Gündem

Akbelen için olağanüstü toplanan TBMM'de, tüm önergeler reddedildi

08 Ağustos 2023 15:07

Güncelleme: 08 Ağustos 2023 18:28

TBMM Genel Kurulu, Akbelen gündemiyle olağanüstü toplandı. Yoklama yapılan Genel Kurul'da AKP ve MHP'li vekiller de yerini aldı. Toplantı yeter sayısının sağlanmasının ardından CHP'nin Akbelen Ormanı'nda yaşanan kıyıma ilişkin genel görüşme önergesi ele alındı. Müzakerelerin ardından muhalefetin verdiği genel görüşme önergeleri AKP ve MHP oyları ile reddedildi. Ayrıca, TBMM'nin alışmalarına devam etmesi için verilen önergeler de reddedildi. TBMM Genel Kurulu, yeniden tatile girdi. TBMM çalışmalarına 1 Ekim'e kadar ara verildi.

Genel Kurul'da MHP sıraları, çevre sorunlarını dile getiren muhalefet partisi vekilleriyle tartıştı. MHP'li vekiller, muhalefet vekillerini "kaos oluşturmak" ile itham etti.

TBMM Genel Kurulu, CHP'nin, Muğla'nın Milas ilçesi Akbelen mevkiinde maden sahasındaki çalışmalarla ilgili genel görüşme yapılmasına ilişkin önergesini müzakere etmek üzere olağanüstü toplandı.

TBMM Genel Kurulu bugün, CHP’nin talebi üzerine Akbelen’deki ağaçların kesilmesi gündemiyle olağanüstü toplandı. AKP ve MHP milletvekilleri, daha önce vergi artışları ve zamları görüşmek üzere yapılan olağanüstü toplantıda olduğu gibi, yine TBMM Genel Kurulu Salonu’na, toplantı yeter sayısına ulaşıldığının belirlenmesinin ardından girdi.

Bülent Kaya

Saadet Partili Kaya: Şirketler daha fazla kar etsin diye ormanlarımızın vahşice talan edilmesine itirazlarımız

Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, CHP’nin çağrısı üzerine Akbelen’deki ağaç kıyımı ile ilgili olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu’nda; “Son yıllarda iktidar işine geldiği zaman itibar ettiği ama genellikle kendilerine bir yük olarak gördükleri Anayasa'mızın 56. maddesi 'Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir' demektedir. Herkes yani sadece zenginleriniz değil, bir avuç rantçılarınız değil, zenginlerinizle birlikte fakirleriniz, emekçileriniz ve kısaca tüm fertleriyle birlikte 85 milyon milletimiz diyor. Bu sebeple sadece zenginlerinizin sadece rantçılarınız çıkarlarını düşünmeyin. Gelin hep beraber bu 85 milyonun çıkarlarını düşünelim" dedi.

Kaya şöyle konuştu: 

"Bugün toplanma sebebimiz bitmeyen, belki de bitmesi istenilmeyen bir yazgımızdan; doğamızın, ormanlarımızın, tarım alanlarımızın, derelerimizin hatta şehirlerimizin talan ve tahrip edilmesinden kaynaklı doğa katliamlarını konuşmak ve bir çözüm bulmaktır. Son yıllarda iktidar işine geldiği zaman itibar ettiği ama genellikle kendilerine bir yük olarak gördükleri Anayasa'mızın 56. maddesi 'Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir' demektedir. Herkes yani sadece zenginleriniz değil, bir avuç rantçılarınız değil, zenginlerinizle birlikte fakirleriniz, emekçileriniz ve kısaca tüm fertleriyle birlikte 85 milyon milletimiz diyor. Bu sebeple sadece zenginlerinizin sadece rantçılarınız çıkarlarını düşünmeyin. Gelin hep beraber bu 85 milyonun çıkarlarını düşünelim.

"Yine Anayasa'mızın 169. maddesi 'Devlet ormanlarının korunması ve sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Ormanlara zarar verecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi bir propaganda yapılamaz.' derken bunun yapılmaması halinde ne kadar büyük bir suç işlendiğine atıfta bulunmaktadır. Ama bugün kolluk kuvvetlerine verdiğiniz görev ve verdiğiniz işler adeta ormanları tahrip edenleri savunan ormanlara sahip çıkanları cezalandıran bir tutuma dönüşmüştür."

"AK Parti 2004 yılında çıkardığı 5177 sayılı Kanun ile Cumhuriyet’in ilanından AK Parti iktidarının geldiği 2013 yılına kadar 1168 maden ruhsatı vermiş. AK Parti'nin yabancılara maden arama ruhsatı verdiği tarihten sonra 2019 itibarıyla yaklaşık 150 bin. Yani Lozan'dan sonra madenlerimiz yabancılara verilememişken 2004 yılında AK Parti'den sonra ise nerdeyse maden ruhsatlarının büyük bir çoğunluğu maalesef yabancı şirketler eliyle dışarıya peşkeş çekilecek durumdadır. O yüzden 150 bin ruhsat bugün 450 bine mi vardı, varın onu da siz hesap edin... Her işinizde nimet size külfet millete. Kaynaklarımızı değerlendiriyorsak bu kaynaklar niçin milletin ekonomisine yansımıyor."

"Milas Bodrum Havalimanı'na gelen insanlar uçaktan aşağıya baktıklarında cennetten bir köşe hayal ederken maalesef artık kapkara bir görüntü ile karşılaşmaktadırlar... Kimse 'Madenlerimizi çıkarmayalım. Ekonomimize katkı sağlamayalım' demiyor. Şirketler daha fazla kar etsin diye ormanlarımızın, derelerimizin vahşice talan edilmesine itirazlarımız. Bu yerleri yurt bilen insanlarımızın hassasiyetlerini hatıralarını, geçmişlerini hiçe sayarak hoyratça bir üslupla ne yapmaya çalışıyorsunuz?"

Erkan Akçay 

 MHP'li Akçay: Akbelen ile bir Gezi kalkışması çıkarmaya çalıştıklarını da görüyoruz

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, "Sadece saha çalışmalarını engellemeye çalışan, önleyici tedbirleri engellemek için kolluk kuvvetlerine saldıran bir grup provokatör gözaltına alınmıştır. Sandıktan umudunu yitiren ve kendi iç kavgalarını örtbas etmek isteyenlerin sokakları karıştırarak, toplumsal konuları kaşıyarak kaos oluşturmaya, Akbelen ile bir Gezi kalkışması çıkarmaya çalıştıklarını da görüyoruz. Bunların asıl amacının ağaç olmadığı açık ve nettir" dedi.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, CHP’nin genel görüşme açılmasıyla ilgili önergesiyle ilgili Genel Kurul’da yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Enerji bütün insanların ihtiyacı olduğu kadar ülkelerin ekonomik kalkınması, sosyal refahı için çok önemli bir faktördür. Ülkemiz enerjide büyük ölçüde dışa bağımlıdır. Üretimin sona erdiği maden sahalarının rehabilite edilerek yeniden eko sisteme kazandırılması yasal bir zorunluluktur. Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri tarafından üretimin sonlandırıldığı 920 dönüm maden sahasına rehabilitasyon kapsamında 400 binden fazla ağaç dikildiğini öğrenmiş bulunuyoruz.

Akbelen'de maden üretimi sonrası için rehabilitasyon projesi hazırlanmış bu kapsamda on binlerce ağaç toprakla buluşacaktır. Türkiye orman alanlarını arttıran nadir ülkelerden biridir.

"Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri 2014 yılında özelleştirilmiştir. Firma 2014 yılından günümüze kadar yeni maden sahası açmamış, devlet tarafından açılan maden sahalarını işletmiştir. Akbelen'de 780 dönümlük alana maden ruhsatı verilmiştir. Firmanın maden arama ruhsatı, 2041 yılına, orman izni ise 2033 yılına kadar devam etmektedir. Akbelen'de protestoyu organize eden grubun avukatları bile bu bilgilere sahip olduklarını itiraf etmektedir."

Sadece saha çalışmalarını engellemeye çalışan, önleyici tedbirleri engellemek için kolluk kuvvetlerine saldıran bir grup provokatör gözaltına alınmıştır. Sandıktan umudunu yitiren ve kendi iç kavgalarını örtbas etmek isteyenler sokakları karıştırarak, toplumsal konuları kaşıyarak kaos oluşturmaya, Akbelen ile bir Gezi kalkışması çıkarmaya çalıştıklarını da görüyoruz. Bunların asıl amacının ağaç olmadığı açık ve nettir.

Muhterem milletvekilleri, madenler de çevreler de bizimdir. Her ikisinin de korunması ve değerlendirilmesi denge esasına göre yapılmalıdır. Biz her ikisinde de taviz vermemek gerektiğine inanıyoruz. Bu veriler kapsamında genel görüşme gerekçesinde yer alan iddiaların yerinde ve doğru olmadığı anlaşıldığından genel görüşme açılmasına gerek bulunmadığını değerlendiriyor ve saygıyla selamlıyorum."

