Gündem

Erdoğan: Önemli olan İdlib'de yaşam tarzını kontrol altında tutmak, Kürtlerin tarzları buraya uygun değil

24 Ekim 2019 21:29

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TRT’de canlı yayınına katıldı. Cumhurbaşkanı Özel yayınında Erdoğan, Serdar Karagöz, Andrea Sanke ve Pelin Çift'in sorularını yanıtladı.

Konuşmasında SDG Komutanı Mazlum Kobani'nin "kırmızı bültenle aranan bir terörist" olduğunu söyleyen Erdoğan, "ABD'nin bu adamı bize teslim etmesi lazım, kırmızı bültenle aranmanın gereği budur" dedi. Erdoğan, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun bu amaçla yazışma başlatacağını belirtti.

"Münbiç Araplarındır" diyen Erdoğan İdlib içinse "Önemli olan İdlib'de yaşam tarzını kontrol altında tutmak. Bu da en çok Araplara uygun. Kürtlerin tarzları buraya uygun değil" dedi. "Neden" sorusunaysa "Çöl burası" diyerek cevap verdi.

13 Kasım'daki Washington ziyaretini teyit eden Erdoğan, beraberinde ABD Başkanı'nın mektubunu da götüreceğini söyledi. "Bu pozitif hava içerisinde temennim o ki Suriye'de bu ağır silahların süratle temizlenmesi ya da bu silahların Türkiye'ye terki. NATO'da beraberiz ya? Silahları bize versin. Yabancıya gitmemiş olur" diyen Erdoğan, güvenli bölge için altyapı çalışmalarına ilişkin planları olduğunu ancak finansmanını sadece Türkiye'nin karşılayamayacağını söyledi. Uluslararası donörlerin de dahil olması gerektiğini söyleyen Erdoğan "Biz bir-iki yıl içinde inşa ederiz" dedi. 

Suriye'de tutuklu bulunan IŞİD'lilerin bilgilerinin ellerinde olduğunu söyleyen Erdoğan, bunların az bir kesiminin Türk olduğunu, Türklerin yargılamalarının cezaevinde ya da Türkiye'de yapılabileceğini söyledi. Erdoğan bu IŞİD'lilerinin 70 kadarının kadın olduğunu, aralarında çocukların da bulunduğunu belirtti.

Ekonomi sorusuna, "yüksek enflasyonun nedeninin yüksek faiz olduğu" tezini savunarak cevap veren Erdoğan "Bakın ABD'de enflasyon yüzde 1 ya da 1,5" dedi. Göreve gelmelerinden sonra faiz ve enflasyon oranlarının düştüğünü belirten Erdoğan, "Sonra Taksim olayları.. Sorosların karışmasıyla yine çift haneye çıktı" diye konuştu.

Merkez Bankası'nın bağımsızlığı üzerine konuşan Erdoğan, "Araç olma konusunda bağımsızlığını savunurum ama amaç olma konusunda bağımsızlığını savunamam" ifadelerini kullandı.

Barış Pınarı Harekâtı konusunda Türkiye toplumunun yüzde 75-80 oranında desteğini aldıklarını söyleyen Erdoğan, TSK ile birlikte harekâta katılan Suriye Milli Ordusu için "Bu mücadelede, silahlı kuvvetlerimizle beraber Suriye Milli Ordusu da cansiperane mücadeleye girdi. Onlar adeta ölümü korkutan insanlar, ölümün üzerine üzerine giden insanlar" ifadelerini kullandı.

Erdoğan Suriye Milli Ordusu'ndan 96 kaybın, 367 yaralının olduğunu, TSK'dan 7 asker ve 20 sivilin şehit olduğunu, 95 askerin ve 127 sivilin yaralandığını açıkladı.

"Dışişleri Bakanı iade için işlem başlatacak"

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

"911 km sınırımız var, sürekli taciz ediliyoruz, bunları 8,5 yıldır yaşıyoruz.

