Dünya
BBC Türkçe

Evin Cezaevi'nden kurtuluş: İranlı trans kadın Tahran'daki ünlü hapishaneyi anlatıyor

Helma şu anda Türkiye'de ve sığınma talebi incelenmesinin bitmesini bekliyor

20 Şubat 2025 10:33

Güncelleme: 20 Şubat 2025 10:41

İran'ın başkenti Tahran'daki ünlü Evin Cezaevi'nde, aralarında tanınmış siyasi tutukluların da bulunduğu binlerce mahkum ve tutuklu kalıyor. Bu cezaevi şiddet olaylarıyla da anılıyor.

Hak savunucuları bu cezaevindeki sistematik insan hakkı ihlâllerinin belgeli olduğunu söylüyor.

Bilgisayarlara sızma konusunda uzman bir grup 2021'de bu hapishanenin güvenlik kameralarının görüntülerini ele geçirdi ve mahkûmlara kötü muameleyi gösteren görüntüleri yayınladı.

Görüntüler arasında trans bireyler ile eşcinsellerin tutulduğu özel koğuştan elde edilen kayıtlar da yer alıyor.

BBC ilk kez bu görüntülerde yer alan bir kişiye ulaşarak kayıtları doğrulayabildi.

Trans bir kadın olan Helma, Evin Cezaevi'nde farklı zamanlarda birkaç kez tutuldu.

Türkiye'de bulunduğu sırada BBC'ye konuşan Helma, tutukluluğu, hapis hayatı ve kamera kayıtlarında yer alan görüntülerle ilgili ayıntılar verdi.

Helma 19 yaşındayken "başörtüsünü uygunsuz şekilde taktığı" ve kadın kıyafetleri giydiği için ilk kez hapse atıldığını anlatıyor.

"Sonra iki kez daha hapse atıldım, toplamda hayatımın bir yıldan fazlasını hapiste geçirdim" diyor.

Helma bilgisayar korsanları tarafından elde edilen cezaevi kayıtlarındaki kişilerden birinin kendisi olduğunu doğruladı.

Bu görüntüde kavga eden mahpusların bulunduğu bir koğuşta ayakta dururken görünüyordu.

Aynı kayıtta gardiyanların, koğuştaki bazı kişilere şiddet uyguladığına ve sürüklediğine dair görüntüler var.

Helma, mahpusların cinsel tacize veya saldırıya uğradığını da anlatıyor.

Hapishanedeyken başka bir trans kadının intihar girişiminde bulunduğuna şahit olduğunu söyledikten sonra kendisinin de koşullar nedeniyle hayatına son vermeye çalıştığını anlatıyor.

'Hiçbir suç işlememesine rağmen' hapse atıldı

Helma 2019 yılında Tahran'da ahlak polisi tarafından tutuklandı.

"Onlara trans olduğumu söyledim ve kamusal alanda kadın kıyafetleri giymeme izin veren resmi izni gösterdim, ancak umursamadılar" diyerek o günü anlatıyor.

Kendisine imzalı bir taahhütname ile serbest bırakılacağı sözü verildiğini ancak 30 gün cezaevinde tutulduğunu söylüyor.

İran'da eşcinsel ilişki kuranlar ölüm cezası tehdidi ile karşı karşıya.

Ancak din adamları bir kişinin "yanlış cinsiyette bir bedene sıkışmış olabileceği" fikrini kabul ediyor.

Helma o gün bir kadın polisin, bu şekilde giyinmesi için kendisine para ödendiğini veya seks işçisi olarak çalıştığını yazılı olarak belirtmesi halinde serbest kalacağı sözünü verdiğini anlatıyor.

"Böyle bir şeyi ilk kez yaşıyordum ve onları dinlersem beni serbest bırakacaklarını düşündüm" diyor.

Buradan yine Tahran'da bulunan Vozara Caddesi'ndeki ahlak polisi gözaltı merkezine götürüldü. Geceyi bu karakolda geçirdi.

22 yaşındaki Mahsa Amini Eylül 2022'de bu gözaltı merkezinde hayatını kaybetti.

Amini'nin gözaltında ölümü ülkede aylar süren protestoları başlattı.

Helma geceyi geçirdiği bu merkezde, hakarete uğradığını, aşağılandığını ve üst araması sırasında elle cinsel tacize uğradığını iddia ediyor.

"Sabaha kadar hücremde ağladım. Buradaki duvarda, tanıdığım bazı başka trans kadınların da isimleri vardı" diyor.

Ertesi gün mahkemeye çıkarıldı.

"Hakim bir din görevlisiydi ve bana küfür ediyordu. Bana sürekli 'Neden bu kıyafetleri giyiyorsun? Neden saçlarını uzattın? Kayıtlarda erkek olduğun yazıyor!' diyordu.

