası olarak benimsenirse CHP’nin Kürtler tarafından sahiplenebileceğini, Kürtlerin CHP’ye bakış açısında bir kırılmanın yaşanabileceğini düşünüyorum” dedi. Tüy’ün CHP liderine sunduğu raporun tamamı şöyle:

 

SHP’deki ihraç ilk kırılma

 

“Türkiye’de ezelden bu yana geri kalmışlık ve gelişmişlik sıralamasında çoğu kez son sıralarda yer alan Doğu ve Güneydoğu Bölgemiz, 12 Eylül öncesinde solun, özellikle de CHP’nin kalesi konumundaydı. Bu dönemde Sayın Bülent Ecevit’in bölgedeki popülaritesi bir hayli yüksekti. Öyle ki, “Umudumuz Karaoğlan” sloganları Kürtler arasında dilden dile dolaşıyordu. 12 Eylül askeri darbesi ile birlikte CHP kapatılınca, sol da kan kaybetmeye başladı.

Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Tüy

CHP’nin yerine kurulan SHP ve DSP solu yeniden toparlamaya çalışsa da 12 Eylül’le birlikte Kürt parti ve grupları siyaset sahnesinden silinmişti. Ancak 1984 yılında PKK’nın silahlı eylemlere başlaması Kürt siyasetinde yeni bir dönemin kapısını araladı. Kürt siyasetçilerin adresi CHP geleneğinden gelen SHP olmuştu bu kez. SHP, Milletvekili Genel Seçimlerinde Kürt siyasetçileri aday gösterince, Kürtlerden oy almayı sürdürdü. Ancak SHP listelerinden seçilen Kürt milletvekillerinin Fransa’da düzenlenen “Kürt Konferansı”na katılmaları Kürtleri ve solu yol ayırımına getirdi. İşte Kürt seçmenin CHP siyasetinden ilk kopuşu da burada başladı. SHP, 7 milletvekilinin partiden ihraç edilmesiyle bölgede kan kaybetmeye başladı.

 

Oy oranı yüzde 2’lerde

 

2/6

1990’ların başında yeniden açılan CHP de, Kürtlerin ilgisini çekemedi. CHP aşiretlerin desteğiyle bölge illerinden zaman zaman milletvekili ve belediye başkanı çıkarsa da, gerçek anlamda bir taban bulamadı. CHP’nin düşüş trendi son yerel seçimlerde de değişmedi. 2002’den günümüze dek yapılan genel, yerel ve son Köşk seçimi sonuçlarını göz önüne aldığımızda oy oranının adeta “dip” yaptığını görebiliriz. Bölge geneline bakıldığında CHP’nin aldığı oy yüzde 2’nin de altındadır. Kürt seçmendeki algıya bakılırsa CHP’ye oy verilmemesinin nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:

 

‘Kürt seçmen oy vermiyor, çünkü…’

 

ÇÖZÜM SÜRECİNE DESTEK: Kürt seçmen, Türkiye’nin can alıcı ve en önemli sorununun Kürt meselesi olduğuna inanıyor. Bu nedenle de 40 yıllık çatışmalı sürecin sona erdirilmesi ile ilgili AKP Hükümeti ve İmralı arasında başlatılan Çözüm Sürecine büyük önem veriyor. Genel olarak CHP’nin bu süreçteki tutumunu doğru bulmuyor. Bu konunun gözden geçirilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.

ULUSALCI KANAT ÇOK BASKIN: Kürt seçmene göre CHP’nin ulusalcı kanadı, parti içinde çok baskın ve partinin hala devletin resmi partisi olduğunu ifade etmesini kendilerinin dışlanması olarak algılıyor. Bu mesele patimiz içinde değerlendirilmesini öneriyoruz.

90’LARIN ÖZELEŞTİRİSİ VERİLMELİ: Kürt seçmen, Cumhuriyet döneminde yaşanan kimi olaylarla ilgili geçmişle yüzleşme adına başlatılan bazı tartışmaları anımsatırken özellikle SHP’den ihraç olayı ve Tansu Çiller dönemindeki iktidar ortaklığında faili meçhul cinayetler, köy yakmalar, gözaltında kayıplar vb. olaylarla ilgili CHP’den ciddi bir özeleştiri bekliyor. Bu konudaki ciddi özeleştiri var olan önyargıların kırılmasını kolaylaştıracağı düşüncesindeyiz.

3/6

ULUDERE OLAYI GÜNDEMDE TUTULSUN: Kürt seçmen, Kürtlerde ciddi bir kırılma yaratan Uludere olayı ile ilgili CHP’nin ciddi bir muhalefet yapmadığı düşüncesinde. Bu konuda HDP’nin gerek parlamentodaki tutumu ve genel başkanının açıklamaları üzerinden Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sert söylemlerinin Kürt seçmende bir “yalnızlık hissi” ve doğalında HDP’ye yakınlaşma durumunu gündeme getiriyor. Bu husus göz ardı edilmemeli.

DİNDARLARA ÖN YARGI KIRILMALI: AKP ve BDP’ye oy veren muhafazakâr Kürt seçmen, laiklik söylemiyle CHP’nin dindarlara ayrımcılık yapacağı ve iktidara geldiğinde devlet kurumlarını bu kesimlere kapatacağı düşüncesinde.