"Mazlum denen kod adı bu, kırmızı bültenle aranan bir teröristtir. ABD'nin bu adamı bize teslim etmesi lazım, kırmızı bültenle aranmanın gereği budur. Adalet Bakanımız da zannediyorum bu arada yazışmaları yapacaklar, (Mazlum kod adlı teröristi) isteyecekler.

"Pınarlar oralarda (Fırat'ın doğusu) bol olduğu için biz buna Barış Pınarı olsun dedik. Barış Pınarı Harekatı da böylece başlamış oldu.

"Biz Kürtlere karşı değiliz, biz kardeşiz. Bizim derdimiz teröristlerle.

"Biz şu anda 1 haftalık süreci bekliyoruz. 150 saatten sonraki süreç müşterek devriye güçlerimizin bu bölgede gezeceği dönemdir. Ondan sonra her iki tarafta da batıda da doğuda da devriye yapacağız. Ayn El Arab'da ABD'liler diyor buraya girmeyin, Ruslar da diyor ki girin. Biz gelişmelere göre kararımızı vereceğiz.

"Münbiç Arapların"

"Orada bir de Münbiç var. Münbiç'i 90 günde boşaltacağız demişlerdi. 90 günde boşaltacağız diyen ABD orayı boşaltamadı. Münbiç yüzde 85-90'ı ile Arapların. Buradaki insanlar topraklarından oldu. Bunların tekrar topraklarına dönmesini sağlamak istiyoruz. Münbiç'te aşiretler diyor ki ne olur gelin.

"Soçi'de birçok odanın içinde ekipler gide gele çalıştık. Dışişleri Bakanları bir tarafta, Savunma Bakanları başka bir tarafta çalışıyor. Sayın Putin ile ben, Sayın Putin'in özel görüşmelerini yaptığı terasa çıktık, samimi bir şekilde görüştük. Hazırlıklarımızı bitirdik. Heyetler arası hazırlanan 10 maddelik metni gözden geçirdik ve nihai kararı verdik. 

"Trump benimle olan münasebetinde samimi. Bugüne dek dürüst davrandı. Tabi anlaşamadığımız noktalar var. Kendi kapak yazısıyla o teröristin mektubunu bana göndermesi. Telefon görüşmesinde de bunu ona yakıştıramadığımız söyleyip kınadım. 13'ünde de o mektubu yanımda götüreceğim.

"Teröristle aynı masaya oturmam"

"Kendisine (Trump) de Sayın Putin'e de söylediğim bir şey var. Ben bir teröristle aynı masaya oturmam. Savaş hukukunda devletler arasında savaş olur. Burada bir terör örgütünün başıyla oturup müzakere etmezsiniz. Terörist ya! Ama devletler arasında bu tür müzakereleri yaparsınız. O zaman ne oldu? 'Ben Pence'i ve Pompeo'yu göndereyim' dedi. Bu heyet geldi. Bunlarla arkadaşlarımız ve ben oturduk konuştuk. Görüşmelerimizi yaptık. 13 maddeyi bağladık. Hiçbir yerde terör örgütüyle anlaşma ifadesi geçmez. 'Amerika ile Türkiye Cumhuriyeti şu şu şu konularda anlaşmıştır'. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti bir terör örgütüyle anlaşma yapacak kadar alçalmamıştır. Oraya gün koymadık 120 saat dedik. O 120 saat doldu. Sonra Rusya ile yaptığımız anlaşma başladı. O ne kadar? 150 saat.

"Ağır silahları bize versinler, yabancıya gitmemiş olur"

"Bizim 13'ünde Amerika'ya gitmemize bir engel kalmadı. Bu pozitif hava içerisinde temennim o ki Suriye'de bu ağır silahların süratle temizlenmesi ya da bu silahların Türkiye'ye terki. NATO'da beraberiz ya? Silahları bize versin. Yabancıya gitmemiş olur.

