Gündem

Karar yazarı Kiras, 1973'te CHP'li koalisyonu hatırlattı: Oğul Erbakan’a 'CHP iktidar olmasın da ne olursa olsun' tutumuna babasının örnek gösterilmesi tutarlı bir gerekçe sayılmaz

"Hiç kuşkunuz olmasın ki bir sonraki seçimde de 'görüşüne değer verilen insanlar' sahneye çıkıp eski defterleri açarak söz konusu kitleye birtakım telkinlerde bulunacaklardır"

24 Eylül 2024 09:53

T24  Haber Merkezi

Karar yazarı İbrahim Kiras, Yeniden Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile T24 yazarı Cansu Çamlıbel'in söyleşisini gündemine taşıdı. Erbakan'ın söyleşide 14 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "görüşüne değer verdiği insanlardan" AKP'yi desteklemesine yönelik telkin aldığını söylemesine işaret eden Kiras, Fatih Erbakan'ın babası Necmettin Erbakan'ın 1973'te CHP'nin de aralarında bulunduğu koalisyon hükümeti kurulduğunu hatırlattı. Kiras, "Görüldüğü üzere yıllar önce 'Altılı Masa' ittifakına çok benzeyen bir işbirliğini CHP’nin o zamanki temsilcilerine götürmüş Erbakan. Demek ki şimdi oğul Erbakan’ın 'CHP iktidar olmasın da ne olursa olsun' tutumuna babasının örnek gösterilmesi tutarlı bir gerekçelendirme sayılmaz." ifadelerini kullandı.

İbrahim Kiras'ın "Yani CHP’yi mi iktidara getireceksiniz" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Bu 'görüşüne değer verdikleri insanlar' Erbakan’ın oğluna şunu söylüyorlarmış: 'Sizin kritik bir oyunuz var. Sizin desteğinizle CHP iktidarının gerçekleşmesi durumunda, sizin elinizle yıllar sonra yeniden CHP’li bir Cumhurbaşkanı Türkiye’de iş başına gelecek.'

Yeniden Refah Partisi bunun üzerine Cumhur İttifakına katılıp Erdoğan’a destek vermiş.

Gelgelelim oğul Erbakan’a Cumhur İttifakına katılması yolunda baskı yapanların o günlerde her ortamda ileri sürdükleri 'Babanız olsa buna bizim çocukların yerine bir CHP’linin devletin başına gelmesine müsaade etmezdi' şeklindeki gerekçeleri epeyce çürük bir gerekçe.

Zira 1973’te CHP’yle koalisyon hükümeti kurarak, Ecevit’in ifadesiyle 'tarihsel yanılgı'ya son veren Erbakan’ın ideolojik olarak da diğer sağ partilerdense CHP’deki 'sol Kemalist' kesimle görüşleri daha fazla örtüşüyordu. 1980 öncesi cumhurbaşkanlığı seçiminde Muhsin Batur’a kararlılıkla destek vermiş, Batur Paşa CHP’deki 'sağ Kemalist' blokun engellemesiyle yarıştan çekilmek zorunda kalmış

Görüldüğü üzere yıllar önce 'Altılı Masa' ittifakına çok benzeyen bir işbirliğini CHP’nin o zamanki temsilcilerine götürmüş Erbakan.

Demek ki şimdi oğul Erbakan’ın 'CHP iktidar olmasın da ne olursa olsun' tutumuna babasının örnek gösterilmesi tutarlı bir gerekçelendirme sayılmaz.

Yine de söz konusu röportajda Fatih Erbakan’ın 'görüşüne değer verdikleri insanlardan' gelen telkinler neticesinde Cumhur İttifakına dahil olduklarını açıklaması boş bir gerekçelendirme değil. Geniş sağ seçmen kitlesini 'her şeye rağmen' iktidar partisinin arkasında yer almaya yönlendiren en büyük motivasyonun CHP karşıtlığı olduğu ortada. Daha doğrusu, CHP’nin tarihsel miras olarak temsil ettiği birtakım toplumsal ve politik değerlere karşıtlık…

Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasına rağmen bundan on ay sonra yapılan yerel seçimden iktidar partisi büyük bir hezimetle çıktı. Bunun kötü yönetilen ekonominin vatandaşın cebine ancak genel seçimden sonra yansımasıyla ilgisi var kuşkusuz. İktidar partisi oylarında erimenin azalarak da olsa devam ettiği de görünüyor. Peki, bu şartlar altında yapılacak bir seçimde AK Parti’nin veya Erdoğan’ın kazanma şansı var mı?

AK Parti seçmeninin ciddi bir bölümünün eski partilerine küskün olduğu, yerel seçimde CHP adaylarına oy verebildikleri göz önüne alınırsa durumu eski haline çevirmenin güçlüğü de anlaşılabilir. Lakin Türk seçmen davranışında rasyonel tercihlerin payının düşük olduğunu unutmamak lazım.

Hiç kuşkunuz olmasın ki bir sonraki seçimde de 'görüşüne değer verilen insanlar' sahneye çıkıp eski defterleri açarak söz konusu kitleye birtakım telkinlerde bulunacaklardır."

CANSU ÇAMLIBEL SÖYLEŞİSİ- Fatih Erbakan: Bir daha asla AK Parti'yle olmayız, sağda üçüncü ittifak daha çok oy alır, iktidarın uygulamalarını gören imam-hatipli gençler deist, ateist oluyor!

Kızılcık Şerbeti’nin iftiracı “deli kadınları” iş başında; Sönmez ve Pembe’ye sevgili adayı yok mu?