21 Mayıs 2019 07:42
Senaryo hakkında istediğinizi söyleyin ama Game of Thrones'un sekizinci ve son sezonunun Westeros'un kadınlarına ait olduğunu inkar edemezsiniz.
Evet, karakter arklarıyla ilgili büyük sorunlar vardı ama popüler TV dizisinin son sahnelerine tamamen dinamik kadın karakterler damga vurdu.
Daenerys Targaryen'den Lyanna Mormont'a kadar kadınlar hikayenin merkezine geçerken erkek karakterler ikinci planda kaldı.
Her güzel şey gibi bu dizinin de sonu geldi. Son bölüm 19 Mayıs'ta ABD'de yayımlandı.
Fakat Game of Thrones'a elveda demeden önce Westeros tarihini değiştiren ve kadınların başrolde olduğu anlara tekrardan bakalım.
Uyarı: Yazının geri kalanı spoilerlarla dolu. Diziyi bitirmediyseniz, Game of Thrones ile ilgili başka haberlerimize bakabilirsiniz. Bitirdiyseniz okumaya devam edin.
"Ne zaman bir Targaryen doğsa, Tanrılar yazı tura atar ve tüm dünya sonucunu görmek için nefesini tutar."
Hayranları, Daenerys Targaryen'in yeni bir dünya düzeni inşa edebileceğinden umutluydu.
Fakat ihanet ve birden fazla kayıpla karşılaştıktan sonra yas tutan ejderhalar kraliçesi için işler dramatik bir şekilde değişti.
King's Landing'in çaresizce teslim olmasına rağmen vakit kaybetmeden bu kenti ejderha ateşiyle yaktı.
Daenerys'in cinayetler zinciri, hayranları arasında öfke veya hayal kırıklığı yarattı.
Avukat Lim Wei Jiet, sosyal medya paylaşımında, "Sivillere yaptıkları soykırım ve insanlığa karşı suçtu" ifadelerini kullandı.
Bir diğer izleyici ise "Daenerys Zincirlerin Kırıcısı'ydı ama hayal kırıklığı yaşattı" dedi.
Yazar Meliss Silverstein, Daenerys karakterinin hikaye boyundaki değişimini üzüntüyle karşılamış:
"Bütün dizi boyunca liderlik vizyonundan bahsetti, kendinden önceki erkeklerden nasıl farklı olacağını söyledi. Fakat delirip King's Landing'i yok ettikten sonra böyle bir ihtimal kalmadı."
Daenery's Demir Taht'ı kazandı. Peki bunun bedeli ne oldu?
Çılgın bir ejderha kraliçesi fikri pek çok kişiyi sinirlendirse de popüler kültür köşe yazarı ve Targaryen destekçisi Stephanie Wilson, dizideki çifte standardı eleştiriyor:
"Jon Snow ve Tyrion Lannister gibi erkek liderler insanları öldürdü ve binlerce kişiyi öldüren planlara imza attı, örneğin Blackwater Savaşı. Baratheon kardeşler kanlı savaşlar yürüttü.
"Bunu Daenerys yaptığında deli, güç sevdalısı ve vahşi olarak nitelendirildi."
ABD'li oyuncu, komedyen ve yazar Mindy Kaling ise o durumda kendisinin de aynı şeyleri yapabileceğini söylüyor.
https://twitter.com/mindykaling/status/1127807741559316481
Bütün kadın karakterlerin sürekli kurtarıcı rolünü mü oynaması gerekiyor?
Oyuncu Emilia Clarke, Daenerys'i savunuyor ve karakterin iç dünyasına dair fikirlerini paylaşıyor:
"Buna Targaryen çılgınlığı diyebilir veya hak etmediği başka isimler takabilirsiniz ama bu sadece bir yas.
"Bir kişinin büyük başarısızlık, hayal kırıklığı, utanç, acı ve kayıp hissettiğinde öfkeye sığınması çok doğaldır. İnsan belli bir acıdan sonra kafayı kırar."
Yapımcı, yönetmen ve yazar David Benioff, Daenerys'i delilik noktasına götüren şeyin yalnızlık olduğu düşüncesinde.
Psikoterapist Michelle Briggs ise psikolojik travma, ölümlere tanık olma ve kontrol kaybı gibi faktörlerin etkisinden bahsediyor:
"Birini yargılayıp 'deli' demeden önce, onları bu hale getiren olayları ve kişileri değerlendirmek gerekir."
"Kraliçe olasın. Senden daha güzel ve daha genç, seni indirecek ve değer verdiğin her şeye el koyacak biri gelene kadar."
Dizinin ana kötü karakteri Cersei Lannister için olan bu ürpertici kehanet gerçek çıktı. Cersei, Daenerys Targaryen tarafından tahtından indirildi.
Çaresizce güce tutunmaya çalışmasına rağmen düşman kraliçe "kontrolü kaybetti".
Oyuncu Leana Headey, "Cersei her zaman yalnız olmaya mahkumdu" diyor ve ekliyor:
"Her iyi ittifakını, bağlantısını ve aşkını yok etti. Her zamanki gibi son dakikaya kadar gerçekte olanları reddediyordu."