"(Suriyelilerin) bir şekilde dönebilecekleri bir güvenli bölge inşa ediyoruz. Bunu güvenli bölge olarak gerçekleştirebilirsek.. Biz planı yaptık, dersimizi çalıştık. Ben bunu BMGK'da görüştüğüm tüm devlet başkanlarına verdim. Bu plan içinde altyapı var hastane var okul var... Devlet mi kuruyorsunuz diyorlar? Devlet kurmakla ne alakası var. Biz Cerablus'ta altyapı yaptık. El Bab bu şekilde. Biz inşa ve ihyaya geldik, yıkmaya değil. Şimdi donörler olarak toplanıp bu inşaları yapalım. Biz Türkiye olarak tek başımıza yapamayız. Bizim için Suriye'nin toprak bütünlüğü her zaman önceliğimiz. Suriye Suriyelilerindir.

"Petrol yatakları üzerinde birilerinin planları var"

"Bizim için ilk etapta terör örgütlerinin 32 km'nin dışına çıkması (önemli). İlk 10 km'de Rusya ve rejim güçleriyle devriye hizmeti vereceğiz. Tel Abyad ve Rasulayn tamamen bizim kontrolümüzde olacak. 32 km'nin ötesinde Rus, rejim ve koalisyon güçleri bulunuyor. Rakka ve Deyrizor'da petrol yatakları var. Buralarda birilerinin gözleri var. Bir de Kamışlı var. Burada da petrol var. Burada da hesaplar var. Bu hesapların bize zarar vermeleri durumu olduğunda bunların kafasını ezeriz. 

"İdlib Kürtlerin yaşam tarzına uygun değil"

"Bizim için uçuşa yasak diye bir şey söz konusu değil. Astana süreciyle bizim Rusya-İran-Türkiye olarak dayanışmamız var. Bu olmamış olsaydı İdlib kan gölüne dönerdi. Burada 300-400 bin nüfus bize yürüyüşe başlamıştı. Silahlar durunca bu yürüyüş durdu. İdlib devasa bir alan. Önemli olan bu devasa alanda böyle bir birikimi kontrol altında tutmak. Yaşam tarzını kontrol altında tutmak. Buna da en uygun olan Araplardır. Kürtlerin yaşam tarzları buraya uygun değildir. (Neden sorusu üzerine?) Buralar çöl bölgeleri.

"YPG (DEAŞ'lıları) salıverdiler. DEAŞ'lılar salıverilince yeni bir mücadele alanı oldu. Ve bizim sayemizde bunlar ülkemize giremediler. Girmek isteyenleri de kendi ülkelerine gönderdik. Sayın Trump da hassasiyetimizi görerek bu konuda bizden yana tavır koydu diyebilirim. Hareketi müşterek sürdürme konusunda beraber adım attık, süreç içinde de kontrollü bir şekilde sürdüreceğiz. Hangi cezaevinde DEAŞ'lı var biliyoruz. Elimizdeki bilgi dosyalarında kaç Fransalı, Hollandalı var biliyoruz. Ağırlıklı olarak Fas'tan, Sudan'dan da var. Az sayıda da olsa maalesef Türk de var. Bunların yargılaması cezaevinde olabilir. Türkler buraya getirilip burada yargılanabilir. Bunların arasında kadınlar var. 70 civarında kadın var, çocuklar var.

"(Uluslararası alanda gelen tepkilerde sizin en çok şaşırtan, üzen hangileri oldu?) Çok ciddi dezenformasyon var. Koskoca devlet başkanı bakıyoruz bilgiyi kaynağından almamış. Neden bunu bana sormuyorsun da terör kaynaklarından alıyorsun? Biz NATO da beraber değil miyiz? 

