Gazete Duvar yazarı İrfan Aktan, geçen ay İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin CHP’nin 'muhalefet ortağı' olan İyi Parti’nin talebi üzerine Maltepe’de bir parka 1940'lı yıllarda görülen Irkçılık ve Turancılık Davası'nın önde gelen isimlerinden Nihal Atsız'ın ismi vermeyi kararlaştırdığını duyurdu.
"Atsız’ın anti-semitizm konusunda Sebottendorf’la fikir kardeşliğini gösteren çok sayıda beyanatından sadece bir tanesi" diyerek yazısında Atsız'ın, “Aynı günde doğan bir Türk çocuğu ile bir Yahudi çocuğunu aynı terbiye müessesine alıp ikisine de yalnız esperanto dili öğretseler ve aynı şartlar altında aynı terbiyeyi verseler bile muhakkak ki Türk çocuğu yine yiğit, Yahudi yine korkak olacaktır. Türk çocuğu yine doğru, Yahudi yine sahtekâr yetişecektir" sözlerini hatırlatan İrfan Aktan, şunları yazdı:
Rudolf von Sebottendorf’un “yaratıcısı” olduğu Hitler’e hayranlığı malûm Atsız, hayatını Türk ırkçılığının hâkimiyet mücadelesine adamış bir isim. Irkçılığın şimdikiyle mukayese edilmeyecek kadar “makul” görüldüğü 1940’lı yıllarda bile ırkçılıktan yargılanmış, hapis yatmış, Alparslan Türkeş’le bile “ırkçı olmadığı için” yolları ayrılmış biri.
Türkeş’le ihtilafı 1969 yılında, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi kongresinde başlıyor. Türkeş’in kongrede “Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslümanız” sözü, Atsız açısından kabul edilemezdi. Zira ona göre Türklükle Müslümanlık eşitlenemezdi.
Güven Bakırezer, Atsız’ın ideolojisini şöyle tarif ediyor: “Atsız kendini siyasal olarak ırkçı, Türkçü ve Turancı olarak tanımlıyor. Türkçü, ‘Türk ırkının üstünlüğüne inanmış kimsedir.’ Turancılık ise Türkçülüğün kısa gelecekteki siyasal amacıdır.” (Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce, Milliyetçilik, Cilt-4, Sayfa 355)
Atsız’ın Türklük için kurduğu çerçeveyle Nazi’lerin fikir babası Sebottendorf’un Cermenlik, için kurduğu çerçevenin birbiriyle örtüştüğü açık. Farklı ırkçılıklar birbirlerine karşı düşmanlık duysa da, dilleri, argümanları ve ideolojileri itibariyle kardeştir.
"Rudolf von Sebottendorf’un 'yaratıcısı' olduğu Hitler’e hayranlığı malûm Atsız, hayatını Türk ırkçılığının hâkimiyet mücadelesine adamış bir isim. Irkçılığın şimdikiyle mukayese edilmeyecek kadar 'makul' görüldüğü 1940’lı yıllarda bile ırkçılıktan yargılanmış, hapis yatmış, Alparslan Türkeş’le bile 'ırkçı olmadığı için' yolları ayrılmış biri" diyen Aktan, Alparslan Türkeş ile yollarının nasıl ayrıldığına ilişkin de şunları kaydetti:
"Türkeş’le ihtilafı 1969 yılında, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi kongresinde başlıyor. Türkeş’in kongrede 'Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslümanız' sözü, Atsız açısından kabul edilemezdi. Zira ona göre Türklükle Müslümanlık eşitlenemezdi."
Atsız’ın zamanında bastırdığı kartvizitinde kendisini “her devrin menkûbu” olarak sıfatlandırdığını hatırlatan Aktan, devamında Maltepe’deki bir parka isminin verilmesine şöyle değindi:
Oysa Nihal Atsız’ın en azından içinde yaşadığımız devrin menkûbu, talihsizi, bedbahtı olmadığı görülüyor. Zira bu zatın 'hatıratı' şu sıralar İstanbul’da, ismi bir parka verilerek diriltiliyor."