İktidarı boyunca Cersei'nin Yedi Krallık'a olan etkisini değerlendirmek zor. Ama onunla ilgili her zaman karmaşık bir şeyler vardı.
Stephanie Wilson, Cersei'in de içinde yetiştirildiği sistemin bir mağduru olduğunu düşünüyor:
"Westeros'taki ataerkil sistemin onu gerçek iktidardan uzun süre uzak tutması nedeniyle Cersei Lannister hınca sığınmıştı. Bazı açılardan sonunda kraliçe olması güçlendirici bir andı.
"O sonuna kadar kötü karakter ama bir düşman olarak dizideki erkeklerle aynı seviyedeydi ve uğruna büyük savaşlar verdiği iktidara geçmek için bir unvana ihtiyacı vardı.
"Fakat acımasızlığı ve sadizmi onun adına mutlu olmayı sıkıntılı kılıyor."
Orijinal Çılgın Kraliçe'ye başsağlığımızı iletiyoruz. İşler daha kötüye de gidebilirdi ve bu yüzden Westeros'u olaylar daha da çılgınlaşmadan terk etmek için iyi bir zaman.
Hayatta kalanlar her zaman en güçlüler olmaz. Sıklıkla, en zekiler hayatta kalmayı başarır.
Sansa hakkında bundan daha doğru bir tespit olamazdı. En büyük Stark kızı olan Sansa, masumiyetinin çoğunu babasının vahşice öldürülmesine tanık olduktan ve annesi ile kardeşlerinin trajik ölümlerini öğrendikten sonra kaybetti.
Travmalar hepimizi etkiler. Maalesef Sansa, erkeklerin elinde büyük acılar çekmeye devam etti.
Aile içi şiddet ve eski kocası Ramsay Bolton tarafından evlilik içi tecavüze maruz kalmasını betimleyen tartışmalı sahneler hayranları arasında öfkeye yol açsa da bunlar Sansa'yı zayıflatamadı.
Daha güçlü bir şekilde yükseldi ve hayranları için, diğer karakterlerin başardığından çok daha uzun süre hayatta kalmayı başardı.
Ama onun karakter eğrisi, cinsel şiddete uğrayan kişiler arasında tartışma yarattı. Bazıları, tecavüzün "bir senaryo öğesi" olarak kullanılarak kadın karakterleri tanımlamasını eleştirdi.
Nottingham Trent Üniversitesi'nden medya eğtiimcisi Dr. Stephanie Genz, bunun "cinsiyetçi bir bakışı" gösterdiğini savunuyor ve "Kadınların direnç veya esneklik kazanmaları için istismara uğramaları gerekmez" diyor.
ABD'li oyuncu Jessica Chastain de Sansa'nın gücünün tamamen kendisinden geldiğini düşünüyor.
https://twitter.com/jes_chastain/status/1125567447640285184
Her ne kadar tam olgunlaşmış Kuzeyli bir lider olsa da Winterfell'in leydisi hakkında kutuplaşmış düşünceler var.
Akademisyen Dr. Elizabeth Beaton maskülen klişeleri suçluyor ve bunların "geleneksel erkeksilik ve kadınsılık kavramlarıyla ilişkili olduğunu" söylüyor.
"Erkek kahramanlar hedeflerine ulaşmak için eyleme geçer ve pasiflik zayıflık olarak görülür" diyor ve ekliyor:
"Sansa'nın gücü ele geçirmesi agresiflikle değil hayatta kalması sayesinde oldu."
Savaşlarda sadece erkeklerin mi başarılı olduğunu düşünüyorsunuz? Tekrar düşünün.
Jon Snow her zaman esas kahraman olarak görülmüş olabilir ama yaşayanlar ve ölülerin adrenalin dolu karşılaşmasında dizinin en büyük kötü karakterlerinden birini öldüren küçük kardeşi Arya Stark oldu.
Dizinin hayranlarından olan ve ölümcül darbeyi Jon Snow'un vurmasını beklediğini itiraf eden gazeteci Eileen Ng, "Kız gibi dövüşmek mi? Evet, lütfen" diyor ve ekliyor:
"Yıllarca bir suikastçı olarak yetiştikten sonra Arya'nın performansı kadınların ne kadar güçlü ve adanmış olabileceğinin bir göstergesi. Zaferinin her anını hak etti."
O gece cephede daha büyük erkekler olsa da onların arasında kimsenin değerini reddedemeyeceği bir diğer kadın karakter vardı.
Leydi Lyanna Mormont kendinden beş kat daha büyük, korkunç zombi devi alaşağı ettiğinde hayranları bunu sevinçle karşıladı.
Bir Game of Thrones hayranı, Facebook sayfasında "En küçük savaşçı, etrafındaki iri erkeklere rağmen en büyük kahraman olduğunu kanıtladı" paylaşımında bulundu.
Blog yazarı Ani Bundel ise, Ayı Adası'nın genç ve cesur liderini canlandıran 16 yaşındaki İngiliz oyuncu Bella Ramsay'i övdü:
"HBO'nun oyuncu seçimi müthiş. Lyanna Mormont her sahnede müthişti ve zamanı sona ererken bir Davut ve Golyat sahnesi yaşattı."
Yedi Krallık'ta şövalyelik tahmin ettiğiniz gibi değil.
Ataerkil ve kadın düşmanlığının egemen olduğu Westeros'ta kadın şövalyeye rastlamak mümkün değildi.
Fakat Tarthlı Brienne ve kadın merkezli karakter eğrisi, dizinin son sezonunda gidişatı değiştiren şey oldu. Kral katili Jamie Lannister'dan şövalyeliği aldığı an, dönüm noktasıydı.
Stephanie Wilson, "Brienne her zaman diğer şövalyelere kıyasla daha fazlasını hak ediyordu ama kadın olduğu için unvanını alamamıştı. Şövalye olmayı hep hak etti ve toplumsal cinsiyeti bunun önüne geçmemeliydi" diyor.
Blog yazarı Chloe Ketchum ise o sahneyi dizinin en duygusal anlarından biri olarak tarif ediyor:
"Brienne'in yolculuğu her zaman kabul etmek ve kendine sadık kalmak üzerineydi ama toplumsal cinsiyet normlarına karşı geldiğini görmek müthişti."
Bu yeni şövalyenin ihtiyaç duymadığı tek şey bekaretini onarmaktı. "Jamie ile yaşadıkları özellikle kötüydü" diyor Wilson, ve ekliyor:
"Duygular güçlü kadınların da hakkıdır ama diziyi yönetenler bir erkeğin entrikalarını ilerletmek için onu istismar etti."
Herkes kötü erkek karakterleri sever ama ya kötü kadın karakterler?
Melisandre bir düşman değil ama kesinlikle pek çok kişi ona karşı olumlu duygular beslemiyor.
Sonuçta o da bir çocuğun yanarak ölmesinin sorumlusu. Hatta karakteri oynayan Carice van Houten, o sahne yayınlandıktan sonra ölüm tehditleri bile aldı.
Singapur'da yaşayan feminist yazar Wenny Yeo, "Melisandre bir cadı ve ondan nefret etmemiz için yaratıldı" diyor ve ekliyor:
"Kesinlikle iktidara açtı ve kötü hatalar yaptı fakat Game of Thrones gibi bir dizide yapılabilecek daha kötü şeyler de vardı."
Bu tartışmalı karakter, Kuzey'in yardımına gittikten sonra dizinin hayranlarının gözünde terfi etti.
Kırmızı Kadın'ın tutmayan kehanetleri, ateş büyüsü Dothraki ordusunu ve tahta siperleri ateşe verdikten kısa süre içinde unutuldu.
Arya Stark ile yaptığı motive edici konuşmanın büyük savaşın kazanılmasını sağladığını söyleyenler de oldu.
Çok fazla soruna yol açtığını inkar etmek mümkün değil ama bazen de sorun farklı beğenilere sahip hayranlarda oluyor.
Yazar Stephen King dizinin son sezonunu beğendiğini söylüyor:
"Finalle ilgili negatif şeyler söylendi ama bunun nedeni insanların herhangi bir son istememesi. Fakat her güzel şeyin…"
Game of Thrones eleştirilere aşina. 2011'de başladığından beri dizi, tecavüz, cinsel şiddet ve kadınların nesneleştirilmesi gibi nedenlerle sıklıkla eleştirildi, erkek izleyicilere kadın pazarladığı suçlamalarına maruz kaldı.
Dr. Beaton, "Seks sahnelerinde yalnızca kadınların kıyafetlerinin çıkarılmasından çıplak kadın seks işçilerinin bulunduğu sahnelere kadar, dizinin bir erkek bakışıyla çekildiğini söyleyebiliriz" diyor.
Diğer eleştirmenler ise sorunun dizide kadın yazarların olmamasından kaynaklandığını söylüyor. Sekiz sezon boyunca diziyi yöneten yalnızca bir kadın yönetmen oldu.
Ama bu, Arya Stark'ın bekaretini kendi istediği şekilde kaybetmesiyle değişti. Dizinin hayranları bu genç suikastçıyı, kadınların güçlendirilmesini gösterdiği için alkışladı.
Bir izleyici Facebook sayfasında, "Arya'nın Gendry Baratheon ile yatması dizi tarihinin en az rahatsızlık veren seks sahnesiydi. Bu genç kadınların seks yapmak istemesinin normal ve doğal olduğunu gösterdi" yorumunda bulundu.
Dr. Genz, bu ilişkinin "bir güç hamlesi değil, rızaya dayalı bir hamle olduğunu" söylüyor ve ekliyor:
"Arya'nın Gendry'den gelen evlilik teklifini reddetmesi, 'evcilleştirilmeyi' kabul etmediğini gösteriyor."
Genç bir suikastçı için küçük, Westeros'taki kadınlar için büyük bir adım.
Grafikler BBC Görsel Gazetecilik ekibinden Davies Surya tarafından, Jakarta'dan Mayuri Mei Lin'in katkılarıyla hazırlanmıştır.
© Tüm hakları saklıdır.