27 Şubat 2025 13:22
Gülsen Solaker
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 1 Ekim 2024'te TBMM'nin açılışında DEM Parti Eş Başkanlarına uzattığı el ile yeni bir dönemin kapısı açılmış ve İmralı'daki Öcalan ile DEM Parti arasında ziyaret trafiği başlamıştı.
Peki Ekim ayının başından itibaren geçen 5 aylık sürede adım adım neler yaşandı?
Bahçeli 1 Ekim'deki TBMM açılışında Genel Kurul'da yanına AKP'li Efkan Ala'yı da alarak DEM Parti sıralarına doğru yöneldiğinde basın locasındaki foto muhabirlerinde görüntü almak için bir hareketlenme yaşandı. Ancak o esnada kimse bunun yeni bir sürece evrileceğini bilmiyordu.
MHP lideri Devlet Bahçeli ve beraberindekiler DEM Parti'nin eş başkanlarıyla tokalaşırken Meclis'te o gece düzenlenen resepsiyonda ise AKP milletvekilleri gazetecilere o sıralarda yapılan "iç cephe" açıklamalarına dikkat etmelerini söyleyerek yeni sürecin işaretini veriyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bahçeli'nin elini uzatmasının öncesinde yaptığı bazı açıklamalarda "iç cephe" kavramına işaret etmiş ve "İç cephe hedeflerimiz, bizim Kızıl Elma'mızdır. Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz. Orada çok kararlıyız" ifadelerini kullanmıştı.
Bahçeli'nin hareketine ilk tepki DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan'dan geldi. Bakırhan, "Türkiye'nin temel meselelerini konuşup çözüm yolları üretmek için toplumsal barışa ihtiyacı var. Yanı başımızda çatışmalar, savaşlar var, nereye sıçrayacağını bilmiyoruz. Türkiye'de her zamankinden daha fazla diyalog ve müzakereye ihtiyaç var” diye konuştu.
Sürecin ilk başlarında konuşulan en önemli hususlardan birisi Bahçeli'nin çıkışlarından Erdoğan'ın haberi olup olmadığı idi.
Bu nedenle Bahçeli ile Erdoğan'ın 3 Ekim'de bir araya gelmesi merakla izlendi. Basına kapalı yapılan ve 45 dakika süren görüşme sonrası bir açıklama yapılmadı. Fakat aynı gün toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısının metninde "Suriye topraklarında milli güvenliğimize halel getirebilecek herhangi bir plana veya oldu bitti girişimine müsaade edilmeyeceği" belirtildi.
Bahçeli 5 Ekim'de yaptığı açıklamada “Fikirlerini kabul etmediğim kişilerin ellerini sıkmam birleştirici, Türkiye partisinin olması ifadesidir” derken Erdoğan ise 9 Ekim'deki AKP grup toplantısında gelişmelere dair ilk tepkisini verdi.
Gazze'deki savaşa değinerek "Savaşın diğer ülkelere yayılma tehlikesi büyüyor, devletimizin ve milletimizin güvenliği için tüm tedbirleri alıyoruz" diyen Erdoğan, Bahçeli'nin açıklamalarını takdirle karşıladığını ve "çok kıymetli" bulduğunu sözlerine ekledi. "Cumhur İttifakı'nın uzattığı elin değerinin muhatapları tarafından anlaşılmasını ümit ettiğini” de belirten Erdoğan, "Beklentimiz, hiçbir ayrım yapmadan meclisteki tüm siyasi partilerin de bu yaklaşımla hareket etmesidir" diye konuştu.
TBMM'de ılımlı rüzgarlar eserken diğer yandan DEM Parti'nin 13 Ekim'de Diyarbakır'da düzenlemek istediği "Özgürlük Mitingi" Valilik tarafından yasaklandı. Mitinge katılmak isteyenler polis gücüyle dağıtılırken 47 kişi ise gözaltına alındı.
Ekim ayı ortalarına gelindiğinde Bahçeli yine bir grup toplantısında süreci biraz daha somutlaştıracak adım atarak PKK'ya silah bırakması ve teslim olması için çağrı yaptı.
Bahçeli 15 Ekim'deki konuşmasında Öcalan'a seslenerek "Türkiye'ye getirilirken 'her türlü hizmete hazırım' diyen terörist başı buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin" ifadelerini kullandı.
