Gündem

İmamoğlu'nun Kılıçdaroğlu hayali: Kurultayda, gerekiyorsa makam değişiminin sancısız yürütülebileceğini ispat etmesi

İstanbul Belediye Başkanlığı'ndaki yaklaşık dört yıllık icraatını anlatan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, "belediyeleri de kaybedebiliriz" mesajı verdi, "Çaresizlik ve ümitsizlik Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklüyor" dedi

22 Haziran 2023 11:26


T24 Haber Merkezi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir kez daha "CHP'de değişim" vurgusu yaparken "belediyeleri kaybedebiliriz" mesajı verdi. İmamoğlu, "Bir bütün olarak kendimizi, partimizi muhalefeti hep birlikte güçlendirmek, yeniden inşa etmek ve kazanacak bir modeli hayata geçirmek zorundayız. En acil ve hayati ihtiyaç budur. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmenin yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalıdır. Değişmek zorundayız. Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafeyi açtığımızı unutmamalıyız" ifadelerini kullandı. "Kişilerle sınırlı olmayacak bir mental değişim" ihtiyacının altını çizen, "böyle bir değişimin liderliğine hazır olduğunu" belirten İmamoğlu, "bir seçimi kaybetmesi durumunda ayrılacağı" görüşünü dile getirdi. İmamoğlu, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ilişkin ideali ve hayalinin, hem partideki hem de gerekiyorsa kurultaydaki makam değişimlerinin sancısız bir şekilde yürütülebileceğini ispat etmesi" olduğunu açıkladı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’a Hizmette 4. Yıl” başlığıyla yaptığı sunumda belediye yönetimindeki dört yılın icraatını anlattı, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. 14-28 Mayıs seçimlerine ilişkin olarak partisi adına özeleştirilerde bulunan İmamoğlu, "Bugün içinde olduğumuz tablo sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve ümitsizlik Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklediğini hep birlikte görmek zorundayız” dedi.

İmamoğlu, gazetecilerin daha önce Kılıçdaroğlu ile ilişkisi için dile getirilen “baba-oğul” söylemi üzerinden yönelttiği, “Bu değişim dönüşüm olmazsa siz evin içinde kalacak mısınız yoksa yeni bir ev arayacak mısınız” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Valla ben partimin bana verdiği görevi yapamamış olsam, başarısız olsam bir seçimi kaybetmiş olsam o dediğinizi yaparım. Benim öyle bir şeyim yok. Ben seçim kaybetmedim partimin bana verdiği görevi kötü yapmadım. Hatta genel başkana olan sorumluluklarım konusunda kötü bir görev yapma deneyimi yaşatmadım. Hiçbir zaman yüz kızartıcı bir sürecin içinde olmadım. Dolaysıyla bunları yapmayan bir kişi olarak benim partiyi terk etmek gibi bir durumum söz konusu değil. Bunu yapanlar varsa onlar düşünsün.”

İmamoğlu, programdan hemen önce açıklanan 81 il başkanının ortak açıklamasını eleştirdi, metinde bazı imalı ifadelerin olduğunu belirtti. İmamoğlu, "CHP il başkanlarının topluca ortaya koyacağı açıklama metnine yakışır olduğunu düşünmüyorum. İkili konuşur gibi bir metin yazılmaz. Hangi duyguyla yazıldı bilmiyorum. İl başkanlarının bu tarz cümleleri imalı cümleleri içine katarak hazırladığı bu metni kişisel muhabbetmiş gibi aktarış usulünü çok doğru bulmuyorum. 81 il başkanının tamamının da aynı fikirde olduğunu da düşünmüyorum" diye konuştu.

 


İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Her yıldönümünde olduğu gibi insanlarımıza olan biteni anlatmak, insanlarımızla raporlarımızı paylaşmak, bir yılın hesabını verirken bir sonraki dönemin hangi adımları içerdiğini onlarla paylaşmak sorumluluğunu yerine getiriyoruz."

"Belki de tarihinde ilk kez İstanbul kendi ürettikleriyle en fazla meşgul olması gereken kurumla, yani İBB ile ilk defa bu kadar iç içe oldu. 2019 öncesinde olan bitenin vatandaşın hiç gündeminde olmadığı bir zaman dilimi var iken 2019'dan bu yana ortaya koyduğu toplantıların her aşamasını kamuoyuyla paylaşmanın gururunu ve onurunu yaşıyoruz."

"CHP'nin bir ferdiyim ama..."

"Seçim bittiği andan itibaren gerçekten evet ben CHP'nin bir ferdiyim ve partime layık olmayı çok önemsediğimi herkes bilir ama seçildiğimiz andan itibaren devletimizin bir kurumunu yönetmenin tüm gereklerini, etik olarak, kurallarıyla yerine getirmenin sorumluluğunu taşıma bilinciyle, partizanlığı asla kapıdan içeri sokmadan, vatandaşına layık olma bilincini ortaya koyma mücadelesinde olduğumuzu söylemek isterim."

"23 Haziran bu ülkeyi hukuk ve demokrasi rotasında tutma iradesinin mutlak zaferidir"

"4 yıl önce İstanbul ve Türkiye sizlerin de katkılarıyla, vatandaşların kararıyla, yeni bir döneme atışıyla beraber neler yaşadığını ve hissettirdiğini sunmaya başlamak istiyorum. Aynı zarftan çıkan dört oydan yalnızca birini geçersiz ilan edip vatandaşın iradesini yok sayanlar ne yazık ki kendilerini ülkenin sahibi zannedenler o gün aslında güçlü bir şekilde derslerini aldılar. Anladılar ki hiçbir güç milletin iradesi üzerinde değildir. Milletimiz o gün o demokrasi dersini vermeseydi Türkiye gerçekten çok daha karanlık günlere girerdi, milletimizi çok kötü yıllar bulurdu. 23 Haziran bu ülkeyi hukuk ve demokrasi rotasında tutma iradesinin mutlak zaferidir."

"Yaptığımız her işi özenle, saygıyla aidiyet duygusuyla yapıyoruz, onun için ortak aklı ve ortak iradeyi arayarak katılımcı mekanizmaları sonuna kadar işleterek birlikte karar alıyoruz."

"İBB’nin bütçesinin her bir kuruşunu bu kadim kent için harcıyoruz"

"İBB’nin bütçesini inanınız bir evin içindeki bütçe gibi aile bütçesi hassasiyetiyle yönetiyoruz. Her bir kuruşu bu kadim kent için harcıyoruz. Bu şehirde eski yanlışları, kapalı devre bir avuç insanın yönettiği anlayışı silip atıyoruz. Asla ama asla israfa geçit vermedik vermiyoruz."

"İstanbul tarihinin yıllık bazda en çok metro üreten yönetimiyiz"

"Trafik sorununu çözmek için, kent içi hareketliliği ve yaşam kalitesini artırmak için yatırımların aslan payını metroya ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz. İhmal edilmiş yılların farkını kapatmak zorundayız. İstanbul tarihinin yıllık bazda en çok metro üreten yönetimiyiz. Bu sadece şehrimiz ve ülkemiz için değil dünya için de önemli bir rekordur. 3,5 yılda toplam 46 istasyona sahip 46,2 kilometre uzunluğunda 5 metro ve tramvay hattını hizmete açtık. Halen 8 metroda inşaatlarımız hızla devam ediyor."

"3,5  akla hayale gelmeyen süreçleri yaşadık"

"3.5 yılda bir hükümetin bir yerel yönetime çektireceği ıstıraplar noktasında akla hayale gelmeyen süreçlerin altını çizelim. Düşünün ki Türkiye’nin en önemli üç kamu kurumundan birisi İBB’nin devletin finansal kuruluşlarından bir kuruş dahi kredi alamadığı bir 3,5 yıl. Borçlanmalarda engellendiği bir 3,5 yıl. Pandemiden bahsediyoruz, ekonomik kriz döneminden bahsediyoruz, böylesi bir dönemde bahsettiğim güçlü yatırımları İstanbul’a kazandırdık."

Taksi sorunu ve UKOME

"Herkesin artık çok iyi bildiği, asla anlamlandıramadığı, komik durumlara düşürerek engellemelerini izlediği taksi sürecinde de 2 bin 800 taksi dolmuşun, yeni nesil taksilere dönüşümünü sağladık ve başardık. Umuyorum bu anlamsız ve iyi niyetli olmayan duruşlarından vazgeçerler."

"Akla sığmayacak işler!"

"Yıllardır belediyenin kendi yönetiminin çoğunluğunun olduğu bir UKOME mekanizmasına müdahale ederek, oradaki çoğunluğu ele alarak sözüm ona İBB’nin ulaşımla ilgili iradesini sekteye uğratıp işlerini engelleme çabasını ortaya koyma marifeti… İnanın akla sığmayacak işler bunlar."

"Vapur hatlarını 34'e çıkardık"

"2019'da göreve geldiğimizde deniz şehri İstanbul'da sadece 20 hatta şehir hatları vapurları çalışıyordu. Bunu tam yüzde 70 artışla 34 hatla vapurlarımızın halkımıza hizmet vermesini sağladık. 50 adet deniz taksiyi kendimiz üreterek hizmete sunduk."

Enerji üretimi ve 52 Gülhane Parkı büyüklüğünde yeşil alan

"Çöpten elektrik üretimini yüzde 55 artırarak, 2,5 milyon İstanbullunun bir yıllık enerji ihtiyacını üretiyor hale geldik.

"Yeşil İstanbul hedefimiz doğrultusunda kent ormanları, yaşam vadileri korular açıldık. Bunların bir kısmı unutulmuş vadiler, dere kenarlarıydı, bir kısmı unutturulmak istenmiş ormanlar veya alanlardır. Toplam 7,5 milyon metrekareden fazla gerçek anlamda aktif yeşil alanı kentimize kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Tam 52 tane daha Gülhane Parkı büyüklüğündeki yeşil alanı İstanbulluların hizmetine sunmuş olduk."

"630 yapıda restorasyon, Art İstanbul Feshane"

"Biz İstanbul’un her konusuna hassasiyetle eğiliyoruz. Tarihini, kültürünü bir aile yadigârı olarak görüp o duyguyla sahip çıkıyoruz. Geride bıraktığımız 4 yılda tam 630 yapıyı restore ettik. Art İstanbul Feshane, ki bu akşam açılışını yapıyoruz, muazzam bir yer oluyor."

Erdoğan'ın "Kimin parasını kime veriyorsun" ifadesine atıf

"Anne kart ile 4 yaşına kadar çocuğu olan ve ne yazık ki bu şehrin gezemeyen, seçimlerde sayın Cumhurbaşkanı'nın ifadesiyle ‘Kimin parasını kime veriyorsun’ diye bizi eleştirdiği bir hizmetin tam 532 bin anneye ulaştığının ve 4 yaşına kadar çocuğu olan bu annelerin çocuklarıyla birlikte ücretsiz seyahat ettiklerinin, bu zor ekonomik koşullarda onların bütçesine bir dirhem de olsa nefes aldıran bir projeyi hayata geçirdiğimizin özellikle altını çizmek isterim."

"İstanbul’un yakın tarihi öyle büyük ihmal ve ihanetlerle dolu ki..."

"Onların tarihlediği 'fetret devri'nin adı 16 milyona göre “büyük atılım devri”dir. Bu nu atılımcı bir İstanbul’a dönüştürme konusunda kararlıyız. Gerçekten yaptıklarımızın listesi uzar gider."

"İstanbul’un yakın tarihi öyle büyük ihmal ve ihanetlerle dolu ki gerçekten şehrimiz adına zaman kaybetme lüksümüzün olmadığını biliyoruz."

"Vakti gelmiş değişimin önünde asla durulamaz"

"Her değişim bir zihniyet devrimiyle başlar, biz İstanbul’da vatandaşın şehre ve yerel yönetime bakış açısını değiştirdik. İstanbullular artık daha azına razı olmayacak: Yapılan her işte insana saygı, şehre özeni talep edecek, bu şehirde bundan böyle liyakat hakimdir, diyecek. Bir avuç insanın eşi dostu değil  ya da bir kesimin mutlu edildiği değil, milletin mutlu edildiği bir süreci her zaman isteyecek. Yapılan her işte şeffaflığı, katılımcılığı talep edecek. İstanbullular artık daha azına asla razı olmayacak. İsrafa,  ihmale, partizanlığa geçit vermeyecek. Değişim eldekiyle yetinmeme, daha azına razı olmama duygusuyla başlar. İktidarlar bu duyguyu kaybettirmeye çalışırlar. İşe yaramadı. Vakti gelmiş değişimin önünde asla durulamaz. Gücü, iktidar dayanağı ne olursa olsun, göreceksiniz asla değişimin önünde duramaz. 23 Haziran bu gerçeğin kanıtlandığı önemli günlerden biridir. 23 Haziran buşehir için bir demokrasi zaferidir."

"İktidarın en zayıf olduğu bir dönemde seçimlerini ne yazık ki kaybettik"

"Toplumsal kesimler arasında kutuplaşma ne yazık ki olabildiğince derinleşmiş, adalete güven tükenmiş halde. Bu haliyle ülkemiz demokratik dünyadan ne yazık ki çokça uzaklaşmış durumunda. Muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ne yazık ki kaybettik. Vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. İktidarı değiştirecek bir güven ve umut ortamını ne yazık ki oluşturamadık."

"Çaresizlik Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklüyor"

"Bugün içinde olduğumuz tablo sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve  ümitsizlik Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklediğini hep birlikte görmek zorundayız."

"Belediyeleri kaybedebiliriz" mesajı

"Muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar iktidarların merhametine terk edilir. Toplumun bizden esaslı bir çaba, değişim ve güçlü bir yolculuğu beklediğini biliyoruz, bu değişimi gerçekleştirmek zorundayız. Vatandaşlarımızın beklentisini karşılamak zorundayız, yoksa asla ve asla bu şekilde davranırsak bulunduğumuz mevzileri de koruyamayız."

"Bu tablo devam ederse..."

"Daha da kötüsü, uzunca bir süre toplumsal muhalefetin değişim arzusunu ve umudunu kolay kolay yeniden harekete geçirmekte çok büyük güçlük çekeriz. Bu tablo devam ederse önümüzdeki yerel seçimlerde de elde etmeyi arzu ettiğimiz o üstün başarıyı elde etmekte zorluk yaşarız. Türkiye muhalefetini hep birlikte buradan çıkartmak zorundayız. Bunu çıkartmak yine her zaman olduğu gibi CHP’nin göstereceği kararlı değişim iradesine bağlıdır."

"Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmenin yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz"

"Bir bütün olarak kendimizi, partimizi, muhalefeti hep birlikte güçlendirmek, yeniden inşa etmek ve kazanacak bir modeli hayata geçirmek zorundayız. En acil ve hayati ihtiyaç budur. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmenin yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz."

"Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafeyi açıyoruz"

"Parti içi demokrasi vazgeçilmez prensibimiz olmalıdır. Değişmek zorundayız. Değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafeyi açtığımızı unutmamalıyız."

Soru-cevap bölümü

"Genel Başkan'ın grup konuşması beklentimi karşılamadı, değiminin liderliğine hazırım"

İsmail Saymaz: Sizin Kemal Bey'den olağanüstü kurultaydan aday olmayacağım demesini talep ettiğinizi öğrenmiştim, Kılıçdaroğlu ve CHP Genel Merkezi çekilme veya aday olmama yönünde bir mesaj vermediler. Bu durumda siz ne yapacaksınız? Bu tepki karşısındaki yol haritanız ne olacak, CHP kurultayında aday olacak mısınız?

İmamoğlu: Genel Başkanımızla ilgili çekil vs. gibi tarifler benim adıma kullanılamaz. Böyle bir şey mümkün değil, hadsizlik olur. Bizim değişime dair tariflerimiz olmuştur. Bir süre vermek gibi bir şey mümkün değil ama elbette ki bu haftayı önemsediğimi kendileri biliyor. Sürece dair bir tarif ya da değişimle ilgili konuştuğumuz kavramlara dair bir gelişme beklendiği doğrudur. Ama bu şahsi bir mesele değil toplumsal bir beklentidir. Beklentileri karşılayan bir grup toplantısı olmuş mudur ya da olmamıştır, O tabii CHP’lilerin takdiri. Ama benim beklentilerimi karşılamamıştır. Benim tamamen bir değişim sürecine talip olduğumu ve buna liderlik etmeye hazır olduğumu ifade ettiğim doğrudur. Ama bu bir süreç tarifidir kişisel bir makam tarifi değildir."

"Bir makam tariflemiyorum"

İmamoğlu: Muhalefeti inşa eden CHP konumu oturmadığı takdirde önümüzdeki yerel seçimlerin de ne yazık ki bir sorun olduğu, bu konuda iktidarla vereceğimiz mücadelenin yine iki parti mücadelesi değil ittifaklar mücadelesi olduğunu, bu konuda da alınması gereken tedbirler olması gerektiğini ifade ettim. Tam da bu yolculuğu tariflediğimi, bir makam tariflemediğimi, kurultayda ne olacağını tariflemediğimi, bu değişim içerisinde bunların detay kaldığını kendisine ifade etmiştim. Hâlâ da aynı fikirdeyim.

MYK ve kurultay takvimi: Değişim ile tariflediğim sürecin yüzde 3’ü bile değil

Ruşen Çakır: Konuşmanızda yeni bir ittifak mimarisi tanımı dikkatimi çekti. Gördüğümüz kadarıyla şu ana kadar gerek İYİ Parti gerek Yeşil Sol, bunlar büyük ölçüde son seçimde yaptıkları ittifakları sürdürmek istemediklerini beyan ediyorlar. Sizin değişim arayışınızda ittifaklar, özel olarak İYİ Parti ve Yeşil Sol Parti hakkında biraz daha bir şeyler söylerseniz sevinirim.

İmamoğlu: Elbette ben İYİ Parti'yi önemsiyorum. Çünkü 2019 seçimleri CHP-İYİ Parti ittifakıyla kazanılmıştır. Karşımızda da AKP-MHP ittifakı vardı, ama ittifakın inşası tarifimden sadece İYİ Parti değil elbette ki muhalefetin unsurlarını tarifliyorum. Bu siyasi partiler ya da toplumsal ittifaklar da bu işin içine eklenebilir. Muhalefetin inşasından kastım şu; eğer bugün ittifakın mevcut unsurları, 2019 ya da 2023’ün mevcut unsurları, ittifaka dair olumsuz tarifler yapıyorlarsa işte tam da bu bizim sorumluluğumuz. Çünkü biz ittifakı domine eden bir partiyken bugün bu ittifak unsurlarının bu ittifak sürecinden çekilmelerini anlamak, kavramak, varsa bir sorun çözmek süreci bile değişim sürecinin bir parçasıdır. Partimiz olarak ortaya koyduğumuz iki husus var; MYK değişimi ve kurultay takvimi. Bu asla benim değişim ile tariflediğim sürecin yüzde 3’ü bile değil. Bu bağlamda şu andaki bu muhalefet bileşenlerinin her birisinin mevcut durumunu en üst düzeyde önemsiyorum. Elbette şu anda kendi yorumları ya da kurultaylarında yapacakları açıklamalara dair yorum yapmam hadsizlik olur ama sonrasında da hem değişim sürecine dair tutumumla birlikte hem İstanbul hem de Türkiye’nin bütün yerel seçim sürecine sunabilecekleri katkılar prensibiyle takip etmeye ve diyalog oluşturulması yönünde de partimi zorlamaya devam edeceğim.

"Kılıçdaroğlu'nu davet ettik, henüz yanıt gelmedi"

Göksel Göksu: Seçimin hemen ertesi günü yükselttiğiniz değişim talebi bugün yaptığınız bu konuşmayla en üst çıtaya ulaştı diyebiliriz. Bir tık daha taşıdık değişim talebini ve sizin bu talebi dillendirdiğiniz bu sırada il başkanlarıyla yapılan görüşmeye ilişkin bir açıklama geldi. Kılıçdaroğlu ve siz ne zaman yan yana bir açıklama yapabileceksiniz, yakın tarihte bunu görme ihtimalimiz var mı? Umudunuz ne yönde?