Geçtiğimiz ay, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, CHP’nin “muhalefet ortağı” olan İYİ Parti’nin arzusu üzerine Maltepe’de bir parka Nihal Atsız ismi vermeyi kararlaştırdı.
Berlin Belediyesi’nin bugün çıkıp Kreuzberg’deki bir parka Adolf Hitler veya onu dünyanın başına bela eden Rudolf von Sebottendorf’un adını vermesi Almanya’yı ayağa kaldırır.
Ama bizde, “Türk kanı taşımayan” herkese açık düşmanlık ettiği, Kemalistlerin “Yurtta sulh, cihanda sulh” yahut “‘kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok” sözünü “sefilane” bulduğu “bir millet için en büyük tehlikelerden biri barış ve dostluk afyonu yutarak uyumaktır” diye yazdığı (Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce, Milliyetçilik, Cilt-4 içinde, “Ülküler Taarruzidir” başlığı altında, sayfa: 1014) bilinen Nihal Atsız’ın ismi, ölümünün üzerinden 45 yıl geçtikten sonra, açıkça düşman olduğu, aşağıladığı Yahudilerin, Rumların, Kürtlerin, Çingenelerin, eşcinsellerin de oy vererek seçtiği CHP’li Ekrem İmamoğlu başkanlığındaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi kararıyla Maltepe’de bir parka verildi.
İrfan Aktan'ın yazısının tamamını okumak için tıklayın.
İyi Partili Kaya, Mart 2020'de önerge vermişti
Maltepe ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi İYİ Partili Uluer Kaya'nın, Mart 2020 tarihli İBB Meclisi toplantısında, Hüseyin Nihal Atsız'ın hayatının büyük bölümünün Maltepe'nin Köyiçi bölgesinde geçtiğini belirterek önerge vermiş, önerge oybirliğiyle gündeme alınmıştı. Önergenin İBB Meclisi'nden geçmesiyle Yalı Mahallesi'ndeki parka Hüseyin Nihal Atsız adı verilmesi kararlaştırıldı.
İyi Parti'den İmamoğlu'na teşekkür
İyi Parti'nin Maltepe teşkilatının sosyal medya hesabından konuyla ilgili yayınlanan videoda desteklerinden dolayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na teşekkür edildi.
Türkeş, "Irkçılığı reddettiğim için beni eleştiriyordu" demişti
Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş'in de bulunduğu 34 arkadaşı ile birlikte 1944 yılında sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandı. MHP lideri Alparslan Türkeş ile yolları ayrıldı. Türkeş bir röportajında Atsız için, "Irkçılığı her zaman reddettiğim, karşı çıktığım, doğru bulmadığım için beni eleştiriyordu" dedi ve kendisini dinciliğe kaymakla suçlayan Atsız'ın cenazesine de katılmadı.
"İslamcılık adı altında Türk düşmanlığı yapan soysuzlardan nefret ediyorum"
Uğur Mumcu’nun da kitabını yazdığı, 1940’lara damgasını vuran, Sabahattin Ali ile çatıştığı meşhur “Irkçılık / Turancılık Davası”nın önde gelen ismi Atsız, “Türk olmak için önce kanı Türk olmak lazımdır. Ondan sonra dili Türk olmak lazımdır. Ondan sonra dileği Türk olmak lazımdır", “Biz Avrupalı falan değiliz, buz gibi Asyalıyız ve hepsinden üstün olarak da Türk’üz", “İslamcılık adı altında Türk düşmanlığı yapan soysuzlardan nefret ediyorum", “1300 yıl önce dökülen Kür Şad’ın kanı ırkımızı yabancılar arasında erimekten kurtarmıştı" gibi ifadeleriyle anılıyor.
|