"Biz medeni dünyanın temsilcisiyiz. Karşımızda medeni dünyanın terörle mücadelesi var. Medeni dünya terörden yana değil bizden yana olmak zorundadır. Onlar bunu bulmakta zorlanıyor. Gün ola harman ola. Yarın terör senin de canını yakar. Ama biz istiyoruz ki böyle bela kimsenin başına gelmesin. Mesela Sarı Yelekliler. Mesela bir TIR'ın içinde 39 ceset bulunmuş. Nereden gelmiş diye tartışıyorlar. Nereden gelirse gelsin. Kısa süre önce 69 tane yine bir TIR'ın içinde. Bunlar çok acı şeyler. Biz her zaman hakikatten yana olduk. Terörü kaynağında kurutma kararımız var, ülkemize girmeden kurutmak istiyoruz. Destek verirseniz terör bir gün gelir gözünüzü oyar.

"Arap Birliği İslam dünyasının hiçbir sorununa cevap verememiştir"

"Arap Birliği'nin ortaya koyduğu o tepkinin.. Üstü şişhane altı kaval diye bir söz var ya. Böyle bir tarafı var. 6 yıl önce bunlar Suriye'yi Arap Ligi'nden çıkardılar. Şimdi geri almak için değerlendirme yapıyorlar. Niye çıkardılar, neden alıyorlar? Arap milliyetçiliği mi yapıyorlar, Türkiye karşıtlığı yapıyorlar. Bunların 3,5 milyonu Arap. Bunları besleyen biziz. Bunları varil bombalarının altında bırakacaksınız, sahip çıkan Türkiye'ye karşı çıkacaksınız. 

"Ben Arap dünyasına değil tüm İslami dünyaya sesleniyorum. Tayyip Erdoğan ne bölgesel milliyetçilik yapar ne de küresel milliyetçilik yapar.

"Bay Kemal ne dedi? Biz iş başına gelirsek bunları yine Suriye'ye göndereceğiz demedi mi? Ama biz böyle demiyoruz. Bu insanlar bombalardan kaçarak geldiler. Biz bu muhacirleri bombalara teslim edemeyiz. Bizim kültürümüzde muhacir vardır ensar vardır. Neler uydurdular... Maaş veriyormuşuz. Biz yoksulumuza maaş veriyoruz. Onlara konteynır kentlerde gerekli destekleri veriyoruz. Konteynırları da kaldırdık. Ama şunu söyleyeyim. Arap Birliği İslam dünyasının hiçbir sorununa cevap verememiştir.

"(Rejimle Türkiye Rusya üzerinden mi iletişime devam edecek?) Bizim Astana süreciyle ilgili olarak Rusya-İran-Türkiye üçlüsü devam ediyor. Ama İstihbarat konusundaki tespitim geçerliliğini koruyor. Bu noktada şu anda çok daha temkinli hareket etme zorunluluğumuz var. Ben rejimin doğrudan temsil edilmediği bir Astana platformunda da bu görevi rejimin garantörlüğünü üstlenen Rusya ve İran yerine getiriyor. Biz de bu şekilde çözüm buluyoruz. Soçi'de olan ikili görüşmeydi. Şimdi İran turunu gerçekleştirip son geldiğimiz durumu değerlendireceğiz, müzakereleri yapıp gelişmeleri noktalama konumuna geleceğiz.

"(Güvenli bölgenin güvenli olduğunu mültecilere nasıl anlatacaksınız? Nasıl dönmeye ikna edeceksiniz?) Cerablus'a 356 bin kişi döndü. Öncesinde kimse gelmez diyorlardı. Ama şimdi 365 bin kişi döndü. Uluslararası donörler toplantısında başta ABD olmak üzere gerekli destek verilirse bu adım atılır. Biz planlama çalışmasını yaptık. (Plan belgesini göstererek) Burada okullarına, hastanelerine varıncaya kadar her şey söz konusu.... O endişeyi taşımıyorum çünkü bu işin buradaki ABD ve koalisyon güçleri, Rusya, İran, bizler bu işi sahiplendiğimiz takdirde bu işi çözeriz. Çünkü artık başka bir şey kalmadı. Teröristler bölgeden çıkarılmış. Bu bölgede hava sahasında sıkıntı olmayacak, lojistik sağlanacak. Biz bütün inşaatları yaparız diyoruz. Bunun için 1-2 yıl gerekli. Bu şekilde tarihe bir damga vururuz. Bu güvenli bölge içinde bir mülteciler şehrini ya da şehirlerini kurmuş oluruz. Ve tarih bizi anar. ABD ve Rusya'nın buluştuğu başka bir örnek yok ama biz teröre karşı elde ettiğimiz zaferle sağlamış olduk. Bu şansla değil, milletimizin askerimizin ve Suriye Milli Ordusu'nun teröre karşı elde ettiği zaferdir.

"Avrupalılar sözlerini yerine getirmiyorlar"

"(Suriyelilerin kaçı dönmek istiyor?) Nihai bir oran yok. Ama Avrupa'nın kapılarını açarsak çok ciddi oranda gidiş olur diye düşünüyorum. Ama Türkiye'yi çok sevip buradan ayrılmayı istemeyen de çok.

"(Avrupalılar çok tedirgin oluyor efendim bu sözlerinizden?) Napayım? Avrupalılar sözlerini yerine getirmiyorlar. 3 milyar avro geldi. Bizim yaptığımız harcama 40 milyar doların üzerinde. Ama biz devam edeceğiz. Bu insanları bu şekilde yüzüstü bırakamayız. Ve dünya bu Suriye trajedisine 8,5 yıl sessiz kaldı. Bu terörden temizlediğimiz bölgeye bakalım destek verecekler mi? Hala bekliyoruz. Boris bu teklifi yaptı ama ben Boris'e 'Londra'da bu olmaz, olacağı tek yer var. İstanbul, Şanlıurfa ya da Gaziantep. Bunlar da olmuyor derseniz 3-4 Aralık'ta Londra'da NATO liderler zirvesi var. Onun öncesinde ya da sonrasında yapalım' dedim.

"Millete hesabı Merkez Bankası mı verecek?"

"(Geçen yıldan bu zamanda nasıl adımlar atıldı da Türkiye ekonomisinin dirençliliği bugün bu şekilde?) Bir şeye çok kararlı bir şekilde inanıyorum. Benim saham birinci derecede ekonomidir. Ekonomide de faizin ne denli bir bela olduğuna inanırım. Benim de özellikle üstünde çalıştığım şey dünyada gelişmiş ülkelerde faiz oranları nedir? ABD'de ne? 1,5-2. Japonya'da eksi. Avrupa'da 1, 1.5, 2. Bize ne oluyor da bu 40 puanlara çıkıyor. Biz göreve geldiğimizde yüzde 63'tü biz 4,6'ya indir. Enflasyon 30'du 7,2'ye indirdik. Sonra ne oldu? Malum Taksim hadiseleri falan. Taksim hadiseleriyle Soroslar falan devreye girdi. Bunların devreye girişiyle faiz ve enflasyon çift hanelere çıktı. Biz faizi düşürelim derken kendi ülkemde birileri faizi artıralım dedi. Hala daha var. Merkez Bankası bağımsızdır falan diyorlar da. Merkez Bankası bağımsız da, milletime bunun hesabını Merkez Bankası mı ödeyecek? Seçim sandığına Merkez Bankası mı gidiyor? Biz gidiyoruz. Hesabı biz verdiğimize göre adımları da atmamız lazım. Araç olma konusunda bağımsızlığını savunurum ama amaç olma konusunda bağımsızlığını savunamam. Yeni yönetim sisteminde bunu getirdik. Merkez Bankası Başkanı'nı Başkan görevden alabilir dedik. Gördük de. Faizler ciddi manada düştü. Bu bir şeyi getirecek. Türkiye'de niye yatırım olmuyor? Yüksek faizle yatırım olur mu? Ama şimdi ne oldu? Otomotiv sektöründe satışlar arttı. Konut satışında arttı, daha da artacak. Konuta baktığımızda mobilyası, perdesiyle bir çok sektör hareketleniyor. Güçlü bir Türkiye hikayesi yeniden inşallah geçmişte olduğu gibi yeniden başlayacak.