MEZHEP POLİTİKASI: BDP’ye oy veren Kürt seçmen, CHP’nin dış politikasını doğru ve yeterli bulmuyor. BDP/DBP/HDP tabanı AKP’yi mezhebe dayalı dış politika anlayışı nedeniyle eleştiriyor. Örnek olarak AKP’nin iktidara gelmeden önce parti programına koyduğu “komşularla sıfır sorun” politikasının geldiği “herkesle sorunlu bir dış politika”sını gösteriyor. CHP’nin Suriye meselesinde veya Maliki sorununda olduğu gibi Şiilere yönelik baskıları dile getirirken diğer İslam coğrafyasında veya Avrupa’da Sünnilere ve diğer halklara yönelik baskılara yeterince değinilmemesini eksiklik olarak değerlendiriyor.

BÖLGEYE SIK ZİYARETLER: Kürt seçmen, özellikle CHP’yi “Ankara partisi” olarak algılıyor bölgede. Halkın içinde yeterince yer alınmamasını, sorunlarını yerinde dinlenilmemesini, seçim zamanlarında bazı nüfuzlu ailelerden aday gösterilmesini doğru bulmuyor.

4/6

 

Kürt seçmen nasıl kazanılır?

 

- 1989 Kürt Raporu daha da genişletilerek bir Demokrasi Paketi olarak kamuoyuna sunulmalıdır. Bu adımla toplumda geçmişin gerisinde kalan söylemlerin ötesine geçilecek ve Kürt tabanda partiye olan önyargılar kırılacaktır.

- CHP bu raporla birlikte toplumda ötekileştirilen, varlığı yıllarca inkâr edilen mağdurlara (Alevi, Kürt, Ermeni, Süryani ve gerçek dindarlara) yönelik kapsamlı bir özeleştiri partimize güç katacağı düşüncesindeyiz.

- CHP, Kürt sorununun çözümü noktasında parti içerisinde sesleri çoğaltmalı. Muhafazakâr/demokrat Kürtleri yanına çekebilmeli, onların görüşlerinden yararlanmalı. Partinin iktidara geldiğinde çözüm için çalışmaların devam edeceği mesajları verilmeli, muhalefette kalsa da savaşın sona erdirilmesi konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğunu beyan etmeli,

- Bu bakımdan özellikle yeni bir takvim içerisinde Kürt sorunu ile ilgili bir çalışma grubu oluşturulmalı ve bu grup bölgedeki STK, kanaat önderleri ve din alimleri ile görüşmeler yapmalı,

- Önümüzdeki genel veya yerel seçimlerde özellikle metropollerde (İstanbul, İzmir, Ankara) belli bir saygınlığı olan ve bölgesinde sevilen Kürt adaylar siyasette aktif konuma getirilmeli. Bu isimlerin Meclis’e taşınarak Kürt temsiliyetinin CHP’de görünür kılınması pozitif etki yapacağı kanaati çok güçlüdür.

5/6

- CHP’nin yeni açıklama ve söylemlerini tabana ulaştıracak ve anlatacak güçlü bir ekip kurmalı. Bu ekibin bölgede kabul görmüş isimlerden oluşmasına özen göstermeli. CHP kendisini bölgede hissettirmeli.

- Bölgede yaşanan spesifik bazı olaylarda CHP hassas olmalı; araştırma heyetlerini derhal harekete geçirmeli,

- Gerek İHH İnsani Yardım Vakfı ve gerekse de diğer İslami kurumların raporları iyi incelenmeli ve bunların önünde raporlar hazırlanmalı; bu raporlar dikkate alınmalı,

- CHP bu konudaki görüşlerini parti programından ve açıklamalarından ziyade bunları medya aracılığıyla gündeme getirmeli,

- Kürt seçmenin en hassas olduğu konuların başında anadil konusu gelmektedir. AKP, TRT Kurdî  ve Kürtçe seçmeli ders uygulamasıyla Kürtlerin gönlünü almaya çalışsa da Kürt seçmen anadilde eğitim hakkının tanınmasını istiyor. Bu konudaki bir çıkış CHP’ye olan ön yargıları kırabilir,

- Hükümetin çözüm süreci olarak adlandırdığı Kürt sorununun sona erdirilmesini amaçlayan görüşmelerde muhatap aldığı Abdullah Öcalan, AKP ve HDP tabanında da 1’inci muhatap. Bu gerçeklikten hareketle Kürt tabana ılımlı, karşıt olmayan söylemlerle mesajlar verilmeli,

- Bölgedeki Kalkınma Ajansları, demokratik ve özerk yönetime kavuşturulmalı, valilerin ve bakanlıkların vesayeti kaldırılmalıdır. Bölgeye dair somut, uygulanabilir Kalkınma Programları Kalkınma Ajansları üzerinden uygulanmalı,

- Kadın ve çocuklara yönelik pozitif ayrımcılık uygulanması konusu her fırsatta dile getirilmeli. Partimiz, kadın emeği ve çocuk işçiliği sömürüsüne karşı duruşunu, söylem olarak Bölgede daha fazla kullanmalı.”