İmamoğlu: Bizim Genel Başkanımla buluşma sorunumuz olmadı, asla olmaz. Her an olabilir, bilmiyorum ama bizim yarın 23 Nisan demokrasi şölenimiz var Açık Havad'a, kendilerini de davet ettik, henüz gelip gelmeyeceği konusunda net bir fikrim yok. Genel Başkanımızla bir diyalog sorunumuz da asla yok. Ve belki de Genel Başkanımızla olan sohbetlerimizde kendimi, kendilerine karşı sorumluluk hisseden bir belediye başkanı ve partili kimliğimle, rasyonel bütün duygularını aktarmak konusunda sıfır kaygı hissederek, tüm içtenliğiyle düşüncelerimi aktaran bir kişiyim. Kendilerine sunduğum ne var ise bundan sonra da sunmaya devam edeceğim.

81 il başkanı adına yapılan ortak açıklamaya tepki

Candan Yıldız: Dediniz ki "81 ilin il başkanlarını hepsinin onayladığı bir metin olduğunu düşünmüyorum." Dört il başkanının kaleme aldığını söylediniz, onlar hangi iller? İkinci olarak da genel merkezle sizin değişim kavramınız arasında baya ciddi bir fark var, tam olarak değişim derken neyi kastediyorsunuz?

İmamoğlu: Aynı fikirde olduklarını düşünmüyorum dedim bu konuda, çünkü benimle konuşan il başkanları var. İçerik olarak makul tarifler de var açıklamanın içerisinde. Burada bazı imalı ifadelerin CHP il başkanlarının topluca ortaya koyacağı açıklama metnine yakışır olduğunu düşünmüyorum. Yani değişimi tılsımlı vs. gibi bir tarife oturtarak, tabiri caizse biraz da imalı bir cümleye dönüştürerek, hatta "değişimden yana mıyız, değişim konusunda örgüt bu konuda ne düşünüyor diye soran olmasa da" gibi anlamsız, yani ikili konuşur gibi bir metin yazılmaz. Hangi duyguyla yazıldı bilmiyorum. İl başkanlarının bu tarz imalı cümleleri içine katarak hazırladığı bu metni kişisel muhabbetmiş gibi aktarış usulünü çok doğru bulmuyorum. 81 il başkanının tamamının aynı fikirde olduğunu da düşünmüyorum.

TIKLAYIN - CHP’nin 81 il başkanından ortak açıklama: Kalıcı bir değişimi sağlayacak olan kişilerden ziyade fikirler ve ilkelerdir

Değişim meselesinde... Bir kere aynı alışkanlıkları, aynı uygulamaları yaparak seçimi kazanamayacağımızı ve kazanamadığımızı dile getirmiştik. Biz 2023 seçimini kaybettik. Ne yaptık da kaybettik? Efendim sandıklarda şunu yaptılar, bu dili kullandılar, biz bunu zaten biliyoruz. O zaman biz ne  yapmalıydık kısmı benim için önemli. Değişim mottosu Ekrem İmamoğlu’na ait bir motto asla değil, içi bütün muhalif düşünceyle doldurulması gereken bir süreç ve bu süreç önümüzdeki yerel seçim ve bir sonraki genel (seçim) süreci kazanabilir.

Kılıçdaroğlucular-İmamoğlucular: Gayet nezaketli ve olgun bir tartışma süreci sürüyor

Murat Sabuncu: Çok net bir şekilde Kılıçdaroğlucular-İmamoğlucular gibi CHP içinde bir yapı görünmeye başladı. Bunun CHP’ye yerel seçimlere dokuz ay kala bir problem oluşturmaya başladığını düşünüyor musunuz? Bunun, iç tartışmalarla birlikte umutsuzluğu artıracağını düşünüyor musunuz? Yarın Meral Akşener’i çağırdınız mı?

İmamoğlu: Tabii ki çağırdım. Akşener’den de Genel Başkanımızdan da henüz bir dönüş ulaşmadı ama bildiğim kadarıyla zaten İYİ Parti'nin bir kurultayı var. Kurultay öncesi böyle bir programa katılması ne kadar mümkün olur bilemem. Böyle bir tartışma vahşi bir tartışma değil, bence gayet nezaketli ve olgun bir tartışma süreci sürüyor.

Kuşoğlu'nun "siyasi yasak" açıklamalarına: Çok vasat; genel başkanımızın bu konuda gereğini yapacağına inanıyorum

Murat Sabuncu: Siyasi yasaklılık ihtimaliniz konuşuluyordu. Tekrar belediye başkan adaylığını konuşuluyorken zaten siyasi yasak potansiyeli var, en son Bülent Kuşoğlu söylemişti bunu, bu konudaki yorumunuz nedir?

İmamoğlu: Kötü olan partinin içinde böyle bir konunun gelmesi. “Ama onun siyasi yasağı var” klişesiyle gündeme gelmesi çok acı, ne yazık ki çok vasat açıklama. Bu vasat açıklamanın sahibinin muhatabı ben değilim, Genel Başkan. Genel Başkanımızın bu konuda gereğini yapacağına inanıyorum. Bu vasat açıklamaları birkaç kez anlamsız ve gereksiz zamanlarda dile getirmiştir. Keşke bunu dile getirirken mesela hiç yapılmamış bir biçimiyle, ilk duruşmadaki hâkimin nasıl görevden uzaklaştırıldığını, yeni hâkimin durumunu, mahkemeye müdahale süreçleriyle ilgili yargıya iktidar tarafından nasıl müdahale edildiğini dile getirerek bunu ifade etmiş olsa, o vasatlığı pozitife doğru yönlendireceğim ama ne yazık ki çok vasat bir açıklama.

TIKLAYIN -  CHP Genel Başkan Yardımcısı Kuşoğlu: İmamoğlu genel başkan olabilir mi rahatlıkla, olamaz sıkıntısı var; İBB için aday olabilir mi, sıkıntısı var

"Hayalim, Genel Başkanımızın hem parti ile ilgili değişimin, hem kurultaydaki gerekiyorsa makam değişimleri sancısız yürütülebileceğini ispat etmesidir"

Gürkan Zengin: Sizden her şeyi duyuyoruz ama "Genel Başkan değişmeli" ifadesini duymuyoruz. Siz bir siyasi partinin genel başkanı olsanız kaç genel seçim kaybettiğinizde bırakırsınız?

İmamoğlu: Benim tabii değişimle ilgili fikrim farklı. Değişimin makul bir şekilde, gürültüsüz olabileceğine olan inancım var. Belki bu benim aile kültürümden geliyor. Karadenizli ailelerde de değişim biraz sancılıdır. Kolay kolay makam, mevki, bir sahiplik devredilmez. Ama Allah nasip etti benim babam bana 21 yaşında işi devretti. Ben bunun sorumluluğunu genç yaşta gördüm. Ve değişimi var etmiş bir babanın nasıl saygın bir şekilde konumlanacağını da iyi bilirim.

Konumlandırmayı marifetli şekilde başaracak bir kişiliğe sahibim, bu bağlamda benim hâlâ idealim ve hayalim sayın Genel Başkanımızın hem parti ile ilgili değişimin, hem kurultaydaki gerekiyorsa makam değişimlerinin sancısız bir şekilde yürütülebileceğini ispat etmesidir. Bu bahsettiğiniz sancılı değişimlerin yerine sancısız değişimler, parti de muvaffakiyet elde ederse, işte o gün itibariyle biz kazanan bir muhalefet olma yolunda emin adımlarla ilerleriz. Kişilerden arî, bir felsefeden bahsediyorum. Elbette ki kaç seçim kazanma-kaybetme tarafı biraz iğneli bir soru olsa da,  açıkçası kişisel seçimlerim itibariyle kaybetme deneyimim olmadığı  için soruna cevap veremeyeceğim.

Cüneyt Akman: Biraz ihmal ettiğimiz konu sanki bunun içeriği, ideolojik demeyeyim ama fikri içeriğinin ne olduğu çok ortada yok. Vakit de az, kaybetme ihtimali var diyorsunuz. O zaman bunun içeriğinin fazlaca vakit geçirilmeden doldurulması gerekmez mi? Eğer gerekirse sizin dönüşümden anladığınız fikri tarafının bize ipuçlarını verir misiniz, sağa mı sola mı merkezde mi?