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Adana Milletvekili Tülay Hatımoğlulları Oruç, CHP’nin çağrısı üzerine Akbelen’deki ağaç kıyımı ile ilgili olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu’nda, “Bizim bu linyit kömürüne çok mu ihtiyacımız var? Hayati bir önemde mi? Değil. Bununla ilgili uzmanların yapmış olduğu çalışma, iki buçuk sene devam edecek bu çalışmada sadece Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde bir buçuğu karşılanıyor. Kaldı ki enerji, zaten başka yerlerden karşılanıyor. Türkiye’nin şu an öyle bir çalışmaya ihtiyacı yok. Ama Limak’ın sermayesini büyütmeye ihtiyacı olduğu için AKP Limak’ın lehine bir karar alıyor” dedi.

TBMM Genel Kurulu bugün, CHP’nin talebi üzerine Akbelen’deki ağaçların kesilmesi gündemiyle olağanüstü toplandı. AKP ve MHP milletvekilleri, daha önce vergi artışları ve zamları görüşmek üzere yapılan olağanüstü toplantıda olduğu gibi, yine TBMM Genel Kurulu Salonu’na, toplantı yeter sayısına ulaşıldığının belirlenmesinin ardından girdi.

YSP'li Oruç 

YSP'li Oruç: Bizim bu linyit kömürüne çok mu ihtiyacımız var?

Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Hatımoğulları Oruç, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Bugün muhalefet Parlamento’yu olağanüstü toplantıya çağırdı. Bunun aynısı 25 Temmuz’da Türkiye’de artan zamlar ve yoksullukla ilgili de olmuştu fakat şimdi belki kameralar göstermiyor değerli halkımıza ama AKP sıraları bomboş. Dışarıdan bakıyorlar; izliyorlar ve birazdan gelecekler, çoğunluğu elde edecekler ve diyecekler ki biz Akbelen sorunuyla ilgilenmiyorlar ve hadi kapatıyoruz deyip gidecekler. Ne yazık ki bunu defaatle yaptılar ve bugün de yapacaklar. Umarım ki bir ezberimizi bozarlar.

Bu toplantı çağrısını esasen Akbelen halkı yaptı. Antakya Dikmece halkı yaptı. Cudi eteğindeki köylerde yaşayan halklar yaptı bu Meclis’e çağrıyı. Bizden, bu halkın bir beklentisi var. Ağaç kesiminin durdurulmasını, orman yangının durdurulmasını istiyorlar. Beklentileri sadece muhalefetten değil, Cumhur İttifakı’nda vicdan sahibi milletvekillerinden de beklentileri var. Biraz sonra yapılacak oylamada da Cumhur İttifakı mensubu olan milletvekillerinin ümit ediyor ki halkımız, kendi partilerinin resmi tutumu dışında bir tutum ortaya koyarlar, seçmenlerinin sesini dinlerler, ellerini vicdanlarını koyarlar ve burada bu oylamanın kaderini değiştirebilecek bir adım atabilirler.

Bizim bu linyit kömürüne çok mu ihtiyacımız var? Hayati bir önemde mi? Değil. Bununla ilgili uzmanların yapmış olduğu çalışma, iki buçuk sene devam edecek bu çalışmada sadece Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde bir buçuğu karşılanıyor. Kaldı ki enerji, zaten başka yerlerden karşılanıyor. Türkiye’nin şu an öyle bir çalışmaya ihtiyacı yok. Ama Limak’ın sermayesini büyütmeye ihtiyacı olduğu için AKP Limak’ın lehine bir karar alıyor.

Ormandaki ağaçların kesilmesi demek, aynı zamanda Bodrum’un beş milyar dolarlık turizm gelirini de ortadan kaldırmak demek. Yani bu iktidar, sadece bölgeyi susuz bırakmıyor aynı zamanda orayı, turizme açık olan bölgede de turizmi bitirecek. Yani tarımdan sonra sıra turizm sektörünü dolaylı yollarla bitirmek olacak.

Doğa kıyımı bir tek burada mı hayır. Bakın Cudi Dağı’nda günlerce yangın devam etti ama bu Parlamento’da bir kere bile gündem olmadı. Cudi Dağı’ndaki yangın ilk mi yaşanıyor? Hayır. Daha önce de defaatle yaşandı. Daha önce de korucular tarafından ağaçlar tek tek kesildi ve ağaçların ticareti yapıldı. Burada iki şey amaçlanıyor, bu yangında: Oradaki bölgeyi insansızlaştırmak, çoraklaştırmak, daha çok karakol, kalekol yapmak.

Bu ceberut iktidarı ne yazık ki sadece bu bölgelerle sınırlı değil. Antakya Dikmece bölgesinde yine Akbelen’e benzer sorunları yaşadık ve orada yine değerli halkımız, askeri, polisin gazıyla ve copuyla karşı karşıya kaldı. İktidar ve kapitalizmin sömürü sitemi zalimliğini o kadar büyüttü ki deprem bölgesinden bile rant elde etmekte hiçbir beis görmedi. Deprem bölgesinde, depremin yaşandığı ilk günlerde seferberlik ilan etmeyip, OHAL ilan edip şimdiyse enkaz kaldırmak ve yeni inşaat yapmak için seferber olan inşaat şirketleri ve onların araçları ne yazık ki deprem günü bir tane kepçeye dahi ihtiyaç duyduğumuz zaman yanımızda değilken şimdi onların trafiğinden geçemezsiniz sokaklardan. Niye? Çünkü bu işin içinde rant var. Ama insan kurtarmak için bu iktidar bir seferberlik ilan etmedi. Şimdi Dikmece’de zeytinlik alanları keserek orada sözüm ona deprem konutları yapacaklar. Zeytinlikleri kesmek yerine daha elverişli topraklar araştırılarak, Hazine arazileri elbette kullanılarak bu konutlar yapılabilir. Bununla ilgili adres adreste çalışabiliriz. Bunun örnekleri bizde mevcuttur. Fakat bunu yapmıyorlar; zeytin kesmeyi tercih ediyorlar. Ama yine Antakya halkının şöyle bir serzenişi var: Depremde biz çok yalnız bırakıldık; sonrasında da yalnız bırakıldık özellikle Arap Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelerin hızla kamulaştırılmasında bir art niyet görüyorlar. Çünkü, bu iktidarın, devlet geleneğinin ne kadar ötekileştirici olduğunu bu toplum bizzat yaşayarak tanık olduğu için demografik yapıyı değiştirmek için özellikle hiçbir zemin etüdü yapılmadan burada deprem konutları adı altında bir demografik yapı değişiminin hedeflendiğine dair toplumda çok ciddi bir kaygı var. Bu kaygıyı gidermek de bu Parlamento’nun ana görevlerinden birisidir.

Bugün Dikmece halkı, Akbelen halkı bizim gruplarımızı da ziyaret etti. Parlamento’yu da ziyaret etti. Sorunlarını bize aktardı ve bizler onlara söz veriyoruz. Bu sorunlar çözülene dek bizler hem Parlamento’da hem de Parlamento dışında sizlerle yan yana olacağız. Dayanışma içerisinde olacağız.”

 Bahçeli de geldi: Biz 1 Ekim'e kadar hep buradayız 

Bahçeli, genel kurul salonuna girişinde gazetecilerin sorusu üzerine, "Türkiye'nin gündemi çok yoğun. Muhalefet unsurları her zaman olağanüstü toplantıya çağırabilecek bir gündem bulabilirler. Biz 1 Ekim'e kadar her toplantıda buradayız" dedi.

 

TBMM Genel Kurulu'nda oturma düzeninin 6 partiye göre ayarlanmasının ardından görüşmelere geçilmesi talep edildi.

TBMM Başkanvekili Celal Adan da toplantının olağanüstü bir toplantı olduğunu hatırlatarak, genel görüşme önergesinin görüşülmeden başka bir konunun görüşülemeyeceğini söyledi. Adan, konunun Meclis Başkanının da bilgisi dahilinde olduğunu, çözüm için çalışmaların yürütüldüğünü belirtti. 

Toplantı yeter sayısı bulunması sonrası görüşmelere geçildi.

Müzakerelerin ardından muhalefetin verdiği genel görüşme önergesi yapılan oylama ile reddedildi.

TBMM'nin çalışmalarına devam etmesi için verilen önergelerinin de reddedilmesinin ardından Genel Kurul, 1 Ekim'e kadar çalışmalarına yeniden ara verdi.


İkizköylü vatandaşlar grup toplantısında konuştu 

Muğla’nın Milas ilçesinde YK Enerji’nin madencilik faaliyetleri için Akbelen Ormanı’ndaki ağaçların kesilmesine karşı çıkan İkizköylüler ile Hatay’ın Dikmece köyündeki zeytinlik arazilerine acele kamulaştırma kararı verilen Dikmece köylüleri ve çevreciler, TBMM’de CHP’nin grup toplantısına katıldı. Köylüler yanlarında getirdikleri zeytinleri ve cevizleri grup sıralarına koydu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup konuşmasını yapmadan önce İkizköylü Necla Işık’a söz verdi.

Necla Işık, Akbelen Ormanı’nda ağaç kesimine direnen köylülere “marjinal” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. Işık, “Marjinaller burada. Hepiniz görüyorsunuz. Başı yazmalı, elleri kınalı, nasırlı, ayakları naylon pabuçtan başka bir şey görmemiş. Çanakkale’de, Dumlupınar’da, vatanın her yerinde kanını dökmüş ataların çocuklarıyız biz. Atatürk çocuklarıyız. Bizler Andımız ile büyüdük. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ile büyüdük. İstiklal Marşı’nın başında yer alan ‘Korkma’ ile büyüdük. Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz” dedi.