MHP lideri ayrıca "Devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından bile geçirmesin. Kana değil kardeşliğe susadıklarını göstersinler. Devlet terör örgütüyle müzakere etmez kıran kırana mücadele eder" diye konuştu.
O sıralarda devletin "İsrail tehdidine" karşı iç cepheyi güçlendirmek için böyle bir sürece başlamak istediği kulislerde dillendirilmeye başlandı.
Erdoğan'dan 15 Ekim'de gelen İsrail açıklaması bunun işareti olarak yorumlandı. "Ülkemize yaklaşan tehlikeyi görüyor ve her türlü tedbiri alıyoruz" diyen Erdoğan, "Netanyahu'nun kabine üyeleri asıl gayelerinin ne olduğunu, gözlerini nerelere diktiklerini, işgal politikalarını nereye kadar uzatmak istediklerini yaptıkları her yeni açıklamayla deşifre ediyorlar" diye konuştu.
Bahçeli'nin 22 Ekim'de gruptaki tarihi çıkışı ise bu sürecin en önemli gelişmelerinden biri oldu.
MHP lideri Öcalan'ın tecrit koşullarının kaldırılması ve örgütün tamamen lağvedildiğini açıklaması halinde TBMM'de DEM Parti grubunda konuşabileceğini söyleyerek, PKK liderinin "umut hakkı” kapsamında yasal düzenlemelerden yararlanabileceğini kaydetti.
Bahçeli "Ne Kandil ne Edirne; adres İmralı'dan DEM'e uzansın, terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız” ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin önemli açıklamasının ertesi günü ise Ankara'da TUSAŞ'a yönelik terör saldırısıgerçekleştirildi.
TUSAŞ'ın Ankara Kahramankazan'daki yerleşkesine silahlı ve bombalı saldırı düzenlenirken, 5 kişi hayatını kaybetti, 22 kişi ise yaralandı. Bunun üzerine TSK Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'deki hedefleri bombaladı.
Saldırıyı PKK'nin askeri kanadı HPG üstlenirken, örgüt saldırının uzun bir süre önce planlandığını ve Türkiye'de son dönemdeki siyasi gündemle ilişkisi olmadığını öne sürdü.
PKK lideri Öcalan ile ilk teması yeğeni DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan aile görüşü kapsamında 24 Ekim'de kurdu.
Öcalan'ın bundan önceki son yüz yüze görüşmesi 3 Mart 2020'deydi.
Ömer Öcalan görüşmeden sonra PKK liderinin “Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” mesajını paylaştı.
Bahçeli 26 Kasım'da adı konmayan bu süreci bir adım daha ileri götürerek "İmralı ile DEM grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyoruz" açıklaması yaptı.
Bahçeli'nin bu açıklamasını yaptığı MHP grubunun hemen ardından DEM Parti'nin grubunda konuşan Bakırhan "Eğer samimi iseler bu başvurunun önündeki engelleri kaldırırlar. Madem Öcalan'ı işaret ediyorsunuz; kapısını açın" dedi.
Aynı gün Bakırhan ile diğer Eş Başkan Tülay Hatimoğulları birlikte İmralı'ya gidebilmek için Adalet Bakanlığına resmen başvuruda bulundular.
Bir yanda süreç, diğer yanda kayyumlar
Bu arada Ekim ayının sonlarına gelindiğinde süreç ile paralel bir şekilde sürdürülen kayyumlar dönemi de başladı.
31 Mart seçimlerinde CHP ve DEM Parti'nin "kent uzlaşısı" ile ortak adayı olarak seçilen CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer 30 Ekim 2024'te gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı "terör örgütüne üyelik" suçlamasıyla soruşturma başlatır ve Özer tutuklanırken belediyeye de kayyum atandı.
DEM Partili Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine ise 4 Kasım'da kayyum atandı. İçişleri Bakanlığı 22 Kasım'da da DEM Parti'nin Tunceli ve CHP'nin Ovacık belediye başkanlarını görevden uzaklaştırdı.
DEM Parti "Kayyum politikaları ile toplumsal barış iddiası çelişmektedir" derken, 29 Kasım'da Van'ın Bahçesaray ilçe belediyesine kayyum atandı.
Aralık ayına gelindiğinde tüm bölgedeki dengeleri değiştirecek ani bir süreç ile Suriye'de Beşar Esad yönetimi devrildi.
HTŞ güçleri 28 Kasım'dan 8 Aralık'a herkesi şaşırtan bir hızda Şam'a ulaşırken, İran ve Rusya güçleri Suriye'den çekildi, HTŞ ile yakın temasta olan Türkiye'nin etkisi ise arttı.
Bu gelişmeyi Bahçeli'nin çıkışı ile irtibatlandıran yorumcular ve MHP'liler oldu. Bir süre sonra devreye Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) da girdi. Türkiye'nin terör örgütü PKK'nın uzantısı olarak gördüğü YPG'nin omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri Münbiç ve Tel Rıfat'tan çekilirken, yerlerini SMO aldı.
Bu arada Ankara'nın Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kürt bölgelerine baskısı da arttı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 14 Aralık'taki açıklamasında Türkiye'nin YPG'nin ortadan kaldırılması için kararlı olduğunu söyleyerek "Ya kendilerini feshederler ya da feshedilirler” dedi.
2024 yılının son günlerinde süreçte önemli bir aşama daha kaydedildi ve DEM Parti'nin oluşturduğu İmralı heyeti 28 Aralık'ta Öcalan ile görüşmek üzere Ada'ya gitti.
Heyette Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder yer aldı. Önder ve Buldan 2013-2015 çözüm sürecinde İmralı'ya giderek Öcalan ile görüşen isimlerdi.
Görüşme 3,5 saat sürdü, bir gün sonra yapılan açıklamada da Öcalan'ın mesajlarına yer verildi.
Buna göre Öcalan heyete "yeni paradigmaya pozitif anlamda gerekli katkıyı sunabileceğini" söyledi, ayrıca "Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır. Sürecin başarısı için Türkiye'deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir" dedi.
Öcalan, aynı zamanda "gerekli pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazır" olduğunu belirterek "Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır. Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir" ifadelerini kullandı.
DEM Parti heyeti Öcalan ile ilk görüşmenin ardından yeni yılın ilk haftalarında yanlarına yerine kayyum atanan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ü de alarak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Meclis'teki siyasi partileri ziyaret turlarına başladı.
Bu tura ilk olarak da MHP lideri Bahçeli ile başlandı. Bahçeli yeni yıl mesajında DEM Parti heyetinin İmralı ziyaretine değinerek "Hayırlı bir başlangıcın ivmesi olmuştur... Eyleme geçilsin" dedi.
Görüşmeler sonrası heyet adına konuşan Sırrı Süreyya Önder'den "umutluyuz" açıklaması gelirken, bu süreci "ihanet" olarak gördüğünü açıklayan İYİ Parti TBMM'de grubu olup DEM Parti heyetine randevu vermeyen tek parti oldu.
Heyet üyeleri parti ziyaretlerinin ardından Edirne Cezaevi'nde eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Silivri Cezaevi'nde eski HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ ve Sincan Cezaevi'nde Leyla Güven'i ziyaret etti.
Ocak ayında bu trafik sürerken Mersin'in DEM Partili Akdeniz Belediyesi'ne kayyum atadı.
Bahçeli 14 Ocak'taki grup konuşmasında "DEM heyeti ile İmralı arasında yapılacak ikinci görüşmenin ithamında PKK'nın örgütsel varlığının bittiğini, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır" dedi. Ancak DEM Parti yetkilileri ikinci görüşmeden bu çağrının gelmeyeceğini ifade ettiler.
DEM Parti'nin İmralı heyeti22 Ocak'ta Öcalan'la ikinci görüşmeyi yaptı. Bu görüşmeye dair kısa bir açıklama iki gün sonra gelirken, Bolu'daki otel yangını nedeniyle açıklamanın kısa tutulduğu belirtildi.
29 Ocak'ta ise DEM Partili Siirt Belediyesi'ne kayyum atandı. Bakırhan "Bir taraftan kayyum bir taraftan müzakere olmaz. Bir taraftan halkın iradesini gasp edip, bir taraftan 'biz bu sorunu çözeriz, Türkiye barışını sağlayalım' olmaz. Sayın Bahçeli'ye sesleniyorum, Türkiye barışını böyle mi sağlayacaksınız?" dedi.
Ocak ayı sonlarında Bahçeli yine bir grup toplantısında PKK'ya silah bırakmaları için çağrıda bulunarak "Eğer silah bırakmazlarsa o silahları kafalarında kırarız" diye konuştu.
29 Ocak'taki bu grup konuşmasında MHP lideri ayrıca beklenen çağrının bir an önce yapılmasını isteyerek, toplantıyı "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözleriyle noktaladı.
O sıralarda kulislere Öcalan'ın beklenen çağrısını yakalandığı 15 Şubat'ın yıldönümünde yapacağı bilgisi yayıldı. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi de Öcalan'ın 15 Şubat'ta bir mesaj yayımlayacağını duyururken, bu mesajda Suriye'nin kuzeyine dair açıklamalar da olacağını kaydetti.
Bu arada sürecin başından itibaren temkinli bir üslup kullanan PKK'dan Şubat ayında farklı tonda açıklamalar gelmeye başladı.
Murat Karayılan 7 Şubat'ta Öcalan'ın kendi güçleriyle bizzat konuşması gerektiğini söyleyerek "Tek çağrıyla bu iş biter mi! Biz on binlerce silahlı gücü bulunan bir hareketiz. Ve bu güç öyle para için gelmiş, maaşını kesip 'evine git' denilince hemen onu yapacak bir güç değil" dedi.
12 Şubat'ta ise örgütten yeni bir açıklama geldi.
"Öcalan'ın mesajıyla hem PKK hem devlet değişecek" denilen PKK bildirisinde “devletin korkmaması gerektiği, devletin yıkılmayacağı, demokratik temelde yeniden yapılandırılacağı" iddia edildi. Ayrıca sürecin ancak "ciddi bir karşıtlık ve darbesel müdahale olmazsa" başarıya ulaşabileceği de belirtildi.
Şubat ayının sonlarına doğru Öcalan'ın beklenen çağrısının hangi yöntemle yapılacağı tartışma konusu oldu.
Kürtlerin videolu mesaj istemesine karşılık Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 20 Şubat'taki açıklamasında "Mevzuatımızda bir hükümlünün, videoyla kamuoyuna seslenmesi gibi bir durum yok" dedi. KCK yöneticisi Bese Hozat ise 25 Şubat'ta "açıklamanın videolu olması gerektiğini, aksini kabul etmeyeceklerini" söyledi.
Bu tartışmaya DEM Parti Eş Başkanı Hatimoğulları da katıldı. Hatimoğulları "Bizdeki bilgi Öcalan'ın mesajının 'videolu' olacağı yönünde. Bunun zaten kapılarının açılması lazım, eğer gerçekten bir barış süreci olacaksa" diye konuştu.
Ancak en son Öcalan'ın çağrısının yazılı yapılacağı taraflarca açıklandı.
Bu arada 11 Şubat'ta 'terör örgütüne yardım' suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezası verilen Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan'ın yerine kayyum atandı.
Süreçteki önemli ziyaretlerden biri de Irak'a yapıldı.
DEM Parti İmralı heyeti Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde temaslarda bulundu ve Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani ve Neçirvan Barzani ile görüştü. Barzanilerden sürece destek açıklaması geldi.
DEM Parti heyeti Erbil temaslarının ardından Süleymaniye'de Bafıl ve Kubad Talabani ile de görüştü.
Heyet görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada Öcalan'ın çağrısıyla bütün Kürtlerin önemli kazanımlar elde edeceğini belirtti.
Bu arada 18 Şubat'ta Halkların Demokratik Kongresi'ne (HDK) yönelik 10 ilde yapılan operasyonlarda 52 kişi gözaltına alınırken, 30'u tutuklandı.
Bunun üzerine DEM Parti grup toplantısında konuşan Bakırhan, Bahçeli'ye seslenerek "Ortağınız ve yürütme erki olan Sayın Erdoğan çözümün neresindedir?" diye sordu.
AKP'nin 8. Olağan Kongresi'nde konuşan Erdoğan ise Türkler, Kürtler ve Arapların birlikte hareket ederek 40 yıllık terör duvarını yıkacaklarını belirterek, "Terör sorunu ortadan kalktıktan sonra demokrasiden kalkınmaya, kardeşlikten bölgesel entegrasyona yeni bir dönemin kapıları açılacaktır" dedi.
24 Şubat'ta Kars Kağızman İlçe Belediye Başkanı Mehmet Alkan görevden uzaklaştırılarak yerine kayyum atandı.
© Tüm hakları saklıdır.