İmamoğlu: Benim de bahsettiğim değişimin; tümden ideolojik zemini güçlü, 21. yüzyılın ihtiyaçlarını karşılayan bir çalışmayla insanların huzuruna çıkılan bir yeni aklın inşası olduğunu ifade etmek isterim. Ama arzum şu değil; İmamoğlu’nun elbette bu konuda fikirleri ve çalışmaları var, katkı sunan partili yol arkadaşları da var ama sayısı henüz istediğimiz seviyede değil. Çünkü kapsayıcı bir modelle bunun genişlemesini de arzulayan bir İmamoğlu var. Bugün ben değişimin henüz o kapsayıcı modelle, parti içinde örgütle beraber hissedilir bir seviyeye taşımadan bunu kamuoyuyla paylaşmayı etik bulmuyorum. Bunun uzun bir zamanının olmadığını da biliyorum, bu bakımdan zamanını da geçirmeden bu çalışmaları sonuçlandırıp parti içine bir modelle bunu ulaştırmanın, neyi arzuladığımızı hissettirmenin sorumluluğunu yerine getireceğiz.

"Başarısız olsam, bir seçimi kaybetmiş olsam o dediğinizi yaparım"

Nevzat Çiçek: Bu değişim-dönüşüm olmazsa siz evin içinde kalacak mısınız, yoksa yeni bir ev arayacak mısınız?

İmamoğlu: Valla ben partimin bana verdiği görevi yapamamış olsam, başarısız olsam bir seçimi kaybetmiş olsam, o dediğinizi yaparım. Benim öyle bir şeyim yok. Ben seçim kaybetmedim, partimin bana verdiği görevi kötü yapmadım. Hatta Genel Başkan'a olan sorumluluklarım konusunda kötü bir görev yapma deneyimi yaşatmadım. Hiçbir zaman yüz kızartıcı bir sürecin içinde olmadım. Dolaysıyla bunları yapmayan bir kişi olarak benim partiyi terk etmek gibi bir durumum söz konusu değil. Bunu yapanlar varsa onlar düşünsün.

"Genel başkan olma, görevde kalma biçimi gibi hususlar düzenlenmeli"

- Parti liderleri seçim kaybettikten sonra görevi bırakmalı mı?

İmamoğlu: Aslında bu da değişim mottosunun içindeki önemli konulardan bir tanesi. Bu geçmişi yargılayarak değil ders çıkararak önümüze bakmak zorundayız. ‘Toplum ne istiyor’u iyi irdelemek lazım.  Demokratik bir toplum arzunuz varsa, bu ve buna benzer konularda da net bir süreç tariflemek durumundayız. Ama milletvekili olma biçimi, ama belediye başkanı olma biçimi, ama genel başkan olma biçimi, görevde kalma biçimi gibi hususların da düzenlenmeye ihtiyaç olduğunu net olarak düşünüyorum. Olmak zorunda. Gerçekten olmak zorunda. Bu insanın doğasına aykırı. Bir mülk edinme gibi bir şeye doğru kayıyor. Bunu iktidar adına da eleştirdiğimi birçok konuşmalarımda görebilirsiniz. Bu da değişim gerektiren bir husus. Genel Başkan'la seçim kazanılır mı? Kazandık yerel seçimi ama mesele kişisel değil, mesele kişi de değil. O nedenle böyle bir yargılamayı doğru bulmam ama geleceğe dair tarife muhtacız. Asla kişilerden ibaret bir değişimi kabul etmediğimi defalarca dile getirdim, mevzumuz o değil. O olsa ben "şuraya adayım" der ortaya çıkarım, değil. Ben bir yere aday değilim. Şu anda çok güçlü bir konumdayız. Ama meseleyi buraya oturtmak isteyenler var. Bu parti de de var kamuoyunda da var, medyada da var. İlla böyle bakmak zorunda değil insanlar. Ben mental bir değişimden bahsediyorum. Bunu yapabiliriz, bu mümkün. Bunu başarırsak, biz bugünün genç nüfusuna hitap edebiliriz. Biz yeni nesil bir politikayı, yeni nesil bir parti kavramını-ideolojiyi sunamazsak gerçekten Türkiye muhalefetsiz demokrasinin olmadığı kötü bir döneme doğru yürüyor.