"F-35'lerin müşterisi değil ortağıyız"

"Savunma sanayimizde ciddi sıçrama var. Savunma sanayimiz yerli ve milli olmasaydı terörle mücadeleyi bu şekilde yapamazdık, Suriye'de bu operasyonu sürdüremezdik. İHA'larımız, SİHA'larımız. Akıllı bombalarımız. Ben ABD'den Obama döneminde akıllı bomba alamadım. Patriotlar da öyle. Olmayınca ne yaptık? S400 aldık. Biz isterseniz satın Patriot da alalım dedik. Şimdi F35'leri vermeyeceğiz demişler. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak 1 milyar 400 milyon ödeme yapmışım. Biz F-35'in müşterisi değiliz, ortağıyız. Bazı parçalarını biz üretiyoruz. Parasını vermişiz. NATO'da beraberiz, üretimde beraberiz ama vermiyoruz. Ben bunu idrak edemiyorum. Ama bunu da çözeceğiz. Savaş uçağı üretimimiz sürüyor.

"Yurtdışına baktığımızda bir algı var. Türkiye Barış Pınarı kararını tek başına bu kararı aldı şeklinde. ABD ve Rusya'dan destek almadınız. Peki yurtiçinden alıyor musunuz?) Milletimizin büyük çoğunluğu bu kararın destekledi. Parlamentoda terör örgütünün destekçisi olan parti dışında diğer partiler de destek verdi. Zaman zaman ana muhalefetin başındaki şahsın açıklamaları oluyor. Biz Putin ile görüşmeler yaparken bu zat garip garip şeyler konuşuyor. Ki ben Savunma Bakanımı gidip bunlara bilgi verdirtiyorum. Biz bu kadar hassas düşünüyoruz, yaptıklarına bakın. Bu bilgilendirmeyi bu denli hassas yürütürken, biz Rusya'da bu işleri konuşurken sen de kalkıp içeriden bize vuruyorsun. Ülkede bir kamuoyu araştırmasına girmedik. Ama istihbarî kaynağımız yüzde 75-80 desteğin olduğunu da görüyoruz.

"(İYİ Parti yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?) Olumlu bir tavır içindeler. Ben CHP'nin tabanında da başındaki zatın takındığı tavrın olduğuna inanmıyorum. Altı okta milliyetçilik var değil mi? (-Var).

"Bu millet her şeyden önce aziz bir millettir. Bu birlik sayesinde bu iki mutabakatı yaptık, terör koridoruna da bu balyozu indirdik. Ortada güvenli bölgenin oluşumu için atılacak adımlar var. Diploması devam edecek. Diplomasiyle bu hazırladığımız planları görüşeceğiz. Bazı şehitlerimizin ailelerine ulaştığımızda "İki evladım var onları da vermeye hazırım. Ben gitmeye hazırım" diyorlar. Bu şekilde bu milletin sırtı yere gelmez, şehitler tepesi boş kalmaz. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum. Bu mücadele silahlı kuvvetlerimizle beraber Suriye Milli Ordusu da can siperane mücadeleye girdi, 96 şehidi var, 374 yaralısı var. Bizim 7 asker 20 sivil şehidimiz var. 95 askerimiz yaralandı. Sivil yaralı sayısı da 127. Onlar adeta ölümü korkutan insanlar, ölümün üzerine üzerine giden insanlar.

"Çok teşekkür ediyorum. Tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak diyorum. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız."



Dünyada ve Türkiye'de günün gelişmeleri T24 haber bülteni Manşet'te