T24 Haber Merkezi
Dünya Neolitik Kongresi, Şanlıurfa'da Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla başladı. Kongre, 8 Kasım'a kadar devam edecek.
Şanlıurfa'da dünya çapında neolitik kültürleri anlamaya yönelik yeni bakış açılarının geliştirileceği 64'ü aşkın ülke ve 487 kurumdan bine yakın akademisyenin katıldığı uluslararası kongrenin açılışını, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy yaptı. Dünya çapında neolitik kültürleri anlamaya yönelik yeni bakış açılarının geliştirilmesi amaçlanan kongrede, neolitik döneme ilişkin geleneksel teorileri, yerleşik yaşam biçimleri, sosyal hiyerarşi ve kimlikler, inançlar ve çevresel faktörlerin yanı sıra biyoarkeoloji, tarihleme yöntemleri, fiziksel antropoloji ve jeoarkeoloji gibi çalışmalar da ele alınacak.
Şanlıurfa arkeolojik kazılarında görev yapmış Klaus Schmidt, Harald Hauptmann ve Bruce Howe gibi önemli isimler için anma konuşmaları da yapılacağı kongrede, ayrıca katılımcılar Göbeklitepe, Karahantepe, Sayburç, Çakmaktepe ve Sefertepe gibi Şanlıurfa'daki neolitik yerleşim yerlerini ziyaret etme şansını da bulacak.
Kongrenin açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, şunları söyledi:
"Neolitik dönemin kalbi Anadolu topraklarında, insanlık tarihinin en önemli basamaklarından birinin izlerini taşımaktan ve bu eşsiz mirası dünya ile paylaşmaktan onur duyuyoruz. Tarihe tanıklık eden bu kadim topraklarda, Neolitik çağın başlangıcını keşfetmek, anlamak ve tüm insanlıkla paylaşmak adına, Dünya Neolitik Kongresi’nde sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bakanlığımızın himayesinde, İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesi’nin işbirliği ile düzenlenen Dünya Neolitik Kongresine hepiniz hoş geldiniz. Bugün burada sadece bir kongre için değil, tüm insanlığın ortak kültür mirasına bir adım daha yaklaşmak için toplandık. Göbeklitepe’den Karahantepe’ye, Sayburç’tan Sefertepe’ye kadar Anadolu’nun dört bir yanında kazı çalışmalarını sürdüren bilim insanları, uygarlık tarihinin en eski katmanlarını ortaya çıkararak, bu eşsiz mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma gayreti içindeler.
Anadolu’nun insanlık tarihine yaptığı bu benzersiz katkının bir parçası olarak burada bulunan herkes, geçmişle geleceği birleştiren bir köprünün inşasında temel taşı görevini üstleniyor. 1960’lı yıllarda rahmetli hocamız Prof. Dr. Halet Çambel’in Çayönü kazıları ile başlayan Neolitik Dönem araştırmaları; 1990’lı yıllar sonrasında Güneydoğu Anadolu'da Fırat ve Dicle havzalarında gerçekleştirilen çalışmalarla desteklenmiştir. Bu çalışmalar Anadolu’nun, Dünya genelinde Neolitik Dönem’in ilk ortaya çıktığı çekirdek bölgelerden biri olduğunu ortaya çıkarmıştır.
'Benzeri tüm organizasyonları Bakanlık olarak desteklemeye hazır olduğumuzu duyurmak isterim'
Bu kapsamda Neolitik Dönemin çekirdeği olarak kabul ettiğimiz Göbeklitepe çevresinde bulunan Karahantepe-Sayburç-Çakmaktepe ve Sefertepe’de yürütülen çalışmalarla; Anadolu’da Neolitik Dönemi çok daha iyi anlamayı ve yorumlamayı başarmış bulunuyoruz.
'Geleceğe Miras Projesi, gelecek nesillere aktarma vizyonu ile yürütülmektedir'
Türkiye’nin zengin kültürel ve tarihi mirasını koruma ve geleceğe taşıma amacıyla başlatılan Geleceğe Miras Projesi, ülkemizin farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış kadim topraklarında, bu medeniyetlerin izlerini korumayı ve tanıtmayı giderek daha önemli hale getirmiştir.
2018 yılında başlatılan 12 Aylık Kazı Programı ile temeli atılan proje; bu programın başarısının ardından, kültür turizmini geliştirme vizyonunu daha da netleştirerek hayata geçmiştir. Geleceğe Miras Projesi, Türkiye’nin arkeolojik zenginliklerini bilimsel bir bakış açısıyla ortaya çıkararak, geçmişin kültürel mirasını günümüzde yaşatmak ve gelecek nesillere aktarma vizyonu ile yürütülmektedir. Geleceğe Miras Projesi, Türkiye’yi dünya genelinde bir kültürel cazibe merkezi haline getirmeyi hedeflemektedir. Bu projeyle, son 60 yılda Türkiye’de arkeoloji alanında yapılan çalışmalara eşdeğer bir başarıyı, önümüzdeki dört yıl içinde gerçekleştirmeyi planlıyor ve bu dönemin 'Türk Arkeolojisinin Altın Çağı' olarak anılmasını amaçlıyoruz" (ANKA)