"Ona 'Ben transım. Cinsiyetimi içselleştirebileyim diye bu kıyafetleri giyme iznini bana bir doktor verdi" dedim."

Helma, hakimin kendisine iki yıl ceza verdiğini ve yaklaşık 15 bin dolara karşılık gelen kefalet ücreti belirlediğini söylüyor.

Bu cezanın, ahlak polisinin kendisine imzalattığını söylediği itiraf üzerinden verildiğini anlatıyor.

Ailesinin kadın kıyafetleri giydiği için tutuklandığını bilmesini istemiyordu. Bu yüzden kefalet ücretini bir araya getiremedi.

Helma sonra Evin Cezaevi'ne transfer edildi ve şartlı tahliye edilmeden önce 30 günden fazla orada kaldı. Daha önce sabıkası bulunmadığı ve suçlamalara ilişkin kanıt olmadığı için bir ay sonra tahliye edildiğini söylüyor.

Serbest bırakıldıktan sonra biri sokaktayken, diğeriyse arkadaşının evinde iki kez daha tutuklandı:

"Ne sokakta ne de evde güvendeydik. Evi eşcinsel bir arkadaşımla kiralamıştım, komşular bizi polise ihbar etti."

Kefaleti ödeyemediği için Evin Cezaevi'nde daha fazla zaman geçirdi.

BBC Farsça Servisi, tutukluluğu ve cezaevi sürecine ilişkin kanıtları, Helma'nın sağladığı resmi belgeler ve İran yargısından sızdırılan belgeler üzerinden doğruladı.

Ona yöneltilen suçlamalar arasında "kadın kıyafetleri giymek, aşırı makyaj yapmak, dar veya açık kıyafetler giyerek kamu ahlakını bozmak" ve "yolsuzluk, fuhuş ve yasadışı yollarla gelir elde etmek" vardı.

BBC'nin elde ettiği bir resmi belge kanunsuz gelir elde etmekle ilgili suçlamadan beraat ettiğini gösteriyor.

Cezaevinde hayat


Sızdırılan Evin Hapishanesi görüntülerinden bir kayıtta, bir trans kadının intihar etmeye çalıştığı an görülüyor

 

Ağustos 2021'de siber korsanlardan oluşan Edalat-e Ali (Ali'nin Adaleti) adlı bir grup, Evin Cezaevi'nin güvenlik kameralarından alınan görüntüleri yayınladı.

Bu kayıtlarla trans ve eşcinsel bireylerin tutulduğu koğuşlar da ilk kez gün yüzüne çıktı.

Elde edilen kayıtlardan biri, bir mahpusun intihar girişiminin hemen sonrasına aitti.

Selma bu kayıtta bulunduğunu kendisini göstererek doğruladı. BBC Farsça'nın elde ettiği resmi mahkeme belgeleri de kayıt tarihinde Evin'de tutulduğunu gösteriyor.

Helma bu koğuştaki günleri anlatıyor:

"Burası 240 numaralı koğuş. Haftada bir kez sadece 10 dakika temiz hava almak için dışarı çıkmamıza izin veriliyordu.

"Tuvaletlerin içinde bile kameralar vardı. Hapishane memurları tarafından sürekli sözlü olarak aşağılanıyorduk."

Helma kadın memurlar kendilerine üst araması yapmayı reddettiği için, cezaevine girişte erkek memurlar tarafından arama yapıldığını da anlatıyor.

Bu koğuştaki tutukluların, cezaevi görevlileri ve hatta ilaç yazımı sırasında cezaevi doktorları tarafından rutin olarak elle cinsel tacize maruz kaldığını söylüyor. 

"Kendisine verdiği zararı" unutmak için yara izlerinin üzerine dövme yaptırdı

Sızdırılan güvenlik kamerası kaydında, bir trans kadının hapishane tuvaletinde intihar girişimi var.

Helma, "13 kez tutuklanmıştı. Onu durdurmaya çalıştım ama yine de yaptı" diyor ve bu kişinin bir süre komada kaldığını söylüyor.

Helma, hapishanedeki psikolojik baskı nedeniyle kendisinin de birkaç kez intihar etmeye çalıştığını anlatıyor.

Bileklerindeki yara izlerini gösteren Helma, "Ben de Evin Hapishanesi'nde bunu yaptım" diyor.

Yara izinin üzerinde gülümseyen bir figür dövmesi var.

"Kendime bunu yaptığımı unutabilmek için yara izinin üzerine bu dövmeyi yaptırdım" diyor.

Kendi intihar girişimini durdurmak için görevlilerin bir şey yapmadığını, hatta bir keresinde cezaevi hastanesinde çalışan bir temizlik görevlisinin kendisine hap bile sağladığını söylüyor.

Cinsiyet değişimi baskısı

Eşcinsellik gibi farklı cinsel yönelimler İran'da kabul görmüyor ve eşcinsel ilişki kuranlara ölüm cezası verilebiliyor.

İslam Devrimi'nden çok önce 1960'larda, daha sonra İran'ın lideri olacak Ayetullah Ali Humeyni, cinsiyet değişiminin dinen caiz olduğunu ilan eden bir fetva yayınladı.

Bu fetvaya dayanarak, İran'da cinsiyet değişimi ameliyatlarına yasal olarak izin veriliyor.

Ancak son yıllarda LGBT hakları savunucuları, İran hükümetinin trans bireyleri cinsiyet değiştirmeye ikna etmeye çalıştığını ve ameliyatlara zorladığını kaydediyor.

Oldukça karmaşık ve pahalı olan bu ameliyatlar sonrası kişiler ciddi sağlık sorunları yaşayabiliyor.

Bu ameliyatları olmayan bazı kişiler, kimlikleri üzerinden ayrımcılık ve soruşturma ile karşı karşıya kalabiliyor.

Mahkemelere çıkarılan trans bireyler de yargı mensuplarının bu tür davaları ele alma noktasında çoğu zaman kafa karışıklığı yaşadıklarına işaret ediyor.

Akrabaları öldürmekle tehdit etti

Ailesi tutukluluğu sırasında Helma'nın hapiste olduğunu bilmiyordu.

Helma annesiyle telefonda konuşurken, aramanın bir hapishaneden yapıldığını söyleyen otomatik mesaj duyulmasın diye konuşmayı kısa tuttuğunu anlatıyor.

Sonunda Helma'nın akrabaları hapiste olduğunu öğrendi ve onu öldürmekle tehdit etti.

Bu tehditler nedeniyle cezaevi yönetiminden, hiçbir aile üyesinin ziyaretine izin verilmemesini istedi.

Son yıllarda İran'da birçok trans birey ve eşcinsel, ailelerinin erkek üyeleri tarafından öldürüldü.

Öldürülenlerden bazıları yaşadıkları şehirleri dahi değiştirmişlerdi.

Bu tür cinayetlerde katiller, genellikle aile itibarını korumaya çalıştıkları savunmasını yapıyor.

Trans ve eşcinsellerin her zamankinden daha savunmasız olmasının nedenlerinden biri aile desteğinin olmaması.

Helma şöyle anlatıyor:

"İran'da, cinsel kimliğinizle yüzleşmeye başladığınızda, aileniz bunu kabul etmeyi reddediyor. Evinizi terk edip, daha geniş toplum arasında yaşamaya zorlanıyorsunuz. Burada daha büyük sorunlara açık hale geliyorsunuz."

BBC Farsça Servisi, Evin'de trans bireylerin de tutulduğu koğuşta kalmış başka kişilerle de konuştu.

Aileleri tarafından reddedilen bu tutukluların çoğu kefalet ücretini karşılayamadı. Bu nedenle, küçük suçlamalar veya suçlar nedeniyle aylarca hapis yatmak zorunda kaldılar.

Mahsa Amini'nin ölümü sonrası İran'a yayılan "Kadın, yaşam, özgürlük" hareketi ortamında, ailelerinin veya arkadaşlarının desteğine sahip bazı kişiler, artık cinsel kimliklerini gizlemeyebiliyor.

Helma İran'da yaşadıkları sonrası Türkiye'ye taşınmaya karar verdi.

Ancak orada da güvende olmadığını anlatıyor.

Maruz kaldığı bir şiddet olayında çenesi kırıldı. BBC'ye gösterdiği mahkeme belgelerinde transfobik ve ırkçı kişilerin kendisine saldırdığını iddia ediyor.

Bu süreçte Birleşmiş Milletler aracılığıyla bir sığınma başvurusu da yaptı.

Davasının incelenmesi için üç yıldır bekliyor.

Tüm bu zorluklara rağmen, halen bir hayale tutunduğunu söylüyor ve "Bu gezegendeki herkes gibi, okuyabileceğim, çalışabileceğim ve normal bir hayat yaşayabileceğim bir ülkeye taşınmak istiyorum" diyor.

BBC Farsça Servisi, İran'da yasaklı durumda bulunuyor.

İran hükümeti, Evin Cezaevi'nde, gerekli tüm insani standartların sağlandığını ve mahkumlara kötü muamele edilmediğini savunarak, insan hakları ihlâlleri iddialarını rutin olarak reddediyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir