Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 4

ASKERLERİ TAŞIYAN ARAÇ ŞARAMPOLE YUVARLANDI: 1 ŞEHİT, 3 YARALI Coşkun MENEK/ERZİNCAN, (DHA) - ERZİNCAN'ın İliç ilçesinde devriye görevi yapan askerlerin içerisinde bulunduğu kaymakamlığa ait araç, sürücüsünün kontrolünden çıkıp, şarampole yuvarlandı

24 Ekim 2018 13:29

ASKERLERİ TAŞIYAN ARAÇ ŞARAMPOLE YUVARLANDI: 1 ŞEHİT, 3 YARALI

Coşkun MENEK/ERZİNCAN, (DHA) - ERZİNCAN\'ın İliç ilçesinde devriye görevi yapan askerlerin içerisinde bulunduğu kaymakamlığa ait araç, sürücüsünün kontrolünden çıkıp, şarampole yuvarlandı. Kazada, 1 uzman çavuş şehit oldu, 2 uzman çavuş ile 1 astsubay ise yaralandı.
Kaza, bugün sabah saatlerinde İliç ilçesinin Boyalık köyü mevkiinde meydana geldi. İçerisinde, devriye görevi yapan 4 askerin bulunduğu kaymakamlığa ait Uzman Çavuş Çagrı Adıyaman yönetimindeki 24 ER 151 plakalı araç, kontrolden çıkıp, şarampole yuvarlandı.
Kazada, Uzman Çavuş Furkan Kaplanbaba (25) şehit olurken, uzman çavuşlar Çağrı Adıyaman ve Muhammed Tarık Dost ile Astsubay Üstçavuş Halil Burak yaralandı. Yaralı askerler, ambulanslarla Erzincan\'daki Mengücet Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi.
Uzman Çavus Furkan Kaplanbaba\'nın Sivas\'ın Gürün ilçesi nüfusuna kayıtlı olduğu bildirildi.

Görüntü Dökümü
----------------------
-Hastaneden görüntü ve detaylar

======================================

ANADOLU\'DA KADINLAR 4 BİN YIL ÖNCE TİCARİ ANLAŞMA YAPIP, MÜHÜR BASIYORDU

KAYSERİ merkeze 24 kilometre uzaklıktaki, Hititlerin Anadolu\'da kurduğu ilk kentin kalıntısı olan höyük ve etrafında onu saran Karum\'dan oluşan Kültepe Ören Yeri\'nde, programlı ve sistemli kazı çalışması 1948 yılında başladı. Kazılarda, Anadolu\'nun en eski uluslararası ticaret merkezi, Asur Ticaret kolonisi Kaniş-Karum\'da çıkan belgelere göre kadınların 4 bin yıl önce ticari anlaşma yapıp, kendi adlarına mühür bastıkları ortaya çıktı.

4 bin yıl önceye ait çivi yazılı tabletler Anadolu\'da kadının sosyal hayatta, ekonomide nasıl bir rol oynadığını gösteriyor. Kayseri-Sivas Karayolu\'nun 24\'üncü kilometresinde bulunan Kültepe\'de ilk programlı ve sistemli kazı çalışması 1948 yılında başladı. Anadolu arkeolojisinin önemli ismi Prof. Dr. Tahsin Özgüç, 2005 yılındaki ölümüne kadar kesintisiz 55 yıl kazılara başkanlık etti. Kültepe\'deki kazı çalışmaları halen, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlığında sürdürülüyor. Kültepe\'deki kazı çalışmalarında bugüne kadar 23 bin 500 çivi yazılı tablet, 20 bin adet de arkeolojik eser bulundu. 26 Haziran\'da başlayan kazı çalışmaları geçen ay tamamlandı.

Bu yılki kazılarda 2\'si tablet 76 eser ile 4 bin-4 bin 500 yıllarında yapılmış idari yapıların köşeleri ortaya çıkarıldı.

BORÇ BELGELERİNİ KARI-KOCA BİRLİKTE MÜHÜRLÜYORDU

Kayseri Büyükşehir Belediyesi\'nin desteğiyle sürdürülen bu yılki kazılar sonrası, Asur ticaret kolonilerinin başkenti Kaniş Krallığı\'nın merkezi Kültepe\'de bulunan ve sayıları 23 bin 500\'ü bulan çivi yazılı belgeler, Anadolu yerlilerinin sosyal hayatına ışık tuttuğunu belirterek, bu konudaki birikimlerini Kayseri Büyükşehir Belediyesi\'nin \'Şehir\' dergisine yazan  Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, \"Bu çağda Anadolu\'da kadın ve erkek eşitliği sosyal hayatın özünü oluşturmaktadır. Kadın,iş ve yönetimde de bu sistem içinde kendine yer bulmuştur.Devletin başında kraliçenin görev alması gibi.Yerliler arasındaki kadın ve erkek eşitliğini kanıtlayan evlenme ve boşanma mukaveleleri karşılıklı anlaşma esasına göre düzenlenmişlerdir. Evli kadınlar, kendi adlarına anlaşma yapar, onları mühürlerlerdi. Birçok borç belgesi karı-koca tarafından mühürlenmiştir. Alacaklı, borçlunun eşini de borçlu sayar, onun garantisi isterdi. Kadınlar, evli veya bekâr olsunlar, kontrata dayanan anlaşmalara ve hukuki işlere karışırlardı\" görüşlerine yer vererek, Anadolu\'da o tarihlerde kadına verilen değeri ortaya koydu.

DÜNYANIN İLK ORGANİZE TİCARET MERKEZİ

Anadolu tarihini 6000 yıl önceye dayandıran belgelerin gün ışığına çıkarıldığı Kültepe, Kayseri merkeze 24 kilometrede Hititlerin Anadolu\'da kurduğu ilk kentin kalıntısı olan höyük ve etrafında onu saran Karum\'dan oluşan Kültepe Ören Yeri\'nde yönetim binalarının, dini yapıların, ev, dükkan ve atölyelerin kalıntılarından oluşuyor.

Asurların kurduğu büyük ticaret kolonileri Karumların merkezi Kültepe\'deki Karum\'du ve diğerlerini yönetiyordu. Kültepe, Anadolu\'daki ilk yazılı tabletler, dünyanın ilk organize ticaret merkezi olan Kültepe\'de bulundu. Asur çivi yazısı ile bu tabletler arasında, zamanın tüccarlarının, halkının ve yöneticilerinin siyasi ve hukuki ilişkilerini gözler önüne seren mektuplar, senetler, mühürler ve anlaşma metinler yer aldı. Ticaret yolu üstünde stratejik öneme sahip Kültepe bu özelliğini yüzlerce yıl sürdürmüş. Kayseri\'nin Selçuklu ve Osmanlı Dönemi\'nde İpek Yolu\'nun bir parçası, günümüzde de Türkiye\'nin ticaret alanında en aktif şehirlerinden olması da Kültepe ile başlayan bu ticari hareketliliğin devamı olmuştur. Dünyaca tanınmış bu açık hava müzesi, ilk olarak 1881\'de dikkat çekti, 1925\'te Kültepe\'nin önemli bölümlerinden biri olan karum keşfedildi. 1948 yılından beri Türk Tarih Kurumu ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına bölgede yapılan kazılar sonucu Kültepe\'de Asur, Genç Hitit, Helen, Roma, Pers ve Tabal dönemlerine ait eserler ve bulgular ele geçirildi

KABULLER KRAL VE KRALİÇE TARAFINDAN ORTAK YAPILIYORDU

Günümüzden 4 bin yıl önce Anadolu\'da kadının önemli bir yere sahip olduğunun çivi yazılı tablet ve mühürlerden anlaşıldığına dikkati çeken Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, \"Kültepe tabletlerinde  4 bin yıl önce, Anadolu\'da ve Mezopotamya\'da kadının hem ailedeki yeri hem ekonomik faaliyetleri ve hem de idari görevleri çok açık bir şekilde ortaya konmaktadır. Şehir devletlerinin yönetimlerinde kralların yanında kraliçelerin de söz sahibi oldukları hakkında çeşitli metinler bulunmaktadır. Bu konuda çok dikkate değer bir tablet yukarıda bahsedilen mahkeme zaptının tutulduğu tablettir. Burada Anadolu\'da ismi belirtilmemiş bir krallığın kral ve kraliçesinin yan yana, kendilerine gelen heyeti kabulleri ve kararları anlatılmaktadır\" diyerek, tabletlerden çıkan kadınlarla ilğili bölümleri şöyle sıraladı:

\"Kaniş-Karumu\'nda oturmuş Asurlu tüccarlarla bunların Asur\'daki kadın yakınları arasındaki yazışmalar, bazı kadınların, kocalarının veya kardeşlerinin yanında aktif bir biçimde ticarî hayatın içinde yer aldıklarını ortaya koymaktadır. Erkek karşısında hukuku gözetilen ve ülke yönetiminde söz sahibi olan kadınlar elbette ki ticarî hayatın içinde ağırlıklı olarak yer almış olmalıdır. Puzur-Aşşur adlı tüccarın Waqartum adlı kadına gönderdiği TC III/I, 17\'deki mektupta bir kumaşın dokunması ile ilgili dikkate değer bazı tabirler yer almaktadır. Kadınların, kumaşların dokunmasıyla yetinmeyip, bunların pazarlanmak üzere Anadolu\'ya gönderilmesinde de ön planda yer aldıkları görülmektedir. Çeşitli ticarî konuların dile getirildiği bazı mektuplardan karı-koca, baba-oğul veya kardeşler arasındaki yazışmalarda, bazen asıl konu dışına çıkılarak satır aralarına sıkıştırılmış bazı ifadelerden bu tüccar aile fertlerinin birbirleriyle ilişkileri, aralarındaki anlaşmazlıklar ve çıkar çatışmaları hakkında bilgi sahibi oluyoruz.

EVLENME-BOŞANMA

\"Eldeki evlenme-boşanma kayıtlarından, tarihi devirlerin başlangıcında Anadolu\'da kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduklarını biliyoruz. Kültepe\'de evlenme-boşanma konusunda da tabletler ele geçmiştir. Evlenme ve boşanmalarda erkek ve kadının aynı şartlara ve aynı esaslara tabi tutulduklarını okuyoruz. Asurlular Anadolu\'da yerli bir kadınla evlenebiliyorlardı. Bu durumda ikinci bir eş almaları yasaklanmıştı. Ancak, Asur\'da\"qadiştum\"denilen bir kadınla belki geçici bir evlilik yapabilecekleri kaydedilmektedir. Hukukî olarak kadın-erkek eşitliği Anadolu halkında daha o zamanlarda belirgin durumdadır.

BAŞINI BAĞLAMAK

\'Zengin bir tüccar olan Ennum Aşşur karısı Nuhşatum\'a gönderdiği bir mektupta bazı ailevi konulara değinmekte ve \"Lalia\'nın varışında peçeyi kızın başına koyacağımö demektedir. \"Kızın başına peçe koymakö tabiri, bir tek yere göre hüküm çıkarmak zor olmakla beraber, Anadolu\'da söz kesilerek veya nişanlanarak evliliğe ilk adımını atmış kız veya erkek için kullanılan \"başını bağlamakö deyimiyle karşılaştırılabilir.

NİŞAN AKDİ VEYA BEŞİK KERTMESİ

Kültepe tabletleri içinde bir nişan akdi konusunda yazılı bir kontrat ele geçmemiştir. Anlaşılan nişan aileler arasında akdedilmekte ve herhangi bir yazılı belge gerekmemekteydi. Elimizde bir nişanın bozulduğunun resmî bir belge ile tespit edildiği hakkında bir mahkeme zaptı bulunmaktadır.

MİRAS HUKUKUNDA KADIN:

Kültepe\'de bulunmuş Kt. v/k 77 no\'lu bir mektupta, mektubu yazan Azia isimli şahıs üç kardeşine, Asur\'daki kız kardeşlerinin, babalarının vasiyetnamesini öğrenmek için kendisini taciz ettiğini bildirmektedir. Mektubun devamından anlaşıldığına göre, kız, Anadolu\'daki ağabeylerinin gelmedikleri bahanesiyle oyalanmakta ve herhalde, babalarından kalan bazı mallar kendisinden gizlenmek istenmektedir.\"

Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Asur ticaret kolonisinden genel görüntü
-Kazı çalışmalarından genel görüntüler
-Prof.Fikri Kulakoglu ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik\'in kazı alanını incelemesi
- Buluntulara ilişkin fotoğraflar
- Diğer genel detay görüntüler

Haber -Kamera: Oktay ENSARİ/KAYSERİ, (DHA)
840 MB


=====================================================

Yunus polisinin organları 5 hastaya umut oldu

BURSA\'da, taksi ile çarpışması sonucu ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleşen Yunus motosikletinin sürücüsü polis memuru Hayrettin Yılmaz\'ın (29) organları, Ankara ve Bursa\'da 5 hastaya nakledilmek üzere götürüldü.

Kaza, geçen pazar günü merkez Osmangazi ilçesi Kükürtlü Caddesi\'nde meydana geldi. Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Yunus timinde görevli 2 yıllık polis Hayrettin Yılmaz\'ın kullandığı motosiklet, geri manevra yaparak duraktan çıkmaya çalışan Sıtkı Dağ yönetimindeki taksiyle çarpıştı. Kazada, motosikletteki polis memurları sürücü Hayrettin Yılmaz ağır, Sezer Bektaş ve taksi sürücüsü Sıtkı Dağ, hafif yaralandı.
ORGANLARI BAĞIŞLANDI
Ağır yaralanan polis Hayrettin Yılmaz\'ın, dün tedavi gördüğü Çekirge Devlet Hastanesi\'nde beyin ölümü gerçekleşti. Yılmaz\'ın organları, doktorların yaptığı görüşmenin ardından ailesi tarafından bağışlandı.
Sabaha karşı hastanede yapılan operasyonla Yılmaz\'dan alınan kalp ve akciğer, ambulans helikopterle Ankara\'daki hastanelerde tedavi gören 2 hastaya, karaciğer Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi\'ndeki hastaya, böbrekler ise Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'nde tedavi gören 2 hastaya nakledilmek üzere götürüldü.
Görev şehidi olan polis memuru Hayrettin Yılmaz\'ın cenazesi, bugün Bursa Emniyet Müdürlüğü bahçesinde düzenlenecek törenin ardından memleketi Kırşehir\'e götürülerek toprağa verilecek.

Görüntü Dökümü:
————————-
-Hastane tabelası detay
-Organlar hastaneden çıkarılırken
-Organlar ambulansa taşınırken
-Konvoyun hastaneden çıkışı

Süre: 1.18 Boyut: 146 MB
Haber-Kamera: Muammer İRTEM/BURSA, (DHA)

GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ

======================================


ANADOLU\'DA KADINLAR 4 BİN YIL ÖNCE TİCARİ ANLAŞMA YAPIP, MÜHÜR BASIYORDU
 
KAYSERİ merkeze 24 kilometre uzaklıktaki, Hititlerin Anadolu\'da kurduğu ilk kentin kalıntısı olan höyük ve etrafında onu saran Karum\'dan oluşan Kültepe Ören Yeri\'nde, programlı ve sistemli kazı çalışması 1948 yılında başladı. Kazılarda, Anadolu\'nun en eski uluslararası ticaret merkezi, Asur Ticaret kolonisi Kaniş-Karum\'da çıkan belgelere göre kadınların 4 bin yıl önce ticari anlaşma yapıp, kendi adlarına mühür bastıkları ortaya çıktı.

4 bin yıl önceye ait çivi yazılı tabletler Anadolu\'da kadının sosyal hayatta, ekonomide nasıl bir rol oynadığını gösteriyor. Kayseri-Sivas Karayolu\'nun 24\'üncü kilometresinde bulunan Kültepe\'de ilk programlı ve sistemli kazı çalışması 1948 yılında başladı. Anadolu arkeolojisinin önemli ismi Prof. Dr. Tahsin Özgüç, 2005 yılındaki ölümüne kadar kesintisiz 55 yıl kazılara başkanlık etti. Kültepe\'deki kazı çalışmaları halen, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlığında sürdürülüyor. Kültepe\'deki kazı çalışmalarında bugüne kadar 23 bin 500 çivi yazılı tablet, 20 bin adet de arkeolojik eser bulundu. 26 Haziran\'da başlayan kazı çalışmaları geçen ay tamamlandı.

Bu yılki kazılarda 2\'si tablet 76 eser ile 4 bin-4 bin 500 yıllarında yapılmış idari yapıların köşeleri ortaya çıkarıldı.

BORÇ BELGELERİNİ KARI-KOCA BİRLİKTE MÜHÜRLÜYORDU

Kayseri Büyükşehir Belediyesi\'nin desteğiyle sürdürülen bu yılki kazılar sonrası, Asur ticaret kolonilerinin başkenti Kaniş Krallığı\'nın merkezi Kültepe\'de bulunan ve sayıları 23 bin 500\'ü bulan çivi yazılı belgeler, Anadolu yerlilerinin sosyal hayatına ışık tuttuğunu belirterek, bu konudaki birikimlerini Kayseri Büyükşehir Belediyesi\'nin \'Şehir\' dergisine yazan  Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, \"Bu çağda Anadolu\'da kadın ve erkek eşitliği sosyal hayatın özünü oluşturmaktadır. Kadın,iş ve yönetimde de bu sistem içinde kendine yer bulmuştur.Devletin başında kraliçenin görev alması gibi.Yerliler arasındaki kadın ve erkek eşitliğini kanıtlayan evlenme ve boşanma mukaveleleri karşılıklı anlaşma esasına göre düzenlenmişlerdir. Evli kadınlar, kendi adlarına anlaşma yapar, onları mühürlerlerdi. Birçok borç belgesi karı-koca tarafından mühürlenmiştir. Alacaklı, borçlunun eşini de borçlu sayar, onun garantisi isterdi. Kadınlar, evli veya bekâr olsunlar, kontrata dayanan anlaşmalara ve hukuki işlere karışırlardı\" görüşlerine yer vererek, Anadolu\'da o tarihlerde kadına verilen değeri ortaya koydu.

DÜNYANIN İLK ORGANİZE TİCARET MERKEZİ

Anadolu tarihini 6000 yıl önceye dayandıran belgelerin gün ışığına çıkarıldığı Kültepe, Kayseri merkeze 24 kilometrede Hititlerin Anadolu\'da kurduğu ilk kentin kalıntısı olan höyük ve etrafında onu saran Karum\'dan oluşan Kültepe Ören Yeri\'nde yönetim binalarının, dini yapıların, ev, dükkan ve atölyelerin kalıntılarından oluşuyor.

Asurların kurduğu büyük ticaret kolonileri Karumların merkezi Kültepe\'deki Karum\'du ve diğerlerini yönetiyordu. Kültepe, Anadolu\'daki ilk yazılı tabletler, dünyanın ilk organize ticaret merkezi olan Kültepe\'de bulundu. Asur çivi yazısı ile bu tabletler arasında, zamanın tüccarlarının, halkının ve yöneticilerinin siyasi ve hukuki ilişkilerini gözler önüne seren mektuplar, senetler, mühürler ve anlaşma metinler yer aldı. Ticaret yolu üstünde stratejik öneme sahip Kültepe bu özelliğini yüzlerce yıl sürdürmüş. Kayseri\'nin Selçuklu ve Osmanlı Dönemi\'nde İpek Yolu\'nun bir parçası, günümüzde de Türkiye\'nin ticaret alanında en aktif şehirlerinden olması da Kültepe ile başlayan bu ticari hareketliliğin devamı olmuştur. Dünyaca tanınmış bu açık hava müzesi, ilk olarak 1881\'de dikkat çekti, 1925\'te Kültepe\'nin önemli bölümlerinden biri olan karum keşfedildi. 1948 yılından beri Türk Tarih Kurumu ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına bölgede yapılan kazılar sonucu Kültepe\'de Asur, Genç Hitit, Helen, Roma, Pers ve Tabal dönemlerine ait eserler ve bulgular ele geçirildi

KABULLER KRAL VE KRALİÇE TARAFINDAN ORTAK YAPILIYORDU

Günümüzden 4 bin yıl önce Anadolu\'da kadının önemli bir yere sahip olduğunun çivi yazılı tablet ve mühürlerden anlaşıldığına dikkati çeken Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, \"Kültepe tabletlerinde  4 bin yıl önce, Anadolu\'da ve Mezopotamya\'da kadının hem ailedeki yeri hem ekonomik faaliyetleri ve hem de idari görevleri çok açık bir şekilde ortaya konmaktadır. Şehir devletlerinin yönetimlerinde kralların yanında kraliçelerin de söz sahibi oldukları hakkında çeşitli metinler bulunmaktadır. Bu konuda çok dikkate değer bir tablet yukarıda bahsedilen mahkeme zaptının tutulduğu tablettir. Burada Anadolu\'da ismi belirtilmemiş bir krallığın kral ve kraliçesinin yan yana, kendilerine gelen heyeti kabulleri ve kararları anlatılmaktadır\" diyerek, tabletlerden çıkan kadınlarla ilğili bölümleri şöyle sıraladı:

\"Kaniş-Karumu\'nda oturmuş Asurlu tüccarlarla bunların Asur\'daki kadın yakınları arasındaki yazışmalar, bazı kadınların, kocalarının veya kardeşlerinin yanında aktif bir biçimde ticarî hayatın içinde yer aldıklarını ortaya koymaktadır. Erkek karşısında hukuku gözetilen ve ülke yönetiminde söz sahibi olan kadınlar elbette ki ticarî hayatın içinde ağırlıklı olarak yer almış olmalıdır. Puzur-Aşşur adlı tüccarın Waqartum adlı kadına gönderdiği TC III/I, 17\'deki mektupta bir kumaşın dokunması ile ilgili dikkate değer bazı tabirler yer almaktadır. Kadınların, kumaşların dokunmasıyla yetinmeyip, bunların pazarlanmak üzere Anadolu\'ya gönderilmesinde de ön planda yer aldıkları görülmektedir. Çeşitli ticarî konuların dile getirildiği bazı mektuplardan karı-koca, baba-oğul veya kardeşler arasındaki yazışmalarda, bazen asıl konu dışına çıkılarak satır aralarına sıkıştırılmış bazı ifadelerden bu tüccar aile fertlerinin birbirleriyle ilişkileri, aralarındaki anlaşmazlıklar ve çıkar çatışmaları hakkında bilgi sahibi oluyoruz.

EVLENME-BOŞANMA

\"Eldeki evlenme-boşanma kayıtlarından, tarihi devirlerin başlangıcında Anadolu\'da kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduklarını biliyoruz. Kültepe\'de evlenme-boşanma konusunda da tabletler ele geçmiştir. Evlenme ve boşanmalarda erkek ve kadının aynı şartlara ve aynı esaslara tabi tutulduklarını okuyoruz. Asurlular Anadolu\'da yerli bir kadınla evlenebiliyorlardı. Bu durumda ikinci bir eş almaları yasaklanmıştı. Ancak, Asur\'da\"qadiştum\"denilen bir kadınla belki geçici bir evlilik yapabilecekleri kaydedilmektedir. Hukukî olarak kadın-erkek eşitliği Anadolu halkında daha o zamanlarda belirgin durumdadır.

BAŞINI BAĞLAMAK

\'Zengin bir tüccar olan Ennum Aşşur karısı Nuhşatum\'a gönderdiği bir mektupta bazı ailevi konulara değinmekte ve \"Lalia\'nın varışında peçeyi kızın başına koyacağımö demektedir. \"Kızın başına peçe koymakö tabiri, bir tek yere göre hüküm çıkarmak zor olmakla beraber, Anadolu\'da söz kesilerek veya nişanlanarak evliliğe ilk adımını atmış kız veya erkek için kullanılan \"başını bağlamakö deyimiyle karşılaştırılabilir.

NİŞAN AKDİ VEYA BEŞİK KERTMESİ

Kültepe tabletleri içinde bir nişan akdi konusunda yazılı bir kontrat ele geçmemiştir. Anlaşılan nişan aileler arasında akdedilmekte ve herhangi bir yazılı belge gerekmemekteydi. Elimizde bir nişanın bozulduğunun resmî bir belge ile tespit edildiği hakkında bir mahkeme zaptı bulunmaktadır.

MİRAS HUKUKUNDA KADIN:

Kültepe\'de bulunmuş Kt. v/k 77 no\'lu bir mektupta, mektubu yazan Azia isimli şahıs üç kardeşine, Asur\'daki kız kardeşlerinin, babalarının vasiyetnamesini öğrenmek için kendisini taciz ettiğini bildirmektedir. Mektubun devamından anlaşıldığına göre, kız, Anadolu\'daki ağabeylerinin gelmedikleri bahanesiyle oyalanmakta ve herhalde, babalarından kalan bazı mallar kendisinden gizlenmek istenmektedir.\"

Görüntü Dökümü
------------------
-Kültepe Ören Yeri\'nden görüntü
-Kadınların çalışmalarından görüntü
-Mühürün fotosu
-Detaylar 

Oktay ENSARİ/KAYSERİ, (DHA)

==========================================================
15 BİN NÜFUSLU İLÇEDEN, ÇİLEK İHRACATI

KONYA\'da 15 bin nüfuslu Hüyük ilçesinde yetişen yaklaşık 30 bin ton organik çileğin büyük bir bölümü Rusya, Suudi Arabistan ve Avrupa\'ya ihraç ediliyor. Organik çilek üretiminin son 10 yılda artığını belirten Hüyük Ziraat Odası Başkanı Hürriyet Şahin, \"Çileğimiz dar alanlarda üretilirken, şimdi 7 bin dekarlara kadar çıktık. Hiçbir ilaç kullanmadan tamamen doğal üretiyoruz. Başta Avrupa olmak üzere Rusya ve Suudi Arabistan\'a ihraç ediyoruz. 15 bin nüfuslu ilçemizde yaklaşık 5 bin kişi çilek üretiminden geçimini sağlıyor.\" dedi. 
200 bin dekar tarım arazisine sahip olan Hüyük ilçesinde, son yıllarda en çok rağbet gören ürün çilek oldu. Gittikçe üretim sahasını genişleten çilek, bugün 7 bin dekarlık alanda bölgenin en önemli geçim kaynağı durumunda. Beyşehir Gölü\'ne kıyısı olan ilçede, yılda ortalama 30 bin ton civarında çilek rekoltesi elde ediliyor. 
Hüyük Ziraat Odası Başkanı Hürriyet Şahin, gölden gelen esintinin çileğe ayrı bir aroma kattığını belirtti. Öğle saatlerinden akşam gün batımına kadar gölden esinti olduğunu ifade eden Şahin, şöyle konuştu:
\"Bu esinti bizim meyvemizin yanağına değdiğinde bunun aromasını arttırıyor. Bide biz bunu organik halde yetiştirdiğimizde bizim bölgemizin çileğini insanımız ısırdığında damakta güzel bir aroma, güzel bir lezzet bırakıyor. Bölgede organiklikden şaşmadan bunun dışına çıkmadan çilek üretimi yapıyoruz. Bunda bölgemiz arazisinin bakir olması ve daha önce kimyasal maddelerden etkilenmemiş olmasının da büyük bir etkisi var.\"

ÇİLEK İŞLEME MERKEZİ İSTİYORUZ
Bölgeye çilek işleme merkezi kurulmasını istediklerini de ifade eden Şahin, \"Mayıs’ta Akdeniz bölgesinin çileği biter, temmuz sonunda Danimarka, Finlandiya o tarafında biter. Biz şu mevsimde dünyada çilek yetiştiren tek bölgeyiz. Bizim çileğimizin değerinin bulmasını istiyoruz. Çiftçi ve işçinin emeğini karşılayacak şekilde pazara ulaşması ve  bu bölgede bunun gıda sektöründe kullanılacak şekilde işleme merkezinin olmasını istiyoruz. Şoklamasının, paketle misinin, entegre edilmesini istiyoruz burada. Tarladan toplayıp, sofraya gidince kadar bunun burada yapılmasını istiyoruz.\"  diye konuştu.

7 BİN DEKARLARA ULAŞTIK
Dar alanda yapılan çilek üretiminin bugün 7 bin dekarlara kadar çıktığını belirten Şahin, \"Çilek, son yıllarda hızla yayılan bir ürün. Zamanında dar alanlarda iken bugün 7 bin dekara ulaştık. Çilekte para sirkülasyonu günü birlik olduğundan çiftçimiz günlük birlik tarlasından topladığı ürününü hemen satıp paraya çevirebiliyor.\" dedi.

İLÇEDEN GÖÇ EDENLERE GERİ DÖNÜN ÇAĞRISI 
Hürriyet Şahin, daha önce ilçeden göç edenlere de geri dön çağrısında bulunarak, şöyle konuştu:
\"Hüyük nüfusuna kayıtlı  53 bin insanımız var. Ancak ilçede yaşayan insan sayısı 15 bindir.  38 bin kişi ilçemizden göç etmiş.  O dönemlerde burada istihdam alanı bulamamış. Şimdi diyoruz ki, ata topraklarına gelin. Biz kurumlar olarak suyu ulaştırmaya çalışıyoruz, sizde toprağınızı işleyin. Böylelikle bölgesel bereketimiz artsın ve ülkesel  katma değer üreten bir bireyler haline gelelim.\"
Üretilen çileğin büyük bir bölümünün ihraç edildiğini ifade eden Şahin, \"Çileğimiz ağırlıklı olarak Avrupa\'ya gidiyor. Rusya ile olan ilişkiler düzeldikten sonra Rusya ve özellikle bu dönemde Suudi Arabistan\'a çok gidiyor. Turistlik otellerde bizim çileğimizi tercih ediyor. Ortalama 30 bin ton rekoltemiz oluyor. Mevsime göre değişebiliyor.\" dedi.
Çilek üretimi yapan Ali Özet de \"Hüyük çileğinin kalitesindeki sırrı, organik ve doğal olmasıdır. Toprağımızda çilek üretimi için verimlidir. Su problemini de çözdüğümüz taktir de daha da çok üreteceğiz.\" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ 
-----------------------
- Çilek toplayan kadınlar 
- Tarladan detay 
- Ziraat Odası Başkanı röp.
- Çileklerin kasalara konulması 
- Çiftçiler röp.
- Genel ve detay

Haber- Kamera: Tolga  YANIK KONYA (DHA)

=============================================

MHP\'Lİ NAZİLLİ BELEDİYESİ\'NDEN \'ANDIMIZ\' DESTEĞİ

AYDIN\'ın Nazilli ilçesinde, Belediye hizmet binasına, üzerinde Atatürk fotoğrafı bulunan \'Andımız\' pankartı asıldı.

Danıştay 8. Dairesi\'nin, okullarda öğrenciler tarafından hep bir ağızdan okunan \'Andımız\'ı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etmesinin ardından, MHP\'li yöneticiler de harekete geçti. Isparta Belediyesi\'nden sonra Nazilli Belediyesi\'ne de üzerinde Atatürk posteri bulunan dev bir \'Andımız\' pankartı asıldı.

MHP\'li Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık\'ın talimatıyla asılan Andımız pankartının Nazillilerden de destek gördüğü belirtildi. Nazilli Ülkü Ocakları Başkanı Şükrü Irgat ile birlikte 4 katlı belediye binasının balkonuna çıkan Başkan Alıcık, \"Bizim için de olmazlarımızdan biri Türkiye ve Genel Başkanımız Bahçeli\'dir. Bizler de öğrencilik yıllarımızda, özünü çocuklarımıza hatırlatan, öğreten \'Andımız\' ile büyüdük. \'Andımız\' etnik bir ifade değil, Türklüğün inkar edilemez duruşu ve dile getirilişidir. Türküm demek ayıp mıdır? Genel Başkanımız da ilk baştan beri bu konudaki tavrını ve tutumunu çok net bir şekilde göstermiştir. 2013 yılında alınan bu yanlış kararı, Danıştay 8. Dairesi oy çokluğu ile iptal etmiştir. Yargı süreci tamamlanmamış olsa da, okullarımızda \'Andımız\'ın okutulması artık mümkün hale gelmiştir. Bu nedenle \'Andımız\'dan kimsenin rahatsız olmaya hakkı yoktur. Sonuç itibariyle Genel Başkanımız bu konuda tepkisini göstererek, \'Andımız\'ı sahiplenmiştir. Biz de Genel Başkanımızın da bize öğrettiği doğrultuda şunu söylüyoruz; Tarihte Türk\'tük, istikbalde de Türk olacağız. Bu nedenle de diyoruz ki \'Ne mutlu Türküm diyene\'\" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Andımız pankartının belediyeye asılması
-MHP\'li Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık ile röp.
-Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Burhan CEYHAN / NAZİLLİ (Aydın), (DHA)

======================================

Atatürk Üniversitesi kampüsünde sonbahar renkleri

Turgay İPEK/ERZURUM, (DHA)- TÜRKİYE\'nin en güzel kampüslerinden birine sahip olan Erzurum Atatürk Üniversitesi, her mevsim olduğu gibi sonbaharda da görsel bir şölen sunuyor.
Tablo gibi görüntülere sahip olan kampüs, fotoğraf meraklıları için açık stüdyoyu andırıyor. Bin 890 rakımı ile Türkiye\'nin en yüksek şehirlerinden biri olan Erzurum\'un gözbebeği olan Atatürk Üniversitesi\'nin ağaçlarla kaplı yerleşkesi, bugünlerde sararmış ve dökülmüş yaprakları ile insanları kendine hayran bırakıyor. Kent estetiğini temsil eden peyzajıyla ideal bir yaşam alanı olarak dikkat çeken kampüs ve botanik parkı mesken tutan Erzurumlular, özellikle hafta sonları bisiklet turları ve yürüyüş yaparak mevsimin keyfini doyasıya çıkarıyor. Sonbaharın yerini kış ayına bırakmaya sayılı günler kala renk cümbüşüne bürünen ağaçlar ise tablo gibi görüntüler oluşturuyor.
Hüznüyle, mutluluğuyla sonbaharın en güzel renklerini fırsat bilen fotoğrafçılar da dış çekimde gelin ve damadın fotoğraflarını çekmek için botanik parkı stüdyoya çevirdi. Her gün onlarca gelin ve damadın fotoğraf çekinmek için geldiği potanik park bugünlerde halkın da ilgi odağı halinde. Sonbahar fotoğrafları çeken üniversite öğrencileri sonbaharın kendilerini hüzünlendirdiğini ancak ağaçlarda oluşan renklere hayran kaldıklarını söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Dron ile çekilen sonbahar görüntüleri
-Gelinle damadın ağaçlar içerisinden yürümesi

Haber: Turgay İPEK / Karema: Zafer KUMRU / ERZURUM, (DHA)


======================================

Demre\'de kaza: 3 yaralı

ANTALYA\'nın Demre ilçesinde 3 aracın karıştığı trafik kazasında 3 kişi yaralandı.
Kaza, dün saat 21.00 sıralarında D-400 karayolunda meydana geldi. Ali Ceylan\'ın (50) kullandığı 07 TCS 39 plakalı otomobille, Hüseyin Denizaltı\'nın (25) kullandığı 07 COP 11 plakalı otomobille kafa kafaya çarpıştı. Bu sırada olay yerinden geçen Fatma Yasemin Ülkebay\'ın (38) kullandığı otomobil de Ali Ceylan\'ın otomobiliyle çarpışarak şarampole uçtu.
Kazada sürücüler Ali Ceylan, Hüseyin Denizaltı ve Fatma Yasemin Ülkebay yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen sağlık ekibinin yaptığı ilk müdahalenin ardından Demre Devlet Hastanesi\'ne götürüldü. Durumu ağır olan Hüseyin Denizaltı Antalya\'ya, Ali Ceylan da Finike\'ye sevk edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Kaza yerinden
- Kazaya karışan araçlardan

72.9 MB /// 02.29\"
HABER- KAMERA: Ahmet ACAR/DEMRE(Antalya), (DHA)

======================================


 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir