Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, son günlerde MHP ile yaşadığı problemlere ilişkin olarak partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin "Yerel seçimler için herhangi bir ittifak beklentimiz, arayışımız, niyetimiz artık kalmamıştır” açıklamasıyla ilgili olarak "Gördük ki MHP kendisi için çok farklı bir tercih yaptı, saygı duyarız. Madem biz yolumuza diyorlar biz de herkes kendi yoluna” dedi.
MHP ile AKP arasındaki ayrımın önemli sebeplerinden birisi olan af tartışmasına da değinen Erdoğan, uyuşturucu baronlarını örnek göstererek "Efendim neymiş aldatılmış. Ne demek aldatılmış. 6-7-8 yaşındaki çocuk mu? Allah aşkına bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz?” diye konuştu.
Danıştay’ın ‘Öğrenci Andı’ kararına yönelik devam eden gündemi de değerlendiren Erdoğan, MHP’yi ırkçılıkla suçlarken "Bize göre milletimizin en büyük ve en etkili andı İstiklal Marşımızdır. İstiklal Marşımız dışında bir ant tanımıyoruz, tanımayacağız. Türküm... Türküm ben. Ama şunu söyleyeyim ben Türkçü değilim. O başka bir şey bu başka bir şey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır, yok” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, grup toplantısının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada da "Cumhur İttifakı noktasında bizim bir sıkıntımız yok. Cumhur ittifakına leke gelmesini istemeyiz. MHP de biz de kendi adaylarımızla meydanlarda olacağız" dedi.
Erdoğan, “Bahçeli ile görüşme şu anda yok ama olmaması için gerekçe yok” ifadesini de kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- AK Parti ve MHP iki ayrı partidir. Anlaştığımız hususlarda birlikte hareket ederken ayrıştığımız konularda kendi yolumuzu takip ederiz. MHP ile af, Danıştay, erken emeklilik gibi kimi hususlarda farklı düşündüğümüz görülüyor. Biz ittifaka verdiğimiz önem sebebiyle değerlendirlerimizi yapıcı bir dille ifade etmeye çalıştı.
- Bizim siyaset tarzımızda da böyle bir uslüp yoktur. Af meselesi gündeme geldiğinde arkadaşlarıma talimat verdim. Böyle bir düzenlemenin milletin vicdanını rahatsız edeceğini gösterdi. Teklife sıcak bakmadığımızı anlatmaya çalıştık. Temel ilke devlet kendisine karşı işlenen suçları af yetkisine sahip olabilir ama kişiye karşı işlenen suçları af yetkisine sahip değildir.
- Bir defa şunu çok iyi anlamamız gerekiyor. Eğer adalet mülkün esasıysa o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil savranmaya mecburuz. Kalkıpta uyuşturucu baronlarıyla torbacılık yapanları bir araya getirmek ayrı ayrı değerlendirmek bunu anlamak mümkün değil. Biz baronlarla da torbacılarla da içenlerle de mücadele ediyoruz. Hiçbir dönemde uyuşturucuyla mücadelede bizim iktidarımız döneminde olduğu kadar yoğun bir mücadele verilmemiştir. Şu anda 50 binin üzerinde uyuşturucu mahkumu var. Allah aşkına bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz? Efendim neymiş aldatılmış. Ne demek aldatılmış. 6-7-8 yaşındaki çocuk mu? Bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz. Katillere mi kader mahkumu diyeceğiz. Hırsızlık, bunları yapanlara mı diyeceğiz. Cezaevinden çıkarıyorsunuz daha fazla hırsızlık yapmaya devam ediyor. Biz devlete karşı işlenmiş suçlarda ne yapılması gerekiyorsa yaparız. Biz devlet olarak bir katili affettiğimiz zaman maktulün ailesini bunu nasıl anlatacağız? Aynı şekilde emeklilikte yaşa takılanlar diye ifade edilen meselede ülkemizin kaldıramayacağı bir yükün fotoğrafı çıktı. Bunun kararını Meclis verecektir. Bizim kimseyi ne kurum ne de isim olarak hedef almamız söz konusun değildir. Sosyal medyadaki açıklamaların yanlış anlamadan kaynaklandığını düşünüyor ve üzülüyorum."
- Devlete karşı suçlarda yapılabilecek olanları yerine getirmeye gayret ederiz.
"Siz Türkçülük yaparsanız Kürt vatandaşın Kürtçülük yapma hakkı doğar"
- Andımız konusunda Türkiye'yi haketmediği bir tartışmaya sürükleyen bu karar bazı hastalıkların hala yaşadığını gösteriyor. Andın ilk halini, Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversiteleri perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır. İnsanları kafataslarına göre sınıflandıran çalışmaları destekleyen bu kişi aynı zamanda Türkçe ezan zulmünün de mimarıdır. Bize göre milletimizin en büyük ve en etkili andı İstiklal Marşımızdır. İstiklal Marşımız dışında bir ant tanımıyoruz, tanımayacağız. Türküm... Türküm ben. Ama şunu söyleyeyim ben Türkçü değilim. O başka bir şey bu başka bir şey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır, yok. Her etnik unsur, kendi etnik unsuruyla iftihar edebilir. Ama cılık cılık etmez, mesele bu. Sizin Türkçülük yapma hakkınız var o zaman benim Kürt vatandaşımızın Kürtçülük yapma hakkı doğar."
Bozdağ ağladı
Erdoğan, Bahçeli ile AKP Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ arasındaki tartışmaya da değindi. Erdoğan'ın Bozdağ'ı savunduğu bu kısımda AKP'li vekil gözyaşlarını tutamadı. Erdoğan'ın Bozdağ'ı ağlatan sözleri şöyle:
"Ben ayrımcı değilim diyeceksin, yıllarca bakanlık yapmış arkadaşımıza bir taraftan hakaret bir taraftan tehdit savuracaksın. Benim bakanımın arkasında bizler varız. Doğrusu bakanımıza yönelik bu tehdidi ve hakareti gerçekten bir genel başkana yakıştıramadım. Bu çok üzücüydü. Buna yol arkadaşımı feda edemem. Benim arkadaşımın yakından uzaktan ırkçılıkla alakası yok. Kökeni Kürt olabilir, bu millete hizmet etme aşkını yaşamış bir arkadaşımızdır. Neden hedef saptırıyorsunuz. Bu bakanımızın şehrine ve ülkesine büyük hizmetler yaptığına şahidiz. Hiçbir arkadaşımızın tehdit edilmesine göz yumamayız. Bizim Türklükle bir sıkıntımız yok."
"Herkes kendi yoluna"
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Görüş farklılıklarımızın Cumhur İttifakı'na gölge düşürmesine izin vermemeliyiz. Biz Cumhur İttifakı'nı ülkemizin son yıllardaki en önemli kazanımlarından biri olarak görüyor ve gelceğe taşımak istiyoruz. Bu ittifaka zarar verecek hiçbir işin içerisinde olmadık, olmayız. Milletimizin emaneti olan Cumhur İttifakı'nı gündelik siyasi tartışmaların üzerinde tutumak istedik. Gördük ki MHP kendisi için çok farklı bir tercih yaptı, saygı duyarız. Söyleyeceğimiz tek şey yerel seçimlerde madem biz yolumuza diyorlar biz de herkes kendi yoluna deriz."